I. TANIM

Aile konutu kavramına ilk olarak 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu madde 194'te şu şekilde yer verilmiştir.

“Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.

Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hakimin müdahalesini isteyebilir.

Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir.

Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı haline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile müteselsilen sorumlu olur.”

Yargıtay 2. H.D. 19.11.2009 gün ve 2009/6998-20165 sayılı ilamı ile bu kavram; ''Aile konutu, eşlerin bütün yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği, yaşantısına buna göre yön verdiği, acı ve tatlı günleri içinde yaşadığı, anılarla dolu bir alandır.'' şeklinde;

Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından 01.06.2002 tarih ve2002/7 numaralı genelgede ise “Eşlerin bütün yaşam faaliyetleri gerçekleştirdikleri mesken” şeklinde tanımlanmıştır.

II. AMAÇ VE KAPSAM

Kanun koyucu tarafından aile konutu kurumunun düzenlenmesi ile eşlerin birlikte yaşam faaliyetlerini sürdürdükleri konut ile ilgili olarak diğer bir eşin tek başına tasarrufta bulunma yetkisi TMK madde 193'te yer alan ''Kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, eşlerden her biri diğeri ve üçüncü kişilerle her türlü hukukî işlemi yapabilir.'' hükmüne istisna teşkil edecek şekilde kısıtlanmış ve böylelikle evlilik birliğinin maddi ve manevi anlamda korunması amaçlanmıştır.

Mezkur genelde her ne kadar ''Aile konutu, eşlerin bütün yaşam faaliyetlerini gerçekleştirdiği ve düzenli yerlesim amacıyla kullandıkları mekanları ifade ettiğinden, zaman zaman ya da hafta sonu kullanmak amacıyla edinilen yazlık konut, dağ evi gibi konutlar Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi kapsamına girmediğinden, bu yönde gelecek taleplerin karşılanmaması'' gerektiği belirtilmişse de yabancı ülkede yaşayan kişiler açısından bu durumun istisnası bulunmaktadır. Söz konusu istisna, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2011/2-447 E. 2011/556 K. Sayılı 28.09.2011 Tarihli Kararında ''Bu bağlamda yurt dışında yaşayan bir ailenin Türkiye'ye geldiğinde kullandığı tek bir ev var ve bu yukarıda açıklanan niteliklere sahipse aile konutu olarak kabulü olanaklıdır.'' denilerek açıklanmıştır. Görüldüğü üzere kanunda açık bir hüküm bulunmasa da uygulamada; sürekli olarak yurt dışında yaşayan kişilerin Türkiye'ye geldiklerinde yaşamsal faaliyetlerinin merkezi olarak kullandıkları konut da aile konutu olarak kabul edilebilmektedir.

III. SİCİLE ŞERH

TMK madde 1009 ''Arsa payı karşılığı inşaat, taşınmaz satış vaadi, kira, alım, önalım, geri alım sözleşmelerinden doğan haklar ile şerhedilebileceği kanunlarda açıkça öngörülen diğer haklar tapu kütüğüne şerhedilebilir.'' demektedir. Aile konutu kavramını düzenleyen TMK madde 194/3'te ''Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebilir.'' denilmekle; bir konutun aile konutu olduğunun tapu siciline şerh edilebileceği hususu açıkça öngörüldüğünden, tapu siciline aile konutu şerhi işlenebilmektedir.

Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü'nün Tapu Sicil Müdürlüklerine gönderdiği 01.06.2002 tarih ve 2002/7 Nolu Genelgesi ile aile konutu şerhinin tapu siciline işlenebilmesi için; eşlerin birlikte başvurması halinde evlilik cüzdanı veya nüfus kayıt örneğinin ibrazının gerekli ve yeterli olduğu; ancak yalnızca malik olmayan eş tarafından başvuru yapılması halinde; evlilik birliğinin resmen devam ettiğini kanıtlayan nüfus kayıt örneği ile bu konutta birlikte yaşantılarını sürdürdüklerini kanıtlayan muhtarlıktan alınmış belgenin ibrazının gerekli olduğu öngörülmüştür. Bunun yanı sıra mülkiyetinin üçüncü bir şahısta yer aldığı konutlara aile konutu şerhi işlenememektedir.

IV. TERKİN

Tapu Kadastro Genel Müdürlüğünün 01.06.2002 tarih ve 2002/7 Nolu Genelgesine göre taşınmaz mal üzerinde mevcut 'aile konutudur' şerhinin terkini;

- Şerh malik olmayan eşin talebiyle işlenmişse terkin için yine malik olmayan eşin talebiyle,

- Şerh eşlerin birlikte talepleriyle işlenmişse de her ikisinin talebiyle,

- Eşlerin birlikte malik olduğu hisseli taşınmaz mallarda şerh, eşlerden birinin talebiyle işlenmiş ise; şerhi işlettiren eşin talebiyle,

- Malik olan eşin talebiyle şerh verilmiş ise malik olmayan eşin de talep ya da muvafakatıyla,

- Terkin edilmesi, ancak malik olmayan eşin ya da eşlerin birlikte malik olduğu hisseli taşınmaz mallarda şerh talebinde bulunan eşin ölümü ya da bu konuda alınmış mahkeme kararının ibrazı halinde diğer eşin tek taraflı talebiyle mümkündür.

Aile konutu şerhinin tapu siciline işlenmesinde, üzerindeki şerhin terkini talep edilen taşınmaz malın; şerhi talep edilen taşınmaz mal ile aynı olduğu hususunun gerekli hallerde kadastro müdürlüğü veya muhtarlık tarafından tespit edilmesi gerekmektedir.

TMK madde 1019'da yer alan ''Tapu memuru, ilgililerin bilgisi dışında yaptığı işlemleri onlara tebliğ etmekle yükümlüdür.'' hükmü gereğince; aile konutu şerhinin eşlerden herhangi birinin tek taraflı talebiyle işlenmesi halinde diğer eşe terkin işlemi sonucunun bildirilmesi gerekmektedir.