Bilindiği üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun “Nama Yazılı Payların ve Pay Senetlerinin Devrinde İlke” başlıklı 490.maddesinde; (1) Kanunda veya esas sözleşmede aksi öngörülmedikçe, nama yazılı paylar, herhangi bir sınırlandırmaya bağlı olmaksızın devredilebilirler. (2) Hukuki işlemle devir, ciro edilmiş nama yazılı pay senedinin zilyetliğinin devralana geçirilmesiyle yapılabilir.” şeklinde düzenleme mevcuttur. Madde gerekçesinde ise bu hususta; “Hüküm esas itibarıyla 6762 sayılı Kanunun 416 ncı maddesinin tekrarıdır. Birin­ci fıkraya "Kanunda" sözcüğü eklenerek bir eksiklik giderilmiş, ikinci fıkrada ise, "Hukukî işlemle devir" açıklığı getirilmiştir. Çünkü kanunî intikallerde ciro ve zilyetliğin devrine gerek yoktur.” açıklamasına yer verilmiştir. Bu kapsamda TTK.m.490 anonim şirketlerde nama yazılı payların devrini düzenlemekte olup nama yazılı paylar, kanunda veya esas sözleşmede aksi yazılı olmadıkça herhangi bir sınırlamaya bağlı olmadan devredilebilir (Prof.Dr.Kemal ŞENOCAK – Dr.Aysel ÇETİNKAYA UYAR, Şirketler Hukuku Şerhi Cilt-III, 1.Baskı, Ankara 2023, s.3055 ; Prof.Dr.Ünal TEKİNALP, Sermaye Ortaklıklarının Yeni Hukuku, 5.Bası, İstanbul 2020, s.157). Nitekim TTK’nın 490/2.maddesinde nama yazılı hisse senetlerinin ciro yoluyla devredileceğinin öngörülmüş olması, alacağın temliki yoluyla devrine engel değildir. Bu nedenle esas sözleşmede devir şekli hakkında herhangi bir hüküm yoksa nama yazılı hisse senetleri, TBK.m.183 vd hükümlerine göre alacağın temliki yoluyla da devredilebilir (Prof.Dr.Hasan PULAŞLI, Şirketler Hukuku Şerhi Cilt-II, 3.Baskı, Ankara 2018, s.2040 ; Aynı yönde Prof.Dr.Hayri DOMANİÇ, Anonim Şirketler Hukuku ve Uygulaması, TTK Şerhi Cilt-II, İstanbul 1988, s.1305 ; Prof.Dr. Oğuz İMREGÜN, Anonim Ortaklıklar, 3.Baskı, İstanbul 1974, s.277 ; Prof.Dr.Reha POROY – Prof.Dr.Ünal TEKİNALP – Prof.Dr.Ersin Çamoğlu, Ortaklıklar Hukuku II, 13.Baskı, İstanbul 2017, s.127-128 ; Prof.Dr.Halil ARSLANLI, Anonim Şirketler Umumi Hükümler, 3.Bası, İstanbul 1960, s.181 ; Dr.Jur.Mevci ERGÜN, Anonim Şirketler Hukuku, 1.Baskı, Ankara 2021, s.789 ; Dr.Aydın Alber YÜCE, Şirketler Hukuku, 1.Baskı, Ankara 2022, s.354). Çünkü yasanın açıkça yasaklanmadığı bir devir şeklini yasaklamak hukuki olamaz. Ayrıca nama yazılı pay senetlerinin bir temlikname ile devrinin gerek pay sahipleri gerek ortaklık açısından hiçbir hukuki mahzuru da yoktur (Prof.Dr.Hasan PULAŞLI, Şirketler Hukuku Şerhi, s.2041 ; Aynı yönde Prof.Dr.Hasan PULAŞLI, Kıymetli Evrak Hukukunun Esasları, 7.Baskı, Ankara 2019, s.63-64). Bu husus TTK.m.490/2 hükmündeki ciro ifadesinin, temlik beyanı niteliği taşımasından da kaynaklanmaktadır (Prof.Dr.Güzin ÜÇIŞIK – Dr.Aydın ÇELİK, Anonim Ortaklıklar Hukuku Cilt-II, 1.Baskı, Ankara 2022, s.126). Görüldüğü üzere doktrinde bu konuda neredeyse görüş birliği vardır (Prof.Dr.Mehmet Bahtiyar, Ortaklıklar Hukuku, 15.Baskı, 2021 İstanbul, s.316-317).

Bahsi geçen alacağın temlikine ilişkin devir beyanı, kıymetli evrak üzerine yazılabileceği gibi ayrı bir kağıt, yani alonj üzerine de yazılabilir. Bu devir beyanı, alacağın temliki ile eş anlamlıdır (Yargıtay Onursal Daire Başkanı Gönen ERİŞ, TTK Hükümlerine Göre Kıymetli Evrak, 2.Baskı, Ankara 2016, s.194 ; Prof.Reha POROY - Prof.Dr.Ünal TEKİNALP, Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, 23.Bası, İstanbul 2019, s.85-86 ; Dr.Tamer BOZKURT, Kıymetli Evrak Hukuku, 7.Baskı, İstanbul 2012, s.37). Özetle nama yazılı senetlerin alacağın temliki yoluyla devrinde devredenin beyanı, mahiyeti itibariyle alacağı temlik edenin beyanıyla aynı olup TTK.m.647/2 hükmünden anlaşılacağı üzere, beyanın nereye yazıldığının önemi yoktur. Senedi devreden şahıs, devir beyanını bu senet üzerine yazılabileceği gibi, başka bir kağıt üzerine de yazabilir (Prof.Dr.Fırat ÖZTAN, Kıymetli Evrak Hukuku, 23.Baskı, Ankara 2019,s.41).

Yargıtay uygulamasında da nama yazılı pay senetlerinin alacağın temliki yoluyla devrinin mümkün olduğu vurgulanmaktadır (YHGK. 12.11.2014 T. 2014/11-801 E. 2014/891 K. ; Y.11.HD. 27.10.2015 T. 2014/15601 E. 2015/11180 K. ; Y.11.HD. 15.06.2009 T. 2008/3401 E. 2009/7321 K. ; Y.11.HD. 15.06.2009 T. 2008/3401 E. 2009/7321 K. ; Y.11.HD. 08.11.2004 T. 2004/1848 E. 2004/10978 K.). İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi kararlarında da nama yazılı pay senetlerinin alacağın temliki yoluyla devrinin mümkün olduğu belirtilmiştir; İstanbul BAM 43.Hukuk Dairesi’nin 7.4.2022 Tarihli 2022/623 Esas 2022/441 Karar Sayılı ilamında; “…Anonim şirketlerde, nama yazılı pay senetlerinin devri için BİR TEMLİK BEYANI veya senedin arkasında tam bir cironun yapılması, ayrıca senet üzerindeki zilyetliğin devir ve teslimi gerekir. Nama yazılı pay senedinin devri şirkete karşı ancak pay defterine kayıtla hüküm ifade eder ( 6762 Sayılı TTK m.416; 6102 Sayılı TTK m. 490 ). Pay defterine kayıt işlemi kurucu değil, açıklayıcı niteliktedir. Devrin geçerliliğini etkilemediği gibi devir için kurucu bir etkiye de sahip değildir.” (Aynı yönde İstanbul BAM 12.Hukuk Dairesi’nin 28.3.2019 Tarihli 2018/320 Esas 2019/447 Karar Sayılı İlamı ; İstanbul BAM 13.Hukuk Dairesi’nin 27.2.2019 Tarihli  2018/476 Esas 2019/279 Karar Sayılı İlamı ; İstanbul BAM 13.Hukuk Dairesi’nin 21.01.2021 Tarihli 2020/1896 Esas 2021/37 Karar Sayılı İlamı ; Y.11.HD. 25.11.2019 T. 2019/416 E. 2019/7469 K. ; Y.11.HD. 13.11.2019 T. 2019/146 E. 2019/7131 K. ; Y.11.HD. 13.11.2019 T. 2019/288 E. 2019/7178 K.).

Tüm bu hususlarla birlikte TBK.m.183 kapsamında nama yazılı hisse senetlerinin alacağın temliki kuralına göre devri için yazılı devir beyanı ve senedin zilyetliğinin devralana geçirilmesi gerekir. Bu noktada TTK.m.647 gereği senedin fiilen teslimi şart olmayıp zilyetliğin diğer devir şekilleriyle de (zilyedliğin havalesini, kısa elden ve hükmen teslimi) devri mümkündür (Prof.Dr.Ersin ÇAMOĞLU, Kıymetli Evrak Hukukunun Temel İlkeleri, 1.Bası, İstanbul 2020, s.11-12). Eş söylemle burada zilyetliğin devri şartından, teslimi ve zilyetliğin diğer geçiriliş şekillerini, yani zilyetliğin havalesini (TMK.m.979 f. 2), kısa elden teslimi (TMK.m.977) ve hükmen teslimi (TMK.m.979, f. 3) kısaca teslimsiz devirleri anlamak gerekir (Prof.Reha POROY - Prof.Dr.Ünal TEKİNALP, Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, 23.Bası, İstanbul 2019, s.85 ; Prof.Dr.Oruç Hamdi Şener, Ortaklıklar Hukuku, s.616 ; Aynı yönde Prof.Dr.iur.Fatih BİLGİLİ – Doç.Dr.Ertan DEMİRKAPI, 7.Baskı, Bursa 2020, s.365). Yani teslimsiz zilyetliğin geçirilmesi halleri de nama yazılı hisse devrinde geçerlidir (Prof.Dr.Hasan PULAŞLI, Şirketler Hukuku Şerhi Cilt-II, s.2039). Bu husus Yargıtay kararlarına da yansımaktadır (Y.11.HD. 17.01.2013 T. 2012/6540 E. 2013/875 K.).

Bu hususlardaki Yargıtay karar özetleri şu şekildedir;

Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin  08.11.2004 Tarihli 2004/1848 Esas 2004/10978 Karar Sayılı ilamında; “…Zira, davalı şirketin ana sözleşmesinde payların nama yazılı olduğu hükme bağlanmıştır. NAMA YAZILI PAY SENETLERİN DEVRİ İÇİN, BİR TEMLİK BEYANI veya senedin arkasında tam bir cironun yapılması, ayrıca senet üzerindeki zilyetliğin devir ve teslimi gerekir.’’

Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 09.07.2007 Tarihli 2006/8112 Esas 2007/10405 Karar Sayılı ilamında; “…Davacılar, diğer davalılara şirketteki hisselerini devrettiklerini savunarak, adi yazılı sözleşme ibraz etmiştir. Taraflar arasında akdedilen hisse devir sözleş nesinin 8. maddesinde ( Satıcılar satmayı taahhüt ettikleri hisselerinin resmi devrini 30.04.2000 tarihinde yapacaklardır. ) hükmüne yer verilmiştir. Davalılar, bu maddede yer alan hisselerin devir ve ferağ sözleşmesinin düzenlenmediğini savunmuş, davacı da böyle bir sözleşmeyi ibraz etmemiştir. Mahkemece, şirketin hisselerinin nama yazılı olduğu, ancak hisse devrinin TTK'n 416. ve 417. madde şartlarına uygun yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak hüküm, yeterli araştırma ve incelemelere dayanmamaktadır. Zira, davalı şirketin anasözleşmesinde payların name yazılı olduğu hükme bağlanmış ise de, şirket paylarının henüz senede bağlanıp bağlanmadığı, bunlara ilişkin ilmühaberin çıkarılıp çıkarılmadığı araştırılmamıştır. TTK'nın 416. ve 417. maddeleri hükmü uyarınca, NAMA YAZILI PAY SENETLERİN DEVRİ İÇİN, BİR TEMLİK BEYANI veya senedin arkasında tam bir cironun yapılması, ayrıca senet üzerindeki zilyetliğin devir ve teslimi gerekir. Bu koşulların yerine getirilmemesi halinde yapılan devir işlemi geçersizdir. Fakat, anonim ortaklığın çıplak paylarının devri biçime bağlı olmayıp, alacağın temliki suretiyle de mümkündür. Ayrıca pay devri, ortaklığa karşı ancak pay defterine kayıtla hüküm ifade eder. O halde, öncelikle mahkemece, şirket tarafından nama yazılı pay senetleri çıkarılıp çıkarılmadığı, çıkarılmış ise, devrin TTK'nın 416 ve devamı maddeleri ile anasözleşmeye uygun bulunup bulunmadığı, çıkarılmamış ise, dosyada bulunan sözleşmenin ALACAĞIN TEMLİKİ HÜKMÜNDE OLUP OLMADIĞI şirket ticaret sicil dosyası, defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmadan nama yazılı pay senetlerinin çıkarılmış olduğu kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.”

Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 22.02.2010 Tarihli 2008/11015 Esas 2010/2010 Karar Sayılı İlamında; “…Dava, anonim şirket hisse devrine dair sözleşmenin onaylanması ve pay defterine kaydı istemine ilişkindir. Mahkemece, hisse devrine dair 3.4.1987 tarihli devir sözleşmesinin geçerli olduğu ancak, T.T.K.nun 416/2. maddesi uyarınca üretilip davacıya teslim edilmesi gereken nama yazılı pay senetleri üretilmediği ve dava dışı devir alan kişiye fiilen teslim edilmediği, pay devri konusunda alınmış yönetim kurulu kararı bulunmadığı için ortada Kanunun aradığı anlamda pay devrinin olmadığı, T.T.K.nun 417/2. maddesi uyarınca yasaya uygun olmayan pay devrinin de şirket defterine işlenmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, davalı şirketin anasözleşmesinin 6. maddesine göre, hisse senetleri nama yazılı olacaktır. T.T.K.nun 416. ve 417. maddeleri hükmü uyarınca, NAMA YAZILI PAY SENETLERİN DEVRİ İÇİN, BİR TEMLİK BEYANI VEYA senedin arkasında tam bir cironun yapılması, ayrıca senet üzerindeki zilyetliğin devir ve teslimi gerekir. Bu koşulların yerine getirilmemesi halinde yapılan devir işlemi geçersizdir. Fakat, anonim ortaklığın çıplak paylarının devri, biçime bağlı olmayıp, B.K.nun 162 ve devam maddelerine göre alacağın temliki suretiyle mümkündür. Şirket tarafından henüz pay senedi ihraç edilmemiş ve ilmühaber dahi çıkarılmamış olması, anonim şirkette pay devrine engel teşkil etmez. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere 3.4.1987 tarihli devir sözleşmesi geçerli olup, "T.T.K.nun 416/2. maddesi uyarınca üretilip davacıya teslim edilmesi gereken nama yazılı pay senetlerinin üretilmediği ve dava dışı devir alan kişiye fiilen teslim edilmediği için ve pay devri konusunda alınmış yönetim kurulu kararı bulunmadığı için pay devrinin yasaya uygun olmadığı" gerekçesi yapılan açıklamalar karşısında doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.’’

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 12.11.2014 Tarih 2014/11-801 Esas 2014/891 Karar Sayılı ilamında; “…Uyuşmazlığın çözümü için bu aşamada anonim şirketlerde pay kavramı ve payın devrine ilişkin kısa açıklama yapılması gereklidir. Anonim şirketler için önemli bir kavram olan “pay”, üç anlamda kullanılır. Bunlardan ilki esas sermayenin bir parçasını ifade etmesidir. Esas sermayenin pay sayısına bölünmesi sonucu oluşan ve nominal ( itibari ) değeri olan her bir birim birer payı oluşturur. Pay sayısının ve nominal değerinin esas sözleşmede gösterilmesi zorunludur. Bir diğer anlamıyla pay; pay sahipliği konumunu yani ortaklık sıfatını ifade eder. Ortaklık sıfatından kaynaklanan hak ve borçlar paya bağlıdır. Pay elde edilirken ortaklık sıfatı da kazanılmış olur. Payın devredilmesi halinde ortaklık sıfatı ve buna bağlı hak ve borçlar da devredilmiş olur. Üçüncü anlamıyla pay; bir kıymetli evrak niteliğindeki pay senetlerini ( hisse senetlerini ) ifade eder. Hamiline düzenlenmiş paylar hariç olmak üzere, payın bir senede bağlanması zorunluluğu yoktur. Senede bağlanmamış paylar “çıplak pay” olarak adlandırılmıştır ( Fatih Bilgili, Şirketler Hukuku, 2.bası, 2012, s.240,241 ). Payın devri konusuna gelince; bilindiği üzere, dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun ( TTK ) 416. ve 417.maddeleri hükmü uyarınca, NAMA YAZILI PAY SENETLERİN DEVRİ İÇİN, BİR TEMLİK BEYANI veya senedin arkasında tam bir cironun yapılması, ayrıca senet üzerindeki zilyetliğin devir ve teslimi gerekir. Bu koşulların yerine getirilmemesi halinde yapılan devir işlemi geçersizdir. Anonim şirket tarafından henüz pay senedi ihraç edilmemiş olması ve ilmühaber dahi çıkarılmaması, anonim şirkette pay devrine engel teşkil etmeyecektir. Anonim ortaklığın çıplak paylarının devri konusunda 6762 sayılı TTK'da bir hüküm bulunmamakta olup, payın devredilebilirliği ilkesi uyarınca, çıplak payın da senede bağlanmış paylar gibi serbestçe devredilebileceği, bu devrin 818 sayılı BK.nun 162 ve devamı ( 6098 sayılı TBK 183 ) maddelerine göre alacağın temliki hükümleri çerçevesinde olacağı kabul edilmiştir ( Hayri Domaniç, Anonim Şirketler Hukuku ve Uygulaması, İstanbul 1988, s,1325; Hasan Pulaşlı, Şirketler Hukuk Şerhi, Ankara 2011, C.II, s.1261 ). Bu itibarla, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.”

Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 27.10.2015 Tarihli 2014/15601 Esas 2015/11180 Karar Sayılı ilamında; “…6762 sayılı TTK'nın 416. ve 417. maddeleri hükmü uyarınca, NAMA YAZILI PAY SENETLERİN DEVRİ İÇİN, BİR TEMLİK BEYANI VEYA senedin arkasında tam bir cironun yapılması, ayrıca senet üzerindeki zilyetliğin devir ve teslimi gerekir. Bu koşulların yerine getirilmemesi halinde yapılan devir işlemi geçersizdir. Fakat, anonim ortaklığın çıplak paylarının devri alacağın temliki suretiyle mümkündür. Ayrıca, pay devri, ortaklığa karşı ancak pay defterine kayıtla hüküm ifade eder.’’

Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 05.02.2019 Tarihli 2017/1639 Esas 2019/848 Karar Sayılı ilamında; “…Mahkemece uyulmasına karar verilen Dairemiz bozma ilamında da belirtildiği üzere, 6762 Sayılı ...'nın 416. ve 417. maddeleri hükmü uyarınca, NAMA YAZILI PAY SENETLERİN DEVRİ İÇİN, BİR TEMLİK BEYANI VEYA senedin arkasında tam bir cironun yapılması, ayrıca senet üzerindeki zilyetliğin devir ve teslimi gerekir. Bu koşulların yerine getirilmemesi halinde yapılan devir işlemi geçersizdir. Fakat, anonim ortaklığın çıplak paylarının devri alacağın temliki suretiyle mümkündür.”

Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 25.03.2019 Tarihli 2018/152 Esas 2019/2196 Karar Sayılı ilamında; “…Mahkemece uyulmasına karar verilen Dairemiz bozma ilamında da belirtildiği üzere, 6762 Sayılı TTK'nın 416. ve 417. maddeleri hükmü uyarınca, NAMA YAZILI PAY SENETLERİN DEVRİ İÇİN, BİR TEMLİK BEYANI VEYA senedin arkasında tam bir cironun yapılması, ayrıca senet üzerindeki zilyetliğin devir ve teslimi gerekir. Bu koşulların yerine getirilmemesi halinde yapılan devir işlemi geçersizdir. Fakat, anonim ortaklığın çıplak paylarının devri alacağın temliki suretiyle mümkündür. Ayrıca, pay devri, ortaklığa karşı ancak pay defterine kayıtla hüküm ifade eder. 4721 Sayılı TMK'nın 979. maddesinde de ''Bir üçüncü kişi veya zilyetliği devreden, özel bir hukuki ilişkiye dayanarak zilyet olmakta devam ederse zilyetlik, teslim gerçekleşmeksizin kazanılmış olur. Zilyetliğin bu yolla devri, zilyet olmakta devam eden üçüncü kişiye karşı, ancak durumun devreden tarafından kendisine bildirildiği andan başlayarak hüküm doğurur. Üçüncü kişi, zilyetliği devredene karşı ileri sürebileceği sebeplerle şeyi edinene vermekten kaçınabilir.'', benzer düzenleme mülga 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 892. maddesinde de ''Bir üçüncü şahıs veya temlik eden hususi bir sebebe binaen zilyed olmakta devam ederse zilyedlik teslim olmaksızın iktisap olunabilir. Zilyed olmakta devam eden üçüncü şahıs, temlik eden kimse tarafından haberdar edilmedikçe zilyedliğin intikali ona karşı hüküm ifade etmez. Üçüncü şahıs, temlik edene karşı ne gibi sebeplerden dolayı teslimden imtina edebiliyorsa aynı sebeplerden dolayı iktisap edene karşı da teslimden imtina edebilir.'' şeklinde hükme bağlanmıştır.’’

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.11.1978 Tarih 1977/11-922 Esas 1978/978 Karar sayılı ilamında; “…Nama yazılı hisse senetlerinin devri için BİR TEMLİK BEYANI VEYA senedin arkasında tam bir cironun yapılması, ayrıca senet üzerindeki zilyetliğin devir ve teslimi gerekir.”

Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 15.06.2009 Tarihli 2008/3401 Esas 2009/7321 Karar Sayılı ilamında; “…Anonim şirketlerde çıkarılan pay senetleri, hamile veya nama yazılı biçimde olur. Hamiline yazılı senetler elden teslim ile devir edilir. Nama yazılı pay senetlerinin DEVRİ İÇİN BİR TEMLİK BEYANI VEYA senedin arkasında tam bir cironun yapılması, ayrıca senet üzerindeki zilyetliğin devir ve teslimi gerekir. Nama yazılı pay senedinin devri şirkete karşı ancak pay defterine kayıtla hüküm ifade eder. Oysa ki, hamiline yazılı pay senetleri için böyle bir zorunluluk yoktur. Ortaklık sıfatının kazanılması için usulüne uygun şekilde zilyetliğin devri gerekli ve yeterlidir.

SONUÇ OLARAK; TTK.m.490 anonim şirketlerde nama yazılı payların devrini düzenlemekte olup nama yazılı paylar, kanunda veya esas sözleşmede aksi yazılı olmadıkça herhangi bir sınırlamaya bağlı olmadan devredilebilir. Nitekim TTK’nın 490/2.maddesinde nama yazılı hisse senetlerinin ciro yoluyla devredileceğinin öngörülmüş olması, alacağın temliki yoluyla devrine engel değildir. Bu nedenle esas sözleşmede devir şekli hakkında herhangi bir hüküm yoksa nama yazılı hisse senetleri, TBK.m.183 vd hükümlerine göre alacağın temliki yoluyla da devredilebilir. Çünkü yasanın açıkça yasaklanmadığı bir devir şeklini yasaklamak hukuki olamaz. Ayrıca nama yazılı pay senetlerinin bir temlikname ile devrinin gerek pay sahipleri gerek ortaklık açısından hiçbir hukuki mahzuru da yoktur. Bahsi geçen alacağın temlikine ilişkin devir beyanı, kıymetli evrak üzerine yazılabileceği gibi ayrı bir kağıt, yani alonj üzerine de yazılabilir. Bu devir beyanı, alacağın temliki ile eş anlamlıdır. Özetle nama yazılı senetlerin alacağın temliki yoluyla devrinde devredenin beyanı, mahiyeti itibariyle alacağı temlik edenin beyanıyla aynı olup TTK.m.647/2 hükmünden anlaşılacağı üzere, beyanın nereye yazıldığının önemi yoktur. Senedi devreden şahıs, devir beyanını bu senet üzerine yazılabileceği gibi, başka bir kağıt üzerine de yazabilir.