Ankara Bölge Adliye Mahkemesi Birinci Hukuk Dairesi Başkanı Zeynep Öksüzoğlu, son 27 ayda aile içi şiddet sonucu yargıya ulaşan 856 bin 20 olayda tedbir kararları alındığını açıkladı. Öksüzoğlu, şunları söyledi: “Yüzde 38-39 aralığında kadın şiddete uğruyor hayatlarının bir bölümünde. Şiddet mağdurlarının yüzde 82’si kadınlar, yüzde 6’sı çocuklar, kalanı erkekler. Koruyucu tedbir kararları (yani iş yeri değişikliği, kimlik değişikliği gibi) 2017’de 50 bin 758, 2018’de 47 bin 715, 2018 1 Nisan itibariyle 11 bin 211. Önleyici tedbir kararlarının sayıları çok daha fazla. 2017’de 295 bin 618, 2018’de 358 bin 499, 2019 Nisan itibariyle 92 bin 219 karar verilmiş. Bunları Emniyet verilerinden aldım. Müthiş rakamlar ve gerçekten mahkemelerin iş yükünü çok fazla artırıyor. Hatta Adalet Bakanlığı aile içi şiddet mahkemelerinin kurulması konusunu düşünüyor. Onun da artı ve eksi yönleri var, sanırım bakanlığımız bu konuyu tartışıyor.”

GERÇEK MAĞDURU BULMALI

Hürriyet'ten Bülent Sarıoğlu'nun haberine göre; Ankara Aile İçi Şiddetle Mücadele Savcısı Emine Avcıoğlu da şu anda her bir savcının elindeki aile içi şiddet dosyasının 10 bini geçtiğini vurguladı. Yasal hakların bazen kötüye kullanımından da yakınan Avcıoğlu, şöyle devam etti:

“Sayı çok fazla. Bize günde 100’e kadar başvuru geliyor. Yıllık bir savcı 2 bin 500 dosya bakıyor. Ankara’da şu anda yıllık 12 bin civarı şiddet dosyamız var. Bu nedenle her öldürülen kadında ‘Haksız yere yasayı kullanan kadınların da rolü var’ diyorum. Çok evraka boğmamak lazım, gerçek mağduru bulmak lazım. Elektronik kelepçeyi çok talep ediyorlar ama elimizde çok az. Çok pahalı bir yöntem olduğu söyleniyor. En fazla mağduriyet, madde bağımlılığı ve akıl hastaları olan ailelerde. Madde bağımlılığı korkunç. En önce uyuşturucuyla etkin mücadele etmek lazım. Bir de çocuklar gerçekten arada çok zarar görüyor. Bakıyorsunuz, 5 yaşında çocuk, ruh sağlığı tamamen bozulmuş, anne baba çatışırken arada çocuk bitmiş. Büyükler bir şekilde sesini çıkarabiliyor, ama çocuk çok mağdur.”

KÖTÜYE KULLANIMI AVUKAT YAPIYOR

Aile hâkimliği döneminde aldığı kararlarla tanınan avukat Eray Karınca da meslektaşlarını uyardı. Karınca, şöyle dedi: “Kötüye kullanma nerede oluyor? Bunu daha çok benim meslektaşlarım yapıyor; yani vatandaş, kadın yapmıyor. Birçok kadın hakikaten çok vefakâr, cefakâr veya güçsüz. Yani öyle şımarık, kötü bir kadınımız yok bizim. Boşanma davasında ön almak için ‘Önce kocayı korkutayım’ diye pat diye böyle bir şey avukatlar tarafından yapılıyor. Benim önerim şu: Boşanma davası açılmışsa artık eşler başka bir hukuki rejime geçmişlerdir. Hemen dosyanın boşanma davasıyla birleştirilip hâkim tarafından değerlendirilmesi bu tür kötüye kullanımları önler.” 

‘MEDYA DİLİNİ DEĞİŞTİRMELİ’

YARGIÇLAR, Meclis’te özellikle medyanın şiddet haberlerini sunumundan yakındı. Daire Başkanı Zeynep Öksözoğlu, “Basının kadına yönelik şiddetle ilgili haber yapma yönteminin kesinlikle değiştirilmesi lazım. Bir tanesinde ben akşam haberlerde izledim, kadının gözleri mor, kolları kırılmış, kaburgaları kırılmış, ertesi gün sabah hangi hastanenin, hangi katında, hangi odada yattığını söyledi televizyon. Sabah dosya benim önüme geldi. Yani diyor ki kocaya ‘Gel, bu kadını öldür.’ Mağdur değil, şiddet uygulayan teşhir edilmeli” dedi. Ankara İkinci Aile Mahkemesi Hakimi Ramazan Karakaya ise “Bir yerde ‘Kendisini aldatan karısını affetmedi’ yazmak var, ‘Karısını öldürdü, katil oldu’ yazmak var. Şimdi, birinde bilinçaltında övgü var. Bu çok önemli” diye konuştu.