Dış Ticarette karşılaşılan en önemli risklerden biri; taahhüt edilen malın sözleşmede belirtilen miktar, cins ve kalitede olmama veyahut bedelin ödenmemesidir. Tarafların genellikle taşıma ve sigorta masrafları gibi maliyetleri düşük tutup kar oranını artırma eğilimi olduğu gözlenmektedir. İç piyasada riskler teminat mektupları, garanti teminatları gibi hususlarla çözülebilirken; uluslararası piyasalarda sistem başka yönlere kaymıştır.

Uluslararası ticarette, teminat mektubu ve garanti mektupları da kullanılabilmekte iken; uygulamada karşılaşılan sistem AKREDİTİF’in bizatihi kendisidir. ABD[1] ve Japonya gibi ülkelerde bankaların yurt dışına teminat mektubu, garanti mektubu vermeleri yasaklanmış olduğundan; teminat ihtiyacı TEMİNAT AKREDİTİFLERİ (Stand-by Letter of Credit) ile giderilmeye çalışılmıştır.[2] Bu uygulama dünya ticaretine de benzer biçimde yansımıştır.[3]

Teminat Akreditiflerinin Türleri nelerdir?

- Performansa Dayalı Teminat Akreditifi (Performance Standby)

- Avans Teminat Akreditifi (Advance Payment Standby)

- İhaleye Katılım için Düzenlenen Teminat Akreditifi (Bid Bond/Tender Bond Standby)

- Kontr Teminat Akreditifi (Counter Standby)

- Mali Teminat Akreditifi (Financial Standby)

- Doğrudan Ödemeli Teminat Akreditifi (Direct Pay Standby)

Teminat Akreditifi ya da Şarta bağlı L/C Neler içerebilir?

- Malın teslimi

- Mal bedelinin ödenmesi

- Taşımanın yapılması

- Verilen kredinin ödenmesi

- Gümrük vergilerinin ödenmesi

- Sigorta şartlarının yerine getirilmesi

- Sözleşme imzalanması

- İhaleye katılım gibi şartlar içerebilir.

Teminat akreditifi/İhtiyat akreditifi/garanti akreditifi (Stand-by Letter of Credit) nedir?

Ödeme garantisine benzer bir işleve sahiptir. Nitelik olarak üçüncü şahısla yapılan sözleşmenin yerine getirilmemesi halinde ödemede bulunulacağını teyit eden akreditiftir. Akreditifi açan banka üçüncü şahıs adına lehtara garanti vermektedir. Ancak önemli olan husus ise ödemenin hangi olgunun gerçekleşmemesi konusunun kesin ve net olmasıdır.[4] 1000 maddelik bir sözleşme sunup, sözleşmenin ihlal edilip edilmediği yargı merciince belirlenecek biz vaziyete bırakılmışsa o halde bu akreditiften istenilen fayda elde edilemeyecektir. Bu akreditif türü özellikli bir tür olduğundan dolayı mal alım satımına bağlı işlerden çok hizmet yahut belirli bir işlerin yerine getirilmesi ya da getirilmemesi halinde kullanılır.

Tür olarak; teminat mektubu vasfındadır. Ayrıca; bağımsızlık vasfı mevcuttur. Yani; aradaki ilişki ve yükümlülüklerden hariç olarak akreditif altında gösterilmesi gereken belge ibrazı ile ödemenin yapılması hususunu içermektedir.

İnşaat sözleşmeleri sebebi ile bu akreditif sık kullanılır. Ayrıca para ve sermaye piyasalarında da yapılan işlemlere taahhüt oluşturmak için de kullanıldığı alanlar mevcuttur.

Yargıtay kararında, “Stand-by akreditif uzun vadeli alışverişler, büyük iş akitleri ve borçlanmalar gibi konularda kullanılan bir çeşit teminat mektubudur. Banka teminat mektubunu akreditif olarak düzenleyip işlemleri bu şekilde güvence altına almaktadır. Ancak stand-by akreditif normal akreditiften farklı olup bu akreditifte edimin ifa edilmemesi üzerine ödeme yapılır.‟ olarak geçmektedir.[5]

Neden Teminat Akreditifi kullanılmalıdır?

Sözleşme edimine aykırı davranılması halinde; zararın karşılanması amacı sağlanır. Bu tip akreditifin kullanılması tarafları sözleşmeye uygun davranmaya zorlayacaktır. Ayrıca; zararın oluşması halinde de dava, tahkim vs yollarda alacak takibi yapmaya gerek kalmadan zarar bedeli doğrudan tahsil edilebilecektir.

Teminat Akreditifi ile Ticari akreditif arasındaki fark nedir?

Ticari akreditif alıcı veya işveren talimatı ile satıcı veya müteahhit lehine açılırken, garanti akreditifi satıcı veya müteahhit emriyle alıcı veya işveren emrine açılır.[6]

Ticari akreditifler sadece mal alımına yönelik açılmakta, akreditif şartlarına uyulması ve bunun belgelerle kanıtlanması halinde lehdara ödeme güvencesi verir. Teminatlı akreditif (stanby L/C) ise her türlü mal, hizmet, ödeme garanti konusunu kapsar.

Ticari akreditifte; amir banka, sözleşme ile belirlenen taahhüdün yerine getirildiğinin yani malın sevk edildiğinin veya hizmetin yapıldığının fatura, taşıma belgesi vs ile belgelenmesi halinde lehdara ödemede bulunur. Teminat akreditifinde ise taahhüdün yerine getirilmemesi üzerine lehdarın uğradığı zararı telafi etmek maksadı ile ve yine lehtar tarafından bunu ispata yönelik düzenlenen belge ibrazı karşılığında lehdara ödeme yapmayı taahhüt etmektedir.[7] Risk bakımından değerlendirilme yapıldığında ise; ticari akreditifte, malın sevki fatura, malın yüklendiğini gösteren belge ile teminat konusu risk minimuma iner. Teminat akreditifinde ise ödemeler lehtarın yazılı talebi üzerine ve 3. Kişiler tarafından düzenlenen kopya belge ile yapılacağından risk içerebilir.[8]

Bu durumda; bankanın işin yapılmadığını doğrudan denetleme imkanı yoktur, sadece kendisine ibraz edilen belge karşılığında taahhüdün yerine getirilmediğini belge üzerinden inceler ve belge üzerinde teminatı lehtara verir. Bankanın yetkisinin sınırlı olduğu ve yorum yapma yetkisinin olmadığı sadece belge üzerinden inceleme yaparak ödeme yapacağı unutulmamalıdır. Ancak mahkeme kararı ile amir banka itirazda bulunabilir.

Tam ters durumda ise; taraflar birbirlerinin taahhütlerini akreditif çerçevesinde yerine getirdi ise; bu halde de bloke edilen teminatın geri dönmesi gereklidir. Tabi en çok tartışılan konulardan biri de akreditifin açılmasından kapanmasına kadar geçen süre zarfındaki faiz kaybıdır. Bu kapsamda ise; bankalar düzenledikleri teminat mektubu karşılığında komisyon alırlar ancak; teminat bedelinin ödenmesi gerekir ise de bu halde bir para alacağı doğacağından banka bunu kredi gibi değerlendirip FAİZİ ile birlikte geri alma yöntemine başvurabilir.

Teminat Akreditifi ile Teminat Mektubu aynı mıdır?

Her iki yöntem de amaçları bakımından aynı olmakla beraber; usul bakımından farklılıklar taşımaktadır.

Öncelikle birkaç benzer noktasından bahsetmekte fayda vardır:

1- Her ikisinde de belirli bir risk garanti edilmektedir.

2- Garanti edilen risk kapsamı dışında kalan zararlardan banka sorumlu değildir bu sebeple bankadan talep edilmesi mümkün değildir.

3- Garanti belirli bir limit dahilindedir yani ucu açık yorumlamayı gerektirir bir limit konulamaz.

4- Bağımsız bir borç yüklenilmesi durumu söz konusudur. Tarafların ticari ilişkilerinin mahiyeti ile teminat birbirinden farklı olarak değerlendirilir.

5- Pek az görülmekle birlikte bankanın kendine ait defileri ileri sürerek ödeme yapmaması mümkündür.[9]

Farklılıklar ise ibraz edilen belgeden hareketle oluşmaktadır.

Teminat mektubu, borçlu edimini yerine getirmezse muhatabın zararını telafi etmek amacıyla garantör tarafından düzenlenerek muhataba teslim edilen bir taahhüttür. Teknik olarak; teminat mektubunu düzenleyen banka tarafından KOŞULSUZ ve ŞARTSIZ muhatabın ilk yazılı talebinde ödeneceği kaydını içerir.[10]

Teminat mektubu da aynı teminat akreditifinde olduğu gibi şartlı garanti mektubu olarak da düzenlenebilir. Ancak uygulamada bu yöntem; teminat akreditifine çevrilmektedir.

Teminat akreditifi de benzer biçimde, borçlunun edimini yerine getirmeme durumu gözetilerek, lehine akreditif düzenlenen tarafın zararını telafi etmek üzere garantör tarafından düzenlenerek akreditif lehdarına iletilen bir taahhüttür. Duruma ilişkin yani şarta ilişkin belge ibrazına ilişkin muhatabın yapacağı başvuru ile ödeme alacağını içeren teminat şartlı garanti mektubu/stanby L/C gibi isimlerle adlandırılır.

Sonuç olarak; şarta bağlı teminatlı akreditif, uygulamada büyük boyutlu projelerde, ihalelerde ve dış ticarette sıklıkla uygulanmakta olan bir yöntemdir. Özellikle dış ticarete yeni başlayan veya tarafların birbirlerini tanımadıkları hallerde teminat mektubu, şartlı garanti mektubu veya teminat akreditifi; hem hukuki bir baskı oluşturacak hem de sözleşmeye uygun davranma gerekliliği hususunu ortaya çıkaracaktır.

---------------------------------------------

[1] 1864 tarihli Ulusal Bankalar Kanunu’na göre (National Bank Act)

[2] Nihat Turhan,Dış Ticaret ve Akreditifli İşlemlerin Uluslararası Uygulama Klavuzu,2013, sf:204

[3] Erkut Onursal, Mevzuat ve Teknik Yönleri ile Dış Ticaret, Seçkin Yayıncılık,2013,sayfa:351

[4] Tunay Köksal,Uluslararası Ticaret Hukuku, Adalet Yayınevi,2012, sayfa:109

[5] Elvan Şafak (2010),Teminat mektubu ve Teminat Akreditiflerinin Değerlendirilmesi, Yüksek Lisans Tezi, sf:74

[6] Erkut Onursal, Mevzuat ve Teknik Yönleri ile Dış Ticaret, Seçkin Yayıncılık,2013,sayfa:350

[7] Erkut Onursal, Mevzuat ve Teknik Yönleri ile Dış Ticaret, Seçkin Yayıncılık,2013,sayfa:350

[8] Nihat Turhan,Dış Ticaret ve Akreditifli İşlemlerin Uluslararası Uygulama Klavuzu,2013, sf:206

[9] Elvan Şafak (2010),Teminat mektubu ve Teminat Akreditiflerinin Değerlendirilmesi, Yüksek Lisans Tezi, sf:75

[10]Feridun Kaya,Dış Ticaret ve Finansman, Beta yayınları, 2013, sayfa: 67