TCK’nın 82/1- b bendinde, öldürme suçunun canavarca hisle veya eziyet çektirerek işlenmesi bir nitelikli hâl olarak öngörülmüştür. Bent kapsamında iki seçimlik harekete yer verilmiştir. Kişinin acıma hissi olmaksızın bir başkasını öldürmesi hâlinde canavarca hisle öldürme söz konusudur. Canavarca hisle öldürmenin arz ettiği özellik, öldürmenin vahşi bir yöntemle gerçekleştirilmesidir. Kişinin yakılarak, uyurken kulağının içine kızgın yağ dökülerek ya da vücudu parçalanarak öldürülmesi, buna örnek olarak gösterilebilir. Bu bentte yer verilen ikinci seçimlik hareket ise, kişiye eziyet çektirilerek öldürülmesidir. Bu durumda, kişi hemen değil, belli bir süreç içinde acı çektirilerek öldürülmektedir. Örneğin kişiye gözleri çıkarılarak, kulağı ve sair organları kesilerek acı çektirilmekte ve sonuçta öldürülmektedir[1]. Canavarca his, insan hayatının ortadan kaldırılmasından zevk duyulmasını ve bu zevkin tatmin edilmesi için öldürmenin yerine getirilmesidir[2].

Canavarca hisle öldürme, sırf öldürmüş olmak için öldürme, ölenin acı çekmesinden zevk duymak için öldürme, eziyet çektirerek öldürmenin ise öldürme kastının yanında işkence ya da eziyet çektirme kastını içeren, ölümü meydana getirme bakımından zorunlu olmayan ve ölüme takaddüm eder vahşice hareketler olarak tanımlanmaktadır[3].

Eziyetin kabulü için süreklilik ve sistematik eylem ve söylemlerin bulunması gerekir. Eziyetin tespitine ilişkin Yargıtay’ın bir kararında şöyle denilmektedir; Temyizin kapsamına göre; “A. İlk Derece Mahkemesinin Kabulü; Suç tarihinde mağdur ve arkadaşlarının birlikte öğrenim gördükleri okulun bahçesinde ısınmak amacıyla ateş yaktıkları, olay yerine gelen sanığın, mağdura ve yanındakilere niye ateş yaktınız diyerek kızdığı ve küfrederek mağdura tokat atması üzerine mağdurun da sanığa küfrederek yanındakilerle birlikte okulun bahçesinden kaçtıkları, sanığın çocukları motosikletle kovaladığı, ardından 07 plakalı araç ile peşlerinden gittiği, mağduru Hacıoğlu Market önünde yakalayan sanığın tokat attıktan sonra ensesinden tutarak arabasına bindirdiği ve tekrar okul bahçesine getirerek yumruk ve kemerle bir müddet vurduğu, tekme attığı, bu esnada yanlarına gelen bir çocuğun darp olayına müdahale ederek mağduru okulun bahçesinden dışarıya çıkardığı anlaşılan olayda, kaçmasına rağmen sanığın ısrarla takip ettiği mağduru yakaladıktan sonra eylemini yakaladığı yerde bitirmek yerine mağduru arabası ile alıp okul bahçesine getirmek ve okul bahçesindeyken kemerle, tekmeyle ve yumrukla vurmak suretiyle eziyet suçunu işlediği, sanığın eyleminin sistematik olduğu ve süreklilik arz ettiği, dosya içeriğindeki fotoğraflarından da görüleceği üzere mağdurun bedeni üzerinde insan onuruyla bağdaşmayan ve acı çekmesine neden olacak şekilde vücudunun çeşitli yerlerine belirli bir zaman süresince vurmak suretiyle eziyet suçunu işlediği kabul edilerek buna göre uygulama yapıldığı tespit edilmiştir. B. Bölge Adliye Mahkemesinin Kabulü; İlk Derece Mahkemesince kabul edilen olay ve olgularda, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bir isabetsizlik görülmediği ancak suç vasfı yönünden yapılan değerlendirmede eylemin süreklilik göstermeyecek ve sistematik olmayacak derecede kısa sayılacak bir zaman diliminde olup bitmesi itibariyle eziyet suçunun oluşmayacağı, sübuta eren eylemin beden ve ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan katılanı kemer ile kasten yaralama suçunu oluşturduğu kabul edilerek buna göre uygulama yapıldığı belirlenmiştir. Katılan Kurum vekilinin suç vasfına yönelik aleyhe temyiz isteminde bulunması nedeniyle Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10.03.2019 tarih ve 2019/2-43 Esas, 2009/56 Karar sayılı kararı uyarınca hükmün temyiz edilebilir olduğu, suç vasfı ile sınırlı olarak yapılan incelemede suç vasfının suçta kullanılan vasıtanın elverişsizliği, mağdurdaki yaralanmanın niteliği kasten öldürmeye teşebbüs kapsamında bulunmadığı anlaşılmakla anılan temyiz sebebinin incelenmesinde hukuka aykırılık bulunmamıştır”[4].

Yargıtay uygulamalarında silah denemek için insan öldürme, şeytani amaçlarla insan kurban etmek, yakarak öldürmek, onlarca kez ateş etmek, defalarca bıçaklamak, parçalayarak öldürmek canavarca veya eziyet çektirerek öldürme suçu olarak kabul edilmektedir. Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme koşullarının oluşup oluşmadığının somut olayın özelliklerine göre belirlenmesi gerekir.

Canavarca histen bahsedebilmek için failin bölme bir duygu ve düşünce ile hareket etmesi gerekir. Eylemin canavarca his ile işlenmesi başka bir şey olup işlenme şeklinin canavarca olması başka bir şeydir. TCK hareketi değil his/duygu itibariyle güdüyü ağırlaştırıcı neden olarak tanımlamıştır[5].

Hissin canavarca olup olmadığının somut olayın özellikleri kapsamında failin dışa yansıyan davranışlarına göre belirlenmesi gerekir. Nitekim Yargıtay’ın aynı doğrultudaki bir kararında şöyle denilmektedir;” Sanığın, sırf öldürmek için öldürme ya da zevk için öldürme dürtüsüyle hareket ettiğine dair dava dosyasına yansıyan herhangi bir delilin bulunmadığı anlaşılmakla, sanık hakkında bu nitelikli halin uygulanmamasında bir isabetsizlik görülmediğinden, hükümde bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmamıştır”[6].

Her öldürme şekli kural düzeyinde canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme olarak değerlendirilemez. Nitekim Yargıtay’ın aynı doğrultudaki bir kararında şöyle denilmektedir; “Yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan ve dosya kapsamına göre yeterli olduğu anlaşılan delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterildiği, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, Adli Tıp 4. İhtisas Kurulu ve Adli Tıp Kurumu Birinci Üst Kurulunun sanığın cezai sorumluluğunun tam olduğuna dair raporlarının varlığı nedeniyle hükme esas alınan adli raporların yeterli olduğu, sanığın eşini kendi beyanına göre eşi uyuduğu sırada kalbini, göğsünü ve boynunu hedef alan bıçak darbeleriyle öldürmüş olması nedeniyle eylemine uyan nitelikli kasten öldürme suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, sanığın belli bir hazırlıkla eylemlerini gerçekleştirdiğinin kesin olarak saptanamadığı, oluşan şüpheli durumun sanık aleyhine yorumlanamayacağı, bu itibarla tasarlamanın koşullarının bulunmadığı, canavarca hisle öldürmenin, sırf öldürmüş olmak için öldürme, ölenin acı çekmesinden zevk duymak için öldürme, eziyet çektirerek öldürmenin ise öldürme kastının yanında işkence ya da eziyet çektirme kastını içeren, ölümü meydana getirme bakımından zorunlu olmayan ve ölüme takaddüm eden vahşice hareketler olarak tanımlanması karşısında sanığın canavarca hisle ya da eziyet çektirerek öldürme amacıyla hareket ettiğini kabule yeterli her türlü kuşkudan uzak yeterli kesin kanıt bulunmamaktadır”[7].

Doç. Dr. Cengiz APAYDIN
Cumhuriyet Savcısı

Cenk Ayhan APAYDIN
Avukat-Yazar

----------------

[1]     Gerekçe m. 82.

[2]     Centel/Zafer/Çakmut, 42.

[3] Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 4. 12. 2024 tarihli, 2024/4713 esas ve 2024/8124 sayılı kararı (UYAP isimli Yargıtay kararlarına özel erişim sağlayan sistemden alınmıştır).

[4]     Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 26. 03. 2024 tarihli, 2022/13139 esas ve 2024/2040 sayılı kararı ((UYAP isimli Yargıtay kararlarına özel erişim sağlayan sistemden alınmıştır).

[5]     Özbek, Veli Özer /Kanbur, Mehmet Nihat /Doğan, Koray /Bacaksız, Pınar /Tepe, İlker, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, 7. Baskı, Ankara 2014. 119.

[6]     Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 1. 02. 2023 tarihli, 2022/7619 esas ve 2023/213 sayılı kararı ((UYAP isimli Yargıtay kararlarına özel erişim sağlayan sistemden alınmıştır).

[7]  Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 16. 10. 2024 tarihli, 2024/1153 esas ve 2024/6640 sayılı kararı ((UYAP isimli Yargıtay kararlarına özel erişim sağlayan sistemden alınmıştır).