Hükümlülerin cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına ilişkin kurallar 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un[1] (CGTİHK) 105/A maddesinde hüküm altına alınmıştır.[2]

Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle cezanın infazı kurumu, hükümlülerin dış dünyaya uyum sağlamalarını temin etmek, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini sağlamak amacıyla kabul edilmiştir.

Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle cezanın infazı için aranan şartlar şunlardır:

1) Hükümlü açık ceza infaz kurumunda veya çocuk eğitimevinde bulunmalı.

2) Hükümlünün koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalmalı.[3]

3) Hükümlü iyi hâlli olmalı.

4) Hükümlünün talebi bulunmalı.

Yukarıda belirtilen koşulların varlığı halinde hükümlünün cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına karar verilebilecektir.

Değerlendirme raporunun dikkate alınması zorunluluğu

Burada ayrıca ceza infaz kurumu idaresince hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınmalıdır.

Karar vermeye yetkili makam

hükümlünün cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, hükmün infazına ilişkin işlemleri yapan Cumhuriyet başsavcılığının bulunduğu yer infaz hâkimi tarafından karar verilebilmektedir (CGTİHK m. 105/A-1)[4]

İradesi dışındaki bir nedenle açık ceza infaz kurumuna ayrılamayan veya bu nedenle kapalı ceza infaz kurumuna geri gönderilen iyi hâlli hükümlüler

Açık ceza infaz kurumuna ayrılma koşullarının varlığına rağmen, iradesi haricindeki bir sebeple açık ceza infaz kurumuna ayrılması mümkün olmayan veya bu yüzden kapalı ceza infaz kurumuna geri gönderilen iyi hâlli hükümlülerin, diğer koşulların varlığı durumunda, 5275 sayılı Kanunun 105/A-1 maddesinde belirtilen infaz yönteminde faydalanabileceklerdir (CGTİHK m. 105/A-2).[5]

Özel durumu olan hükümlüler

Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle cezanın infazı açısından özel durumu olan kişiler için farklı süre şartı öngörülmüştür.

a) Sıfır-altı yaş grubunda çocuğu bulunan kadın hükümlüler: Bu hükümlüler koşullu salıverilmesine iki yıl veya daha az süre kalması ve diğer şartlara sahip olmaları halinde denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle cezanın infazı yönteminde yararlanabileceklerdir.

b) Maruz kaldıkları ağır bir hastalık, engellilik veya kocama nedeniyle hayatlarını yalnız idame ettiremeyen hükümlüler: Bu durumdaki hükümlüler koşullu salıverilmesine üç yıl veya daha az süre kalm kalması ve diğer şartlara sahip olmaları halinde denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle cezanın infazı yönteminde yararlanabileceklerdir.

Ağır hastalık, engellilik veya kocama halinin tespiti

Bu durumun tespiti için Adli Tıp Kurumundan rapor alınmalıdır. Şayet bu durumun tespiti için Adalet Bakanlığınca belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca rapor düzenlenmiş ise bu belgenin Adli Tıp Kurumunca onaylanması gerekir (CGTİHK m. 105/A-3).

Para cezasının hapse çevrilmesi hali

Adli para cezasının ödenmemesi nedeniyle, cezası hapse çevrilen hükümlüler yukarıdaki fıkralardaki infaz usulünden yararlanamazlar (CGTİHK m. 105/A-4).[6]

Hükümlünün koşullu salıverilme tarihine kadar yükümlülüklere tabi tutulması

Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle cezasının infazına karar verilen hükümlünün, koşullu salıverilme tarihine kadar bazı yükümlülüklere tabi tutulması söz konusu olacaktır.

Yükümlülüklerin belirlenmesine karar vermeye yetkili makam

5275 sayılı Kanunun 105/A-5 maddesinde belirtilen yükümlülüklerinden bir veya birden fazlasına tabi tutulmasına, denetimli serbestlik müdürlüğünce karar verilebilmektedir.

Burada hükümlünün risk ve ihtiyaçları gözetilmelidir. Bu durum dikkate alınarak yükümlülüklerin değiştirilebilmesi mümkündür (CGTİHK m. 105/A-5).

Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle cezanın infazında aşağıda belirtilen hususlar yükümlülük olarak belirlenebilir (CGTİHK m. 105/A-5):

a) Kamuya yararlı bir işte ücretsiz olarak çalıştırılma,

b) Bir konut veya bölgede denetim ve gözetim altında bulundurulma,

c) Belirlenen yer veya bölgelere gitmeme,

d) Belirlenen programlara katılma.

Hükümlünün yukarıda belirtilen yükümlülüklerinden bir veya birden fazlasına tabi tutulmasına karar verilebilecektir.

Hükümlünün açık ceza infaz kurumuna gönderilmesi

Koşulları

Hükümlünün yükümlülüklere riayet etmemesi veya kendisinin istemesi halinde denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine, koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezasının infazı için açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilebilecektir. Bu karar aşağıdaki durumların ortaya çıkması halinde verilebilir. Bu durumlar şunlardır (CGTİHK m. 105/A-6):

a) Hükümlünün, Ceza infaz kurumundan ayrıldıktan sonra, talebinde belirttiği denetimli serbestlik müdürlüğüne beş gün içinde müracaat etmemesi,

b) Hakkında belirlenen yükümlülüklere, denetimli serbestlik müdürlüğünün hazırladığı denetim ve iyileştirme programına, denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerileriyle hakkında hazırlanan denetim planına uymamakta ısrar etmesi,

c) Ceza infaz kurumuna geri dönmek istemesi.

Denetimli serbestlik müdürlüğü’nün talepte bulunması

Yukarıda belirtilen durumların ortaya çıkması halinde denetimli serbestlik müdürlüğü infaz hakimliğine bir talepte bulunmalıdır. Bu talep üzerine, hükümlünün koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezasının infazı için açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilebilecektir.

Karar vermeye yetkili makam

Bu konuda karar verme yekisi, denetimli serbestlik müdürlüğünün bulunduğu yer infaz hakimliğine aittir (CGTİHK m. 105/A-6).

Yasal düzenlemede yer alan "kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine," ibaresi, 14.04.2020 kabul tarihli, 15.04.2020 tarih ve 31100 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7242 sayılı Kanunun 46. maddesiyle "açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine, denetimli serbestlik müdürlüğünün bulunduğu yer" şeklinde değiştirilmiştir.

Başka bir söylemle; 15.04.2020 tarihinden önce hükümlünün yükümlülüklere riayet etmemesi halinde kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesi hali söz konusuydu.

Kasıtlı bir suçtan dolayı kamu davası açılmış olması hâli

Hükümlü hakkında denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya başlandıktan sonra işlediği iddia olunan ve cezasının alt sınırı bir yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suçtan dolayı kamu davası açılmış olması hâlinde, hükümlünün açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilebilecektir.

Bu konuda karar verme yetkisi infaz hâkimine aittir. Denetimli serbestlik müdürlüğünün talebi üzerine hükümlünün açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilebilecektir.

Şayrt yapılan kovuşturma neticesinde beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, davanın reddi veya düşme kararı verilmesi durumunda, hükümlünün cezasının infazına denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak devam olunmasına karar verilebilir. Bu karar. infaz hâkimi tarafından verilebilmektedir (CGTİHK m. 105/A-7).[7]

Denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmesi gereken sürenin bitiminden itibaren iki gün geçmiş olmasına karşın müracaat etmeme

Denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmesi gereken sürenin bitiminden itibaren iki gün geçmiş olmasına karşın müracaat etmeyen hükümlüler hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 292 nci ve 293 üncü maddeleri hükümleri uygulanacaktır (CGTİHK m. 105/A-8).

Ceza infaz kurumuna iade kararı verilmesine rağmen iki gün içinde en yakın Cumhuriyet başsavcılığına teslim olmayan hükümlüler

Ceza infaz kurumuna iade kararı verilmesine rağmen iki gün içinde en yakın Cumhuriyet başsavcılığına teslim olmayan hükümlüler hakkında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 292 nci ve 293 üncü maddeleri hükümleri uygulanacaktır (CGTİHK m. 105/A-8).

Yukarıda belirtilen son iki hal, TCK’nin 292. maddesinde tanımlanan hükümlü veya tutuklunun kaçması suçuna ilişkin hükümlerin uygulanmasına yol açacaktır. TCK’nin 293 maddesi ise bu suça ilişkin etkin pişmanlık kurallarını düzenlemektedir.

Hükümlünün yükümlülüklerin gereklerine ve denetim planına uygun davranması

Bu durumda hükümlünün koşullu salıverilmesi hakkında denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından gerekçeli rapor hazırlanmalıdır. Hazırlanan bu raporun daha sonra İnfaz Yasasının 107. (Koşullu salıverilme) ve 108. (Mükerrirlere ve bazı suç faillerine özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbiri) maddeleri gereğince işlem yapılmak üzere ilgili mahkemeye gönderilmesi gerekir (CGTİHK m. 105/A-9).

İnfaz yasasında, denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezaların infazına ilişkin esas ve usullerin yönetmelikle düzenleneceği hüküm altına alınmıştır (CGTİHK m. 105/A-10).

Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi İle Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmeliğin[8] ‘Mükerrirlere ve bazı suç faillerine özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbiri’ başlıklı 41. Maddesinde; mükerrirlere ve bazı suç faillerine özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbirinin 5275 sayılı Kanunun 108. Maddesine göre infaz edilceği ifade edilmektedir.

‘Salıverilme İçin Hazırlama’ ile ilgili kurallar, Yönetmeliğin 109 ila 112 maddelerinde hüküm altına alınmıştır.

Burada ayıca Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin "Doğrudan açık kuruma alınacak hükümlüler " başlıklı 5. Maddesi[9] ile "Açık kuruma ayrılamayacak hükümlüler" başlıklı 8. Maddesi[10] dikkate alınmalıdır.

Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin"Açık kuruma ayrılamayacak hükümlüler" başlıklı 8. Maddesinin 2. Fkrasının b) bendine göre, Denetimli serbestlik tedbirinin ihlali sonucunda, koşullu salıverilme tarihine kadar olan sürenin tamamının kapalı kurumlarda infaz edileceği ifade edilmektedir.

Yasal düzenlemede yer alan "kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine," ibaresinin, 14.04.2020 kabul tarihli, 15.04.2020 tarih ve 31100 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7242 sayılı Kanunun 46. maddesiyle "açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine, denetimli serbestlik müdürlüğünün bulunduğu yer" şeklinde değiştirilmesinden sonra Yönetmeliğin 8/2-b maddesinin İnfaz kanunu ile çelişkili hale geldiği söylenebilir. Bu durumda İnfaz Kanunu hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir.

Konumuz ile ilgili olarak ayrıca Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin "Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna İade" başlıklı 90. maddesinin de[11] gözetilmesi gerekir.

Bu yasal düzenleme hükümlünün infaz ile ilgili kurallara riayet etmemesi halinde koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezasının infazı için kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilebileceğini hüküm altına almaktadır.

Yönetmeliğin bu hükmünün de 7242 sayılı Kanun ile getirilen değişikler sonrasında İnfaz Kanunu ile uyumlu olmadığı söylenebilir. Bu nedenle 15.04.2020 tarihinden sonrası için İnfaz Kanunu hükümleri dikkate alınmalıdır.

Hükümlünün denetimli serbestlik tedbirine uymamakta ısrar etmesi halinde, bu durumun ortaya çıktığı tarih itibariyle mevcut infaz kuralarına göre uygulama yapılıp yapılmayacağı yönündeki tartışmalar açısından cezaların infazı ile ilgili yasaların zaman bakımından uygulanması konusuna değinmek gerekecektir.

İnfaza ilişkin yasaların zaman bakımından uygulanması

1 Haziran 2005 tarihinden önce işlenen suçların yasa değişikliği karşısındaki durumuyla ilgili olarak 5237 sayılı TCK’nin 7/2 maddesinde, suçun işlendiği tarihte yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümlerinin farklı olması halinde failin lehine olan kanun hükümlerinin uygulanacağı ve cezanın infaz edileceği hüküm altına alınmıştır.

5377 sayılı Yasa ile değişik TCK’nin 7/3. Maddesinde ise infaz rejimine ilişkin hükümlerin derhal uygulanacağı ifade edilmektedir. Bu kurala 3 istisna getirilmiştir. Bu istinalar şunlardır.

1) hapis cezasının ertelenmesi,

2) koşullu salıverilme

3) tekerrürle ilgili olan düzenlemeler.

Yukarıda belirtilen haller hariç olmak koşulu ile infaz rejimine ilişkin düzenlemelerde derhal uygulama ilkesi geçerli olacaktır.[12]

İnfaz hükümlerinin derhal yürürlük ilkesinin üç istisnası bulunmaktadır ve bu istisnalar açısından 5237 sayılı Yasanın 7/2 maddesinin uygulanması zorunludur.

Öğretide ise, ceza hukukunda kıyasın mümkün olmadığı, yukarıda belirtilen istisnai durumların genişletilmesinden söz edilemeyeceği yönünde görüşler ileri sürülmüştür.[13]

Örneğin; mükerrirlere özgü infaz rejimi, hükmedilen cezanın infazıyla ilgilidir ve bu yönde verilen kararı yerine getirme yöntemi, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Yasanın 108. maddesinde düzenlenmiştir.

Örneğin; hükümlü 5237 sayılı TCK’nin yürürlüğe girmesinden önce 29.3.2002 tarihinde cezaevinden kaçma suçunu işlemiştir. Daha sonra 5237 sayılı TCK’nin 58. maddesinde belirtilen yasal süre içerisinde yeni bir suç işlediği saptanarak suç tarihinde yürürlükte bulunmayan mükerrirlere özgü infaz rejimine tabi tutulmuştur.

Bu yasal düzenleme gereği ayrıca hükümlü hakkında cezasının infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmiştir.

Mahkemenin bu uygulamasının yukarıda belirtilen yasal düzenlemelere ve 5377 sayılı Yasanın gerekçesine uygun olmadığı söylenebilir.[14]

Yargıtay bu örnek olayda; sanığın, mükerrirlere özgü infaz rejimine tabi tutulmasına ve cezasının infazından sonra hakkında denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına ilişkin kısmın hükümden çıkartılmasına karar vermiştir.[15]

İstisnalar dışında da bir örnekle konuyu açıklamak yararlı olacaktır.

Örneğin; hükümlü 2 yıl 6 ay hapis cezasının infazı için ilk kez ceza infaz kurumuna 27/04/2018 tarihinde alınmıştır. İnfaz durumu şu şekilde belirlenmiştir:

Hakederek tahliye tarihi: 24/10/2020,

Koşullu salıverilme tarihi: 26/07/2019.

Hükümlü, İnfaz Hâkimliğinin 30/04/2018 tarihli kararıyla denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle tahliye edilmiştir.

Daha sonra hükümlünün yükümlülüklerine uymamakta ısrar etmesi nedeniyle Denetimli Serbestlik Müdürlüğünün 12/02/2019 tarihli yazısı ile denetimli serbestlik dosyasının kapatılmasına ve kapalı ceza infaz kurumuna iadesi yönünde karar talep edilmesine karar verilmiştir.

Yargıtay bu örnek olayda, uygulamanın yapıldığı tarihi ve bu tarihteki mevcut yasal düzenlemeleri dikkate almış ve buna göre uygulama yapılması gerektiğini ifade etmiştir.[16]

Yargıtay bu olayda, doğrudan açık ceza infaz kurumunda cezasının infazı başlayan hükümlünün denetimli serbestlik tedbirine uymamakta ısrar ettiğinin anlaşılması karşısında, koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezasının infazı için kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilmesi gerektiğini hükme bağlamıştır.[17]

Yasal düzenlemede yer alan "kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine," ibaresi, 14.04.2020 kabul tarihli, 15.04.2020 tarih ve 31100 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7242 sayılı Kanunun 46. maddesiyle "açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine" şeklinde değiştirildiği dikkate alındığında, 15.04.2020 tarihinden sonrası için yukarıda belirtilen örnek olayda, hükümlünün denetimli serbestlik tedbirine uymamakta ısrar etmesi durmunda, koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezasının infazı için açık ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilmesi gerekecektir.

(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)

---------------

[1] Mevzuat No: 5275, Kabul Tarihi: 13.12.2004, RG: S. 25685, T. 29.12.2004. Maddeyle ilgili olarak "Geçici Madde 4", "Geçici Madde 6" ve "Geçici Madde 9"a bakınız.

[2] Madde 105/A - (Ek madde: 05.04.2012 - 6291 S.K/Madde 1).

[3] Süre ile ilgili olarak suç tarihleri ve suç türleri açısından getirilen hükümler konusunda "Geçici Madde 4", "Geçici Madde 6" ve "Geçici Madde 9"a bakınız.

[4] (1) (Değişik fıkra: 14.04.2020 - 7242 S.K/Madde 46); 14.04.2020 kabul tarihli, 15.04.2020 tarih ve 31100 sayılı R.G.de yayımlanan 7242 sayılı Kanunun 46. maddesiyle değiştirilen fıkra: (1) Hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla; a) Açık ceza infaz kurumunda cezasının son altı ayını kesintisiz olarak geçiren, b) Çocuk eğitimevinde toplam cezasının beşte birini tamamlayan, koşullu salıverilmesine bir yıl veya daha az süre kalan iyi halli hükümlülerin talebi halinde, cezalarının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmının denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infazına, ceza infaz kurumu idaresince hükümlü hakkında hazırlanan değerlendirme raporu dikkate alınarak, infaz hakimi tarafından karar verilebilir.

[5] (2) (Değişik fıkra: 14.04.2020 - 7242 S.K/Madde 46); 14.04.2020 kabul tarihli, 15.04.2020 tarih ve 31100 sayılı R.G.de yayımlanan 7242 sayılı Kanunun 46. maddesiyle değiştirilen fıkra: (2) Açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartları oluşmasına karşın, iradesi dışındaki bir nedenle açık ceza infaz kurumuna ayrılamayan veya bu nedenle kapalı ceza infaz kurumuna geri gönderilen iyi halli hükümlüler, açık ceza infaz kurumuna ayrılma şartlarının oluşmasından itibaren en az altı aylık sürenin geçmiş olması durumunda, diğer şartları da taşımaları halinde, birinci fıkrada düzenlenen infaz usulünden yararlanabilirler.

[6] (4) (Değişik fıkra: 18.06.2014 - 6545 S.K/Madde 80); 18.06.2014 kabul tarihli, 28.06.2014 tarih ve 29044 sayılı R.G.de yayımlanan 6545 sayılı Kanunun 80. maddesiyle değiştirilen 4. fıkra: (4) Adli para cezasının ödenmemesi nedeniyle, cezası hapse çevrilen hükümlülerin yukarıdaki fıkralardaki infaz usulünden yararlanmalarında, hak ederek tahliye tarihi esas alınır.

[7] (7) (Yeniden düzenlenen fıkra: 14.04.2020 - 7242 S.K/Madde 46); a) (İptal bend: Anayasa Mahkemesi 09.04.2014 tarih ve E. 2014/14, K. 2014/77); 09.04.2014 Karar Günlü, 2014/14 Esas, 2014/77 Karar sayılı, 23.05.2014 tarih ve 29008 sayılı R.G.de yayımlanan Anayasa Mahkemesi Kararıyla iptal edilen 7. fıkranın (a) bendi: a) İşlediği iddia olunan başka bir suçtan dolayı 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 100 üncü maddesinde sayılan nedenlerle tutuklama kararı verilmesi, b) (İptal bend: Anayasa Mahkemesi 26.12.2013 tarih ve E. 2013/133, K. 2013/169); 26.12.2013 Karar Günlü, 2013/133 Esas, 2013/169 Karar sayılı, 09.01.2014 tarih ve 28877 sayılı R.G.de yayımlanan Anayasa Mahkemesi Kararıyla iptal edilen 7. fıkranın (b) bendi: b) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya başlanmasından önce işlediği iddia olunan ve cezasının üst sınırı yedi yıldan az olmayan bir suçtan dolayı soruşturma veya kovuşturmaya devam edilmesi, c) (İptal bend: Anayasa Mahkemesi 26.12.2013 tarih ve E. 2013/133, K. 2013/169) TARİHÇE26.12.2013 Karar Günlü, 2013/133 Esas, 2013/169 Karar sayılı, 09.01.2014 tarih ve 28877 sayılı R.G.de yayımlanan Anayasa Mahkemesi Kararıyla iptal edilen 7. fıkranın (c) bendi: c) Denetimli serbestlik tedbiri uygulanmaya başlandıktan sonra işlediği iddia olunan ve cezasının alt sınırı bir yıl veya daha fazla olan kasıtlı bir suçtan dolayı soruşturma veya kovuşturma başlatılması, (İptal paragraf: Anayasa Mahkemesi 09.04.2014 tarih ve E. 2014/14, K. 2014/77).

[8] Cumhurbaşkanı Kararının Tarihi : 28/3/2020, S: 2324, Yayımlandığı RG: T. 29/3/2020, S. 31083.

[9] Doğrudan açık kuruma alınacak hükümlüler; MADDE 5 – (1) Terör suçları, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar hariç olmak üzere; a) Kasıtlı suçlardan toplam üç yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm olanların, b) Taksirli suçlardan toplam beş yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm olanların, c) Adlî para cezası hapis cezasına çevrilenlerin, ç) 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu gereğince tazyik hapsine tabi tutulanların, cezaları doğrudan açık kurumlarda yerine getirilir.

[10] Açık kuruma ayrılamayacak hükümlüler; MADDE 8 – (Değişik:RG-22/8/2015-29453) (1) Kapalı kurumlarda bulunan hükümlülerden; a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm olanlar, b) Haklarında ikinci defa tekerrür hükümleri uygulananlar, c) (Değişik:RG-22/2/2017-29987) Haklarında iyi hal kararı verilse bile, 5275 sayılı Kanunun 44 üncü maddesinde sayılan eylemlerden dolayı toplam beş ve daha fazla hücreye koyma cezası alıp, son hücreye koyma cezasının kaldırılması üzerinden bir yıl geçmemiş olanlar, ç) Terör ve örgütlü suçlardan hükümlü olup, 6 ncı maddenin ikinci fıkrasının (c) ve (ç) bentleri dışında kalanlar, açık kurumlara ayrılamaz. (2) Ayrıca; a) Koşullu salıverilme kararı geri alınanların, geri alınan cezalarının tamamı, b) Denetimli serbestlik tedbirinin ihlali sonucunda, koşullu salıverilme tarihine kadar olan sürenin tamamı, c) Çocuk eğitimevleri hariç, kapalı kurumlardan firar edenler ile açık kurumlardan ikinci kez firar etmiş olanların, firar tarihinden önce kesinleşmiş olan cezaları ve koşullu salıverilme tarihine kadar kesinleşerek infazına başlanacak olan cezalarının tamamı, ç) 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu gereğince verilen hapsen tazyik veya tazyik hapisleri dışında, diğer kanunlarda düzenlenen tazyik, disiplin veya zorlama hapislerinin tamamı, kapalı kurumlarda infaz edilir. Diğer cezalar, Yönetmelikte aranan koşulların bulunması halinde açık kurumlarda infaz edilebilir. (3) Kapalı kurumda hükümlü olup; a) İşlediği iddia olunan başka bir suçtan dolayı haklarında 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 100 üncü maddesine göre tutuklama kararı verilenler, b) Yaş, sağlık durumu, bedensel veya zihinsel yetenekleri bakımından çalışma koşullarına uyum sağlayamayacakları idare ve gözlem kurulu kararıyla saptananlar, bu durumları devam ettiği sürece açık kurumlara ayrılamaz.

[11] Yönetmeliğin ‘Kapalı ceza infaz kurumuna iade’ başlıklı 90/1 maddesi şu şekilde düzenlenmiştir. MADDE 90 – (1) Hükümlünün; a) Ceza infaz kurumundan ayrıldıktan sonra, talebinde belirttiği denetimli serbestlik müdürlüğüne üç gün içinde müracaat etmemesi, b) Hakkında belirlenen; 1) Yükümlülüklere, 2) Denetimli serbestlik müdürlüğünün hazırladığı denetim ve iyileştirme programına, 3) Denetimli serbestlik personelinin uyarı ve önerilerine, 4) Denetim planında yükümlülüklerin infazına ilişkin belirlenen kurallara, uymamakta ısrar etmesi, c) Ceza infaz kurumuna geri dönmek istemesi, hâlinde, komisyonun kararı üzerine, koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezasının infazı için kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilmesi, infaz hâkiminden talep edilir.

[12] 5237 sayılı TCK’de değişiklik öngören 5377 sayılı Yasanın gerekçesinde konu ile ilgili şu açıklamalar yapılmıştır: ‘…kanunun sisteminde bir ceza infaz rejimi olarak kabul edilen hapis cezasının ertelenmesi ile koşullu salıverilme ve mükerrirlere özgü infaz rejimi bakımından, birinci ve ikinci fıkralardaki zaman bakımından uygulama kuralları uygulanacaktır.’

[13]https://caneryenidunya.medium.com/i%CC%87nfaz-yasalar%C4%B1n%C4%B1n-zaman-bak%C4%B1m%C4%B1ndan-uygulanmas%C4%B1na-i%CC%87li%C5%9Fkin-prensipler-dffa870871f1, ET: 26.07.2021.

[14] Y.4.CD, E: 2006/4694, K: 2007/612, T: 24.01.2007.

[15] Y.4.CD, E: 2006/4694, K: 2007/612, T: 24.01.2007.

[16] Y.1.CD, E: 2019/3268, K: 2021/5914, T: 02.04.2021.

[17] Y.1.CD, E: 2019/3268, K: 2021/5914, T: 02.04.2021; Örnek olayda Ağır Ceza Mahkemesince ileri sürülen gerekçeler şunlardır: "cezasını infaz etmek üzere doğrudan açık ceza infaz kurumuna alınan daha sonra Denetimli Serbestlik tedbirinden faydalanan hükümlünün denetimli serbestlik tedbirine ihtarata rağmen uygun davranmaması halinde, kapalı ceza infaz kurumuna gönderilemeyeceği, zira bu hükümlülerin kanun gereği doğrudan açık ceza infaz kurumuna alındığı, denetimli serbestlik tedbirinin ihlalinde kapalıya gönderilen hükümlülerin kapalı ceza infaz kurumundan geldiği, Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 90 . Maddesinin başlığında "iade" denilerek kapalı ceza infaz kurumundan gelen ve denetime uymayan hükümlülerin kapalıya gönderileceğinin belirttiği, Yargıtay'ın firar gibi daha ağır bir durumda bile kapalı cezaevinden gelmeyen hükümlünün kapalıya iade edilemeyeceğini içtihat ettiği, bu içtihattan hareketle denetime uymayan ancak açık ceza infaz kurumundan gelen hükümlülerinde kapalıya iade edilmemesi gerektiği, denetime uymadığı için de koşullu salıverme tarihine kadar olan cezasının infazı için açık ceza infaz kurumuna alınması gerektiği"