Bazen sabır gereklidir başarı için bazen gayret. Bazen daralır etrafımızdaki çember. Boğulur gibi oluruz. Başarısızlıklar çalar art arda kapımızı. İş yeri açarız, kimse çalmaz kapımızı. Kendimizle başbaşa kalırız. Duvarlar üzerimize üzerimize gelir.

Elbette çalışmaktır başarının anahtarı.

Ancak ben bugün size başka şeylerden bahsetmek istiyorum. İnanmaktan bahsedeceğim, istemekten bahsedeceğim.

Babam, emekli olmuştu, bir dükkan açtı, bir kaç kişi de yanında çalışıyordu. Erkenden açardı dükkanını. Bir sabah yanına uğradığımda paçalarını sıvamış, dükkanı yıkıyordu.

Dedim ki baba, ‘diğer işçilerin yıkasaydı’. ‘Olsun oğlum’ dedi. ‘Bu benim dükkanım’. Sonraları babam ordan sanırım ikinci bir emekli maaşı kadar bir gelir elde etti. Sonra bir kooperatif yapmaya başladı. Sabahın erken vakitlerinde kalkar giderdi. Alnının akıyla o işten de çıktı.

Sonraları okuduğum bir hikayeyle birleştirdim bütün bunları. Bir ermiş kişinin talebeleri odun topluyorlarmış. Ermiş kişi de odun toplamaya başlamış. Talebelerinden biri bakmış, zayıf, ihtiyar hocasının beş seferde topladığını kendisi bir seferde topluyor, demiş ‘hocam siz zahmet etmeyin, sizin beş kerede topladığınızı ben zaten bir kere de topluyorum’. Hocası talebesine demiş ki, ‘sen bilmezsin, gayret ne büyük bir duadır’.

Gerek bu hikayeden gerekse babamdan gördüğümü yaptım hep. Her çalıştığım yere emeğim sinsin, kokum sinsin istedim. Üniversitemde çalışırken gece gündüzüm olmadı. İşin olduğu her daim ordaydım. Beni mesailer bağlamadı, yaz tatilimi kesip çalışmaya geldiğim bile oldu. Sonra bir ofisim ve yanımda benden genç çalışanlarımız oldu. Ofisi temizleyenler var elbette. Ama her kirlenmeden elbette yoklar. Bazen lavaboda ellerimi sildikten sonra yer kirlenmişse ben sildim yerleri. Buna hiç de üşenmedim. Evet, ben bir profesörüm, ben belki de ofisin en kıdemlilerindenim, belki de hiç ihtiyacım yok ne çalışmaya ne de ofise. Ama bunlar değil önemli olan.

Kimler ne düşünür bilemem ama ben hep şöyle düşündüm.

Belki bereket -babam gibi- o yerin temizlenmesinde belki erkenden ofisi açılmasında.

Ben de gayretin ne büyük dua olduğunun farkındayım.

Beni tanıyanlar bilir aslında. Büyük adımlarım yok benim. Büyük koşularım ya da uzun nefeslerim de yok. Ama adımımı attığımda geriye dönmedim hiç. Tuttuysam bir işten, öyle sıkı tuttum ki, parmaklarım kopsa da bırakmamak üzere.

Sevgili öğrencilerim ve dostlarım,

Yürüdüğümüzde arkamızda izler kalıyorsa, heybenizde hayat ve bereket doluyorsa bu sadece inanmaktan, istemekten ve gayrettendir.