Son günlerde “ekonomide ve hukukda reform” sözcükleri dolaşıp duruyor. Bu reform daha doğru bir deyişle hukuk ve ekonomiyi düzeltme, basma kalıp sözlerle değil, eylemli davranışlarla, Cumhuriyetin kuruluşundaki ilke ve devrimlere sahip çıkmakla olur. Yerinde ve doğru bir şekilde yapılan tek bir davranış hedefini bulur. Tanık olduğum bir olayı anlattığım zaman, okuyucular daha doğru bir teşhis koyacaklardır.

Uzun bir zaman önce Ankara’nın Çankaya, Yenimahalle, Altındağ gibi merkez ilçelerinde de Adliye binaları vardı. Yenimahalle adliyesinde bir duruşma salonunda sıramızı bekliyorduk. O zamanlar Hakimin oturma odası ile duruşma salonu aynı odada idi. Odanın bir tarafında, hakimin masası, koltuğu, diğer taraf da kürsü ve oturma yerleri bulunurdu. Arkada, izleyici ve bekleme sırasında birkaç Avukat ve vatandaş sıramızı beklerken Mübaşir, sırası gelen bir taraf vekilini çağırdı:

“-Davacı vekili Avukat Yekta Güngör Özden…”

Sırtında Avukat cübbesi ile Yekta Güngör Özden içeri girdi. Masadaki yerini aldı, ayakta beklemeye başladı.

Hakim orta yaşlarda, Ankara’ya yeni gelen bir kişi idi. Sırtındaki cübbe omuz başlarına kadar inmişti. Başı önünde, sırası gelen dava dosyasının sayfalarını çevirerek okuyor ve dava konusu olayı öğrenmek istiyordu. Bizler sabırla bekliyorduk. Hakim dosyaya tamamen kendini vermişti, bir yandan okurken bir yandan el yordamı ile kürsü üzerindeki sigara paketini aldı. İçinden bir sigara çıkararak çakmağı ile yaktı ve okumaya devam ediyordu. Yekta Güngör Özden, arkaya döndü ve “-Bana bir sigara verin.” dedi.

Ben, cebimdeki sigara paketinden bir sigara çıkararak meslekdaşım Yekta Bey’e verdim. Yekta, benden aldığı sigarayı ağzına koydu. Ayakta, dimdik, hiç kıpırdamadan doğrudan Hakime bakıyordu.

Hakim Bey, ağzındaki sigaradan birkaç derin nefes çektikten sonra, nihayet okumasını bitirdi, başını kaldırdı ve Yekta Güngör Özden ile göz göze geldiler. Karşısında ağzında sigara ile beklemekte olan bir Avukatı görmesinden ötürü oldukça şaşkın bir vaziyette idi. Hiç ses çıkarmadan uzunca bir süre bakıştılar…

Sonra Hakim, ağzından sigarayı çıkardı, önündeki kül tablasına basarak söndürdü.

Yekta ağzındaki sigarayı çıkardı, geri döndü ve bana verdi.

Duruşma hiçbir şey olmamış gibi başladı ve devam etti.

Daha sonra Ankara Barosu Başkanlığı ve diğer Atatürkçü sivil toplum örgütlerinde başkanlık yapan ve yüksek yargıda Anayasa Mahkemesi Üyesi ve Başkanlığı yapan Yekta Güngör Özden, her kademede olan yargı mensuplarına hiçbir ayrım yapmaksızın, muhatap olduğu vatandaşlara aynı tarafsız tutum ve saygıyı göstermiştir.

İşte özellikle “Hukuk Reformu” sözcüklerinin dolaştığı günümüzde, tanık olduğumuz bir olayı naklederek, hukukda ve yargıda düzenlemenin nasıl olacağına ilişkin bir örnek vermek istedik. Sıkca söylendiği üzere, bazı yargı kararları için “Ben o kararı tanımıyorum” veya “Yargı şu yolda karar verecektir” şeklinde baskı içeren ve yönlendirici söylemler yerine, hukuka ve yargıya özgür ve saygın bir davranışla bakmanın çok daha etkili ve yerinde olacağını bir örnekle görmüş bulunmaktayız.