Nice anlam barındıran türküler kulağıma bazen şöyle gelir:

Stajyerdim avukatlığın rengine kandım, hayale aldandım boşuna yandım.

Stajyerin sırtından doyan doyana, bunu gören yürek nasıl dayana.

Parsel parsel eylemişler dünyayı, bir stajyer unvanından gayrı nem kaldı.

Usta avukat usta avukat diye nicesine sarıldım, benim sadık yarım…?

Ardı sıra kulaklarım paslanır, sazın da akordu zaten kaçar. Fakat türküdür bu, hafife almamak gerekir, kolayca yeniden doğar.

Demem o ki geceleri türkü dinlemeyi, gündüzleri ise yaşam mücadelesi vermeyi çok severim.

Ben yine türkümü dinlerim de,

1) Kanunkoyucu bir senelik staj sürecinde ücret almadan çalışan stajyer avukatın hayatta kalıp kalamayacağını düşünür mü?

2) TBMM ya da TBB stajyer avukatlara staj süresince en azından asgari ücret verilmesini sağlayamaz mı?

3) Adliye stajının sözde değil özde yapılmasını gözetecek kanunlar hazırlanamaz mı?

4) Barolar avukatlara kısa bir ofis ziyaretinde bulunarak, stajyerin mesleki gelişiminin seyrini inceleyip, en azından bu konunun üzerinde durduğunu gösteremez mi

5) Her neyse, ne küçük pastaymış, o kadar dilekçe yazdım, adliyede koşturdum, o pastadan bana da bir dilim düşmez mi?

Sorular böyle böyle gider de,

İnsan haklarım ve insan onurum her gün zedelenirken,

Yaşam hakkım yok sayılırken,

Temel hak ve hürriyetlerimin aldığı yaralara yara bandı yetişmezken,

Stajyerler daima yakınlarınızda da,

Bizi görmezlikten gelenler, birileri vardır herhalde,

Siz neredesiniz?

...

Stj. Av. Uğur Konca, İzmir Barosu