Uygulamada hırsızlık suçlarının nitelendirilmesi açısından zaman zaman duraksamalar yaşanmaktadır.

Hırsızlık eylemine 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun hangi maddesinin uygulanması gerektiği hususu bazen her somut olaya göre değerlendirilmesi gereken bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.

Benzer sorun, adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında hırsızlık suçunda da zaman zaman yaşanmaktadır.

Bu nedenle adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında hırsızlık suçunun nitelendirilmesi ile ilgili ilkelerin üzerinde durulması gerektiği ihtiyacı ortaya çıkmaktadır. Bu çalışma bu amaçla kaleme alınmıştır.

Konunun daha iyi anlaşılması için öncelikle suç ile ilgili mevzuatın incelenmesi gerekmektedir.

Bilindiği üzere hırsızlık suçları 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun onuncu bölümünde “Malvarlığına Karşı Suçlar” başlığı altında, 141 ile 147 maddeleri arasında hüküm altına alınmıştır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142. Maddesinde ise hırsızlık suçunun nitelikli halleri suç olarak tanımlanmıştır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde ise, adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında hırsızlık suçu düzenleme konusu yapılmıştır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendindeki suçun oluşabilmesi için, hırsızlık fiilinin âdet veya tahsis ya da kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında işlenmesi gerekmektedir.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde, âdet veya tahsis ve kullanım gereği açığa bırakılmış olan eşya hakkında hırsızlık suçunun işlenmesi, bir nitelikli unsur olarak kabul edilmiştir.

Maddenin gerekçesinde, tarlalarda bırakılan tarım araçları, inşaat yerine yığılan malzeme, bu kapsama giren eşyaya örnek olarak gösterilmiştir.

Kanun koyucu, bu türden eşyaların çalınmalarında kolaylık bulunması nedeniyle bu nitelikli hâli kabul etmiştir.

Maliklerince her türlü denetim, gözetim ve önlemden yoksun olan, sahiplerince sürekli biçimde korunmalarındaki zorluk nedeniyle açık alanda bulunan eşyanın başkaları tarafından alınabilmesinin kolaylığını dikkate alan kanun koyucu bu şekilde bir düzenleme yapmıştır.

Suçun konusunu oluşturan "açıkta bırakılmış eşya" ifadesinden özel alanlar dışında kalan caddeler, sokaklar, parklar, bahçeler, tarlalar, sahil kenarları ve bunun gibi yerlerde bırakılmış eşya kastedilmektedir.

Bu yasal düzenlemede belirtilen nitelikli hâlin oluşması için, eşyanın açıkta bırakılması yeterli olmayıp hangi nedenle açıkta bırakıldığının araştırılması ve âdet veya tahsis ya da kullanımları gereği açıkta bırakılma şartlarının da her somut olayda aranması gerekmektedir.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-e maddesinde yer alan nitelikli hırsızlığın karşılığı 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 491/2. maddesinde; “âdet muktezası olarak yahut tahsis ve istimalleri itibarıyla umumun tekafülü altında bulunan eşya hakkında hırsızlık” olarak hüküm altına alınmıştır.

Bu iki yasal düzenleme birbiriyle paralel hükümler içermektedir. Ancak umumun tekafülü veya kamunun güvencesine bırakılma şeklinde ifade edilen unsur 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-e maddesinde bulunmamaktadır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-e maddesinde, açıkta bırakmanın âdet, tahsis veya kullanım gereği nedenlerine dayandığının tespiti yeterli kabul edilmiştir.

Bu şekildeki düzenleme ile, nitelikli hâlin uygulama alanı 765 sayılı 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na göre genişletilmiş olmaktadır.

Adet, tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılan eşyanın çalınması

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendindeki hırsızlık suçunun oluşması için; adet, tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılan eşyanın çalınması gerekir.

Yasal düzenlemede, adet veya tahsis ve kullanım gereği açığa bırakılmış olan eşya hakkında hırsızlık suçunun işlenmesi, bir nitelikli unsur olarak kabul edilmiştir.

Örneğin; tarlalarda bırakılan tarım araçları, inşaat yerine yığılan malzeme, bu kapsama giren eşyaya örnek olarak gösterilebilir.

Kanun koyucu, bu tür eşyaların çalınmalarının kolay olması nedeniyle, bu nitelikli hali kabul etmiştir.

Bu şekilde zilyedinin her türlü denetim, gözetim ve önleminden yoksun olan, sahiplerince sürekli biçimde korunmalarındaki zorluk nedeniyle açık alanda bulunan eşyanın başkaları tarafından alınabilmesinin kolaylığını dikkate alan kanun koyucu, bu nitelikli hali düzenleme konusu yapmıştır.[1]

Açıkta bırakılmış eşya

“Açıkta bırakılmış eşya” deyimi, özel alanlar dışında kalan caddeler, sokaklar, parklar, bahçeler, tarlalar, sahil kenarları ve bunun gibi yerlerde bırakılmış eşyaları kapsamaktadır.

Buradaki nitelikli halin uygulanabilmesi için, eşyanın açıkta bırakılması yeterli değildir. Ayrıca hangi nedenle açıkta bırakıldığının da araştırılması ve adet veya tahsis ya da kullanımları gereği açıkta bırakılma şartlarının da oluşup oluşmadığı tespit edilmelidir.

“Adet” kavramı

“Adet” kavramı; toplumda süreklilik kazanan, alışkanlık oluşturan ve genellik karakterini taşıyan, kamu düzenine, kanunlara ve ahlaka aykırı olmayan, uygunlukları nedeniyle kanunlarca korunabilir nitelikteki yaygın davranış biçimi olarak tanımlanabilir.

Başka bir söylemle, adet kavramı; kamu düzeni ve yasalara aykırı olmayan ve bunlara uygunluk nedeniyle yasalarca muhafaza edilebilir nitelikte genelleşmiş ve süreklilik kazanarak alışkanlık oluşturmuş davranışlar bütünü olarak ifade edilebilir.

Adet, zamana, yere ve bölgeye göre değişiklik gösterebilir. Bununla birlikte adet kavramının kişisel alışkanlıkları kapsamadığı yasal düzenleme uygulamasında dikkate alınmalıdır.

Bu adet tüm ülkede geçerli olabileceği gibi sadece bir bölgede de geçerli olabilir. Hayrat olarak yapılan çeşmeler ve bunların taşlarının ya da açıkta bırakılmış zirai mahsullerin çalınması örneklerinde olduğu gibi adet gereği açıkta bırakılmış eşyalar hakkında işlenen hırsızlık suçları nitelikli haller arasında yer almaktadır.

Yine adet gereği olmasa da çelenkler, yol kenarına yığılan taş ve çakıllar gibi tahsis ve kullanımları gereği açıkta bırakılmış olan eşyalar hakkında işlenen hırsızlık suçları da bu nitelikli halin uygulanması mümkün olabilecektir.

“Tahsis” kavramı

“Tahsis” deyimi ile kastedilen, eşyanın bir işin yapımı için ayrılması, belirlenmesi ve hasredilmesidir. Bu anlamda parka gelenlerin oturmasına tahsis edilmiş durumda olan banklar bu kapsamda değerlendirilmelidir.

“Kullanım gereği” ibaresi

“Kullanım gereği” ibaresi, eşyanın kullanılması için açıkta bırakılmasının zorunlu olduğu durumları kapsamaktadır.

Bu nedenle, söz konusu eşyanın amacına uygun kullanılabilmesi ve kendisinden beklenen fonksiyonu eda edebilmesi için açıkta durmasının gerekli olduğu hallerde bu nitelikli halin uygulanması söz konusu olabilecektir.[5]

Bu nitelikli halin oluşması için eşya açıkta bırakılmış, özel koruma altına alınmamış ve sabitleştirilmemiş olması gerekmektedir.

Örneğin park yerinde bulunan bir aracın çalınması veya telefon kumbarasının içindeki paranın çalınması halinde bu nitelikli hal uygulanamayacaktır.

Belirtmek gerekir ki, eşyanın alınması için bazı engellerin aşılması veya ortadan kaldırılması ile hırsızlık eylemi gerçekleştirilmiş ise, bu nitelikli hal uygulanamayacaktır.

Örneğin sahibinin gözetimi altında kaldırımda bulunan bir bisikletin çalınması halinde bu nitelikli hale ilişkin ceza yaptırımı tatbik edilemeyecektir.

Burada açıkta bırakılma deyimi; eşyanın, denetim ve gözetimden uzak önlem alınmaksızın, herkesin girebileceği bir yerde bırakılması hallerini kapsamaktadır.

ÖĞRETİDEKİ GÖRÜŞLER

Öğretideki görüşlere göre âdet; "toplumda süreklilik kazanan, alışkanlık oluşturan ve genellik karakterini taşıyan, kamu düzenine, kanunlara ve ahlaka aykırı olmayan, uygunlukları nedeniyle kanunlarca korunabilir nitelikteki yaygın davranış biçimi" olarak tanımlanmıştır.

Bu husus zamana, yere ve bölgeye göre değişebilmektedir. Öğretide, adet kavramının tanımında yer alan hususların, kişisel alışkanlıkları kapsamadığı kabul edilmektedir.

"Tahsis" kelimesi, eşyanın bir iş için özgülenmesi, ayrılması, belirlenmesi ve hasredilmesi anlamına gelmektedir ki, parka gelenlerin oturmasına tahsis edilmiş durumda olan banklar bu kapsamda değerlendirilmelidir.

"Kullanım gereği" ibaresi ile, eşyanın kullanılması için açıkta bırakılmasının zorunlu olduğu durumlar kastedilmekte olup söz konusu eşyanın amacına uygun kullanılabilmesi ve kendisinden beklenen fonksiyonu yerine getirebilmesi için açıkta durmasının gerekli olduğu durumlarda bu nitelikli hâl uygulanacaktır.[8]

Öğretide, bu konuya ilişkin verilen bazı örnekler şunlardır:

1) Apartmanın önünde bulunan kapı zilleri kullanımları gereği açıkta bırakılan eşya niteliğinde kabul edilebilir.

2) Arı kovanları kullanımları gereği açıkta bırakılmaktadır.

3) Kurutulmak amacıyla tarlaya serilen üzümler de bu bent kapsamı içerisinde değerlendirilmelidir.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-e maddesinin uygulanamayacağı haller

Öğretideki egemen görüşe göre, bazı durumların varlığı halinde bu nitelikli hâl uygulanmaz. Öğretide kabul edilen ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-e maddesinin uygulanamayacağı haller şunlardır:

1) Suça konu eşyanın genel ve kamuya açık bir yerde bulunmayıp herkesin rahatlıkla girip çıkamayacağı bir yere bırakılması,

2) Açıkta bırakılmasının âdet veya tahsis ya da kullanımları gereği zorunlu bulunmaması,

3) Sahibi veya zilyedi ya da onlar adına başkasının gözetimi altında olması,

4) Ebat ve ağırlığı gereği çalınmasının normalin üstünde bir güç ve teknik gerektirmesi.

Yukarıda belirtilen hallerin varlığı halinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-e maddesinde belirtilen nitelikli hâl uygulanmayacaktır.[9]

Adet veya tahsis ve kullanım gereği açığa bırakılmış olan eşyanın neler olabileceği konusunda şu örnekler verilebilir:[10]

1) Elektrik ve telefon direkleri,

2) Çeşmeler,[11]

3) Elektrik lambaları,

4) Demir yollarındaki raylar,[12]

5) Tarlalardaki tarım araçları ve toplandıktan sonra bırakılan mahsuller,[13]

6) Deniz kıyısında bırakılan kayıklar ve ağlar,

7) Trafik işaret ve lambaları,

8) İnşaata bırakılan inşaat malzemeleri ve demirler,

9) Anıtlara bırakılan çelenkler,

10) Yol kenarlarına yığılan taş ve çakıllar,

11) Gemilerdeki can yelekleri ve filikalar,

12) Binalar üzerindeki paratonerler,

13) Sel ve baskınların önlenmesi için yapılmış duvar taşları ve kapaklar,

14) Deprem anında acil müdahale için gerekli malzemelerin bulunduğu deprem konteynerleri.

Yukarıda belirtilen eşyalara yönelik olarak hırsızlık suçunun işlenmesi halinde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-e maddesinde belirtilen nitelikli hâl uygulanacaktır.[14]

TAŞITLARA YÖNELİK HIRSIZLIK EYLEMLERİ AÇISINDAN

Plaka, yan ayna, silecek, lastik, jant, anten vb. gibi aracın dış kısmında bulunan eşyaların çalınması eylemi

Plaka, yan ayna, silecek, lastik, jant, anten vb. gibi aracın dış kısmında bulunan eşyaların kullanımı gereği açıkta bırakılan eşya olarak kabul edilmektedir.

Burada ifade edilen bu eşyaların kullanımları gereği sürekli olarak aracın üzerinde bulunmasının zorunlu olduğu dikkate alınmalıdır. Bu yüzden araç sahibinin bu eşyaları yanında götürmesi söz konusu değildir. Ayrıca aracın tamamlayıcı parçaları konumundaki bu eşyaların araç sahibinin beraberinde götürmesini beklemek hayatın olağan akışına da aykırı olacaktır.

Dikkate alınması gereken başka bir husus da, aracın kapı ve camlarının kilitlenmesinin bu eşyaların bulundukları yer itibariyle korunmalarına herhangi bir katkısının olmadığı hususudur.

Bu nedenle, aracın tamamlayıcı parçaları olan bu eşyaların kullanım şekilleri itibariyle açıkta bırakılan eşya olarak kabul edilmesi gerekmektedir.

Bu kısa açıklamalar neticesinde, plaka, yan ayna, silecek, lastik, jant, anten vb. gibi aracın dış kısmında bulunan eşyaların çalınması eylemleri, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-e maddesi kapsamında değerlendirilmelidir.

Nitekim Yargıtay, araca ait yedek malzeme olan jant ve lastiğin çalınması şeklinde gerçekleşen eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-e maddesine uyduğunu ifade etmektedir.

Motosikletin çalınması

Yargıtay, motosikletin dışarıda bırakılması halini, adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya kapsamında değerlendirmektedir.

Yargıtay, mağdura ait motosikletin evin önünden çalınması şeklindeki eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-e. maddesinde tanımlanan suçu oluşturduğunu ifade etmektedir.

Başka bir söylemle, motosikletin mağdurun evinin önünden park halinde iken çalınması halinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-e Maddesi uygulanacaktır.

Açıkta park edilen elektrikli bisikleti çalma

Bina önüne açıkta park edilen elektrikli bisikleti çalma şeklinde gerçekleşen eylem 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-e maddesi kapsamında değerlendirilmelidir.

YARGITAY UYGULAMASI

Açıkta duran petrol tankından kapağını zorlama olmaksızın açarak petrol çalma

Yargıtay, petrol işi ile uğraşan bir iş yerine ait açık alanda bulundan 4 adet tanktan 2 numaralı olanından kapağını zorlama olmaksızın açarak 9452 litre mazotunun çalınması şeklindeki eylemlerinin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-e maddesinde düzenlenen '' Adet veya tahsisi veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında'' hırsızlık suçunu oluşturduğunu bir kararında hüküm altına almıştır.[20]

İskele demirlerini çalma

Yargıtay, bir başka kararında iskele demirlerinin çalındığı bir olayda, olay yeri tutanağı ve krokisinden, adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya niteliğinde olduğu tespit edildiğini ve bu nedenle eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-e maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ifade etmektedir.[21]

Aracın aküsünün çalınması

Yargıtay, bir başka kararında müştekiye ait aracın aküsünün çalınması biçimindeki eylemin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-e maddesindeki adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında hırsızlık suçunu oluşturduğunu ifade etmiştir.[22]

Ancak belirtmek gerekir ki, bu tip olaylarda araç aküsünün kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınmaması veya kapalı bir ortamda bulunmaması gerekir.

Park halinde bulunan motosikletin çalınması

Yargıtay, park halinde bulunan motosikletin çalınması şeklinde gerçekleşen eylemin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-e maddesinde tanımı yapılan hırsızlık suçunu oluşturduğunu kabul etmektedir.[23]

Yargıtay bir başka kararında, açık alana kilitsiz şekilde parkedilmiş motosikletin çalınması biçimindeki eylemin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142/1-e maddesinde tanımlanan suçu oluşturduğunu ifade etmiştir.[24]

Çoban köpeğinin çalınması

Yargıtay, açık arazide otlayan sürünün gerisinde kalan hasta üç kuzunun başında bekletilen çoban köpeğinin çalındığı olayda, belli bir ekonomik değerinin bulunması nedeniyle ceza hukuku anlamında eşya kapsamında değerlendirilmesi gereken çoban köpeğinin, suçun işlendiği sırada kullanım gereği herhangi bir yere bağlı olmadan, sahibinin gözetiminden uzak, açıkta bırakılması nedeniyle çalınmasında kolaylık bulunmasını dikkate alarak sanığın eyleminin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendindeki suçu oluşturduğuna hükmetmiştir.[25]

Ek savunma hakkı verilmesi zorunluluğu

Şayet fail hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinden ifade edilen hırsızlık suçu dışında, başka bir hırsızlık suçuna ilişkin kamu davası açılmış ise, yargılama sırasında sanığa ek savunma hakkı verilmesi zorunluluğu doğabilir.

Örneğin, fail hakkında basit hırsızlık suçundan kamu davası açılmış olup da, yargılama sırasında eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 142. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendindeki suçu oluşturduğunun tespit edilmesi halinde, faile ek savunma hakkı verilmelidir.[26]

(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)

KAYNAKÇA

Ayhan Önder: Şahıslara ve Mala Karşı Cürümler ve Bilişim Alanında Suçlar, İstanbul, 1994.

Erdal Noyan: Hırsızlık Suçları, Adalet Yayınevi, Ankara, 2007.

İsmail Malkoç: Yeni Türk Ceza Kanunu, Malkoç Kitapevi, 2005.

Kubilay Taşdemir/Ramazan Özkepir: Sahtecilik ve Mala Karşı Cürümler, Adil Yayınevi, 1999.

Nur Centel/ Hamide Zafer/Özlem Çakmut: Kişilere Karşı İşlenen Suçlar, Beta Yayınları, İstanbul, 2007.

Osman Yaşar/Hasan Tahsin Gökcan/Mustafa Artuç: Türk Ceza Kanunu, Adalet Yayınevi, 2010.

Sulhi Dönmezer: Mala Karşı Cürümler, Beta Yayınevi, 2001.

Y.13.CD, E: 2016/600, K: 2017/6896, KT: 08.06.2017.

Y.13.CD, E: 2017/679, K: 2018/15765, KT: 13.11.2018.

Y.2.CD, E. 2014/23293, K. 2016/3202, T. 25.02.2016.

Y.2.CD, E. 2014/36539, K. 2017/7732, T. 13.07.2017.

Y.2.CD, E. 2014/4834, K. 2015/6696, T. 01.04.2015

Y.2.CD, E: 2014/24523, K: 2016/4469, KT: 14.03.2016:

Y.2.CD, E: 2014/26306, K: 2017/160, KT: 11.01.2017:

Y.2.CD, E: 2016/1440, K: 2016/4218, KT: 09.03.2016:

Y.2.CD, E: 2016/4212, K: 2016/10628, KT: 06.06.2016

Y.2.CD, E: 2018/6847, K: 2019/311, KT: 09.01.2019.

Y13.CD,E:2018/10637,K:2019/3389,Teb:2-2015/167109,KT: 06.03.2019.

Y13.CD,E:2018/6644,K:2018/17979,Teb:2-2015/111265, KT: 10.12.2018.

Y13.CD,E:2018/7240,K:2018/19372,Teb:2-2015/307914,KT:26.12.2018

YCGK, E: 2012/13-1313, K: 2013/521, KT: 26.11.2013.

YCGK, E: 2014/13-429, K: 2018/68, KT: 27.02.2018

----------------------------------

[1] YCGK, E: 2014/13-429, K: 2018/68, KT: 27.02.2018.

[2] Bu yasa maddesinde geçen eşya kavramından, cansız, hizmet ve endüstri araç ve gereçleri anlaşılmalıdır. Bu nedenle insanlar tarafından işlenmemiş, doğada kendiliğinden yetişen sıvılar, gazlar ve hayvanlarla bunların ürünleri eşya kavramına dahil değildir.Bkz.; Önder, Ayhan: Şahıslara ve Mala Karşı Cürümler ve Bilişim Alanında Suçlar, İstanbul, 1994, s. 303.

[3] Noyan, Erdal; Hırsızlık Suçları, Adalet Yayınevi, Ankara, 2007, s. 278.,

[4] Centel, Nur-Zafer, Hamide-Çakmut, Özlem; Kişilere Karşı İşlenen Suçlar, Beta Yayınları, İstanbul, 2007, s. 307.

[5] YCGK, E: 2014/13-429, K: 2018/68, KT: 27.02.2018.

[6] Centel, Nur-Zafer, Hamide-Çakmut, Özlem; Kişilere Karşı İşlenen Suçlar, Beta Yayınları, İstanbul, 2007, s. 305.

[7] Noyan, Erdal; Hırsızlık Suçları, Adalet Yayınevi, Ankara, 2007, s. 215.

[8] YCGK, E: 2014/13-429, K: 2018/68, KT: 27.02.2018.

[9] Osman Yaşar, Hasan Tahsin Gökcan, Mustafa Artuç, Türk Ceza Kanunu, Adalet Yayınevi, 2010, s. 1410; Kubilay Taşdemir, Ramazan Özkepir, Sahtecilik ve Mala Karşı Cürümler, Adil Yayınevi, 1999, s.332; Sulhi Dönmezer, Mala Karşı Cürümler, Beta Yayınevi, 2001, s.388; İsmail Malkoç, Yeni Türk Ceza Kanunu, Malkoç Kitapevi, 2005, s.938.

[10] Osman Yaşar, Hasan Tahsin Gökcan, Mustafa Artuç, Türk Ceza Kanunu, Adalet Yayınevi, 2010, s. 1410; Kubilay Taşdemir, Ramazan Özkepir, Sahtecilik ve Mala Karşı Cürümler, Adil Yayınevi, 1999, s.332; Sulhi Dönmezer, Mala Karşı Cürümler, Beta Yayınevi, 2001, s.388; İsmail Malkoç, Yeni Türk Ceza Kanunu, Malkoç Kitapevi, 2005, s.938.

[11] Çeşmenin etrafındaki parke taşları çalınmış ise bu nitelikli hal uygulanamayacaktır. Emsal karar için bkz.; Yargıtay 2. Ceza Dairesi E. 2014/23293 K. 2016/3202 T. 25.02.2016: “…Sanığın, suç tarihinde kullanılmayan ve suyu akmayan çeşmenin kamu yararını gerçekleştirecek durumda olmadığının dosya içeriğinden anlaşılması ile kamu yararına veya hizmetine tahsis edilme niteliğinde olmayan çeşmenin etrafındaki parke taşlarını çalmaya teşebbüs etmekten ibaret eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 141/1. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçuna uyduğu gözetilmeden yazılı biçimde uygulama yapılarak fazla cezaya hükmolunması,…BOZULMASINA, 25.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi….”

[12] Ray demirleri atıl vaziyette korumasız şekilde bulundurulmuş ise bu nitelikli hal uygulanamaz. Emsal karar için bkz.: Y.2.CD, E. 2014/4834, K. 2015/6696, T. 01.04.2015:”…. Somut olayda, "Olay Yakalama, Muhafaza Altına Alma ve Görgü Tespit Tutanağına" göre, olay yerinin Organize Sanayi Bölgesi Tema Bölge deposunun arkasındaki demiryolu üzeri olduğu, demir yolu boyunca yolun kenarlarında çok sayıda eski demir raylarının ve ray demirlerinin atıl vaziyette korumasız şekilde bulunduğu, yine .. müdürü olarak görev yapan tanık ..'nun beyanına göre de, demir yolundaki rayların atıl yola ilişkin olduğu, uzun süredir kullanılmadığı, herhangi bir güvenlik önlemi alınmadığının anlaşılması karşısında; suça konu malzemeleri çalmaya çalışan sanıkların eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 141/1, 35. maddelerinde düzenlenen suçu oluşturacağı gözetilmeden suç vasfının değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,…”

[13] Y.2.CD, E. 2014/36539, K. 2017/7732, T. 13.07.2017: “….Barağı köyü mandıra mevkiinde bulunan ... Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifine ait ayçekirdeği silolarının bulunduğu alandan 6 çuval toplam 40 kg ayçekirdeğinin çalındığı olayda, eylemin TCK'nın 142/1-e maddesinde tanımlanan suçu oluşturduğuna ilişkin mahkemenin kabul ve değerlendirmesinde isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmemiş sanık ... hakkında 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi'nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür….”

[14] YCGK, E: 2014/13-429, K: 2018/68, KT: 27.02.2018.

[15] Y13.CD, E: 2018/10637, K:2019/3389, Teb: 2-2015/167109, KT: 06.03.2019: “… sanığın araca ait yedek malzeme olan jant ve lastiğin çalma şeklinde gerçekleşen eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 142/1-e maddesine uyduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,…” Ayrıca başka emsal uygulamalar ve Yargıtay görüşü için bkz.; YCGK, E: 2012/13-1313, K: 2013/521, KT: 26.11.2013.

[16] Y.2.CD, E: 2018/6847, K: 2019/311, KT: 09.01.2019.

[17] Y.2.CD, E: 2018/6847, K: 2019/311, KT: 09.01.2019: “…2- Sanığın mağdura ait motosikleti tanık ...'ın evinin önünden çalması şeklindeki eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 142/1-e. maddesinde tanımlanan suçu oluşturduğu gözetilmeden aynı Kanun'un 141/1. maddesi ile uygulama yapılması suretiyle eksik ceza tayini,…”

[18] Y13.CD, E: 2018/6644, K: 2018/17979, Teb:2- 2015/111265, KT: 10.12.2018: “…Sanığın suç tarihinde katılan AÖ'a ait olan 45 … plaka sayılı 2006 model kırmızı renkli motosikleti evinin önünden park halinde iken gayri muayyen bir saatte çaldığı şeklinde gerçekleşen olayda sanığın eyleminin TCK’nın 142/1-e. Maddesinde unsurları gösterilen hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden sanık hakkında koşulları oluşmadığı halde aynı Kanun'un 141/1 maddesi ile uygulama yapılması suretiyle eksik cezaya hükmedilmesi,…”

[19] Y13.CD,E:2018/7240,K:2018/19372,Teb:2-2015/307914,KT:26.12.2018: “…2-Suça sürüklenen çocuğun bina önüne park edilen elektrikli bisikleti çalma şeklinde gerçekleşen eyleminin TCK'nın 142/1-e maddesi gereğince nitelikli hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden hakkında TCK'nın 141.maddesi uyarınca uygulama yapılarak eksik ceza tayini,…”

[20] Y.13.CD, E: 2017/679, K: 2018/15765, KT: 13.11.2018: “…1-Olay günü, sanıkların müştekiye ait K… N…. Karayolu üzerinde faaliyet gösteren M…. Petrol isimli iş yerine ait açık alanda bulundan 4 adet tanktan 2 numaralı olanından kapağını zorlama olmaksızın açarak 9452 litre mazotunun çalınması şeklindeki eylemlerinin, 5237 sayılı 142/1-e maddesinde düzenlenen '' Adet veya tahsisi veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında'' hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden TCK'nın 142/2-h maddesiyle karar verilmesi,…”

[21] Y.13.CD, E: 2016/600, K: 2017/6896, KT: 08.06.2017: “….1- Suça konu demirlerin alındığı yerin olay yeri tutanağı ve krokisinden anlaşılacağı üzere adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya niteliğinde olduğu tespit edilmekle, sanığın TCK'nın 142/1-e, maddesi ile cezalandırılması yerine yazılı şekilde karar verilmesi, 2- Sanığın değeri 25-TL olarak tespit edilen iskele demirlerini çalması şeklindeki eyleminde hırsızlık konusunu oluşturan malın değerinin az olması nedeniyle suçun işleniş şekli ve özellikleri itibariyle ceza vermekten vazgeçilemeyeceği ancak TCK'nın 145. maddesi gereğince hırsızlık suçundan verilen cezadan belirlenecek oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmeyerek yazılı şekilde karar verilmesi, 3- Sanığın soruşturma aşamasında etkin pişmanlık göstererek suça konu iskele demirleri aldığı yeri göstererek mağdurun herhangi bir başvurusu olmadan önce hırsızlık yaptığı yeri göstererek demirlerin mağdura iadesini sağladığı anlaşılmakla, sanık lehine TCK'nın 168/1 maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının karar yerinde tartışılmaması,…BOZULMASINA,…08.06.2017 gününde oybirliği ile karar verildi….”

[22] Y.2.CD, E: 2016/4212, K: 2016/10628, KT: 06.06.2016: “….2- Suça sürüklenen çocuklar ..., ... hakkında hırsızlık suçundan, suça sürüklenen çocuk ... hakkında hırsızlık, konut dokunulmazlığını ihlal ve silahla tehdit suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde; Suça sürüklenen çocuk ...'nin şikayetçi ...'nun bahçe kapısını çalması biçimindeki eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 142/1-b maddesinde tanımlanan hırsızlık suçunu oluşturduğu, keza şikayetçi ...'ın aracının aküsünü çalması biçimindeki eylemlerinin 5237 sayılı TCK'nın 142/1-e maddesindeki adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden aynı Kanun'un 141/1. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi aleyhe temyiz bulunmadığından yine suça sürüklenen çocuk ...'nin şikayetçi ...'nin aracının aküsünü çalması biçimindeki eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 142/1-e maddesindeki adet veya tahsis veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya hakkında hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden aynı Kanun'un 142/1-b maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi her iki fıkradaki cezaların aynı olması nedeniyle sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır….”

[23] Y.2.CD, E: 2014/24523, K: 2016/4469, KT: 14.03.2016: “…Şikayetçinin direksiyon kilidiyle kilitlediği suça konu motosikletinin etrafı duvarla çevrili apartman içerisindeki otoparktan çalındığını iddia etmesi ve dosya içerisinde olay yeri inceleme, görgü ve tespit tutanağına rastlanmadığının anlaşılması karşısında, suç niteliğinin tayini açısından motosikletin bulunduğu yerin, apartmanın eklentisi niteliğinde bir yer olup olmadığı araştırılarak ve gerektiğinde olay yerinde keşif yapılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik kovuşturmayla yetinilerek yazılı şekilde karar v

Yorumlar (1)