Uygulamada çekin ödenmemesi halinde verilen mahkûmiyet kararlarının ne şekilde infaz edileceği hususunda bazı sorunlar yaşanmaktadır. Bu nedenle karşılıksız çek keşide etmek suçundan verilen mahkûmiyet ilamlarının ne şekilde infaz edilmesi gerektiği hususuna açıklık getirmek yararlı olacaktır.

5941 sayılı Çek Kanununun m. 5 hükmünde karşılıksız çek keşide etme suçu tanımlanmıştır.

Buna göre; üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi bu suçu işlemiş olacaktır.

Bu suç hamilin şikâyetine tabidir. Hamilin şikâyeti üzerine fail hakkında, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adlî para cezası verilebilecektir.

Bununla birlikte, hükmedilecek adlî para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamayacaktır.

Burada 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 52/1 ve 2. fıkrasında yer alan kurallara dikkat etmek gerekir. Bu yasal düzenlemede adli para cezası tanımlanmıştır. Bu tanımda aşağıda belirtilen kuralların somut olaya uygulanması gerekir:

1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olamaz.

2) Buna göre belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanır.

3) En az yirmi ve en fazla yüz Türk lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.

4) Bu şekilde hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesi gerekir.

Karşılıksız çek suçunun yaptırımı olarak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun “adlî para cezası” başlıklı 52. maddesindeki düzenlemeye uygun olacak şekilde gün para cezası sistemi öngörülmüştür.

Bu Kanun kapsamında belirlenen adlî para cezalarına ilişkin hükmün yerine getirilmemesi halinde hapse çevirme işleminin kararda bir gün karşılığı olarak gösterilen miktar üzerinden yapılması gerektiği gözetilmelidir.

Burada 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun geçici 1. maddesindeki “26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki diğer kanunlarda yer alan adlî para cezasının ödenmemesi hâlinde, hükümlüler bir gün yüz Türk Lirası hesabı ile hapsedilirler” şeklindeki düzenlemenin karşılıksız çek keşide etme suçlarından verilen para cezaları açısından uygulanması gerekip gerekmediği hususu tartışma konusu yapılabilir.

Belirtmek gerekir ki; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun geçici 1. maddesindeki düzenlemenin amacı 5237 sayılı TCK’nin 5. maddesi ile getirilen ‘bu kanunun genel hükümleri özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında uygulanır’ yolundaki emredici düzenleme nedeniyle 5237 sayılı TCK'nin dışındaki ceza hükmü içeren kanunlara göre hükmedilmiş adli para cezalarının, özel ceza hükmü içeren kanunların 5237 sayılı TCK’nin genel hükümlerine uyumlu hale getirilmesine kadar ortaya çıkan duraksamaları önlemeye yöneliktir.

01 Haziran 2005 tarihinden sonra işlenen suçlarda da özel ceza kanunlarında hükmedilen gün hesabına göre belirlenmemiş adli para cezaları yönünden de hapse çevirme işleminin bu geçici 1.madde hükmü gereğince günlüğü 100 TL üzerinden yapılması gerekir.[1]

Ayrıca 5252 sayılı Türk Ceza Kanunun Yürürlük ve Uygulama şekli Hakkında Kanunun 5/3. maddesine göre; Ağır para cezasından dönüştürülen adlî para cezasının ödenmemesi halinde, 13.12.2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106 ncı maddesi hükümlerine göre hapis süresinin belirlenmesinde bir gün karşılığı olarak yüzmilyon Türk Lirası esas alınır.[2] Bu düzenlemede de ağır para cezasının adli para cezasına dönüştürülmesinden bahsedilmektedir. Bu düzenlemenin de bir geçiş düzenlemesi olduğu çok açıktır.

Bu nedenle burada 5237 sayılı TCK’nin adli para cezası başlıklı 52. Maddesindeki kurallara göre adli para cezasının belirlenmesi gerekir. Bu konuda aşağıda belirtilen kurallara uyulmalıdır:

1) Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olamaz

2) Bu şekilde belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanır.

3) Bu şekilde belirlenen meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesi gerekir.

4) En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir.

5) Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir.

6) Hâkim, ekonomik ve şahsî hâllerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler hâlinde ödenmesine de karar verebilir.

7) Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz.

8) Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi hâlinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği belirtilir.

Karşılıksız çek keşide etme suçu

Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmedilebilecektir. Ancak, karşılıksız çek keşide etme suçunu işleyen fail hakkında hükmedilecek adli para cezası; çek bedelinin karşılıksız kalan miktarı az olamayacaktır.[3]

Karşılıksız çek suçundan verilen adli para cezasının ödenmemesi halinde doğrudan hapis cezasına çevrilir.

5941 sayılı Çek Kanununun ceza sorumluluğu, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı başlıklı 5. maddesinin Birinci fıkrası gereğince verilen adli para cezalarının ödenmemesi durumunda, bu ceza, 13.12.2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106/3 hükmünde yer alan kamuya yararlı bir işte çalıştırma kararı verilmeksizin doğrudan hapis cezasına çevrilecektir.[4]

Adli para cezasının infazında uyulması gereken kurallar

Burada 5237 sayılı TCK m. 52. hükmü uyarınca “gün para cezası” sistemine göre doğrudan belirlenen adli para cezasının ne şekilde infaz edileceği önemlidir. Bu husus 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106. maddesinde düzenlenmiştir. Bu yasal düzenlemeye göre aşağıda belirtilen kuralların dikkate alınması gerekir:

1) Adlî para cezası, TCK m. 52/1 hükmünde belirtilen usule göre tayin olunacak bir miktar paranın Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.

2) Adlî para cezasını içeren ilâm Cumhuriyet Başsavcılığına verilir.

3) Cumhuriyet savcısı otuz gün içinde adlî para cezasının ödenmesi için hükümlüye infaz yasasının 20/3 hükmü uyarınca bir ödeme emri tebliğ eder.

4) Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir.

5) Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir.

6) Hükümlünün, hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir.[5]

7) Çocuklar hakkında hükmedilen adlî para cezasının ödenmemesi hâlinde, bu ceza hapse çevrilemez. Bu takdirde infaz yasasının m. 106/11 hükmü uygulanır.[6]

8) Adlî para cezasının hapse çevrileceği mahkeme ilâmında yazılı olmasa bile İnfaz yasasının m. 106/3 hükmü Cumhuriyet Başsavcılığınca uygulanır.

9) Hükümde, adlî para cezası takside bağlanmamış ise, bir aylık süre içinde adlî para cezasının üçte birini ödeyen hükümlünün isteği üzerine geri kalan kısmının birer ay ara ile iki eşit taksitte ödenmesine izin verilir.

10) İlk taksidin süresinde ödenmemesi hâlinde, verilen ikinci takside ilişkin izin hükümsüz kalır.

11) Adlî para cezası yerine çektirilen hapis süresi üç yılı geçemez.

12) Birden fazla hükümle adlî para cezalarına mahkûmiyet hâlinde bu süre beş yılı geçemez.

13) Hükümlü, hapis yattığı veya kamuya yararlı işte çalıştığı günlerin dışındaki günlere karşılık gelen parayı öderse hapisten çıkartılır veya kamuya yararlı işte çalıştırılma sona erer.[7]

14) İnfaz yasasının m. 16 hükümleri saklı kalmak üzere, adlî para cezasından çevrilen hapsin infazı ertelenemez ve bunun infazında koşullu salıverilme hükümleri uygulanmaz.

15) Hapse çevrilmiş olmasına rağmen hak yoksunlukları bakımından esas alınacak olan adlî para cezasıdır.[8]

16) İnfaz edilen hapsin veya kamuya yararlı işte çalışmanın süresi, adlî para cezasını tamamıyla karşılamamış olursa, geri kalan adlî para cezasının tahsili için ilâm, Cumhuriyet Başsavcılığınca mahallin en büyük mal memuruna verilir.

17) Bu makamlarca 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre kalan adlî para cezası tahsil edilir.

Burada gün adli para ceza sistemine geçildiği hususu adli para cezalarının infazında dikkate alınmalıdır.[9] Yani artık geçiş aşaması bitmiştir.

Başka bir söylemle; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve tüm özel kanunlardaki para cezaları “Gün adli para cezası sistemine” uyumlu hale getirildiğinden, bu adli para cezalarının infazı da 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106. maddesine uygun olarak yapılmalıdır.

Karşılıksız çek keşide etme suçundan verilen adli para cezalarının infazında aşağıda belirtilen kurallara uyulmalıdır:[10]

1) 5941 sayılı Çek Kanununun m. 5/1 hükmünde karşılıksız çek düzenlemek suçunun karşılığı olarak uygulanması gereken cezai yaptırım gün adli para cezası olarak benimsenmiştir.

2) 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun m. 106/3 hükmünde yer alan kamuya yararlı bir işte çalıştırma kararı verilmeksizin doğrudan hapis cezasına çevrilmesi gerekir.[11]

3) 5237 sayılı TCK m. 52 hükmü gereğince verilmiş olan gün adli para cezalarının ödenmemesi üzerine yapılması gereken hapse çevirme işleminin, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun m. 106 hükmü gereğince yapılması zorunludur.

4) Gün adli para cezası olarak hükmolunan adli para cezalarının, daha lehe infaz hükümleri içerdikleri gerekçesiyle, 647 sayılı Kanun veya 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun geçici 1. veya 5252 sayılı Kanunun 5/3. maddelerinden biri nazara alınarak hapse çevrilmesi gün adli para cezası sistemine geçildiğinden artık mümkün değildir.[12]

5) 5237 sayılı TCK uyarınca verilen veya diğer özel yasalara göre verilip de, adli para cezasının gün karşılığı olarak miktarı belirtilen ilamlarda, mahkemece bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ne kadar ise, aynı miktar üzerinden ödenmeyen adli para cezasının infaz savcılığınca hapse çevrilmesi gerekir.

Örneğin; somut olayda hükümlü hakkında beş ayrı karşılıksız çek düzenlemek suçundan 5941 sayılı Çek Kanununun m. 5/1 hükmü uyarınca hükmolunan adli para cezalarının 5237 sayılı TCK m. 52 hükmü uyarınca bir gün karşılığı 20.00 TL olmak üzere adli para cezasına çevrilmiştir.

Burada infaz aşamasında ödenmeyen adli para cezalarının 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106/3. maddesi uyarınca günlüğü mahkemenin çevirdiği oran olan 20.00 TL üzerinden hapis cezasına çevrilmesi gerekir.

Ayrıca 5275 sayılı Yasanın m. 106/7 hükmü uyarınca beş ayrı hükümle adli para cezasına mahkûmiyet söz konusu olduğundan para cezası yerine çektirilecek hapis süresi beş yılı (1825 günü) geçemeyecektir.

Burada beş yıl üzerinden infaz yapılmalıdır. Geri kalan adlî para cezasının tahsili için ise İnfaz Yasasının 106/11. maddesi gereğince ilâmın, Cumhuriyet Başsavcılığınca mahallin en büyük mal memuruna gönderilmesi ve bu makamlarca 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre kalan adlî para cezasının tahsil edilmesi yoluna gidilmesi gerekir.[13]

------------------

[1] Emsal karar için bkz.; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 07.12.2010 tarihli, 2010/11-236 esas, 2010/254 karar sayılı kararı.

[2] (Ek fıkra:11/05/2005-5349 S.K./1.md).

[3] 5941 sayılı Çek Kanununun ceza sorumluluğu, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasına göre; (Değişik: 15/7/2016-6728/63 md.).

[4] 5941 sayılı Çek Kanununun ceza sorumluluğu, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı başlıklı 5. maddesinin 11.fıkrasına göre; (Mülga: 31/1/2012-6273/3 md.; Ek: 15/7/2016-6728/63 md.)

[5] (3) (Değişik: 18/6/2014-6545/81 md.)

[6] (4) (Değişik: 26/2/2008-5739/5 md.)

[7] (8) (Değişik: 18/6/2014-6545/81 md.)

[8] (9) (Değişik: 26/2/2008-5739/5 md.)

[9] 01.06.2005'te yürürlüğe giren 5237 sayılı yeni TCK 52. maddesi ile para cezalarında “Gün adli para cezası sistemine” geçilmiştir. Yine tüm özel kanunlarda belirlenen para cezaları 08.02.2008 tarihinde 26781 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı kanunla “Gün adli para cezası sistemine” uyumlu hale getirilmiştir.

[10] Y.1.CD, E: 2021/6983, K: 2021/12939, T: 01.10.2021.

[11] 15/7/2016 tarihinde kabul edilen ve 09.08.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren ve suçun işlendiği tarihte yürürlükte bulunan 6728 sayılı Kanunun 63. maddesi ile değişik 5941 sayılı Çek Kanununun 5/1. maddesinde karşılıksız çek düzenlemek suçunun karşılığı olarak uygulanması gereken cezai yaptırım gün adli para cezası olarak benimsenmiş ayrıca adli para cezasının ödenmemesi durumunda 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106/3. maddesinde yer alan kamuya yararlı bir işte çalıştırma kararı verilmeksizin doğrudan hapis cezasına çevrilmesi yasa koyucu tarafından benimsenmiştir.

[12] Y.1.CD, E: 2021/6983, K: 2021/12939, T: 01.10.2021.

[13] Y.1.CD, E: 2021/6983, K: 2021/12939, T: 01.10.2021.