Cezanın konutta infazı, özel bir infaz usulü olup, kendine mahsus çok özel koşulların varlığı halinde uygulanabilmektedir.

Hapis cezasının konutta infazı, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un[1] (CGTİHK) 110. Maddesinin ikinci fıkrasında hüküm altına alınmıştır.

Aslında 110. Maddede, üç özel infaz şeklinden bahsedilmektedir. Bu özel infaz usulleri şunlardır:

1) Hafta sonu infaz,

2) Geceleri infaz,

3) Konutta infaz.

Yasa koyucu, bu özel infaz usulleri ile cezanın Devlete bir külfet yüklemeden yerine getirilmesini, kadınların ev işlerini, çocuklarının bakımını sürdürmelerini ve hükümlünün iş ve diğer faaliyetlerini sürdürmesi mümkün kılmayı amaçlamıştır.

Hapis cezasının konutta infazı uygulamasında, mahkûmiyete konu suç nedeniyle doğmuş zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesine dair hukukî sorumlulukları saklı tutulmuştur. (CGTİHK md. 110/2)

Hapis cezasının konutta infazı, hükümlünün yaşı itibariyle belli süredeki bazı hapis cezaları için öngörülmüştür.

Hapis cezasının konutta infazı için üç grup yaş ve ceza süresi öngörülmüştür:

1. Hal: Cezanın 6 ayı aşmaması (65 yaş veya kadın)

(Kadın veya 65 yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları altı ay)

Hükümlülük süresinin altı ayı aşmaması hâlinde iki grup kişinin cezasının oturduğu yerde infazı için cinsiyet ve yaşa bağlı olan koşullar şunlardır:

Hükümlü erkek ise 65 yaşını bitirmiş olmalıdır.

Hükümlü kadın ise ve cezası 6 ayı aşmıyorsa yine hapis cezanın oturduğu konutta infazı mümkündür.

2. hal: Cezanın 1 yılı aşmaması (70 yaş)

(70 bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları bir yıl)

Şayet hükümlünün cezası 1 yılı aşmıyorsa ve hükümlü 70 yaşını bitirmiş ise, hapis cezasının konutta infazı usulünden faydalanabilecektir.

3. hal: Cezanın 3 yılı aşmaması (75 yaş)

(75 yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları üç yıl)

Şayet hükümlü 75 yaşını bitirmiş ve hapis cezası süresi 3 yılı aşmıyorsa, yani 3 veya 3 yılın altında ise, daha hapis cezasının konutunda çektirilmesi usulünden yararlanabilecektir.

İNFAZA KARAR VERMEYE YETKİLİ MAKAM VE İNFAZ ÖZELLİKLERİ

Hapis cezasının konutta infazına, hükmü veren mahkemece veya hükümlü başka bir yerde bulunuyorsa o yerde bulunan aynı derecedeki mahkemece karar verilebilecektir. (CGTİHK md. 110/2)

İnfaza başlandıktan sonra da karar verilebilmesi imkânı

Hapis cezasının konutta infazı kararı, infaza başlandıktan sonra da verilebilir. (CGTİHK md. 110/3)

Koşullu salıverilme hükümlerinin uygulanmaması

Hapis cezasının konutta infazına karar verilenler hakkında koşullu salıverilme hükümleri uygulanmaz. (CGTİHK md. 110/4)

Mazeretsiz uymama ve baştan itibaren kurumda infaz

Hapis cezasının konutta infazı kararı ve usulünün gereklerine geçerli bir mazeret olmaksızın uyulmaması hâlinde, cezanın baştan itibaren infaz kurumunda çektirilmesine karar verilir. (CGTİHK md. 110/5)

Kararlara karşı itiraz yasa yolunun açık olması

Hapis cezasının konutta infazı ile ilgili olarak verilen kararlara karşı itiraz yolu yolu açıktır. (CGTİHK md. 110/6)

HAPİS CEZASININ KONUTTA İNFAZININ YERİNE GETİRİLME USULÜ

Bu konu ile ilgili ayrıntılı düzenleme, Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi İle Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük’ün[2] 52. maddesinde yer almaktadır.

ALTI AY VE DAHA AZ SÜRELİ HAPİS CEZALARININ KONUTTA İNFAZI

(Tüzük md. 52/2-a)

5275 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin ikinci fıkrasına göre altı ay ve daha az süreli hapis cezalarının konutta infazına ilişkin işlemler şunlardır:

İlamın infaz için Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderilmesi

1. Bu cezalara ilişkin ilâmlar, Cumhuriyet başsavcılıklarınca infazı amacıyla denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlüğü ya da bürosuna gönderilir ve cezalar bu birimler tarafından konutta yerine getirilir.

Mahkemeye beyan edilen konutta infaz

2. Konutta infaz işlemleri, hükümlünün mahkemeye beyan etmiş olduğu yerleşim yerindeki konutta yerine getirilir.

Koşullu salıverilme hükümleri uygulanmaması

3. Cezanın bu şekilde çektirilmesine karar verilenler hakkında koşullu salıverilme hükümleri uygulanmaz.

ÜÇ YIL VE DAHA AZ SÜRELİ HAPİS CEZALARININ KONUTTA İNFAZI

5275 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin üçüncü fıkrasına göre üç yıl ve daha az süreli hapis cezalarının konutta infazı şu şekilde yapılır: (Tüzük md. 52/2-b)

İlamın denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlüğüne gönderilmesi

1. Bu cezalara ilişkin ilâmlar, Cumhuriyet başsavcılıklarınca infazı amacıyla denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlüğü ya da bürosuna gönderilir ve cezalar bu birimler tarafından yerine getirilir.

Yerleşim yerinde infaz

2. Konutta infaz hükümlünün mahkemeye beyan etmiş olduğu yerleşim yerinde yapılır.

Koşullu salıverilme hükümlerinin uygulanması

3. Cezanın bu şekilde çektirilmesine karar verilenler hakkında koşullu salıverilme hükümleri uygulanır.

Geçici olarak konuttan ayrılma mazeretleri ve infaz savcısının kararı

Cezaları konutta infaz edilen hükümlülerin meşru ve kabul edilebilir mazeretine binaen konuttan geçici süreli ayrılmayı gerektiren sebeplerin ortaya çıkması hâlinde, bu durum denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlüğü ya da bürosuna hükümlü tarafından yazılı olarak bildirilir. Talep, Cumhuriyet savcısı tarafından değerlendirilir. (Tüzük md. 52/2-c)

Konutların değiştirilmesi talebi

Cezaları konutta infaz edilen hükümlülerin talepleri hâlinde konutlarının değiştirilmesine, Cumhuriyet savcısının talebi ile mahkeme tarafından karar verilebilecektir. (Tüzük md. 52/2-d)

Hükümlünün yükümlülüklere aykırı hareket etmesi

Hükümlünün konutta infazın gereklerine uyup uymadığı denetimli serbestlik ve yardım merkezi şube müdürlüğü ya da bürosu tarafından değerlendirilir. Hükümlünün yükümlülüklere aykırı hareket etmesi hâlinde durum, Cumhuriyet başsavcılığına bildirilir. (Tüzük md. 52/2-e)

Bu bildirim sonrasında konu ile ilgili infaz savcılığının bir karar vermesi gerekecektir.

Geçerli bir mazeret olmaksızın kurallara uyulmaması

Hapis cezasının konutta infazı usulünün gereklerine geçerli bir mazeret olmaksızın uyulmaması hâlinde, cezanın baştan itibaren kurumda çektirilmesine karar verilebilmesi mümkündür. (Tüzük md. 52/3)

İnfaz ile ilgili kararlara karşı itiraz yolunun açık olması

Tüzüğün 52. Maddesi hükümlerine göre verilen kararlara itiraz yolu açıktır. (Tüzük md. 52/4)

HAPİS CEZASININ KONUTTA İNFAZI İLE İLGİLİ DENETİMLİ SERBESTLİK MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN YAPTIĞI İŞLEMLER VE İNFAZ ÖZELLİKLERİ

Hapis cezasının konutta infazı, Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği’nin[3] (DSHY) 75. Maddesinde hüküm altına alınmıştır.

Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği’nin 75. Maddesinin birinci fıkrasına göre hapis cezasının konutta infazı üç ayrı kategoride ele alınmalıdır:

a) Kadın veya altmış beş yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları altı ay ve daha az süreli hapis cezasının infazı

b) Yetmiş yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları bir yıl ve daha az süreli hapis cezasının infazı

c) Yetmiş beş yaşını bitirmiş kişilerin mahkûm oldukları üç yıl ve daha az süreli hapis cezasının infazı.

Bu nitelikteki hapis cezasının tamamının veya kalan kısmının belli şartlar altında mahkeme kararıyla belirtilen bir konutta yerine getirilmesi söz konusu olacaktır.

Konut kavramının kapsamı

Bu kararın yerine getirilmesinde konut; hükümlünün ailesiyle birlikte veya tek başına yaşamını devam ettirdiği, kendisine ait veya kiracı olarak oturduğu ve bu kararın yerine getirilmesinde mahkemeye bildirdiği veya mahkeme kararında belirtilen yeri ve eklentilerini ifade etmektedir. (DSHY md. 75/2)

İnfazın yapılacağı konutun hükümlü tarafından bildirilmesi gerekmektedir.

Evden ayrılma koşulları

Hapis cezasının konutta infazında, hükümlünün risk ve ihtiyaçları, kurallara uymadaki başarısı ve işbirliği dikkate alınarak, hükümlünün belli zamanlarda evden ayrılmasına izin verilebilir. Bunun için infaz sürecinde belli şartlar ve zaman dilimleri öngörülmüştür. Bu süreler şunlardır:

a) İlk altı ay için günde bir,

b) İkinci altı ay için günde iki,

c) Üçüncü altı ay için günde üç,

ç) On sekizinci aydan sonra günde dört,

saat süreyle hükümlünün evden ayrılmasına vaka sorumlusunun önerisi üzerine komisyon tarafından karar verilebilmesi mümkündür. (DSHY md. 75/3)

Konutta inceleme

Hapis cezasının konutta infazına ilişkin kararın kaydedilmesinden itibaren on gün içerisinde denetim bürosunda görevli denetimli serbestlik memuru hükümlünün adresine giderek konutu inceler. (DSHY md. 75/4)

Hükümlünün uyması gereken kurallar belirlenir

Hükümlünün belirlenen ihtiyaçları dikkate alınarak hükümlü ile iş birliği içerisinde hükümlünün uyması gereken kurallar belirlenir ve vaka sorumlusuna iletilir. (DSHY md. 75/4)

Konutta infazın ne şekilde yerine getirileceği ve uyulması gereken kuralların hükümlüye tebliği

Vaka sorumlusu üç gün içerisinde bir planlama yaparak konutta infazın ne şekilde yerine getirileceğini ve uyması gereken kuralları hükümlüye tebliğ eder. (DSHY md. 75/4)

Hükümlüyle iletişim sağlanacak araçlar tespit edilmesi

Cezanın konutta infazı sırasında hükümlüyle iletişim sağlanacak araçlar tespit edilir.

İletişim araçları, hükümlünün denetlenmesine ilişkin esaslar ve denetimli serbestlik personeli ile kolluk görevlilerinin denetimle ilgili görevleri hükümlüye açıkça bildirilir. (DSHY md. 75/5)

Öngörülemeyen nedenlerden dolayı konuttan ayrılma

Cezanın konutta infazında, hükümlünün sağlık, eğitim, ibadet gibi temel ihtiyaçları dikkate alınır. Hükümlünün acil sağlık durumu, deprem, yangın, doğal afetler gibi öngörülemeyen nedenlerden dolayı konuttan ayrılması ihlal nedeni sayılmayacaktır. (DSHY md. 75/6)

Zaruret nedeniyle konutun terk edilmesi

Zaruret nedeniyle konutunu terk eden hükümlü, bu zorunluluğun ortadan kalkmasından itibaren üç gün içerisinde müdürlüğe başvurmak zorundadır. Bu durumda konut dışında geçen süreler infazdan sayılır. (DSHY md. 75/6)

Hükümlünün kontrolü

Hükümlü, denetim bürosunda görevli denetimli serbestlik memuru veya kolluk tarafından bizzat eve gidilmek suretiyle kontrol edilebilir. Yapılan kontroller kayıt altına alınarak vaka sorumlusuna iletilir. (DSHY md. 75/7)

Konutu değiştirme talebi

Hükümlü, mazereti olmaksızın infaz süresince kararın yerine getirildiği konutu değiştiremez.

Hükümlü, bir mazeret nedeniyle konutunu değiştirme talebini müdürlüğe yazılı olarak iletmek zorundadır.

Komisyon,[4] hükümlünün talebini değerlendirerek konutun değiştirilip değiştirilmeyeceğine karar verir. (DSHY md. 75/8)

Konuttan ayrılma ve dönmeme ihlali ve dosyanın kapatılması

Hükümlünün haklı, geçerli ve gerektiğinde belgelendirilebilen bir mazereti olmaksızın yirmi dört saatten fazla süreyle izinsiz olarak konuttan ayrılması veya iznin bitmesinden itibaren bu süre içerisinde konuta dönmemesi halinde uyarı yapılmaksızın dosya kapatılarak mahkemesine gönderilir. (DSHY md. 75/9)

İnfazın başlama anı (Planın hükümlüye tebliğinden on gün sonra)

Cezanın konutta infazı, cezanın konutta çektirilmesi kararına ilişkin hazırlanan planın hükümlüye tebliğinden on gün sonra başlar ve kararda belirtilen sürenin dolmasıyla sona erer. (DSHY md. 75/10)

Elektronik kelepçe kullanılabilmesi

Cezanın konutta çektirilmesine ilişkin kararların infazı, elektronik kelepçe kullanılması suretiyle de yapılabilir. (DSHY md. 75/11)

YARGITAY UYGULAMASI

Konutta infazda cezaların toplanmasına dair sorun

Hapis cezasının konutta infazı uygulamasında hükümlü hakkında birden fazla mahkûmiyet hükmü varsa, cezanın konutta infazı için her bir kararın ayrı ayrı değerlendirilmesinin mümkün olup olmadığı veya cezanın konutta infazı için cezaların toplanması halinde ortaya çıkan toplam ceza miktarına göre uygulama yapılıp yapılmayacağı konusu tartışma yaratmaktadır.

Yargıtay, 5275 Sayılı Kanun'un 99/1. maddesine göre bir kişi hakkında hükmolunan her bir cezanın diğerinden bağımsız olduğunu, varlıklarını ayrı ayrı koruduklarını, ancak bir kişi hakkında başka kesinleşmiş hükümler var ise, 107. maddesinin uygulanabilmesi yönünden mahkemeden toplama kararı istenebileceğini kararlarında ifade etmektedir.[5]

Yargıtay, 5275 Sayılı Kanun'un 99. maddesindeki toplamanın, cezaların içtiması değil, sadece koşullu salıvermeye ilişkin sürelerin hesaplanması ve denetim sürelerin uygulanmasındaki karışıklığın giderilmesine yönelik olduğunu düşünmektedir.[6]

Yargıtay, hapis cezalarının konutta infazı konusunda, cezaların içtimasına yönelik açık bir hüküm bulunmadığından, 5275 Sayılı Kanun'un 99. maddesindeki cezaların toplanması yoluyla hükümlü aleyhine yorum yapılarak bu durumun hükümlü aleyhine genişletilemeyeceğini düşünmektedir.[7]

Örneğin; 75 yaşını bitirmiş hükümlünün birbirinden bağımsız her bir hapis cezasının ayrı ayrı konutunda çektirilmesine karar verilmesine yasal engel bulunmamaktadır.[8]

Özel infaz usulünün gereklerine geçerli bir mazeret olmaksızın uyulmaması halinin yaptırımına ilişkin sorun

Bilindiği üzere, 5237 sayılı TCK’nin 292. maddesine göre, hükümlü veya tutuklunun kaçması suçunun oluşması için failin tutukevinden, ceza infaz kurumundan veya gözetimi altında bulunduğu görevlilerin elinden kaçmasının gerektiği, bunun dışındaki hallerde söz konusu suçun oluşması için yasalarda fiili suç sayan özel bir düzenleme olmasında zorunluluk bulunmaktadır.

Konutta infaz sırasında hükümlünün mazeretsiz bir şekilde konuttan ayrılmasının yukarıda belirtilen suçu oluşturup oluşturmadığı konusu izaha muhtaç gibi gözükmektedir.

Yargıtay, 5275 sayılı Kanunun özel infaz usullerini düzenleyen 110. maddesinde böyle bir düzenleme olmadığı gibi aynı maddenin 5. fıkrasına göre özel infaz usulünün gereklerine geçerli bir mazeret olmaksızın uyulmaması halinin müeyyidesinin cezanın baştan itibaren infaz kurumunda çektirilmesine karar verme olacağını ifade etmektedir.[9]

Hükümlünün lehine olan uygulamaların gözetilmesi

Hapis cezasının konutta infazına ilişkin karar, cezanın infazı sırasında da verilebilir. Şayet hükümlü cezasının infazı sırasında şartları varsa kalan cezasını ev hapsi olarak tamamlama yönündeki talebinin kabul edilmesi halinde, hükümlünün cezasının konutta çektirilmesine ilişkin kararın hükümlü lehine olup olmadığı konusu tartışmaya açılmalıdır.

Örneğin; ağır hastalık, sakatlık veya kocama halinin, Adli Tıp Kurumundan alınan veya Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenip Adli Tıp Kurumunca onaylanan bir raporla belgelendirilmesi halinde cezasının hapis yatmaksızın denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz edilecek olması karşısında konutta infaz yerine bu usulün uygulanmasının hükümlü lehine olduğu gözetilerek bu konuda bir karar verilmesi gerekecektir.[10]

Konutta infaz kararının infaz aşamasında verilmesi zorunluluğu

Yargıtay, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun "Özel İnfaz Usulleri"ni düzenleyen 110/5 maddesinde yer alan konutta infaza ilişkin kararın infaz aşamasında infazın yapılacağı yer dikkate alınarak ilgili hâkim tarafından karar verilmesi gerektiğini, yerel mahkemece infaz yetkisini sınırlar şekilde konutta infaza karar verilemeyeceğini kararlarında ifade etmektedir.[11]

Disiplin hapsi ve tazyik hapsinin infazında konutta infaz usulünün uygulanıp uygulanamayacağı sorunu

1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Tanımlar başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasının (L) bendinde disiplin hapsi kavramı, kısmi bir düzeni korumak amacıyla yaptırım altına alınmış olan fiil dolayısıyla verilen, seçenek yaptırımlara çevrilemeyen, ön ödeme uygulanamayan, tekerrüre esas olmayan, şartlı salıverilme hükümleri uygulanamayan, ertelenemeyen ve adli sicil kayıtlarına geçirilemeyen hapis olarak tanımlanmıştır.[12]

Disiplin hapsi ve hapsen tazyik yaptırımı, 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nda düzenlenen cezalardan farklı niteliktedir. Bu konudaki kararların duruşma açılarak yapılan bir yargılama sonunda verilmeleri gerekir. Ayrıca 2004 Sayılı Kanunun 353/1. maddesinde bu kararlara karşı itiraz kanun yolu öngörülmüştür.

Gerek disiplin hapsi gerekse hapsen tazyik yaptırımı tayin edilen kararları, 5271 Sayılı CMK’nin 223. maddesinde belirtilen hüküm niteliğinde olmadığı söylenebilir.

2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu'nda müeyyidesi disiplin hapsi ve tazyik hapsi olarak tespit edilen eylemler kabahat olarak kabul görmektedir.

Kişinin yükümlülüğünü yerine getirmesini sağlamak için belli ölçüde icbar edilebileceğinin kabul edilmiş olması ve disiplin hapsinin kabahat nev'inden bulunması karşısında hükümlü hakkında. 5275 Sayılı Kanunun 110. maddesinde öngörülen özel infaz usullerinin uygulanması mümkün gözükmemektedir.[13]

Konutta infaz ile ilgili hükmün uygulanabilmesi için infaza konu cezanın kısa süreli hapis olması gerekmektedir.[14]

Yargıtay, disiplin ve tazyik hapislerinin konutta infaz edilmesine karar verilemeyeceğini karalarında ifade etmektedir.[15]

Adli para cezasından çevrilen hapis cezasının konutta infazının mümkün olup olmadığı sorunu

Adli para cezasının ödenmemesi halinde, hapis cezasına çevrilir ve bu durumda da bazı ağır kurallar gündeme gelir. Para cezasının hapis cezasına çevrilmesi halinde infaz ile ilgili şu hususlar ortaya çıkar:[16]

1) İnfaz ertelenemez,

2) İnfazda koşullu salıverilme hükümleri uygulanamaz.

3) Hak yoksunlukları bakımından adli para cezasının esas alınır.

4) Hükümlünün adli para cezasını ödemesi halinde her zaman infaz sonlandırılabilir.

Adli para cezasının hapse çevrilme amacı, para cezasının ödenmesini temin etmektir.

Yargıtay, yukarıda ifade edilen gerekçeleri de gözeterek, hapis cezaları yönünden İnfaz Yasasının 110. maddesinde öngörülen özel infaz usullerinin uygulanmasının mümkün olmadığını kararlarında ifade etmektedir.[17]

Buna karşın Yargıtay’ın, adli para cezasından çevrilen hapsin konutta çektirilmesine karar verilmesine herhangi bir engel bulunmadığını ifade eden kararları da bulunmaktadır.[18]

SONUÇ

Hapis cezasının konutta infazı ile ilgili olarak yasal düzenlemeler, yaş ve hapis cezası süresi bağlamında bazı sınırlamalar getirmiştir.

Bu konuda 6 ay, 1 yıl ve 3 yıllık hapis cezalarının belli yaş gruplarına göre, konutta infazı imkânı getirilmiştir. Burada asıl tartışılması gereken durum, yaş gruplarına göre öngörülen hapis ceza sürelerinin kısa olup olmadığı ile ilgilidir. Bu konuyu şu şekilde detaylandırabiliriz:

Ülkelere göre ortalama yaşam süresi sıralamasında 79,16 yıl ile Türkiye 40. sırada yer almaktadır. 2016 yılında kadınlarda ortalama ömür 82,3 iken erkeklerde ise 75,8 yıl olduğu ifade edilmektedir.[19]

Türkiye’de 65 yaş ve üzeri nüfusun oranının, 2005 yılında yüzde 5,7 olduğu, 2050 yılında yüzde 17,6’ya ulaşacağının düşünüldüğü söylenmektedir.[20]

Bu istatistiki verilere göre, ülkemizdeki yaşlı nüfusun giderek artacağı gerçeği ile karşı karşıyayız.

Bundan başka ülkemizde yaşlı nüfusunun sağlık sorunları da yaş grubuna göre artmaktadır. Örneğin, Nüfus oranlarının dışında hastane hizmetlerinin ve akut hospitalizasyonların % 36’sını ve sağlık harcamalarının %50’lere yaklaşan kısmını 65 yaş üstü hastaları tarafından kullanıldığı ifade edilmektedir.[21]

Şayet bir ülke sağlık harcamalarının %50’ye varan kısmını 65 yaş üstü hastaları için yapıyorsa, o ülkede 65 yaş üstü yaş grubunun sağlık durumunun iyi olduğu söylenemez.

Bu istatistik verilerle şu hususları dile getirmek istiyorum:

Birincisi zaten yaş itibariyle sağlık durumu iyi olmayan yaşlı nüfusun hapis cezalarının ceza infaz kurumu yerine konutta infazı çok mantıklı ve gerçekçi bir uygulama olacaktır.

İkincisi, yasal düzenlemede getirilen yaş gurubu sınıflandırması 3 yerine daha fazla belirlenebilir.

Örneğin, 65, 70, 75, 80, 85 gibi 5 kategori belirlenip, yaş gruplarına göre konutta infaz edilecek hapis cezaları süreleri tayin edilebilir.

Belirtilen gerekçelerle, kanaatimizce; konutta infaz edilmesi gereken hapis cezası süreleri yaş gruplarına göre oldukça azdır. Bu yüzden yaş gruplarına göre konutta infazı gereken hapis cezası sürelerinin yükseltilmesinin, zaten çoğunluğu hasta ve yaşam kalitesi düzeyi düşük olan kişiler yönünden daha isabetli bir uygulama olacağını ifade edebiliriz.

Ayrıca, 3 başlık altında değerlendirilen yaş grubunun 5 kategoride ele alınması ve her yaş grubuna göre konutta infazı gereken ceza sürelerinin artırılması ceza siyaseti ve infaz politikası açısından daha gerçekçi bir tutum olacaktır.

Son cümle olarak, kadınlar için konutta infaz usulünün yaş, aile, çocuk ve benzeri mazeretler gözetilerek genişletilmesinin, kadınların toplum içindeki rolü ve sosyal hayatımızdaki yeri açısından daha verimli bir uygulama olacağını ve toplumumuza olumlu yansımalarının görüleceğini belirtmek isteriz.

(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)

---------------------------------

[1] Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun, Kanun Numarası: 5275, Kabul Tarihi: 13.12.2004, Yayımlandığı Resmî Gazete: Tarih: 29.12.2004, Sayı: 25685, Yayımlandığı Düstur: Tertip: 5, Cilt: 44.

[2] Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi İle Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük, Bakanlar Kurulu Kararının Tarihi : 20/3/2006, No: 2006/10218, Dayandığı Kanunun Tarihi : 14/6/1930, No: 1721 29/3/1984, No: 2992 6/8/1997, No: 4301 26/9/2004, No: 5237 4/12/2004, No: 5271 13/12/2004, No: 5275 Yayımlandığı R. Gazetenin Tarihi : 6/4/2006, No: 26131 Yayımlandığı Düsturun Tertibi : 5, Cildi: 14, S. 485

[3] RG: T. 05.03.2013, S. 28578.

[4] İnfaz işlemleri değerlendirme komisyonu.

[5] Y.7.CD, E: 2016/18844, K: 2017/144, KT: 11.01.2017; Y.12.CD, E: 2014/7592, K: 2014/13644, KT: 03.06.2014

[6] Y.7.CD, E: 2016/18844, K: 2017/144, KT: 11.01.2017; Y.12.CD, E: 2014/7592, K: 2014/13644, KT: 03.06.2014

[7] Y.7.CD, E: 2016/18844, K: 2017/144, KT: 11.01.2017; Y.12.CD, E: 2014/7592, K: 2014/13644, KT: 03.06.2014

[8] Y.7.CD, E: 2016/18844, K: 2017/144, KT: 11.01.2017; Y.12.CD, E: 2014/7592, K: 2014/13644, KT: 03.06.2014

[9] Y.9.CD, E: 2014/943, K:2014/2921, KT: 13.03.2014: “…Dosya kapsamına göre, sanığın üzerine atılı hükümlü veya tutuklunun kaçması suçunun maddi unsurunun; kişinin kanunen tutuklandıktan veya kesinleşmiş bir yargı kararı ile mahkum olduğu hapis cezasının infazına başlandıktan veya bu maksatla yakalandıktan sonra tutukevinden, ceza infaz kurumundan veya gözetimi altında bulunduğu görevlilerin elinden kaçması olması karşısında, özel infaz rejimi gereğince cezası hafta sonları K… K1 Tipi Kapalı Ceza infaz Kurumunda infaz edilen sanığın 03.12.2010 tarihinde kuruma gitmemek şeklinde gerçekleşen eyleminin müsnet suçu oluşturmayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığının 17.12.2013 gün ve 2013/19171/77416 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03.01.2014 gün ve 2013/406324 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla;… Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran bu gerekçeyle yerinde görüldüğünden, K… Sulh Ceza Mahkemesinin 27.06.2012 tarih, 2011/17 esas ve 2012/519 sayılı kararının CMK.nın 309. maddesi uyarınca bozulmasına, CMK’nın 309/4-d maddesi uyarınca bozma nedenine göre uygulama yapılarak; hükümlünün beraatine ve cezanın çektirilmemesine,…”

[10] Y.11.CD, E: 2013/17771, K: 2013/17233, KT: 20.11.2013: “…Resmi evrakı kullanılamaz hale getirmek suçundan sanık Ö...'in 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 205/1. maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair ...Ağır Ceza Mahkemesinin 08/07/2008 tarihli ve 2008/262 Esas, 2008/330 sayılı kararının infazı sırasında, adı geçen hükümlünün 17/10/2012 tarihli dilekçesi ile kalan cezasını ev hapsi olarak tamamlama yönündeki talebinin kabulüne, hükümlünün cezasının konutta çektirilmesine ilişkin ...1. Ağır Ceza Mahkemesinin 18/10/2012 tarihli ve 2008/262-330 sayılı ek kararını müteakip, anılan ek kararın kaldırılması ve denetimli serbestlik kararı verilmesi için dosyanın İnfaz Hakimliğine gönderilmesine yönelik Cumhuriyet savcısı tarafından yapılan talebin reddine, kararın kaldırılmasına yer olmadığına dair aynı Mahkemenin 14/03/2013 tarihli ve 2013/344 Değişik İş sayılı kararına yönelik hükümlü tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin ...2. Ağır Ceza Mahkemesinin 05/04/2013 tarihli ve 2013/270 Değişik İş sayılı kararını kapsayan dosyanın incelenmesinde; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 110/4. maddesinin "Cezanın özel infaz usulüne göre çektirilmesine karar verilenler hakkında koşullu salıverilme hükümleri uygulanmaz." şeklindeki düzenlemesine göre kalan cezasının tamamının konutta infazı gerekmekte iken, 105/A-3/b. maddesinin "Maruz kaldıkları ağır bir hastalık, sakatlık veya kocama nedeniyle hayatlarını yalnız idame ettiremeyen ve koşullu salıveril

Yorumlar (3)