Konkordatonun tasdikinin hacizler üzerindeki sonuçlarını daha önce bahsetmiştik (bknz https://www.hukukihaber.net/konkordatonun-tasdikinin-hacizler-uzerindeki-sonuclari)

Bu yazımızda tasdikten önceki süreç olan konkordato mühleti verilmesinin hacizler üzerindeki sonuçları  üzerinde durulacaktır.

Bilindiği üzere Konkordato; işleri kötüye giden ve vadesi geldiği halde borçlarını ödeyemeyen veya ödeyememe tehlikesi altında bulunan borçluların belirli bir taksit veya indirim yapılarak borçlarını ödeyebilecek duruma gelmeleri ve iflastan kurtulmaları için mahkemece verilen bir karardır. (İİK 285)

Konkordato talebi üzerine mahkeme borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alınmasına karar vererek 3 ay geçici mühlet kararı verir ve bu süre toplamda 5 ayı geçemez bu süre zarfında verilecek geçici mühlet kesin mühletin sonuçlarını doğurur. (İİK 287-288)

Geçici mühlet kesin mühletin sonuçlarını doğuracağından kesin mühletin alacaklıların bakımından sonuçları bulunmaktadır. Geçici mühlet mühlet içinde Borçlu aleyhine 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyatî tedbir ve ihtiyatî haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez. 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar için haciz yoluyla takip yapılabilir. Tasdik edilen konkordato projesi aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesi durur. Bu maddelerin uygulanmasında geçici mühletin ilânı tarihi esas alınır. (İİK 294)

Mühlet sırasında rehinle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabilir veya başlamış olan takiplere devam edilebilir ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamaz ve rehinli malın satışı gerçekleştirilemez.

Mühletin alacaklılar bakımından sonuçları olduğu gibi borçlu bakımından da sonuçları bulunmaktadır. Mühlet içinde Borçlu, komiserin nezareti altında işlerine devam eder.  Mühlet içinde mahkeme, bazı işlemlerin geçerli olarak ancak komiserin izni ile yapılmasına veya borçlunun yerine komiserin işletmenin faaliyetini devam ettirmesine karar verebilir. Borçlu, mahkemenin izni dışında mühlet kararından itibaren rehin tesis edemez, kefil olamaz ve ivazsız tasarruflarda bulunamaz; taşınmazını, işletmenin faaliyetinin devamı için önem arz eden taşınırını ve işletmenin devamlı tesisatını devredemez ve takyit edemez. Aksi hâlde yapılan işlemler hükümsüzdür. Borçlu bu hükme yahut komiserin ihtarlarına aykırı davranırsa mahkeme, borçlunun malları üzerindeki tasarruf yetkisini kaldırabilir. (İİK 297)

Görüldüğü üzere  geçici mühlet uygulamasında kanun koyucu tarafından borçlu hakkında verilmesi muhtemel konkordatonun başarıya ulaşması için bir takım önlemler alınmaya çalışıldığı görülmektedir.

Mühlet süresinde İİK 206.maddenin 1.fıkrasında sayılan imtiyazlı alacaklar hariç hiçbir takip yapılamayacağı ve daha önce başlatılmış takiplerin de duracağı, ihtiyati tedbir ve haciz kararlarının uygulanamayacağı kesin hüküm altına alınmıştır.

İİK 294.maddesi gereğince mühletin verilmiş olması İİK 206/1.fıkrasındaki borçlardan veya rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipler hariç olmak üzere diğer tüm takipleri durduracağından bu takiplerdeki geçici mühlet kararından önce konulmuş olan hacizlerin de duracağı aşikardır.

Ancak ; mühlet kararı verildikten sonra takip işlemlerine devam edilmiş ve takip yasağına rağmen takip yapılıp haciz işlemlerine devam edilmiş ise; haciz kaldırma talebi önüne gelen icra müdürlüğünce öncelikle bu takibin İİK 206/1.fıkrasındaki borçlardan veya rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip olup olmadığı değilse borçlu aleyhine mühlet kararından sonra bir haciz işlemi yapıldığı veya takip ve işlem yasağı olmasına rağmen mühlet kararından sonra açılmış ve haciz uygulanmış bir takip olduğu tespit edilir ise; İİK 294.maddesi gereğince takibin durdurulması ve bu takipte herhangi bir haciz konulmuş ise kaldırılması gerekmektedir. 

Mühlet kararından önce açılmış bir takipte konulan haczin kaldırılmasına ilişkin Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 2020/8667 Esas, 2021/5103 Karar, 20/05/2021 tarihli  kararında; “Somut olayda, takip tarihinin 03.11.2017 olduğu, borçlu lehine verilen, İstanbul Anadolu 1.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 3 (üç) aylık geçici konkordato mühlet konulu karar tarihinin ise 11/12/2018 olduğu, dolayısıyla şikâyet konusu takibin, geçici mühlet kararından önce başlatıldığı anlaşılmış olduğundan takibin durdurulması yerindedir. Ancak, mühlet kararı sonrasında; alacaklının talebi üzerine, borçlu şirketin menkul v e gayrimenkullerine yönelik haciz talebi kabul edilerek 07/02/2020 tarihinde araçlarına yine 19.02.2020 tarihinde de, taşınmazına haciz konulmuştur. Bu durumda borçlu şirket hakkında verilen mühlet kararı ile İİK 294. madde kapsamında takip durmakla, bu karar tarihinden sonra artık şirketin malvarlığı için haciz kararı verilmeyecektir.

O halde, ilk derece mahkemesince, yukarda açıklanan gerekçe doğrultusunda şikâyetin kabulü ile borçlu hakkında, mühlet kararından sonra verilen hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, mahkemece şikâyetin reddine ve ilk derece mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi isabetsiz olup, Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4.Hukuk Dairesi'nin 24/09/2020 tarih, 2020/983 E 2020/2060 K.sayılı istinaf talebinin reddine ilişkin kararının (KALDIRILMASINA), Samsun 3.Icra Hukuk Mahkemesi' nin 09/03/2020 tarih, 2020/174 Esas- 2020/194 sayılı kararının (BOZULMASINA) karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.

Mühlet kararından önce açılmış bir takipte konulan haczin kaldırılmasına ilişkin Yargıtay kararı dikkate alındığında;  mühlet kararından sonra İİK 294.maddesi gereğince takip yasağına rağmen açılmış bir takipte ve bu takipteki bir haczin de kaldırılması hususunun da ayrıca izahtan vareste olduğu açıktır.

Sonuç olarak ; İİK 294.maddesi gereğince verilen mühlet; İİK 206/1.fıkrasındaki borçlardan veya rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipler hariç olmak üzere diğer tüm takipleri durduracağından bu takiplerdeki geçici mühlet kararından önce konulmuş olan hacizlerin de duracağı ancak mühlet kararı verildikten sonra takip işlemlerine devam edilmiş ve takip yasağına rağmen takip yapılıp haciz işlemlerine devam edilmiş ise; haciz kaldırma talebi önüne gelen icra müdürlüğünce öncelikle bu takibin İİK 206/1.fıkrasındaki borçlardan veya rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip olup olmadığı değilse borçlu aleyhine mühlet kararından sonra bir haciz işlemi yapıldığı veya takip ve işlem yasağı olmasına rağmen mühlet kararından sonra açılmış ve haciz uygulanmış bir takip olduğu tespit edilir ise; İİK 294.maddesi gereğince takibin durdurulması ve bu takipte herhangi bir haciz konulmuş ise kaldırılması gerektiği anlaşılmaktadır.

Söz konusu paylaşımlarımız İcra hukukuna dair Yargıtay kararları ışığında kendi yorum ve değerlendirmelerimiz olup, ilgili olan herkese yararlı olması dileğiyle.