Tehdit suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106. Maddesinde suç olarak tanımlanmıştır.

Tehdit eyleminin ayrıca diğer bazı suçların tanımında ayrıca unsur olarak da yer aldığı görülmektedir. Örneğin, görevli memura görevin yapılması sırasında direnme suçunda tehdit eyleminin yer aldığını görmekteyiz.

Burada tehdidin koruduğu hukuki yarar üzerinde durmak gerekir. Tehdit suçu, kişilerin huzur ve sükunu hedef almakta ve bu huzur ve sükunu bozmaktadır. Bu şekilde tehdit eylemine maruz kalan kişiler kendini güvende hissetmemektedirler.

Bu nedenle, söz konusu madde ile, insanın kendisine özgü sulh ve sükununa karşı işlenen saldırılar cezalandırılmış olmaktadır. Ancak tehdidin bu yasal düzenleme ile muhafaza etmek istediği asıl menfaat, kişinin karar verme ve hareket etme özgürlüğünün tehdit ile oluşturulmaya çalışılan her türlü tehlikeden muhafaza edilmesidir.

Tehdit, çoğu zaman başka bir suçun unsurunu oluşturmaktadır. Ancak, bu suç tanımında, tehdidin kendisi bağımsız bir suç olarak tanımlanmıştır. Bu bakımdan tehdit suçu, genel ve tamamlayıcı bir suç olarak tanımlanabilir.

Tehdit eyleminde, gerçekleşmesi failin isteğinin yerine getirilmemesi kaydına bağlı bir tecavüz veya kötülük mağdura iletilmek suretiyle fail amacına ulaşmaya çalışmaktadır.

Suçun konusu

Tehdit suçunun konusu, kişinin hayatının veya vücut bütünlüğünün tehlikeye maruz bırakılacağının, suç teşkil eden belli bir eylemin gerçekleştirileceğinin, genel olarak kuvvet kullanılacağının veya herhangi bir kötülüğün, haksızlığın yaratılacağının bildirilmesi ile ortaya çıkmaktadır.

Tehdidin en önemli özelliği, kötülüğün gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hususunun tehdit edenin iradesine bağlı olmasından kaynaklanmaktadır.

Tehdit konusu kötülük veya haksız davranışın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği hususu failin takdirine bağlıdır.

Burada tehdit suçuna konu kötülüğün mutlaka tehdit eden fail tarafından gerçekleştirilmesi beklenmemelidir. Tehdit eylemi bir üçüncü kişi aracılığı ile bu kötülüğün gerçekleştirileceğinin bildirilmesi halinde de tehdit suçu oluşacaktır.

Tehdit suçun oluşması için tehdit konusu kötülüğün gerçekleşip gerçekleşmemesi herhangi bir öneme haiz değildir. Tehdidin objektif olarak ciddi bir nitelik taşıması yeterlidir.

Başka bir söylemle, istenilenin yerine getirilmemesi halinde tehdit konusu kötülüğün gerçekleşeceği ihtimali objektif olarak mevcut olması yeterli sayılmaktadır.

Tehdit suçunda kullanılan sözlerin, gerçekleştirilen davranışın mağdur konumundaki kişi üzerinde ciddi bir korku yaratması gerekir. Şayet suçta kullanılan sözler veya davranış, sonuç almaya elverişli, yeterli ve uygun değilse, tehdit suçu oluşmayacaktır.

Failin söz ve davranışlarının mağdur üzerinde ciddi şekilde korku ve kaygı yaratacak uygunluk ve yeterlilik içerip içermediği hususunun her somut olayda araştırılması ve tartışılması zorunluluğu bulunmaktadır.

Nesnel olarak ciddi bir nitelik oluşturan tehdidin somut olayda muhatabı üzerinde etkili olması şart değildir. Yani genel olarak ciddi bir niteliğe sahip söz ve davranışlarla mağdur tehdit edilmek istenmiş olmasına karşın; mağdurun, bu söz ve davranışları ciddiye almaması söz konusu olabilir. Bu halde de tehdit suçu yine oluşacaktır.

Tehdit suçunun oluşması, tehdide konu eylemin gerçekleşip gerçekleşmemesi veya mağdur üzerinde etkili olup olmamasına bağlı değildir.

Tehdit suçunda fail, kendisinin tehdit konusu haksız davranışı gerçekleştirebilecek olanak ve yeteneğe sahip olduğu düşüncesini mağdurda oluşturması yeterlidir.

Mağdurda bu düşünce oluştuktan sonra, failin tehdit konusu haksız davranışı gerçekleştirebilecek olanak ve yeteneğe gerçekte sahip olmaması herhangi bir öneme haiz değildir.

Mağdur tehdit konusu saldırının ciddi olduğuna hile kullanılmak suretiyle inandırılmış olması halinde de suç oluşacaktır. Fakat burada batıl inançların dikkate alınmayacağını söylemeliyiz. Örneğin, mağdura yönelik batıl inançlara dayanılarak bir kötülüğe maruz bırakılabileceği ve benzeri söylemler tehdit suçunun oluşumuna neden olmayacaktır. Batıl inançlar ile bir kimse tehdit edilmiş sayılmayacaktır.

Örneğin, mağdura yönelik olarak “seni papaz büyüsüyle bağlarım” şeklinde sözler tehdit suçunun oluşumu için yeterli sayılmayacaktır.

Tehdit konusu kötülük, mağdura değil de, bir üçüncü şahsa yönelik olabilir. Ancak, bu durumda mağdur ile üçüncü kişi arasında belli bir akrabalık, yakınlık ilişkisi mevcut olmalıdır.

Tehdit halinde kişi, tehdit konusu tecavüzün ileride vuku bulacağı beyanıyla korkutularak, belli bir davranışta bulunmaya zorlanmaktadır, mecbur edilmektedir.

Bu şekilde kişilerde bir güvensizlik duygusunun meydana gelmesi söz konusu olmaktadır. Bu nedenle, yasal düzenlemede yer alan suç, insanın kendisine özgü sulh ve sükununa karşı işlenen saldırıları cezalandırmaktadır.

Tehdit suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106. Maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesine göre, bir başkasının, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır. Bu suç şikâyete tabi bir suç olarak tanımlanmamıştır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106. Maddesinin birinci fıkrasının ikinci cümlesine göre ise, malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle gerçekleştiren tehdit suçunda, mağdurun şikâyetçi olması hainde, fail hakkında altı aya kadar hapis veya adli para cezasına hükmedilebilecektir.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106. Maddesinin birinci fıkrasında yapılan tanımda, tehdidin yöneldiği hukuki değere göre tehdit suçu bir ayırıma tabi tutulmuştur:

Suçun temel şekli

Tehdidin, mağdurun kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden söz edilerek işlenmesi halinde, söz konusu suçun temel şekli ortaya çıkmaktadır.

Daha az cezayı gerektiren hal

Tehdit suçunun, mağduru malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden söz edilerek gerçekleştirilmesi halinde ise, suçun temel şekline göre daha az cezayı gerektiren hal söz konusu olacaktır.

Bundan başka daha az cezayı gerektiren bu suçtan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılmasının, mağdurun şikâyetine bağlı kılındığını ifade edebiliriz.

Yasal düzenlemeye göre tehdit suçu, failin mağdurda ciddi bir korku meydana getirecek surette eylemde bulunmuş olması halinde varlığını hissettirecektir. Tehdit suçu ile oluşturulan korku bir başkasının zarara uğratılmasına yönelik olabilir. Örneğin müştekinin evladının zarara uğratılmasından kaynaklanabilecek bir tehdit eylemi bu suçun oluşumuna neden olabilir.

Tehdit suçuyla oluşturulmaya çalışılan korku, sadece kişilerin şahısları, onur ve saygınlıkları bakımından değil ve fakat malları itibarıyla güvenliklerini ihlal edici olduğu hallerde de suç kapsamında değerlendirilir.

Suçun oluşumu için korkunun kaynağı önemli değildir. Bir başka deyişle, ciddi korku ne suretle olursa olsun mağdur üzerinde oluşturulmuş ise, tehdit suçunun oluştuğunu söyleyebiliriz.

Buna karşılık mağdurda herhangi bir ciddi korku oluşturmaya yetmeyen beyanlar tehdit suçu kapsamında değerlendirilemez.

Belirtmek gerekir ki, tehdidin varlığı için, eylemin mutlaka sözle gerçekleştirilmesi gerekmemektedir. Örneğin mektupla, telefonla tehdit suçu işlenebileceği gibi failin hileli araçlar kullanması suretiyle de tehdidin yapılması mümkündür.

Tehdidin ağırlaştırıcı nedenleri

Tehdit suçu bazı durumlarda ağırlaştırılmış bir yaptırıma bağlanmıştır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106. Maddesinin ikinci fıkrasında, tehdidin ağırlaştırıcı nedenleri hüküm altına alınmıştır. Bu durumlar, tehdidin kapsadığı korkutma gücünün ciddiliği ve yoğunluğu hususunda mağdurda ciddi kaygılar oluşturmaya yetecek hallerdir.

Tehdit suçunda ağırlaştırılmış yaptırım uygulanmasını gerektiren haller şunlardır

Tehdit suçunun silahla işlenmesi (TCK m. 106/2-a): Tehdit suçu silahla işlenirse, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmedilebilecektir.

Tehdit eyleminin silahla gerçekleştirilmesi halinde, eylemin ortaya koyduğu ciddilik bir korkunun yaratılmasına daha kolay neden olur.

Tehdit suçunun Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle işlenmesi: (TCK m. 106/2-b) Aynı Tehdit suçunun, kendisini tanınmayacak bir hale getiren kişinin veya bir kaç kişinin birlikte olarak gerçekleştirilmesi halinde mağdurda oluşturulan korku çok yoğun olacaktır. Bu nedenle bu şekilde gerçekleştirilen tehdit suçu daha ağır bir yaptırıma bağlanmıştır.

İmzasız bir mektup veya özel işaretler kullanarak bir kişinin tehdit edilmesi halinde, mağdur üzerinde oluşturulan korkunun yoğunluğu bakımından bir duraksama yaşanmayacaktır. Örneğin mağdura gönderilmiş olan imzasız mektup kişinin kendisini savunma olasılığını ortadan kaldırmakta ve tehdidin ağırlığını, yoğunluğunu artırmaktadır.

Bundan başka mağdura gönderilmiş olan mektuplarda bulunan korkutucu öğelerin mağdurdaki korku düzeyini yükselteceğini ifade etmeliyiz. Örneğin, ucundan kan damlayan bıçak resimlerinin yapılması, tabanca veya mermi resimleri veya fotoğraflarının kullanılması, korku oluşturmaya yönelik özel işaretler kullanılması korku düzeyini yükseltecek ve mağdurdaki korkunun yoğun bir şekilde hissedilmesine neden olacaktır.

Tehdit suçunun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi (TCK 106/2-c): Tehdit suçunun birden fazla kişi işlenmesi halinde de, mağdur üzerinde oluşturulan korku düzeyi artacaktır. Yasa koyucu bu nedenle bu hali ağırlaştırılmış yaptırıma bağlamıştır.

Tehdit suçunun var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi (TCK 106/2-d):

Tehdit suçunun bu şekilde işlenmesi halinde, gizli veya açık, var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları tehdit gücü tehdit suçunda kullanılmaktadır. Bu şekilde mağdur üzerinde oluşturulan korku, mağdurun paniğe kapılmasına neden olacaktır. Yasa koyucu bu nedenle bu hali, suçun nitelikli hali olarak yasal düzenleme metnine dâhil etmiştir.

Tehdit suçunun nitelikli halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmedilecektir.

Tehdit amacıyla bazı suçların işlenmesi

Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da ceza verilmesi söz konusu olacaktır. (TCK m. 106/3)

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesinin üçüncü fıkrasında, tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya mala zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı da failin cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır.

Kişi tehdidinin ciddiliğini vurgulamak için, bir başkasını öldürmüş veya yaralamış veya malına zarar vermiş olması gibi durumlarda gerçek içtima hükümleri uygulanarak ayrıca bu suçlardan dolayı da failin cezalandırılması gerekecektir.

YARGITAY UYGULAMASI

Burada tartışmalı olan cinsel dokunulmazlığa yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit suçunda, failin kullandığı sinkaflı küfürlerin cinsel dokunulmazlığa yönelik bir saldırı niteliği taşıyıp taşımadığı hususudur.

Yargıtay, bazı kararlarında sinkaflı küfürleri hakaret olarak değerlendirmektedir.

Örneğin; Sanığın, katılana yönelik “senin a.nı sinkaf edeceğim, senin ananı sinkaf edeceğim, a.na şişe sokacağım, seni burada sinkaf edeceğim” şeklindeki cinsel nitelikli sözlerinin bir bütün halinde hakaret suçunu oluşturmaktadır. Nitekim Yargıtay bu örnekte belirtilen olayla ilgili olarak, unsurları itibariyle tehdit suçunun oluşmadığını, tehdit suçundan beraat kararı verilmesi gerektiğine hükmetmiştir.[1]

Görevi yaptırmamak için direnme suçunun tehdit unsurunun oluşması

Yargıtay, sanığın müşteki kamu görevlilerince işlemler için ekip otosuna bindirilmek istendiğinde "siz beni sinkaf etmeye mi götürüyorsunuz, ben sizi sinkaf ettiririm” şeklindeki sözler söylediği olayda, sanığın eyleminin bir bütün halinde görevi yaptırmamak için direnme suçunun tehdit unsurunu oluşturduğu, bu suretle sanık hakkında TCK’nın 265/1 ve 43/2. maddeleri uyarınca ceza tayin edilmesi gerekirtiğini, sadece hakaret suçundan sanığın cezalandırılmasına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğuna karar vermiştir.[2]

Gelecek zaman kipi kullanılarak söylenen sinkaflı sözler

Yargıtay, bazı kararlarında gelecek zaman kipi kullanılarak edilen sinkaflı küfürleri tehdit suçu kapsamında değerlendirmektedir.

Örneğin; Yargıtay bir kararında, sanığın müştekiye söylediği belirtilen “senin ananı sinkaf edeceğim” şeklindeki sözlerin müştekinin yakınının cinsel dokunulmazlığına yönelik tehdit suçu kapsamında kaldığına hükmetmiştir.

Tehdit sözleri ile birlikte kullanılan sinkaflı sözler

Yargıtay başka bir kararında ise birden fazla sanık tarafından söylenen ''hepinizin anasını avradını sinkaf edeceğiz, dışarıda sizinle hesaplaşacağız, devlete düşmanız biz, 18 yıl yemişiz zaten, bizim yerimize dağdakiler size yeter'' şeklindeki sözlerin bütün olarak TCK'nın 106/2-c maddesi kapsamında birden fazla kişiyle birlikte tehdit suçunu oluşturduğunu ifade etmiştir.[3]

Tehdit olarak değerlendirilen sinkaflı sözler

Yargıtay’ın bu konuya ilişkin verdiği bazı kararlarını bu aşamada dile getirmek faydalı olacaktır.

Yargıtay aşağıda belirtilen sözlerin cinsel dokunulmazlığa yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit suçunu oluşturduğuna hükmetmiştir:

- "Seni bütün Kürtlere sinkaf ettireceğim”[4]

- “seni şişenin üzerine oturturum, g... sokarım”[5]

- “sana kazık sokarım”[6]

- “senin gö..nü sinkaf ettireceğim”[7]

- "seni kötü sinkaf edeceğim"[8]

- "seni sinkaf edeceğim o paramı alacağım"[9]

- “senin ananı sinkaf edeceğim”[10]

- "... sinkaf ettirmeyin bir tarafınızı”[11]

Hakaret olarak değerlendirilen sinkaflı sözler

Yargıtay’ın sinkaflı sözlerin hakaret suçunu oluşturduğuna ilişkin kararları da bulunmaktadır.

Yargıtay aşağıda yer alan sinkaflı sözlerin hakaret suçunu oluşturduğuna hükmetmiştir. Bu emsal sözlerden bazıları şunlardır:

- "ananı avradını sinkaf ederim"[12]

- '' seni a..na korum, seni sinkaf ederim''[13]

- "piç kuruları, ananızı sinkaf ederim"[14]

Haksız tahrik olarak kabul edilen sinkaflı sözler

Yargıtay, bazı olaylarda söylenen sinkaflı sözleri hakaret kapsamında değerlendirmekte ve haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğine hükmetmektedir

Örneğin, mağdurun ''çık dışarı senin ağzını, yüzünü sinkaf edeceğim.'' şeklinde hakaret ettiği olayda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 29. maddesindeki haksız tahrik hükmünün sanık hakkında uygulanma imkânının olup olmadığı değerlendirilmelidir.[15]

Sinkaflı sözler kullanmadan cinsel dokunulmazlığa yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit

Bazen cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit suçunda, söylenen sözlerin sinkaflı sözlerle değil de, gerçekten saldırının niteliğini bariz bir şekill ortaya koyan sözlerle gerçekleştirildiği görülmektedir. Bu sözlerin söylenmesi ile faildeki tehdit kastı açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır.

Örneğin, failin söylediği “oğlum askerden gelsin, çocuğuna tecavüz ettireceğim” şeklindeki sözler, mağdurun yakınının cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bu olayda failin eylemi 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/1(1.cümle) kapsamında kalmakta, bu suçun takibinin şikâyete bağlı olmadığı gözetilerek yargılamaya devamla deliller değerlendirilerek suç sabitse mahkûmiyet, sabit değilse beraat kararı verilmesi gerekmektedir.

Şayet bu olayda yanlış nitelendirmeyle şikâyetten vazgeçme nedeniyle düşme kararı verilmiş ise bu hukuka aykırı bir durum oluşturacaktır.[16]

Sözlerin bir bütün halinde tehdit olarak değerlendirilmesi

Yargıtay bazı olaylarda ise, failin söylediği sinkaflı sözler ile birlikte tehdit niteliğindeki sözleri bir bütün olarak tehdit suçunu oluşturduğuna hükmetmektedir.

Örneğin; Yargıtay bir kararında, "Ulan şerefsiz, senin sülaleni sinkaf edeceğim, boş senedim var, ... eğer seni bulup sinkaf etmezsem, Antalya beni sinkaf etsin. O senetle senin yetmiş iki sülaleni sinkaf edeceğim, ... ulan adi şerefsiz bu yaptığın kancıklığı senden fitil fitil çıkaracağım, yerini öğrendim, o anahtarı senin münasip bir yerine sokacağım, benim paramı kimse yiyemedi, sen de yiyemeyeceksin" şeklindeki sözlerle tehdit ettiği mesaj tespit tutanağından anlaşılan olayda, failin mesajda yer alan sözlerin bir bütün halinde TCK'nın 106/1-1. maddesinde düzenlenen tehdit suçunu oluşturduğuna hükmetmiştir.[17]

Yargıtay bu olayda, iddianamede geçen sözlerden yalnızca "bu yaptığın kancıklığı senden fitil fitil çıkaracağım" sözüne yer vererek, eylemin TCK'nın 106/1-2. maddesi kapsamında kaldığı değerlendirilmek suretiyle, eksik inceleme ve yerinde görülmeyen gerekçe ile düşme kararı verilmesini bozma nedeni yapmıştır.[18]

Yargıtay bir başka kararında, sanığın söylediği kabul edilen “senin kızını ve karını eve sokacağım ve sinkaf edeceğim, seni de içeri alıp bacaklarını kıracağım” şeklindeki sözleri tehdit suçu kapsamında kaldığını ifade etmektedir.[19]

Sinkaflı sözlerin hakaret veya tehdit suçundan hangisinin kapsamında olduğuna yönelik hatalı nitelendirmeler

Bazen failin söylediği sinkaflı sözlerin hangi suçu oluşturduğu konusunda hatalı nitelendirmeler yapıldığı görülebilmektedir. Bu tür olaylarda öncelikle failin hangi kasıtlı ile sinkaflı sözleri söylediği tespit edilmelidir.

Örneğin, failin gelini konumundaki kişiye ''seni oğullarıma sinkaf ettireceğim.'' şeklindeki sözleri 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu 'nun 106/1-1. cümlesine göre mağdurun hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit niteliğinde olduğu kabul edilmelidir.

Bu nedenle bu sözler, sadece tehdit suçu kapsamında kalmakta ve sadece tehdit suçundan hüküm kurulması gerekmektedir. Nitekim Yargıtay’ın bu örnekteki nitelendirmesi bu şekildedir.[20] Şayet bu olayda, hakaret kastıyla söylendiği gerekçesiyle, tehdit suçundan beraat, hakaret suçundan mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırı olacaktır.[21]

İddianamede anlatımı yapılmayan sözlerin söylendiği kabul edilerek tehdit suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması

Yargılama makamı, dava edilmeyen, iddianamede yer almayan bir eylem hakkında kendiliğinden yargılama yapması ve hüküm vermesi mümkün değildir. Bu nedenle, mahkemenin iddianamede gösterilen ve faile isnat edilen eylemli ilgili karar vermesi gerekir.

Örneğin; sanık hakkında müştekiye bütün olarak hakaret teşkil eden ''senin ananı, bacını, avradını sinkaf ederim, orospu çocuğu'' şeklinde sözler söylediğinden bahisle hakaret ve tehdit suçlarından ayrı ayrı dava açılmış ve mahkeme bu sözleri bütün olarak hakaret olarak kabul etmiş ise, iddianamede anlatımı yapılmayan ''hepinizi öldüreceğim, evinizi yakacağım, burada ya sizden ya bizden birisi bugün ölecek'' şeklindeki sözlerin söylendiği kabul edilerek tehdit suçundan mahkumiyet hükmü kurulması 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 225/1. maddesine aykırı olacaktır.[22]

Hakaret suçunun yanında ayrıca tehdit suçunun da oluşması

Yargıtay bazı olaylarda hakaret suçu yanında tehdit suçunun da oluştuğunu belirtmekte ve bu yönde kararlar vermektedir.

Örneğin; sanığın söylediği "senin karını çoluğunu çocuğunu sinkaf ederim, senin o karını sinkaf edeceğim, senin o taptığın putu ilahı sinkaf edeceğim, ben en büyük İzmir'in mafyasıyım, seni sinkaf ederim, hepsinin a.... koydum, seninde a... koyacağım" şeklindeki sözlerinin, mağdurun ve yakınlarının cinsel dokunulmazlığına yönelik saldırı içermesi nedeniyle, hakaret suçunun yanında ayrıca tehdit suçunun da oluştuğu gözetilmelidir.

Yargıtay bu olayda, “sanığın atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak kesin, yeterli ve inandırıcı delil bulunmadığı” biçimindeki yerinde olmayan gerekçeyle suçlardan biri hakkında beraat kararı verilmesini hukuka aykırı bulmuştur.[23]

Sanığın geçmişte gerçekleşmesini istediği keşke anlamında ve temenni niteliğindeki sözlerinde tehdit suçunun unsurlarının oluşmaması

Yargıtay, “keşke” şeklinde kurulan ve “temenni” içeren ifadeleri tehdit suçunun oluşumuna yeterli görmemektedir.

Yargıtay bir kararında; tehdit eyleminin mağdurun kendisinin ya da yakınının hayat, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırıyı ileride gerçekleştireceğinden bahisle işlenmesi gerektiğinin yasal düzenlemede belirtildiğini, sanığın geçmişte gerçekleşmesini istediği “keşke” anlamında ve “temenni” niteliğindeki, “ayaklarına sıksaydın” şeklindeki sözlerinde suçun unsurlarının oluşmasına yetmeyeceğini, yasal olmayan gerekçeyle tehdit suçundan mahkumiyet kararı verilmesinin kanuna aykırı olacağını dile getirmiştir.[24]

Tehdit suçunun gıyapta işlenmesi

Yargıtay, tehdit suçunun mağdurun gıyabında da işlenebileceğini kabul etmektedir.

Yargıtay bir kararında; sanığın, katılanın gıyabında ve tanık huzurunda katılana yönelik söylediği "söyle o kocana onun a....koyacağım" biçimindeki sözlerinin, katılanın cinsel dokunulmazlığına yönelik saldırı gerçekleştirme niteliğinde olduğunu, bu nedenle 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/1-1. cümle kapsamında sanığın cezalandırılması gerektiğini, suç vasfında yanılgıya düşülerek aynı fıkranın 2. cümlesinden hüküm kurulmasının hukuka aykırı olduğunu hükme bağlamıştır.

(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)

---------------------------------------

[1] Y.23.CD, E: 2015/15821, K: 2016/6735, T: 26.05.2016.

[2] Y.18.CD, E: 2018/4437, K: 2018/11432, T: 19.09.2018.

[3] Y.4.CD, E: 2019/520, K: 2019/5103, T: 25.03.2019.

[4] Y.18.CD, E: 2015/9298, K: 2015/6453, T: 01.10.2015.

[5] Y.4.CD, E: 2014/11865, K: 2016/14477, T: 21.11.2016.

[6] Y.4.CD, E: 2013/3511, K: 2014/35829, T: 11.12.2014.

[7] Y.4.CD, E: 2013/16340, K: 2015/30114, T: 29.05.2015.

[8] Y.4.CD, E: 2014/49404, K: 2019/5064, T: 25.03.2019.

[9] Y.4.CD, E: 2014/47186, K: 2019/3353, T: 04.03.2019.

[10] Y.4.CD, E: 2014/46130, K: 2019/3472, T: 04.03.2019.

[11] Y.18.CD, E: 2017/642, K: 2019/4939, T: 13.03.2019

[12] Y.3.CD, E: 2019/4418, K: 2019/12529, T: 12.06.2019.

[13] Y.4.CD, E: 2019/580, K: 2019/4139, T: 12.03.2019.

[14] Y.3.CD, E: 2018/3510K: 2019/480, T: 21.01.2019.

[15] Y.4.CD, E: 2014/48732, K: 2019/3615, T: 05.03.2019.

[16] Y.4.CD, E: 2013/13657, K: 2015/28131, T: 30.04.2015.

[17] Y.4.CD, E: 2014/48309, K: 2019/4192, T: 13.03.2019.

[18] Y.4.CD, E: 2014/48309, K: 2019/4192, T: 13.03.2019.

[19] Y.4.CD, E: 2014/43015, K: 2019/1249, T: 05.02.2019.

[20] Y.4.CD, E: 2015/6061, K: 2019/10019, T: 28.05.2019.

[21] Y.4.CD, E: 2015/6061, K: 2019/10019, T: 28.05.2019.

[22] Y.8.CD, E: 2017/5106, K: 2019/3572, T: 12.03.2019.

[23] Y.4.CD, E: 2014/2028, K: 2016/6939, T: 12.04.2016.

[24] Y.4.CD, E. 2013/20231 K. 2015/31991 T. 24.06.2015.