Düşünce ve ifade özgürlüğü her ne kadar hukuk devletlerinin vazgeçilmez ve en önemli kişisel haklarından ise de sınırının belirsizliği ve suistimale açıklığı, ortak paydalarının ülkelere ve toplumların kültürlerine göre değişiklik arz etmesi toplumsal barış ve kamu düzenini tehdit etmektedir. Tüm haklarda olduğu ifade özgürlüğünde de hakkın kötüye kullanımının tespitinde yaşanan belirsizlik ve çerçevesinin tam olarak oluşturulamaması bir takım ciddi sıkıntıları da beraberinde getirmektedir. 



Her ülke ve toplumları ifade özgürlüğü ve içeriği ile sınırlarına farklı anlamlar yükleyerek bu eşsiz kişisel hak ve hürriyeti adeta bir takım kötüniyetli insanların ellerine maske olarak kullanılmasında bir pay sahibi olabilmektedirler. Oysa hukuki ve vicdani olarak her ülke ve toplumları tüm insani olmayan menfaatleri bir kenara bırakarak başkasının hakkının başladığı yerde söz konusu hakkını kullanmayı veya kendisine yapılmasını, söylenmesini istemediği şeyleri başkaları içinde söyleyip yapmayı bırakabilse bugün tüm dünya barışını tehdit eden bu tür bir hakkın kötüye kullanımı manzaraları izlememiş oluruz. 
   


Öncesi vardır elbet! Hatırlayabildiğim yakın zamanda ilk ciddi hakkın kötüye kullanımı örneği Danimarka’da bir karikatüristin İslam âleminin en saygın, en kutsal lideri önderi Hz. Muhammed (s.a.v.) yönelik hakarete varan karikatürü ve bundan sonra diğer ülkelerdeki adeta salgın hastalık gibi yayılan, bu vazgeçilemez hakkı maske olarak kullanan kötü niyetli ruh hastalarının hiçbir bilimsel ve kabul edilebilir delillere dayanmadan yazdıkları ve çevirdikleri film veya değişik yollarla insanların maddi ve manevi kişiliklerini rencide edici eylem ve söylemleri içerisine girmesi ifade özgürlüğünü ve özellikle sınırlarını ciddi şekilde tartışılır duruma getirmiştir. 
                       

Hiçbir hukuk sisteminin herhangi bir kişisel hakkın kötüye kullanımını koruması hukuken ve vicdanen kabul edilebilir bir durum değildir. Her ne kadar ulusal baz da söz konusu hakların kötüye kullanımının ve suistimal edilmesinin önüne geçilmeye yönelik bir takım yasal düzenlemeler ile yaşanabilecek sıkıntıların önüne geçilmeye çalışılsa da özellikle internet ile birlikte tüm dünyanın küçük bir kasabaya dönüştüğü gerçekliği karşısında tüm dünya barışına yönelik tehditler oluşturabilecek boyutlar kazanabilen hakkın kötüye kullanımının önüne geçilebilmesi adına artık uluslararası alanda da bir takım çalışmaların yapılması gerekir. Her ne kadar devletler kendi iç ve dış güvenlikleri ve de menfaatlerini korumak adına nasıl çeşitli birlikler kurup bir takım uluslar arası genel kabul gören kurallar icat edip tarafı olan devletleri bu kurallara uymaya zorluyor ise dünya barışı ve düzeni adına da ifade özgürlüğünün sınırlarını iyi belirleyip tüm dünya ülkelerine buna uymaya zorlamalı ve yaşanabilecek vahim durumların önüne geçmeye çalışmalıdır. Yoksa son örneğinde olduğu gibi ifade özgürlüğünü tam anlamıyla kötüye kullanımı özelliği taşıyan malum film örneğindeki gibi tüm dünya genelinde devletlerin kamusal düzen ve barışı hatta etki tepki durumundan kaynaklı bir başka hakkın kötüye kullanımı vakıalarına neden olarak can ve mal güvenliği tehditleri durumu dahi yaşanabilir. 
   


Netice itibari ile daha öncesinde bir çok hak ihlalinden bahsedip özgürlüklerin kısıtlandığından ilgililerini suçlarken bugün bu hakların kullanımında insanların hiçbir özen ve ihtimam gözetmeksizin kaş yaparken göz çıkaran hak kullanımlarını kabul edilebilir bir durum ve bir hak kullanımı olarak nitelendirilemeyeceğini düşünüyorum. Dilerim herkes kişisel hak ve özgürlüklerini kullanırken diğer insanların maddi ve manevi şahsiyetini gözetir ve kollar ki, bir başkası da kişisel hak ve özgürlüğünü kullanırken onun maddi ve manevi kişilik haklarını gözetsin.



Bu köşe yazısı, sayın Av. Yusuf DALMAZ tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.