Oybirliği ile verilen örnek karar dünkü Resmi Gazete’de yayımlandı. Anayasa Mahkemesi (AYM) kararına göre, sınıf öğretmeni K.Ş. aynı ilçede bir kamu kurumundaki memur ile 2010’da evlendi. Eşi tarafından 15 Nisan 2015 tarihinde darp edilen K.Ş., İzmir 2. Aile Mahkemesi’ne başvurdu. Mahkeme, öğretmenin başvurusu üzerine koruma talebinin kabulüne ve tedbir uygulanmasına karar verdi. Bu karar birkaç defa daha uzatıldı. Öğretmen K.Ş., daha sonra İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne başvurarak can güvenliğinden endişe etmesi sebebiyle görev yerinin değiştirilmesini talep etti. Ancak talebi reddedildi.

'OKULA GİDERKEN GÜZERGÂHIMIZ AYNI'

Görev yeri değiştirilmeyen K.Ş. boşanmak istediği eşi tarafından 13 Aralık 2015’te bıçaklandı. 21 Mart 2016’da çift boşandı. K.Ş. 31 Mayıs 2016’da İzmir 7. Aile Mahkemesi’ne başvurarak işyerinin değiştirilmesini bu kez mahkemeden talep etti. K.Ş. dilekçesinde eski eşinin çocuklarıyla görüşürken kendisini darp ettiğini ve ölümle tehdit ettiğini, okula gitmek için her gün kullandığı güzergâhı eski eşinin de kullandığını, yaşantısını sürdürmek için ihtiyaç duyduğu yerlerin eşinin çalıştığı yere çok yakın olduğunu bu sebeple sürekli korku içinde olduğunu ve can güvenliğinden endişe ettiğini savundu.

>> AYM KARARI İÇİN TIKLAYINIZ

MAHKEMEDEN RET: TALEP İDARİ MAHİYETTE

İzmir 7. Aile Mahkemesi bu talebi, “idari mahiyette olduğu” gerekçesiyle reddetti. Mahkeme ve Bakanlık K.Ş.’nin, eski kocasının kendisini öldürmekle tehdit etmesi ve darp suçlarından cezalandırıldığına dair mahkeme kararlarını sunmasına rağmen talebi kabul etmedi. K.Ş, son çare olarak AYM’ye başvurdu. AYM 17 Temmuz’da, “kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiğine” hükmederken 10 bin TL tazminata karar verdi. AYM, K.Ş.’yi haklı bulurken, yerel mahkemelerin koruma ve tedbir kararı verirken işyerinin değiştirilmesi talebinin geri çevrilmesini eleştirdi. “İhlalin mahkeme kararlarından kaynaklandığı anlaşılmaktadır” tespiti yapan ve tayin talebinin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından reddedilmiş olmasından dolayı ihlalin idare tarafından işlendiğine de hükmeden AYM kararında şunlar belirtildi:

DEVLET YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜ YERİNE GETİRMEDİ

“Boşandığı eşi tarafından başvurucuya yöneltilen davranışlar dikkate alındığında başvurucunun içi nde bulunduğu ciddi can güvenliği risklerine dair hiçbir somut açıklama, değerlendirme ve gerekçe ortaya konulmadığı anlaşılmıştır. Buna göre karardaki gerekçelerin başvurucunun maddi ve manevi varlığının korunması hakkı bağlamında ilgili ve yeterli olmadığı sonucuna varılmıştır. Başvurucunun can güvenliğinin tehlikede olduğunu somut temellere dayalı olarak açıklayarak önce çalıştığı kuruma daha sonra da yargı makamlarına iletmiş olmasına karşın, Milli Eğitim Bakanlığı ve İzmir 7. Aile Mahkemesi’nin şiddet mağduru başvurucuyu korumaya yönelik tedbirleri sağlama yönündeki pozitif yükümlülüklerine uygun hareket etmedikleri anlaşılmaktadır. Bu durumda başvurucunun maddi ve manevi varlığının korunması hakkı kapsamında devlete ait pozitif yükümlülüklerin gereği gibi yerine getirildiğinden söz edilemez.” (Oya Armutçu / Hürriyet)