ÖZ

Failin hırsızlık suçuna ilişkin eyleminin 5237 sayılı TCK md.142/2-d hükmü kapsamında değerlendirilebilmesi için çalınan bir aracın kapısının yalnızca haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle açılmasının yeterli olup olmayacağı, kapısı açık bir aracın anahtarının kontağa takılarak çalıştırılıp götürülmesi halinin bu kapsamda yer alıp almayacağı ve yine anahtarın kapı üzerinde unutulması ya da kolayca elde edilebilecek bir yere bırakılmış olması halinde de bu nitelikli halin uygulanıp uygulanamayacağına dair doktrindeki görüşler ile Yargıtay uygulaması kapsamında kısa bir incelemedir.

TCK md.142/2-d "Haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak veya kilitlenmesini engellemek suretiyle" hükmüne bakıldığında, hırsızlık suçuna ilişkin bu nitelikli halin iki farklı şekilde ortaya çıkabileceği anlaşılmakta olup değerlendirme konusu bakımından maddede düzenlenen eylemin temel koşulu fiilin "kilit açmak" suretiyle işlenmesidir. Yani bu suçun oluşabilmesi için kilidin açılması suretiyle eylemin gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Kilidin tanımından başlamak gerekirse TDK' na göre kilit "anahtar, düğme gibi takılıp çıkarılabilen bir parça yardımıyla çalışan kapatma aleti" şeklinde tanımlanır. Doktrinde Centel/Zafer/Çakmut1’ a göre, taşınır veya taşınmaz bir himayenin iç veya dış açılabilir kısmını kapalı tutmaya yarayan ve anahtar ya da ona benzer diğer araçlarla mekanizması harekete geçirebilen herhangi bir alet olarak tanımlanmaktadır.

Bir arabanın kontağı da aracı koruma fonksiyonu taşıdığından yasal anlamda kilit olarak kabul edilmektedir. Nitekim ilgili Yargıtay kararlarında şu ifadeler yer almaktadır :

"Cadde ve sokaklara park edilmiş araçlara yönelik hırsızlık eylemleriyle ilgili yerleşik uygulamaya kısaca değinecek olursak; öncelikle sokakta park edilmiş aracın anahtarının üzerinde unutulması halinde, bu anahtar kullanılarak aracın çalınması durumunda, aracın kilitlenerek koruma altına alınmasında bahsedilemeyeceğinden eylem TCK'nın 141/1. maddesi kapsamında basit hırsızlık suçunu oluşturmaktadır. Motorlu araçların kapı ve kontak kilitleri TCK'nın 142. maddenin 2 fıkrasının (d) ve (h) bentleri kapsamında araç ve içerisindeki eşyayı koruma fonksiyonu olan yasal anlamda kilit kabul edildiğinden; kapıları kilitli veya kontak anahtarı üzerinden alınarak sokağa park edilmiş aracın, kapı veya kontak kilidine anahtar uydurmak suretiyle çalınması durumunda eylem TCK'nın 142/2-d maddesi kapsamında ...tanımlanan suçu oluşturduğu kabul edilmektedir." (Y 2. CD 2016/3008 E. - 2016/7533 K.)

"Kapıları açık olmakla birlikte, kontak kilidi üzerinde bulunmayan aracın, kontak kilidinin aracı muhafazaya elverişli olduğu da gözetildiğinde ..." (Y 2. CD 2014/19775 E. - 2015/23646 K.)

Yargıtay uygulamasına göre, kapısı açık ve anahtarı üzerinde bulunmayan bir arabanın kontağına haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtar ya da diğer bir alet takılmak suretiyle aracın çalıştırılıp götürülmesi halinde bu madde kapsamında vücut bulan nitelikli hırsızlık suçu oluşacaktır.

Yargıtay aşağıdaki kararında her ne kadar basit hırsızlık suçundan hüküm kurulması gerektiğini ifade etse de, esasen burada TCK md.142/2-d hükmünün uygulanamamasının sebebi kontak anahtarının aracın üzerinde bırakılması olup kapıları ve camları açık ancak kontak anahtarının aracın üzerinde bulunmaması ve kontak kilidinin taklit anahtarla ya da diğer bir alet takılmak suretiyle harekete geçirilerek aracın çalıştırılıp götürülmesi halinde TCK md.142/2-d hükmünün uygulanacağı anlaşılmaktadır.

"Sanığın savunması ve katılanın anlatımına göre, kapı ve camları açık, kontak anahtarı üzerinde bırakılan aracın çalınması şeklindeki eylemin TCK'nın 141/1. maddesinde tanımlanan basit hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfının nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek aynı Kanun'un 142/2-d maddesi gereğince uygulama yapılması suretiyle fazla ceza tayini ..." (Y 2. CD 2016/19256 E. - 2019/2291 K.)

Konuya ilişkin diğer Yargıtay kararları da şöyledir:

"Suça sürüklenen çocuğun savunmasında, aynı aracı iki gün arayla kontağına metal bir parça sokarak çalıştırdığını beyan etmesi karşısında; eylemin TCK'nın 142/2-d, 43. maddeleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden ... ." (Y 17. CD 2016/18145 E. - 2017/3615 K.)

"Suça sürüklenen çocuklar hakkında katılan ...'a yönelik eylemlerinde, yanlarında bulunan çay kaşığını kontak anahtarı yerine kullanarak aracı çalıştırdıklarını ve bu şekilde çalıştırılan araçla gezdiklerini beyan etmesi, olay yeri inceleme raporunda da düz kontak yapıldığına dair emare ve zorlama izine rastlanmadığının belirtilmesi karşısında, suça sürüklenen çocukların eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 142/2-d maddesinde düzenlenen ''haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtarla ya da diğer bir aletle kilit açmak suretiyle'' hırsızlık suçunu oluşturduğu ... ." (Y 13. CD 2018/7623 E.- 2018/15717 K.)

Kanaatimce, madde hükmünde eylemin kilit açmak suretiyle işlenmesi gerektiği ifade edildiğinden, araba kontağının da bir anlamda kilit niteliği taşıdığı, nitekim kontağın aracı koruyucu etkisinin bulunduğu, kontaktaki mekanizmanın harekete geçirilerek arabanın çalıştırılabildiği ve götürülebildiği, kontak kilidinin aracı muhafaza fonksiyonu taşıdığı, bu nedenlerle kapısı açık bir aracın kontağına haksız yere elde bulundurulan veya taklit anahtar ya da diğer bir alet takılmak suretiyle aracın çalıştırılarak çalınması halinde bu nitelikli hal uygulanmalıdır.

Çalışma konusu özelinde tartışmalı konulardan bir diğerine değinmek gerekirse, anahtarın kapı üzerinde unutulması ya da kolayca elde edilebilecek bir yere bırakılmış olması halinde de bu nitelikli halin uygulanıp uygulanamayacağı hususunun üzerinde durulması gerekmektedir.

Doktrinde Özbek/Kanbur/Doğan/Bacaksız/Tepe2’ye göre, bu durumda nitelikli halin uygulanmasına engel bir durum olmadığı, asıl olan haksız yere elde bulundurulması olduğuna göre anahtarın kolay ya da zor bir şekilde elde edilmesinin önemsiz olduğu; Tezcan/Erdem/Önok3, Centel/Zafer/Çakmut4, Koca/Üzülmez5’ e göre, kilit üzerinde unutulmuş olan veya görünür bir yere bırakılmış olan anahtarın kullanılması suretiyle kilidin açıldığı hallerde bu nitelikli halin uygulanmayacağı ifade edilmektedir.

Madde gerekçesinde, sahibinin kilidin üzerinde unuttuğu anahtar çevrilerek kilidin açılması suretiyle hırsızlığın işlenmesi ve çalınacak şeyin herhangi bir aletle yerinden sökülmesi hâllerinde bu bendin uygulanmayacağı belirtilmektedir.

Konu ile ilgili Yargıtay kararları şu şekildedir:

"Hırsızlık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemekle birlikte nitelikli hale yönelik incelemede; gerek sanığın savunmalarından gerekse mağdurun beyanlarından anlaşıldığı üzere sanığın mağdurun evine ait anahtarı haksız bir şekilde ele geçirmek gibi herhangi bir eylemi bulunmadığı, tanık beyanları ve teşhis tutanağına göre anahtarın kapı kilidinin üzerinde görünür vaziyette unutulması nedeniyle kapının kilitli sayılamayacağı, başka bir deyişle kapıdaki kilit mekanizmasının fonksiyonunu yerine getirecek yani evi korunaklı hâle sokacak durumda olmadığı, sanığın anahtarı haksız yere elinde bulundurduğundan, dolayısıyla kilit açtığından bahsedilemeyeceği, sanığın kilidin üzerinde unutulan anahtarı kullanmak şeklindeki eyleminin, mağdurun taşınır malını koruduğu egemenlik ve tasarruf alanına müdahale edilmesi suretiyle bina içeresinde muhafaza altına alınmış eşyaya yönelik olması nedeniyle TCK'nın 142. maddesinin 2. fıkrasının "d" bendinde düzenlenen nitelikli hırsızlık suçunu oluşturmadığının, sanığın eyleminin suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve lehe olan TCK'nın 142. maddesinin 1. fıkrasının b bendinde düzenlenen nitelikli hırsızlık suçunu oluşturduğunun kabul edilmesi gerekmektedir.

Bu itibarla Yerel Mahkemenin direnme kararına konu mahkûmiyet hükmünün sanığın eyleminin TCK'nın 142. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde düzenlenen nitelikli hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden suçun hukuki vasfında hataya düşülerek aynı maddenin 2. fıkrasının (d) bendinde düzenlenen nitelikli hırsızlık suçundan mahkûmiyet kararı verilmesi isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir. (Y CGK 2017/6-810 E. - 2019/37 K.)

"Katılana ait iş yerinde bulunan çelik kasanın üst kısmının, iş yerinde çekmecede bulunduğu mahkemece de kabul edilen kasa anahtarı ile açılarak içerisindeki paraların çalındığının anlaşılması karşısında suça sürüklenen çocuğun eyleminin 142/2-d maddesinde yazılı bulunan suça uyduğu gözetilmeden, aynı Yasa'nın 142/1-b maddesinde düzenlenen hırsızlık suçundan uygulama yapılması" ( Y 17.CD 2019/816 E. - 2019/4388 K.)

"Suça sürüklenen çocuğun, katılanın kapının yanındaki duvardaki tuğlanın altına bıraktığı anahtar ile kapıyı açarak eve girmek şeklindeki eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 142/2-d maddesinde tanımlanan suçu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfının nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek aynı Kanun'un 142/1-b maddesi uygulanmak suretiyle eksik ceza tayini aleyhe temyiz olmadığından, suça sürüklenen çocuk hakkında kurulan hükümde cezadan indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebeplerden olan etkin pişmanlık hükümlerine ilişkin 5237 sayılı TCK'nın 168/2. maddesinin, yaş küçüklüğü nedeniyle cezadan indirim yapılmasına ilişkin aynı Kanun'un 31/3. maddesinden önce uygulanması suretiyle 5237 sayılı TCK’nın 61/5. maddesine aykırı davranılması, sonuç ceza miktarını değiştirmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır."( Y 2.CD 2018/7195 E. - 2019/3173 K.)

Kanaatimce, madde gerekçesinde belirtilen hususlara da katılmakla birlikte anahtarın kolay elde edilip edilmemesi nitelikli halin uygulanmasında değerlendirilmesi gereken bir husus olmamalıdır. Anahtarın görünür bir yere bırakılmış olması gibi kolay elde edilmesi hallerinde de nitelikli hal uygulanmalıdır. Aksi durum mevcut düzenlemenin yorum yoluyla uygulanmaması, uygulama alanının daraltılması anlamına gelecektir ki bu durum suçta ve cezada kanunilik ilkesine de aykırılık oluşturacaktır.

Av. Aykut AYHAN

*Bu çalışma bilimsel bir çalışma olmayıp konu özelinde doktrindeki görüşler ile Yargıtay uygulamasına ilişkin değerlendirmeler içermektedir.

--------------------

1. Centel/Zafer/Çakmut, Kişilere Karşı İşlenen Suçlar, Cilt I, 2007, sh.314. (Şensoy, Naci. Basit Hırsızlık ve Çeşitli Mevsuf Hırsızlıklar, İstanbul 1963, sh.241-242’ den nakleden)

2. Özbek/Kanbur/Doğan/Bacaksız/Tepe, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, 2016.

3. Centel/Zafer/Çakmut, Kişilere Karşı İşleen Suçlar, Cilt I, 2007.

4. Tezcan/Erdem/Önok, Teorik ve Pratik Ceza Özel Hukuku, 2012.

5. Koca/Üzülmez, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, 2016.