Herkesçe bilindiği üzere Türkiye’de özellikle son iki yıldır yaşanan ekonomik dalgalanma birçok ticari faaliyeti olumsuz yönde etkilemiş; birçok köklü şirket dahi gerek Finansal Yeniden Yapılandırma gerekse de Konkordato gibi müesseselere başvurmak zorunda kalmış ve ticari hayatlarına devam etmeye çalışmıştır. Her ne kadar ticari müesseseleri korumak için kanunla bazı tedbirler alınsa da özellikle kurumsal yapıya sahip olmayan ticari şirketler maalesef ki ticari faaliyetlerine devam edememiştir.

Ticari faaliyetlerine devam edemeyen şirketlerin çek düzenlemeye yetkili kişileri ise düzenledikleri çeklerle ilgili karşılıksızdır işlemi yapılmasına sebebiyet verdikleri için adli para cezası ve hatta bu adli para cezalarının da ödenememesi sebebiyle hapis cezası ile karşı karşıya kalmıştır. Özellikle son iki yıllık süreçte bu suç sebebiyle mağdur olan kişiler ve yakınları sürekli olarak yasama organı olan TBMM’den yeni bir yasa çıkarılmasını sürekli şekilde talep etmiş ve hatta af çıkarılmasını istemiştir. Aslında bu doğrultuda da çalışmalarını sürdüren Meclis, Korona Virüsü’nün (Covid-19) de etkisiyle beraber çalışmalarına hız vererek 25.03.2020 tarihinde 7226 sayılı Torba Kanunu mecliste kabul etmiş ve kabul edilen kanun kapsamında da Çek Kanunu’na önemli birtakım yenilikler meydana gelmiştir.

1. 24.03.2020 Tarihine Kadar İşlenen Karşılıksız Çek Suçu Sebebiyle Mahkûm Olan Sanıkların Cezalarının İnfazı Durdurulmuştur.

Geçici Madde 5/1; “5 inci maddede tanımlanan ve 24/3/2020 tarihine kadar işlenen suçtan dolayı mahkûm olanların cezalarının infazı, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla durdurulur.”

24.03.2020 tarihine kadar işlenen “Çekle İlgili Karşılıksızdır İşlemi Yapılmasına Sebebiyet Verilmesi” suçu sebebiyle mâhkum olan sanıkların; cezalarının infazı mecliste kabul edilen kanunun Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla durdurulacaktır.

2. Hükümlü Tahliye Edildikten Sonra Karşılıksız Çek Bedelini Yasada Öngörülen Süre İçerisinde Ödemek Zorundadır.

Geçici Madde 5/1; “… Hükümlü tahliye tarihinden itibaren en geç üç ay içinde çek bedelinin ödenmeyen kısmının onda birini alacaklıya ödemek zorundadır. Kalan kısmını üç aylık sürenin bitiminden itibaren ikişer ay arayla on beş eşit taksitle ödemesi durumunda mahkemece, ceza mahkumiyetinin bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verilir.”

Düzenleme doğrultusunda; mahkumların tahliye edilmesinden itibaren en geç 3 (üç) ay içerisinde çek bedelinin ödenmeyen kısmının %10’unu (onda birini) alacaklıya ödemek zorundadır. Kalan kısım olan %90’lık kısım ise; 3 (üç) aylık sürenin bitimi tarihinden itibaren 2’şer (ikişer) ay arayla 15 (onbeş) eşit taksitle ödenmesi durumunda hüküm veren Mahkeme tarafından ceza mahkumiyetinin bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verilecektir.

Hükümlü taksitlerden birisini süresi içerisinde “ilk defa” ödemediği takdirde; ödemediği bu taksit, sürenin sonuna bir taksit olarak eklenecektir. Yani ilgili hükümle birlikte aslında hükümlüye bir defaya mahsus olmak üzere taksiti aksatma imkânı getirilmiştir.

Örnek vermek gerekirse; çek bedelinin karşılıksız kalan kısmının 50.000-TL olduğunu düşünürsek;

Hükümlünün 01.04.2020 tarihinde tahliye olduğunu varsayarsak; borçlu tahliyesinden itibaren en geç 3 ay içerisinde yani 01.07.2020 tarihine kadar 5.000-TL’yi alacaklıya ödemek zorundadır.

Kalan 45.000-TL’yi ise; onbeş eşit taksit halinde yani 3.000-TL olarak 02.07.2020 tarihinden itibaren; ikişer ay arayla ödemek zorundadır. Hükümlünün herhangi bir taksiti bir defaya mahsus olmak üzere ödememesi durumunda bu taksit; sürenin sonuna bir taksit olarak eklenecektir.

Dolayısıyla aslında hükümlüye karşılıksız çek bedelinin ödenmesi için 3 ay + 30 ay (2’şer ay arayla ödenmek üzere 15 eşit taksit) + 2 ay olmak üzere toplamda 35 ay mühlet verilmektedir.

3. Hükümlü Tarafından Ödeme Yapılmadığı Takdirde İnfazın Devamına Karar Verilecektir.

Geçici Madde 5/1; “…. İnfazın durdurulduğu tarihten itibaren en geç üç ay içinde çek bedelinin ödenmeyen kısmının onda birinin ödenmediği takdirde alacaklının şikâyeti üzerine mahkemece hükmün infazının devamına karar verilir.”

Hükümlü, tahliyesinden itibaren en geç 3 (üç) ay içinde çek bedelinin ödenmeyen kısmının %10’unu (onda birini) ödemezse alacaklının şikâyeti ile yine hükmü veren Mahkemece hükmün infazının devamına karar verilecektir.

Hükümlü tarafından tahliye tarihinden itibaren en geç üç ay içinde ödenmesi gereken %10’luk kısım ödenmesine rağmen; karşılıksız kalan kısım için oluşturulan taksitleri birden çok kez ödememesi durumunda yine alacaklının şikâyeti ile hükmü veren mahkemece infazın devamına karar verilecektir.

Burada önemle belirtilmesi gereken nokta ise; alacaklı tarafından şikâyetin hükmü veren İcra Ceza Mahkemesi’ne yapılması gereğidir.

4. İnfazın Durdurulmasıyla Beraber Ceza Zamanaşımı İşlemeyecek; Hükümlü Hakkında Olarak “Yurt Dışına Çıkış Yasağı” Kararı Verilebilecektir.

Geçici Madde 5/2; “Hükmün infazının durdurulması hâlinde ceza zamanaşımı işlemez.”

Geçici Madde 5/3; “Bu madde uyarınca infazı durdurulan kişi hakkında mahkemece Ceza Muhakemesi Kanununun 109 uncu maddesinin üçüncü fıkrasının (a) bendinde yer alan adlî kontrol tedbirine karar verilebilir.”

Kanunun yayım tarihinden itibaren hükmün infazı durdurulacağından bu tarihten itibaren ceza zamanaşımı da ilgili madde gereğince işlemeyecektir. İnfazı durdurulan kişi hakkında CMK Madde 109/a bendinde yer alan “yurt dışına çıkış yasağı” kararı verilebilir.

5. İcra Ceza Mahkemesince Verilecek Kararlara Karşı İİK Madde 353 Gereğince İtiraz Yolu Açık Bulunmaktadır.

Geçici Madde 5/5; “Bu madde uyarınca verilecek kararlara karşı itiraz kanun yoluna gidilebilir. İtirazın incelenmesinde İcra ve İflas Kanununun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirlenen itiraz usulü uygulanır.”

Yayımlanan madde uyarınca mahkemece verilecek kararlara karşı tefhim veya tebliği tarihinden itibaren 7 gün içinde itiraz edilebilir. Mahkeme itirazı incelemesi için dosyayı o yerde icra mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için birinci daireye, o yerde icra mahkemesinin tek dairesi bulunması hâlinde asliye ceza mahkemesine, icra mahkemesi hâkimi ile asliye ceza mahkemesi hâkiminin aynı hâkim olması hâlinde ise en yakın asliye ceza mahkemesine gönderir. İtiraz incelemesi neticesinde verilen karar kesindir.

Ayrıca önemle belirtilmesi gerekiyor ki; ilgili kanun düzenlemesi her bir “çekle ilgili karşılıksızdır işlemine sebebiyet verme” suçu için ancak bir kez uygulanabilecektir.

Av. Kerem KÜÇÜKKARA