İSTANBUL (A.A) - 
     İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesinde bulunan salondaki duruşmada savunma yapan Göktaş'ın avukatı Ülgen, aynı zamanda avukat olan müvekkiline çapraz sorguda hakim ve savcılar tarafından 200 kadar soru sorulduğunu belirterek, ''Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde miyiz, rüyada mıyız? Bir uluslararası mahkemede savaş suçlarından mı yargılanıyoruz?'' diye konuştu.
     ''Sayın hakim ve savcıların içinde bir kötülük yok biliyorum ama böyle de soru sorulmaz ki'' diyen Ülgen, ''Sorulara baktığım zaman, Türk Silahlı Kuvvetlerinin terörle mücadelesinin sorgulanması olarak görüyorum. Bu, soru sorma değil sorgulamadır. Yeni bir olay, yeni bir kurgu, sanık yeniden sanık oluyor, iş çığrından çıkıyor'' dedi.
     Ülgen, müvekkilinin çapraz sorgusu sırasında sorulan soruları eleştirerek, buranın sorgulama yeri olmadığını, soruların yeniden sorgulama şeklinde olduğunu söyledi.
     Müvekkilinin Ankara'daki avukatlık bürosunun aranmasının usule aykırı olduğunu ifade eden Ülgen, arama kararında İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi hakimi İdris Asan'ın imzasının bulunduğunu belirtti.
     Ülgen, CMK'da avukatlara yönelik yapılan aramalarda mahkeme kararının olması gerektiğinin yer aldığını kaydederek, ''Müvekkilim Levent Göktaş avukat olduğuna göre kararı veren hakim, aranacak yerin avukatlık bürosu olduğunu biliyor'' dedi.
     Celal Ülgen, aynı mahkeme kararıyla müvekkilinin Ankara'daki bürosunun arandığını belirterek, Ankara'da özel yetkili mahkemenin bulunması nedeniyle İstanbul'daki mahkemenin arama kararıyla yapılan bu aramanın hukuka aykırı olduğunu söyledi.
     İddianameye bakıldığında müvekkilinin hangi suçu işlediğini göremediğini ifade eden Ülgen, burada savcı ve hakimlerin sorularından da Göktaş'ın hangi suçu işlediğinin çıkarılamadığını öne sürdü.
     Ülgen, iddianamede Göktaş'a atfedilecek bir suç olmadığını savunarak, ''Göktaş hangi suçu işledi? İddianameye baktığımda sanık yok. İddianamede müvekkilim hayali bir örgütün üyesi olmakla ve yönetmekle suçlanıyor. Müvekkilim hangi eyleme, hangi toplantıya gitmiş de suçlu oluyor? Bunun açıklanmasını istiyorum'' dedi.
    
     -''51 NO'LU DVD BULUNMASAYDI NE OLACAKTI?''-
    
     Ülgen, Göktaş'ın evinin aranması için gerekçe gösterilmesi gerektiğini belirterek, şunları kaydetti:
     ''İddianamedeki suça bakıyorum. Suçla ilgili eylem yok. 51 No'lu DVD bulunmasaydı ne olacaktı? 51 No'lu DVD'ye güvenerek mi giriyorsun aramaya? Sanıktan delile gidilerek arama kararı verilmiştir. CMK'nın 130. maddesi çok açıktır. Arama sırasında savcı ve barodan görevli bir avukatın olması gerektiği belirtilmiştir. Bir yasanın hoyratça uygulandığı başka bir ülke daha olabilir mi?''
     Ülgen, Göktaş'ın bürosunda ele geçirildiği iddia edilen 51 No'lu DVD'nin alınması sırasında tutanak tutulmadığını iddia ederek, imajı alınmadan götürülen DVD'ye her türlü bilginin daha sonra yüklenebileceğini kaydetti.
     ''Devlet Bakanı Hayati Yazıcı'nın ÖSYM Başkanı'na mail gönderdiği'' iddialarına da değinen Ülgen, ''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Bakanı Hayati Yazıcı ile ilgili açıklama yaparak 'Onun adına mail oluşturulmuş' dedi. Herkesle ilgili böyle bir oyun yapılabilir, mail atılabilir. Başbakan, 'Allah korusun, Facebook'ta adınıza hesap açarlar, yanına iki de kadın resmi koyarlar, yayınlarlar dikkat edin. Teknoloji çok ilerledi' dedi. Buradaki insanlar bu yüzden tutuklandı. 3 yıldan beri tutuklu yargılanıyorlar'' dedi.
     Öte yandan ''Balyoz Planı'' davası sanıklarının eş ve yakınlarının oluşturduğu ''Vardiya Bizde Platformu''nun bazı üyelerinin de duruşmayı izlemeye geldiği görüldü.