Hukukumuzda da bu çağdaş gelişmelere paralel bir şekilde ilk defa özel bir infaz usulü olarak 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunda düzenlenen konutta infaz, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirleri Hakkındaki Kanununda da kapsamı genişleyerek kendine yer bulmuştur. Son olarak 7242 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirleri Hakkındaki Kanunun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile yapılan değişik neticesinde kapsamı daha da genişlemiştir. Biz de bu çalışmamızda gün geçti kapsamı genişleyerek önem kazanan konutta infazı inceleyeceğiz.
A. KONUTTA İNFAZ
Hapis cezalarının özel infaz şekillerinden bir olan konutta infaz, CGTİK’nin “özel infaz şekilleri” başlığını taşıyan 110’uncu maddesinde düzenlenmiştir. Bu göre; 110’uncu maddede sayılan şartlar gerçekleşmiş ise hükümlünün kendisi ya da varsa vasisinin veya Cumhuriyet Savcısının talebi üzerine bağlı bulunduğu infaz hâkiminin kararıyla kalan hapis cezası hükümlünün seçtiği konutta infaz olunabilir. Konutta infazın kapsamı 7242 sayılı kanun ile genişletilmiş ve eklenen yeni fıkralar ile uygulamadaki birtakım tereddütler giderilmiştir. Yeri geldikçe de eski düzenleme ile yenisi mukayese edilecektir.
a. Konutta İnfazın Uygulanabileceği Hükümlüler
Hapis cezası konutta infaz edilebilecek olan hükümlüler, CGTİK m. 110’da belirtilmiştir. Bu hükümlüler beş farklı gruba ayrılabilir. Bunlar; kandın ya da çocuk veya 65 yaşını bitirmiş hükümlüler, 70 yaşını bitirmiş hükümlüler, 75 yaşını bitirmiş hükümlüler, ağır hasta veya engelli hükümlüler ve doğum yapmış kadın hükümlülerdir.[1]
aa. Kadın ya da çocuk veya 65 yaşını bitirmiş hükümlüler
Hükümlü, varsa vasisi veya velisi ya da cumhuriyet savcısının talebi üzerine infaz hakimi tarafından kadın, çocuk veya 65 yaşını bitirmiş hükümlülerin mahkum oldukları bir yıl ya da daha az süreli hapis cezalarının konutta çektirilmesine dair karar verilebilir (CGTİK m. 110/2-a). 7242 sayılı kanunla yapılan değişiklikten önce hüküm çocuk hükümlüleri kapsamıyordu ve süre bir yıl değil altı aydı. Kanun değişikliği ile çocuk hükümlüler de kanuna eklenmiş ve altı ay olan süre de bir yıla çıkartılmıştır.
Hukukumuzda daha erken yaşta ergin olsa bile, henüz on sekiz yaşını doldurmamış olan herkes çocuktur (ÇKK m. 3/1-a). Bu nedenle henüz on sekiz yaşını doldurmamış olan herkes bu kapsamdadır. Toplamda bir yıl ya da daha az süreli hapis cezasına mahkûm olan on sekiz yaşını doldurmamış tüm hükümlülerin cezaları konutlarında infaz edilebilecektir. Çocuğun herhangi bir şekilde ergin kılınmasının da bir önemi yoktur.
ab. 70 yaşını bitirmiş hükümlü
Hükümlü veya varsa vasisi ya da cumhuriyet savcısının talebi üzerine infaz hâkimi tarafından 70 yaşını bitirmiş hükümlülerin mahkûm oldukları toplam iki yıl ya da daha az süreli hapis cezalarının konutta çektirilmesine dair karar verilebilir ( CGTİK m. 110/2-b). 7242 sayılı kanunla yapılan düzenlemeden önce 70 yaşını doldurmuş olan hükümlülerin mahkûm oldukları bir yıl konutta infaz olunabiliyordu; ancak mezkûr düzenleme ile bu süre iki yıla çıkarılmıştır.
ac. 75 yaşını bitirmiş hükümlü
Hükümlü veya varsa vasisi ya da cumhuriyet savcısının talebi üzerine infaz hâkimi tarafından 75 yaşını bitirmiş hükümlülerin mahkûm oldukları toplam dört yıl ya da daha az süreli hapis cezalarının konutta çektirilmesine dair karar verilebilir (CGTİK m. 110/2-c). 7242 sayılı kanunla yapılan düzenlemeden önce 75 yaşını doldurmuş olan hükümlülerin mahkûm oldukları üç yılın konutta infaz olunabileceği şeklindeki kanun hükmü, mezkûr düzenleme ile dört yıla çıkarılmıştır.
ad. Ağır hasta veya engelli hükümlü
Toplam beş yıl veya daha az süreli hapis cezasına mahkûm olan veya adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilen hükümlülerden CGTİK’un 16’ncı maddenin üçüncü fıkrasında belirlenen usule göre maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyeceği tespit edilenlerin cezasının konutunda çektirilmesine infaz hâkimi tarafından karar verilebilir (CGTİK m. 110/3). Bu hüküm 7242 sayılı kanun ile eklenmiştir; kanunun daha önceki şeklinde böyle bir düzenleme yoktu.
Adli para cezaları konutta infazın istisnaları arasındadır. Kanunun açık hükmü gereği adli para cezasına çarptırılanların cezaları konutta infaz olunamaz. Ama burada ağır hasta veya engelli durumda olan ve bu nedenle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını devam ettiremeyecek olup toplam beş yıl ve daha az süreli hapis cezasına çarptırılanların cezaları konutta infaz olunabilecek. Bunun için hükümlülerin Adlî Tıp Kurumunca düzenlenmiş ya da Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenip Adlî Tıp Kurumunca onaylanmış raporları olması gerekir (CGTİK m. 16/3).
Burada dikkat edilmesi gereken önemli bir hususta, hükümlünün cezasının konutta çektirilmesine ilişkin kararın hükümlü lehine olup olmadığının değerlendirilerek tespit edilmesidir. Sözgelimi; ağır hastalık, sakatlık veya kocama halinin, Adli Tıp Kurumundan alınan veya Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenip Adli Tıp Kurumunca onaylanan bir raporla belgelendirilmesi halinde cezasının hapis yatmaksızın denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz edilecek olması karşısında konutta infaz yerine denetimli serbestlik usulün uygulanmasının hükümlü lehine olduğu gözetilerek bu konuda bir karar verilmesi gerekecektir.[2]
ae. Doğum yapmış kadın hükümlü
Doğurduğu tarihten itibaren altı ay geçen ve toplam üç yıl veya daha az süreli hapis cezasına mahkûm olan ya da adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilen hükümlü kadınların cezasının konutunda çektirilmesine infaz hâkimi tarafından karar verilebilir. Bu fıkra uyarınca talepte bulunulabilmesi için kadının doğurduğu tarihten itibaren bir yıl altı ay geçmemiş olması gerekir. Konutta infaza karar verdikten sonra çocuk ölmüş veya anasından başka birine verilmiş olursa infaz hâkimi konutta infaz uygulamasına ilişkin kararını kaldırır (CGTİK m. 110/4). Bu hüküm de kanuna 7242 sayılı kanun ile yapılan düzenleme sonrasında eklenmiştir. Ağır hastalık ve engellilik durumunda olduğu gibi burada da hapse çevrilen adli para cezalarının infazı istisna tutulmamıştır.
b. Cezanın Konutta İnfazının Talebi, Karara Yetkili Makam ve Karara İtiraz
CGTİK’da 7242 Sayılı kanun ile değişiklik yapılmadan önce hapis cezasının konutta infazına, hükmü veren mahkemece veya hükümlü başka bir yerde bulunuyorsa o yerde bulunan aynı derecedeki mahkemece karar verilebileceği düzenlenmişti. Ancak 7242 sayılı kanun değişikliği ile konutta infaz kararını vermeye infaz hâkimi yetkili kılınmıştır.
Kanunda belirtilen şartların gerçekleşmesi halinde hükümlü infaz hâkimine infaza başlanmadan ya da başlandıktan sonra hapis cezasının konutta infazı için başvurabilir. Hükümlü bizzat başvurabileceği gibi hükümlünün vasisi, velisi ya da cumhuriyet savcısı da başvuruda bulunabilir.[3]
Hapis cezasının konutta infazı kararının, infaza başlandıktan sonra da verilebilmesi mümkündür (CGTİK m.110/6). İnfaz başladıktan sonra karar verilmesi halinde kalan süre konutta infaz edilebilecektir.
Hapis cezasının konutta infazı ile ilgili olarak verilen kararlara karşı itiraz yolu açıktır (CGTİK m.110/8). İnfaz hâkiminin kararına karşı konutta infaz için başvuran kişi veya ilgili Cumhuriyet savcısı tarafından, kararın tebliğden itibaren yedi gün içinde Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilir. İtiraz, infaz hâkimliğinin yargı çevresinde bulunduğu ağır ceza mahkemesine yapılır. İnfaz hâkimi aynı zamanda bu mahkemenin üyesi olduğu takdirde itirazla ilgili karara katılamaz (İHK m.6/5,6).
c. Konutta İnfaz Hükümlerinin Uygulanamayacağı Haller
Bazı durumlarda, yukarıda arz ettiğimiz koşullar gerçekleşse dahi, cezanın konutta infazı mümkün olmayabilir. Kanun ağır hastalığı ya da engellilik durumu olan hükümlüler ile doğum yapmış kadın hükümlüleri ayrık tutarak şu hükümlülerin cezalarının konutta infaz olunamayacağı hükme bağlamıştır:
- Terör suçları ile örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçlarından ya da örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlardan mahkûm olanlar
- Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkûm olanlar
- Adlî para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilenler
- Koşullu salıverilme kararının geri alınması nedeniyle cezası aynen infaz edilenler
Bu durumlar söz konusu olduğunda diğer şartlar sağlansa dahi hükümlünün cezası konutta infaz olunamaz. Meğerki hükümlünün ağır hastalığı ya da engellilik durumu olsun ya da doğum yapmış hükümlü olsun (CGTİK m. 110/9).
Önceden adli para cezalarının konutta infazı ile ilgili kanunda açık bir hüküm yoktu. Bu da uygulamada ve doktrinde tartışmalara neden oluyordu. Yargıtay kararları da bu konuda yeknesak değildi. Ancak 7242 sayılı kanun ile yapılan değişiklikle bu tartışmalara son verilmiştir. Yerinde olarak adli para cezalarının infazı kapsam dışına çıkarılmıştır.
Ayrıca Kanun mahkûmiyete konu suç nedeniyle doğmuş zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesine dair hukukî sorumlulukları saklı tutmuştur (CGTİK m. 110/2). Bu nedenle cezanın konutta infazı için hükümlünün suçtan doğan zararı gidermesi gerekir. Kanunun saydığı haller hapis cezasının konutta çektirilmesi yönünden infaz hâkimliğince araştırılması gereken hususlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Şartları ve uygulama imkânına göre suçtan doğan zarar aynen iade edilmez, suçtan önceki hale getirilmez veya tazmin suretiyle zarar tamamen giderilmez ise hapis cezasının konutta çektirilmesine karar verilemeyecektir. İnfaz hâkimliği kendiliğinden bu durumu araştıracaktır. Kanun koyucu infaz hâkimliğine bu hususları araştırma yükümlülüğü yüklemektedir.[4]
d. Disiplin Hapsi ve Tazyik Hapsinin İnfazında Konutta İnfaz Usûlünün Uygulanıp Uygulanamayacağı Sorunu
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Tanımlar başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasının (L) bendinde disiplin hapsi kavramı, kısmi bir düzeni korumak amacıyla yaptırım altına alınmış olan fiil dolayısıyla verilen, seçenek yaptırımlara çevrilemeyen, ön ödeme uygulanamayan, tekerrüre esas olmayan, şartlı salıverilme hükümleri uygulanamayan, ertelenemeyen ve adli sicil kayıtlarına geçirilemeyen hapis olarak tanımlanmıştır.
Disiplin hapsi ve hapsen tazyik yaptırımı, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenen cezalardan farklı nitelikte olup bu konudaki kararların duruşma açılarak yapılan bir yargılama sonunda verilmeleri gerekir. Ayrıca 2004 Sayılı Kanunun 353/1. maddesinde bu kararlara karşı itiraz kanun yolu öngörülmüştür.
Gerek disiplin hapsi gerekse hapsen tazyik yaptırımı kararları, 5271 Sayılı CMK’nin 223. maddesinde belirtilen hüküm niteliğinde olmadığı açıktır.
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu'nda müeyyidesi disiplin hapsi ve tazyik hapsi olarak tespit edilen eylemler kabahat olarak kabul görmektedir.
Kişinin yükümlülüğünü yerine getirmesini sağlamak için belli ölçüde icbar edilebileceğinin kabul edilmiş olması ve disiplin hapsinin kabahat nev'inden bulunması karşısında hükümlü hakkında. 5275 Sayılı Kanunun 110. maddesinde öngörülen özel infaz usullerinin uygulanması mümkün gözükmemektedir.
Yargıtay, disiplin ve tazyik hapislerinin konutta infaz edilmesine karar verilemeyeceğini karalarında ifade etmektedir.[5]
e. Konutta İnfazda Cezaların Toplanmasına Dair Sorun
7242 Sayılı kanunla yapılan tadil öncesinde; hapis cezasının konutta infazı uygulamasında hükümlü hakkında birden fazla mahkûmiyet hükmü varsa, cezanın konutta infazı için her bir kararın ayrı ayrı değerlendirilmesinin mümkün olup olmadığı tartışmalıydı. Zira kanunda bu konuda bir açıklık yoktu. Bu nedenle de cezanın konutta infazı için cezaların toplanması halinde ortaya çıkan toplam ceza miktarına göre uygulama yapılıp yapılmayacağı konusu tartışma yaratmaktaydı.[6]
Yargıtay da CGTİK’un 99/1. maddesine göre bir kişi hakkında hükmolunan her bir cezanın diğerinden bağımsız olduğunu, varlıklarını ayrı ayrı koruduklarını, ancak bir kişi hakkında başka kesinleşmiş hükümler var ise, koşullu salıverme hükümlerinin uygulanabilmesi yönünden mahkemeden toplama kararı istenebileceğini kararlarında ifade etmekteydi.[7] Yargıtay, Kanun'un 99. maddesindeki toplamanın, cezaların içtiması değil, sadece koşullu salıvermeye ilişkin sürelerin hesaplanması ve denetim sürelerin uygulanmasındaki karışıklığın giderilmesine yönelik olduğunu görüşündeydi.[8]
Yargıtay, hapis cezalarının konutta infazı konusunda, cezaların içtimasına yönelik açık bir hüküm bulunmadığından, Kanun'un 99. maddesindeki cezaların toplanması yoluyla hükümlü aleyhine yorum yapılarak bu durumun hükümlü aleyhine genişletilemeyeceğini görüşündeydi[9]. Sözgelimi, Yargıtay’a göre, 65 yaşını bitirmiş hükümlünün birbirinden bağımsız her bir hapis cezasının ayrı ayrı konutunda çektirilmesinin önünde yasal bir engel olmayacaktır.
7242 sayılı kanun ile yapılan değişiklik ile kanun hükmüne “toplam” ifadeleri eklenmiştir. Bu nedenle bundan sonra hükümlünün aldığı cezalar toplanarak hesaplanıp değerlendirilmelidir. Bununla birlikte, esasen, Yargıtay’ın yukarıda arz ettiğimiz görüşlerinin daha yerinde olduğu kanaatindeyiz.
B. HAPİS CEZASININ KONUTTA İNFAZININ YERİNE GETİRİLME USÛLÜ
Konutta infaza ilişkin infaz hâkimliği ilâmları, Cumhuriyet başsavcılığı tarafından infazı amacıyla denetimli serbestlik müdürlüğüne gönderilir. Cezaların konutta infazı denetimli serbestlik müdürlüğünce Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerine göre yerine getirilir.[10] Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinde konutta infazın nasıl gerçekleştirileceği ise ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir.
a. Konut
İnfazın yerine getirileceği konut yönetmelikte tanımlanmıştır. Buna göre konut; hükümlünün ailesiyle birlikte veya tek başına yaşamını devam ettirdiği, kendisine ait veya kiracı olarak oturduğu ve bu kararın yerine getirilmesinde mahkemeye bildirdiği veya mahkeme kararında belirtilen yeri ve eklentilerini ifade eder (DSHY m. 75/2). Görüldüğü üzere tanımlama geniş bir şekilde yapılmıştır. Bu nedenle de konutta anlaşılması gereken çatılı bir taşınmaz değildir. Sabit bir yerde duran karavan, konteynır, çadır gibi yapılar da konut tanımının içerisinde yer almalıdır.
Hükümlü, mazereti olmaksızın konutu değiştiremez. Eğer hükümlü çeşitli gerekçelerle kararın infaz edildiği konutunu değiştirmek istiyorsa yazılı olarak denetimli serbestlik müdürlüğüne başvurmak zorundadır. Bu başvuru komisyonca değerlendirilecek ve konutun değiştirilip değiştirilmeyeceğine karar verilecektir (DSHY m. 75/8).
b. Konutun Değerlendirilmesi ve İnfaz Planı
Hapis cezasının konutta infazına ilişkin kararın kaydedilmesinden itibaren on gün içerisinde denetim bürosunda görevli denetimli serbestlik memuru hükümlünün adresine giderek konutu inceler. Hükümlünün belirlenen ihtiyaçları dikkate alınarak hükümlü ile iş birliği içerisinde hükümlünün uyması gereken kurallar belirlenir ve vaka sorumlusuna iletilir. Vaka sorumlusu üç gün içerisinde bir planlama yaparak konutta infazın ne şekilde yerine getirileceğini ve uyması gereken kuralları hükümlüye tebliğ eder (DSHY m. 75/4). Cezanın konutta infazında, hükümlünün sağlık, eğitim, ibadet gibi temel ihtiyaçları dikkate alınır (DSHY m. 75/6)
c. İnfazın Başlaması
Cezanın konutta infazı, cezanın konutta çektirilmesi kararına ilişkin hazırlanan planın hükümlüye tebliği tarihinden itibaren on gün sonra başlar. Cezanın konutta çektirilmesi kararında belirtilen sürenin dolmasıyla da sona erer (DSHY m. 75/10).
d. Hükümlü İle İletişim ve Hükümlünün Kontrol Edilmesi
Cezanın konutta infazı sırasında hükümlüyle iletişim sağlanacak araçlar tespit edilir. İletişim araçları, hükümlünün denetlenmesine ilişkin esaslar ve denetimli serbestlik personeli ile kolluk görevlilerinin denetimle ilgili görevleri hükümlüye açıkça bildirilir (DSHY m. 75/5).
Hükümlü, denetim bürosunda görevli denetimli serbestlik memuru veya kolluk tarafından bizzat eve gidilmek suretiyle kontrol edilebilir. Yapılan kontroller kayıt altına alınarak vaka sorumlusuna iletilir (DSHY m. 75/7).
Cezanın konutta çektirilmesine ilişkin kararların infazında, elektronik kelepçe de kullanılabilir (DSHY m. 75/11).
e. Hükümlüye Konuttan Ayrılma İzni
Hapis cezasının konutta infazında, hükümlünün risk ve ihtiyaçları, kurallara uymadaki başarısı ve işbirliği dikkate alınarak;
- ilk altı ay için günde bir,
- İkinci altı ay için günde iki,
- Üçüncü altı ay için günde üç,
- On sekizinci aydan sonra günde dört,
saat süreyle evden ayrılmasına vaka sorumlusunun önerisi üzerine komisyon tarafından karar verilebilir (DSHY m. 75/3).
C. HÜKÜMLÜNÜN YÜKÜMLÜKLÜLERE AYKIRI HAREKET ETMESİ
7242 sayılı kanunla yapılan düzenlemeden kanunda önce hapis cezasının konutta infazı kararı ve usulünün gereklerine geçerli bir mazeret olmaksızın uyulmaması hâlinde, cezanın baştan itibaren infaz kurumunda çektirileceği hükmü mevcut idi. Bu durumda yükümlülüklere uymayan hükümlüler bir bakıma cezalandırılıyorlardı. Ancak son düzenleme ile bu kanun hükmü değiştirildi.
Yeni düzenlemeye göre; talep üzerine, infaz hâkimi tarafından cezanın özel infaz usulüne göre çektirilmesi sırasında bu usulün uygulanmasına son verilebileceği gibi özel infaz usulünün gereklerine geçerli bir mazeret olmaksızın uyulmaması hâlinde de bu usulün uygulanmasına son verilecektir. Bu halde infaza açık ceza infaz kurumunda devam edilir. Özel infaz usulüne göre geçirilen süre, infaz aşamasında mahsup edilir. Bu hükmün uygulandığı hallerde denetimli serbestlik hükümleri uygulanmaz (CGTİK m. 110/7).
Cezanın konutta infazında, hükümlünün sağlık, eğitim, ibadet gibi temel ihtiyaçları dikkate alınır. Hükümlünün acil sağlık durumu, deprem, yangın, doğal afetler gibi öngörülemeyen nedenlerden dolayı konuttan ayrılması ihlal sayılmaz. Zaruret nedeniyle konutunu terk eden hükümlü, bu zorunluluğun ortadan kalkmasından itibaren üç gün içerisinde müdürlüğe başvurmak zorundadır. Bu durumda konut dışında geçen süreler infazdan sayılır (DSHY m. 75/6).
Hükümlünün haklı, geçerli ve gerektiğinde belgelendirilebilen bir mazereti olmaksızın yirmi dört saatten fazla süreyle izinsiz olarak konuttan ayrılması veya iznin bitmesinden itibaren bu süre içerisinde konuta dönmemesi halinde uyarı yapılmaksızın dosya kapatılarak mahkemesine gönderilir (DSHY m. 75/9)
Bilindiği üzere, 5237 sayılı TCK’nin 292. maddesine göre, hükümlü veya tutuklunun kaçması suçunun oluşması için failin tutukevinden, ceza infaz kurumundan veya gözetimi altında bulunduğu görevlilerin elinden kaçmasının gerekmektedir. Bunun dışındaki hallerde söz konusu suçun oluşması için yasalarda fiili suç sayan özel bir düzenleme olmalıdır. Konutta infaz sırasında hükümlünün mazeretsiz bir şekilde konuttan ayrılmasının TCK’da düzenlenen bu suça vücut verip vermeyeceği tartışılabilir.
Yargıtay bir kararında bu konuya değinmiştir: “…Dosya kapsamına göre, sanığın üzerine atılı hükümlü veya tutuklunun kaçması suçunun maddi unsurunun; kişinin kanunen tutuklandıktan veya kesinleşmiş bir yargı kararı ile mahkum olduğu hapis cezasının infazına başlandıktan veya bu maksatla yakalandıktan sonra tutukevinden, ceza infaz kurumundan veya gözetimi altında bulunduğu görevlilerin elinden kaçması olması karşısında, özel infaz rejimi gereğince cezası hafta sonları K… K1 Tipi Kapalı Ceza infaz Kurumunda infaz edilen sanığın 03.12.2010 tarihinde kuruma gitmemek şeklinde gerçekleşen eyleminin müsnet suçu oluşturmayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığının 17.12.2013 gün ve 2013/19171/77416 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.01.2014 gün ve 2013/406324 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla;… Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran bu gerekçeyle yerinde görüldüğünden, K… Sulh Ceza Mahkemesinin 27.06.2012 tarih, 2011/17 esas ve 2012/519 sayılı kararının CMK.nın 309. maddesi uyarınca bozulmasına, CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca bozma nedenine göre uygulama yapılarak; hükümlünün beraatine ve cezanın çektirilmemesine…”[11]
Yargıtay, özetle, TCK’da suç olarak düzenlenen hükümlünün kaçması suçunun unsurlarının konutta cezası infaz olunan hükümlü bakımından oluşmayacağını, CGTİK’un özel infaz usullerini düzenleyen 110. Maddesinde de böyle bir düzenleme olmadığı için bunun suç olarak kabul edilemeyeceğini kararında belirtmiştir. Bunun yanı sıra CGTİK’un 110. maddesinin 5. fıkrasına göre özel infaz usulünün gereklerine geçerli bir mazeret olmaksızın uyulmaması halinin müeyyidesinin cezanın baştan itibaren infaz kurumunda çektirilmesine karar verme olacağını da ifade etmektedir.
Yargıtay’ın yukarıdaki kararı 7242 sayılı kanundan önce verilmiştir. Yeni düzenleme ile konutta infaz yükümlülüklerine uymayanların cezalarının açık ceza infaz kurumunda infaz olunacağına ve konutta geçen sürelerinde cezadan mahsup edileceğine yukarıda değinmiştik. Son yapılan düzenlemede konutta infaz yükümlülüklerine uymayanlar için açık bir hüküm de mevcut değildir. Dolayısıyla konutta infaz yükümlerine uymayarak konutu terk eden kişi hakkında, TCK’nun 292. Maddesinde düzenlenen suçun unsurları oluşmadığından, ceza verilemez. Bunun müeyyidesi ise cezasını bundan sonra açık ceza infaz kurumunda çekmek olacaktır.
Av. Mehmet AKIN
-----------------
[1] DEMİRBAŞ, Timur, İnfaz Hukuku, 8. Baskı, Seçkin Yayınları, Ankara, 2021, s. 97
[2] ÇALIŞKAN, Suat, Hapis Cezasının Konutta İnfazı, Hukuki Haber (https://www.hukukihaber.net/hapis-cezasinin-konutta-infazi-makale,6743.html, Erişim Tarihi: 10.10.2021)
[3] DEMİRBAŞ, Timur, İnfaz Hukuku, 8. Baskı, Seçkin Yayınları, Ankara, 2021, s. 95
[4] KOÇ, Ziya, Elektronik İzleme ile Hapis Cezasının Konutta Çektirilmesi, Ankara Barosu Dergisi, S. 2013/2, s. 206 (http://www.ankarabarosu.org.tr/siteler/ankarabarosu/tekmakale/2013-2/2013-2-6.pdf, Erişim: 10.10.2021)
[5]Y. 16. H D., E: 2010/8620, K: 2011/3858, KT: 27.06.2011 Kararı: “… Dosya kapsamına göre. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 14.11.2006 tarih ve 2006/220-231 Sayılı kararında da açıklandığı üzere "1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Tanımlar başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasının ( L ) bendinde disiplin hapsi: "kısmi bir düzeni korumak amacıyla yaptırım altına alınmış olan fiil dolayısıyla verilen, seçenek yaptırımlara çevrilemeyen, ön ödeme uygulanamayan, tekerrüre esas olmayan, şartlı salıverilme hükümleri uygulanamayan, ertelenemeyen ve adli sicil kayıtlarına geçirilemeyen hapsi ifade eder." olarak tanımlanmıştır. Disiplin hapsi ve hapsen tazyik yaptırımının, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenen cezalardan farklı nitelikte olduğu, duruşma açılarak yapılan bir yargılama sonunda verilmelerine karşılık, 2004 Sayılı Kanunun 353/1. maddesinde itiraz kanun yolu öngörülmüştür. Anılan hükümler gözetildiğinde, gerek disiplin hapsi gerekse hapsen tazyik yaptırımı tayin edilen kararların. 5271 Sayılı Kanunun 223. maddesinde belirtilen "hüküm" niteliğinde olmadığı, 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu'nda müeyyidesi disiplin hapsi ve tazyik hapsi olarak tespit edilen eylemlerin kabahat olduğu, kişinin yükümlülüğünü yerine getirmesini sağlamak için belli ölçüde icbar edilebileceğinin kabul edilmiş olması ve disiplin hapsinin kabahat nev'inden bulunması karşısında hükümlü hakkında. 5275 Sayılı Kanunun 110. maddesinde öngörülen özel infaz usullerinin uygulanması mümkün bulunmayıp, söz konusu hükümün uygulanabilmesi için infaza konu cezanın kısa süreli hapis olmasının gerekmesi sebebiyle itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi isabetsizdir…” (www.sinerjimevzuat.com.tr )
[6] ÇALIŞKAN, Suat, ÇALIŞKAN, Suat, Hapis Cezasının Konutta İnfazı, Hukuki Haber (https://www.hukukihaber.net/hapis-cezasinin-konutta-infazi-makale,6743.html, Erişim Tarihi: 10.10.2021)
[7] Y. 7.CD, E: 2016/18844, K: 2017/144, KT: 11.01.2017; Y.12.CD, E: 2014/7592, K: 2014/13644, KT: 03.06.2014 (https://karararama.yargitay.gov.tr/YargitayBilgiBankasiIstemciWeb/, Erişim Tarihi: 01.11.2021 )
[8] Y.7.CD, E: 2016/18844, K: 2017/144, KT: 11.01.2017; Y.12.CD, E: 2014/7592, K: 2014/13644, KT: 03.06.2014 (https://karararama.yargitay.gov.tr/YargitayBilgiBankasiIstemciWeb/, Erişim Tarihi: 01.11.2021)
[9] Y.7.CD, E: 2016/18844, K: 2017/144, KT: 11.01.2017; Y.12.CD, E: 2014/7592, K: 2014/13644, KT: 03.06.2014 (https://karararama.yargitay.gov.tr/YargitayBilgiBankasiIstemciWeb/ , Erişim Tarihi: 01.11.2021)
[10] Ceza ve İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik m. 40/son
[11] Y. 9. CD, E: 2014/943, K:2014/2921, KT: 13.03.2014 (www.sinerjimevzuat.com.tr)





