Daha önceki yazımızda, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu madde 85’e göre, motorlu araç işletenlerin, aracın işletilmesi sırasında üçüncü kişilere verdiği bedensel zararlardan sorumlu olacağını belirtmiştik.

Trafik kazasına uğrayan zarar görenler, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları (ZMSSGŞ) gereğince, sürekli işgöremezlik (kalıcı sakatlık) nedeniyle güç kaybı tazminatını, geçici işgöremezlikte geçici güç kaybı tazminatını, yaşam boyu başkasının bakımını gerektirecek derecede sakat kalanların bakım giderlerini, tedavi ve iyileşme süresinde bakıcı giderlerini ve tedavi giderlerini sigorta şirketlerinden talep edebilecektir.

Sürekli işgöremezlik nedeniyle güç kaybı tazminatı

ZMSSGŞ mad.5 (c) bendinde gösterilen güvence türü, trafik kazasında yaralanan kişinin organ kaybı veya organ zayıflaması biçiminde sürekli işgöremezlik kaybına (güç kaybına) uğraması durumunda ödenecek bir teminattır. Buna Yargıtay kararlarında ‘‘güç kaybı tazminatı’’ denilmektedir.1 Sürekli işgöremezlik zararları beden gücü kayıplarına göre sürekli kısmı işgöremezlik ve sürekli tam işgöremezlik olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, E. 2020/6774 K. 2024/7542 T. 02.07.2024 Kararı’nda,

"Sürekli kısmî işgöremezlik, organ eksilmesi veya organ zayıflaması nedeniyle beden gücünün belli bir oranda azalması durumudur. Bu durumdaki kişi çalışmasını sürdürebilir ise de, yaşıtlarına ve aynı işi yapanlara göre (sakatlığı oranında daha fazla güç ve çaba harcayacağından), kazançlarında bir azalma olmasa bile (sakatlığı oranında) tazminat isteme hakkı bulunduğu kabul edilmekte; buna Yargıtay kararlarında "güç kaybı-efor kaybı" tazminatı denilmektedir.

Sürekli kısmî işgöremezlik durumundaki kişi, çalışan ve kazanç elde eden biri olmayıp da işsiz, yaşlı, emekli, ev kadını, çocuk olsa bile, bunlar günlük yaşamlarını sürdürürlerken "sakatlıkları oranında zorlanacak olmaları" nedeniyle tümünün "güç kaybı tazminatı" isteme hakları bulunduğu kabul edilmektedir.

Sürekli tam işgöremezlik, beden gücünün bütünüyle yitirilmesi durumudur. Bu durumdaki kişi artık çalışamayacak ve kazanç elde edemeyecektir. Bu nedenle tazminatı yüzde yüz oranı üzerinden hesaplanacak, giderek başkasının yardımıyla yaşamını sürdürmesi zorunluluğu varsa, ayrıca tazminat bakıcı giderleri de eklenecektir (Ç. Ahmet Çelik: Trafik Kazalarında Tazminat ve Sigorta Hukuk ve Ceza Sorumluluğu, ... Yayınevi, Nisan 2017, s: 385vd.)’’ demekle, sürekli işgöremezliğin tıp literatüründe de beden gücü kayıplarına göre ayrıldığı belirtilmiştir.

Çalışan kişilerin güç kaybı tazminatı hesabına esas kazançları, belgelerde görülen kazançlar değil, gerçek kazançlar olmalıdır. Çalışan kişi, tazminat hesabına esas kazançlarını, vergi kayıtlarıyla veya gerçeği yansıtmayan ücret bordrolarıyla kanıtlamak zorunda değildir.2

Yargıtay 11 H.D. 27.06.1986 Tarih, Esas 1986/3111, Karar 1986/3213 Sayılı Kararı’nda; ‘‘davacıların vergi yükümlüsü olarak tuttukları defterler ve vergi beyannamelerinde gösterilen kazançların zarar hesabında esas alınması ve davacıların oradaki beyanlarıyla bağlı sayılarak zararın hesabı, tazminat hukuku ilkeleriyle bağdaştırılamaz.’’ demekle Yargıtay’ın vergi bildirimlerini ve ticari defterleri tazminat davalarında geçerli belgelerden saymadığı görülecektir.

Ücret bordroları konusunda da, koşulsuz imzalanmış olsa dahi, işçinin(çalışanın) mesleğine, yaptığı işe, kıdemine göre gerçeği yansıtmıyorsa, geçerli sayılmayacakları, gerçek kazancın ilgili meslek kuruluşlarından sorulması gerektiği yönünden karar verilmektedir.3 (Bknz: 9. HD. 14.03.1988 gün, E.1988/873, K.1988/2968 sayılı/ HGK. 25.12.1987 gün, E.1987/9-523, K.1987/1106 sayılı/ 9. HD. 27.10.2004 gün, E.2004/8503, K.2004/24277 sayılı/ 21. HD. 29.09.1998 gün E.1998/5889, K.1998/6025 sayılı/ 21. HD. 19.11.1996 gün, E.1996/5673, K.1996/6384 sayılı kararları)

Bahse konu kararlara göre; resmi belgelerde, yazılı sözleşmelerde, müfettiş raporlarında yer alan ücretlerin aksi ispatlanabilir olacak, aksinin ispatı halinde ise geçersiz sayılacaklardır.

Yargıtay içtihatlarına göre, zarar görenin işi ve kazancı bulunmasa dahi, yaşlıların, emeklilerin, ev kadınlarının, küçük yaşta sakat kalan çocukların güç kaybı tazminatı talep edebileceklerin kabul edilmektedir. Örneğin; Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, E. 2010/862 K. 2010/12630 T. 09.12.2010 Kararı’nda;

‘‘Yerel mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda; davacının 5510 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Yasası'na göre 65 yaşına kadar aktif olarak çalışabileceği kabul edilerek 7 yıllık aktif dönem üzerinden iş göremezlik zararı hesaplandığı anlaşılmaktadır. Oysa davacının kalan ömür süresi 16 yıl olup bunun 7 yılı aktif geri kalan 9 yılı ise pasif dönemini kapsamaktadır. Pasif dönemde de ev ve çarşı pazar işleri yaparak ev ekonomisine katkıda bulunacak olan davacının % 6,2 orandaki sürekli iş göremezliği nedeniyle bu dönemde de fazla güç harcayacağı kabul edilerek, 9 yıllık pasif dönem nedeniyle hesaplanacak sürekli iş göremezlik zararından da davalıların sorumlu tutulmaları gerekir.Yerel mahkemece açıklanan yönler gözetilerek pasif döneme ilişkin sürekli iş göremezlik zararından davalının sorumlu tutulmamış olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden bozmayı gerektirmiştir." demekle beden gücü kaybı nedeniyle tazminat hesaplanırken emeklilik (pasif) dönem zararı üzerinde de durulmak gerektiği tespit edilmiştir.

Beden gücü kaybındaki her artış ise yeni bir olgu, önceki işgöremezlik oranlarından bağımsız yeni bir dava konusudur. Bu yeni durum için, artış oranında maddi ve manevi tazminat istenebilir.4 Artan beden gücü kaybı için ilk davadaki manevi tazminat talebinden bağımsız ayrıca manevi tazminat isteminde bulunulabilir.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, E. 2022/3138 K. 2022/7183 T. 14.04.2022 Kararı’nda;

‘‘Trafik kazası sonucu yaralanmalar nedeni ile ortaya çıkan zarar, kendi özel yapısı içerisinde, sonradan değişme eğilimi gösteriyor, zararı doğuran eylem veya işlemin doğurduğu sonuçlarda (zararın nitelik veya kapsamında) bir değişiklik ortaya çıkıyor ise, artık "gelişen durum" ve dolayısıyla, gelişen bu durumun zararın nitelik ve kapsamı üzerinde ortaya çıkardığı değişiklikler söz konusu olacaktır. Böyle hallerde, zararın kapsamını belirleyecek husus, gelişmekte olan bu durumdur ve bu gelişme sona ermedikçe zarar henüz tamamen gerçekleşmiş olamayacaktır. Gelişen durumun varlığı halinde gelişen durum yönünden yeniden dava açılabilmesi mümkündür. Gelişen durumun olup olmadığı ise her olaya özgü olarak kanıtlara göre değerlendirilir." demekle ilk dava sonuçlandıktan sonra beden gücü kaybının artması nedeniyle açılan yeni davada kesin hüküm yönünden yapılan itirazların kabul edilmeyeceği açıktır.

Sürekli tam işgöremezlik halinde, beden gücünün bütünüyle yitirilmesi söz konusu olacağından zarar görenin yaşamanı bir başkanın yardımıyla sürdürecekse yaşam boyu bakım giderleri gündeme gelebilir.

Yaşam boyu bakım giderleri, gerçekte bakıcıya ödenecek ücret (hemşire, hastabakıcı, yardımcı kişi ücreti) olmanın ötesinde, ayrı bir zarar türü ve bir değer ölçüsüdür. 5

Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.5 maddesi (c) bendinde, bakıcı giderlerinin (yaşam boyu bakım giderlerinin) sürekli sakatlık teminatı kapsamında olduğu açıklanmış ise de, Genel Şartlar’daki bu düzenlemelerin Anayasa Mahkemesi’nin 17.07.2020 gün, E.2019/40 K.2020/40 Sayılı ve 29.12.2022 gün, E.2021/82, K.2022/167 sayılı iptal kararlarından sonra bir geçerliliği kalmadığı gibi, Yargıtay kararlarına göre ‘‘yaşam boyu bakım giderleri’’ tedavi giderleri kapsamındadır.6

Her ne kadar trafik kazaları nedeniyle tazminat ödemekle yükümlü olan sigorta şirketleri tarafından sürekli tam işgöremezliğin tedavi giderleri kapsamında kabul edilemeyeceği iddia edilse de, Yargıtay içtihatlarına göre yaşam boyu bakım giderleri, tedavi giderleri kapsamında değerlendirildiğinden, bakıcı giderlerinin poliçedeki tedavi giderleri teminatı kapsamında ödemesinin yapılması gerekmektedir.

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, E. 2021/14687 K. 2022/13926 T. 07.11.2022 Sayılı Kararı’nda: "Daimi sakatlık tazminatında mağdurun meslekte kazanma gücü kaybı oranına göre elde edeceği gelirdeki azalma hesaplanırken, yaşam boyu bakıcı gideri tazminatında, mağdurun bakımı, hastaneye gidip gelmesi, ilaçları, gerektiğinde sürekli yanı başında bulunması gereken hasta bakıcı-yardımcı maaş ve ücretleri hesaplanmaktadır. Daimi iş gücü kaybı tazminatı ile yaşam boyu bakım giderleri farklı tazminat kalemleri olup, yaşam boyu bakıcı giderlerinin sakatlık teminatı kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Bakıcı giderleri de tedavi giderleri kapsamındadır. Limitler dahilinde davalı trafik sigortacısı tedavi giderlerinden de sorumludur. Somut olayda; sürekli bakıma muhtaç kalacak derecede yaralanan davacı, bakıcı masraflarını da talep etmiştir. Bakıcı gideri sakatlanma tazminatı kapsamında değerlendirilemez, ancak kişinin yaralanması nedeni ile bakıma ihtiyaç duyduğu dönem içinde yapacağı bakıcı gideri, tedavi gideri olarak hükmedilebilir. Bu nedenle davalı ... şirketinin maluliyet nedeni ile tazminata mahkum edilmesi, bakım ihtiyacı nedeniyle yapılacak gider yönünden sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Şu durumda; davaya konu edilen sürekli bakıcı gideri zararından, davalı ... şirketinin sorumlu olduğu ve zararın limit dahilinde poliçedeki tedavi giderleri teminatından karşılanması gerektiği gözetilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, açıklanan nedenlerle bölge adliye mahkemesi kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.’’ demekle yaşam boyu bakım giderlerinin sakatlanma teminatı kapsamında değerlendirilemeyeceği, trafik sigortacısının tedavi giderlerinden de sorumlu olduğu vurgulanmaktadır.

Neticeten sürekli işgöremezlik nedeniyle güç kaybı tazminatı talebinde gerçek kazanç dikkate alınacak, kişiler çalışmıyor ve kazanç elde etmiyor olsalar dahi, günlük yaşamlarını sürdürürlerken sakatlık oranında zorlanacaklarından, onların da tazminat isteme hakları bulunacak, beden gücü kaybında sonradan yaşanan artışlar yeni bir dava konusu teşkil edecektir. Yaşam boyu bakım giderleri ise tedavi giderleri teminatı kapsamında değerlendirilecek ve sigorta şirketlerinin bu kapsamda tazmin yükümlülüğü bulunacaktır.

-----------

1 Bedensel Zararlar, Çelik Ahmet Çelik, s.756

2Bedensel Zararlar, Çelik Ahmet Çelik, s.78

3 Bedensel Zararlar, Çelik Ahmet Çelik, s.18

4 Bedensel Zararlar, Çelik Ahmet Çelik, s.27

5 Bedensel Zararlar, Çelik Ahmet Çelik, s.28

6Bedensel Zararlar, Çelik Ahmet Çelik, s.758