2001 yılında Avukatlık Kanunu’na eklenen 35/A maddesi ile dava açılmadan veya dava açılmış olup da henüz duruşma başlamadan önce avukatlara intikal eden iş ve davalarda, tarafların kendi iradeleriyle istem sonucu elde edebilecekleri konulara inhisar etmek kaydıyla, müvekkilleriyle birlikte karşı tarafı ve karşı taraf vekilini uzlaşmaya davet edebilme yetkisi verilmiştir.

Alternatif bir uyuşmazlık çözüm yöntemi değil, avukatlara sağlanan bir yetki olan uzlaşma sağlama yetkisi uyarınca, karşı taraf bu davate icabet ederek uzlaşma sağlanması halinde uzlaşmanın konusu, yeri, tarihi, karşılıklı yerine getirilmesi gereken hususları içeren tutanağın avukat ile müvekkilleri tarafından birlikte imzalanması halinde, İcra ve İflas Kanunu’nun 38. maddesi kapsamında ilam niteliğinde bir belge hazırlanmış olmaktadır.

19.06.2002 gün ve 24790 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Avukatlık Kanunu Yönetmeliğinin 16. ve 17. maddeleri ile, Avukatlık Kanunu’nun 35/A maddesinin uygulaması gösterilmişti.

Türkiye Barolar Birliği tarafından 14.04.2017 gün ve 30038 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Türkiye Barolar Birliği Uzlaşma Sağlama Yönetmeliği” ile, bu hak ve yetkinin etkin kullanımı sağlanmak istenmiştir. Aynı zamanda bu yönetmeliğin uygulaması için bir de yönerge çıkartılmıştır.

Kanımca bu kadar alt düzenleyici işleme gerek yoktur. Yasa hükmü ileride yeniden ele alınıp daha etkin kılınabilir. Ancak kanuni düzenleme şu aşamada uygulanması için tek başına yeterlidir.

Nitekim Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 26.02.2015 gün ve 2015/1573 E. 2015/4091 K no’lu kararında, borçlunun icra takibine itirazlarından feragat ettiğine ve borcu kabul ettiğine ilişkin taraflar ve vekilleri arasında imzalanan belgenin Avukatlık Kanunu’nun 35/A maddesi uyarınca ilam niteliğinde belge olduğu, protokoldeki imzaya karşı çıkılmadığından, bu nedenle borçlunun feragati nedeniyle itirazın reddine karar verilmesi gerektiği içtihat edilmiştir.

Uzlaşma yetkisi avukatlara verilmiş yasal bir hak olmakla, vekaletnamede özel bir yetkiye gerek yoktur. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 30.06.2014 gün ve 2014/11517 E. 2014/13768 K. no’lu kararında, vekilin uzlaşma tutanağı tanzimi yönünde genel vekaletnamesinin yeterli olduğu, özel yetki aranmayacağı içtihat edilmiştir.

“Avrupada Avukatların Tabi Olduğu Meslek Kuralları"nın 3.7.1 maddesinde avukatların, her zaman müvekkilerinin uyuşmazlığını en düşük mali külfetle gidermeye gayret göstermeleri gerektiği belirtilmiştir.

Özellikle koronavirüs nedeni ile yargısal faaliyetlerin durduğu şu günlerde, avukatların kendilerine tanınan uzlaşma yetkisi, hak arama hürriyetinin gerçekleşmesine etkin hizmet edebilecek bir yol olarak düşünülebilir.

Av. Atilla ÖZEN

İstanbul Barosu Avukatı