Avukatlar hakkındaki vergi incelemeleri son dönemde yoğunlaştı. Bu incelemeler; banka, icra veya dava dosyası hatta noter kayıtlarından yola çıkılarak, sektörel inceleme nedeniyle ya da şikayet üzerine başlatılabiliyor.

İncelemelerde vergi müfettişleri tarafından yalnızca icra dosyasına, avukatın banka hesabına yatan paralardan hareket ederek vergi tarhiyatı yapılması, vergi ziyaı cezası ve özel usulsüzlük cezası kesilmesi gerektiği yönünde rapor yazıldığı sıkça görülüyor. Hatta icra dosyasına ya da banka hesabına para yatmadığı halde yalnızca ilgili dosyanın kapatılmış olması haricen tahsil kabul edilerek tarhiyat ve ceza önerilebiliyor. Neticede yapılan tarhiyat ve ceza hakkında uzlaşma veya ödeme mümkün olsa da bu işlemler ağırlıklı olarak dava yoluna götürülüyor.

Belirtilen şekilde bir meslektaşımız hakkında “avukatlık hizmeti karşılığında serbest makbuz düzenlemediği” gerekçesiyle kesilen özel usulsüzlük cezaları hakkında açılan ve hukuk büromuz tarafından vekil olarak takip edilen bir davada Ankara 1. Vergi Mahkemesi’nin verdiği 30.05.2022 tarihli Karar’ın gerekçesi özetle şu şekildedir:

“Olayda, davacı tarafından hesabına yatırılan para içerisinde harçlar ve diğer masrafların yanında vekalet ücretinin de bulunduğunun belirtilmesi karşısında, hangi dosyadan ne kadar icra vekalet ücreti aldığının tespit edilme usulü hatalı olduğu gibi davacının banka hesabına yatan bütün paralar içerisinde vekalet ücretinin bulunup bulunmadığı hususunda herhangi bir tespit ya da bilgi bulunmadığı, … her ne kadar davacı tarafından 2015 yılında sonuçlanan bazı icra takipleri için davacı tarafından serbest meslek makbuzu düzenlenmediği yönünde beyanda bulunulmuşsa da, serbest meslek makbuzu düzenlenmeyen ve sona eren icra takip dosyaları ile söz konusu dosyaların her biri için davacının aldığı vekalet ücretinin somut olarak tespit edilmediği, tüm bu dosyalar için avukatlık ücreti tahsil edilip edilmediği hususlarının araştırılmadığı ve karşıt incelemeler yapılmadığı anlaşıldığından, sadece genel sayısal veriler üzerinden yapılan tespitlere istinaden kesilen dava konusu özel usulsüzlük cezasında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle; DAVANIN KABULÜNE, dava konusu özel usulsüzlük cezasının İPTALİNE … oybirliğiyle karar verildi.”

Görüldüğü üzere, Ankara 1. Vergi Mahkemesi’nin haklı gerekçesinde belirttiği gibi; yalnızca avukatın banka hesabına giren paralar ile icra dosyası karşılaştırması yapılarak sayısal veriler üzerinden özel usulsüzlük cezası kesilemez.

Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesi nezdinde, avukatın aldığı vekalet ücretinin somut olarak tespit edilmesi, avukatlık ücreti tahsil edilip edilmediği hususlarının araştırılması ve karşıt incelemeler yapılması gerekir.

Bu gerekçe, kesilen özel usulsüzlük cezaların iptalini gerektirmekle birlikte, gelir vergisi tarhiyatı ve vergi ziyaı cezası bakımından da yapılan işlemlerin iptalini gerektirir.