GİRİŞ

Haksız Fiil Sorumluluğunda esas olan kusur sorumluluğudur. Ancak bazı hallerde kişinin kusuru olmasa dahi zarar görene karşı sorumlu tutulması mümkündür. İşte bu hallerde oluşan sorumluluğa, yani kişinin kusuru bulunmadığı hâlde sorumlu tutulduğu sorumluluk türüne kusursuz sorumluluk denilmektedir[1]. Kusursuz Sorumluluk, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 65 ila 71. Maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bu hükümler uyarınca kusursuz sorumluluğun; hakkaniyet sorumluluğu, özen sorumluluğu ve tehlike sorumluluğu olmak üzere bazı özel halleri vardır. Hakkaniyet Sorumluluğunun temelinde hakkaniyet ilkesi yatar. Buna göre, hakkaniyet gerektiği takdirde ayırt etme gücüne sahip olmayan kişinin verdiği zarardan sorumlu tutulabilir. Burada, zarar veren ile zarar görenin ekonomik durumları gibi sebeplerin karşılaştırılması söz konusu olmakta ve bu karşılaştırma sonucunda, hakkaniyet ve adalet duyguları, zarar verenin, zarar görene oranla ekonomik yönden daha güçlü durumda bulunması hâlinde, zarar veren kusur olmamasına rağmen sorumlu tutulabilir[2]. Tehlike Sorumluluğunun temelinde tehlike ilkesi yatar[3]. Özen Sorumluluğu kapsamında ise adam çalıştıranın sorumluluğu, hayvan bulunduranların sorumluluğu ve yapı malikinin sorumluluğu düzenlenmiştir. Bu çalışmada kusursuz sorumluluk hallerinden hayvan bulunduranın sorumluluğu incelenecektir.

I. Hayvan Bulunduranın Sorumluluğu

Hayvan bulunduranın (idare edenin) sorumluluğu, özen sorumluluğuna dayalı bir sorumluluk türüdür. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 67. Maddesinin 1. Fıkrası uyarınca “Bir hayvanın bakımını ve yönetimini sürekli veya geçici olarak üstlenen kişi, hayvanın verdiği zararı gidermekle yükümlüdür.” Maddede hayvan bulunduran deyimi ile kastedilen, 1.fıkranın ifadesinden anlaşıldığı üzere, hayvan üzerinde fiilî egemenliğe sahip olan kimsedir[4]. Hayvan bulunduranın sorumluluğuna ilişkin düzenleme incelenirken dikkat edilmesi gereken husus, kusursuz olarak sorumlu tutulacak kişinin daima hayvanın sahibi olması gerekmeyeceğidir. Hayvanı bulunduran, verdiği zarardan sorumlu olan kişi, “hayvanın maliki” olabileceği gibi “kiracısı” veya “intifa hakkı sahibi” de olabilir[5]. Bu husus Yargıtay tarafından da “ BK 56 ncı (TBK 67) maddesindeki hayvan, insan tarafından elde tutulabilen, yönetilebilen kontrol edilebilen üzerinde hakimiyet kurulabilen hayvandır. Yani söz konusu hayvan o kişinin hâkimiyeti altında olmalıdır. Hayvanın maliki olması şart olmayıp, oluşan zarar sırasında hayvan o kişinin gözetimi altında ise sorumlu olmaktadır.”[6] denilmek suretiyle açıkça benimsenmiştir. Keza hayvan bulunduran kişinin illa gerçek kişi olması gibi bir zorunluluk olmayıp tüzel kişiler de yine bu zarardan sorumlu tutulabilmektedir.

II. Kurtuluş Beyyinesi

Türk Borçlar Kanunu’nun 67. Maddesinin 2. Fıkrasında “ Hayvan bulunduran, bu zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ederse sorumlu olmaz.” diyerek hayvan bulunduranın sorumluluğunda kurtuluş beyyinesi (kanıtını) düzenlemiştir. Bu hüküm uyarınca hayvan bulunduran kanunun yüklemiş olduğu gerekli özeni gösterdiği hâlde zarar doğmuşsa, hayvan bulunduran meydana gelen zarardan sorumlu olmayacaktır. Örneğin, bir kurt köpeğinin sahibi, köpeği etrafı telle çevrili bir yerde muhafaza ederken, bir şahıs telleri kesip köpeğin bulunduğu yere girmişse ve köpek tarafından ısırılmışsa, köpeğin sahibi hayvanın zarar vermemesi için gerekli tedbiri aldığını ispat ederek sorumluluktan kurtulabilir[7].

Hayvan idare edenin sorumluluktan kurtulmak için başvurabileceği ikinci imkân nedensellik karinesini çürütmektir[8]. Hayvan bulunduran, gerekli özeni gösterdiğini ispat edemediği için fiil karinesini çürütememesine rağmen, gerekli özeni gösterse idi dahi zararın meydana geleceğini ispat edebilirse, nedensellik karinesini çürütmek suretiyle sorumluluktan kurtulur[9].

III. Başvuru (Rücu) Hakkı

Türk Borçlar Kanunu’nun 67. Maddesinin 3. Fıkrası uyarınca “Hayvan bir başkası veya bir başkasına ait hayvan tarafından ürkütülmüş olursa, hayvanı bulunduranın, bu kişilere rücu hakkı saklıdır.” denmiştir. Bu husus hayvan bulunduranın sorumluluğundaki nedensellik bağı ile ilişkilidir. Hayvan, bir başkası veya başkasına ait hayvan tarafından ürkütülmüş olduğu için zarar doğduysa, bu hâlde hayvan bulunduranın sorumluluğu ile meydana gelen zarar arasındaki nedensellik bağı kesilmiş olacaktır. Bu sebepledir ki kanun, hayvan bulundurana, hayvanın zarar meydana getirmesine sebep olan kişilere rücu imkânını saklı tutmuştur. Örneğin, şoför (Ü)’ nün bir yayayı uyarmak için çaldığı klaksondan (A)’nın bulundurduğu hayvan ürküp bir kişiye zarar vermişse, şoför (Ü)’ yü bu zarardan sorumlu tutmak mümkün değildir. Zira, zararla klakson çalma arasında uygun nedensellik bağı yoktur. Buna karşılık (Ü), hayvanı ürkütmek için klakson çalmışsa, ürken hayvanın verdiği zarardan sorumludur, zararla fiil arasında uygun nedensellik bağı vardır. (A), zarara uğrayana TBK. m. 67 uyarınca ödeyeceği tazminat için (Ü)’ ye rücu edebilecektir[10].

IV. Alıkoyma Hakkı

Alıkoyma hakkı, TBK. m. 68’de düzenlenmiştir. Bu hüküm uyarınca: “Bir kişinin hayvanı, başkasının taşınmazı üzerinde bir zarar verdiği takdirde, taşınmazın zilyedi, o hayvanı yakalayabilir, zararı giderilinceye kadar alıkoyabilir; hatta durum ve koşullar haklı gösteriyorsa hayvanı diğer yollarla etkisiz hâle getirebilir.” Eski Borçlar Kanunu’nda “etkisiz hâle getirebilir” yerine ‟ Eğer hâl ve maslahat icap ederse, gayrimenkul zilyedi o hayvanı öldürebilir” denilmekteydi. TBK. m. 68/1’de yapılan değişiklikle “etkisiz hale getirebilir” denmek suretiyle doğrudan hayvanı öldürme hakkı değil fakat son çare olarak gündeme gelebileceği anlamına gelmektedir. Aynı maddenin 2. Fıkrasında ise “Bu durumda, taşınmazın zilyedi derhâl hayvan sahibine bilgi vermek ve sahibi bilinmiyorsa, onun bulunması için gerekli girişimleri yapmak zorundadır.” demek suretiyle taşınmazın sahibine birtakım yükümlülükler yüklemiştir.

SONUÇ

Kusursuz Sorumluluk, bir kusur unsuruna bağlı olmaksızın, kanunun öngördüğü hallerde kusur aranmadan haksız fiil sebebiyle sorumluluk halidir. Hakkaniyet sorumluluğu, özen sorumluluğu ve tehlike sorumluluğu borçlar kanununda düzenlenen kusursuz sorumluluk hâllerindendir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda 67 ve 68. Maddelerde düzenlenen “hayvan bulunduranın sorumluluğu” özen sorumluluğuna ilişkin bir sorumluluk türüdür.

Bir hayvanın bakımını veya yönetimini geçici veya sürekli olarak üstlenen yani fiili egemenliğe sahip olan kişi o hayvanın verdiği zararı gidermekle yükümlüdür. Ancak kanun bazı hâllerde bu sorumluluktan kaçış imkânı tanımıştır. Bunlardan ilki, hayvanı bulunduran kişinin, zararın doğmasını engellemek için gerekli özeni gösterdiğini ispat ettiği hâldir. İkincisi ise, meydana gelen zarar ile kendisi gerekli özeni gösterse idi dahi bu zararın meydana gelecek olduğudur. Zira ikinci durumda artık gerekli özenin gösterilmemesi ile meydana gelen zarar arasında nedensellik bağı bulunmamaktadır.

Hayvan, bir başkası veya bir başkasına ait hayvan tarafından ürkütülmüş olursa hayvan bulunduranın, bu kişilere rücu hakkı vardır. Ancak önemle belirtmek gerekir ki, ürküten şahsın, ürken hayvanın meydana getirdiği zarar dolayısıyla sorumlu tutulabilmesi için ürküten şahsın fiilinin hayvanı ürkütmeye yönelik olması gerekmektedir.

Son olarak, TBK. m. 68 “alıkoyma hakkı” nı düzenlemiştir. Bu hüküm uyarınca, bir kişinin hayvanı, başkasının taşınmazı üzerinde olmak kaydıyla bir zarar verdiyse, o taşınmazın zilyedi, o hayvanı yakalayabilecek, zararı giderilinceye kadar alıkoyabilecek ve hatta hâlin bütün şartları haklı gösteriyorsa o hayvanı etkisiz hâle getirebilecektir.

---------------------

[1] Uyar Özbek, s.20.

[2] Nart, s.49.

[3] Yücel, s.34.

[4] Oğuzman/Öz, s.157.

[5] Reisoğlu, s.189.

[6] Yargıtay 3. Hukuk Dairesi T. 26/11/2019 2019/4263 E. , 2019/9309 K.

[7] Oğuzman/Öz, s.165.

[8] Oğuzman/Öz, s.165.

[9] Tandoğan, s.133.

[10] Oğuzman/Öz, s.168.