Doğum, ölüm, evlenme, boşanma, evlât edinme, tanıma, kayıt düzeltme, soybağının düzeltilmesi, gaiplik gibi kişisel durumlarda değişiklik meydana getiren olayların aile kütüğüne kaydı tutulmaktadır. “Aile kütüğüne işlenmiş kişisel bilgiler” anlamına gelen “Nüfus Kaydı”, Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 35. maddesinde de belirtildiği üzere kesinleşmiş bir mahkeme kararı olmaksızın düzeltilemez. Bunun istisnası, olayların aile kütüklerine tescili sırasında yapılan maddi hatalardır. Bu hatalar Nüfus Müdürlüğünce düzeltilebilecektir.

Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382. maddesinde Kişiler Hukukuna ilişkin aşağıdaki yargı işlerinin çekişmesiz yargı işlerinden olduğu sayılmıştır.

1) Ergin kılınma.
2) Ad ve soyadın değiştirilmesi.
3) Ölüm karinesi sebebiyle (ilgili yerin mülkî amirinin emriyle) nüfus kütüğüne ölü kaydı düşülen kişinin sağ olduğunun tespiti.
4) Gaiplik kararı.
5) Kişisel durum sicilindeki kaydın düzeltilmesi.

Anılan hüküm gereğince Nüfus Kaydının Düzeltilmesi davalarının çekişmesiz yargı işlerinden olduğunda şüphe bulunmamaktadır.
Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/2950 E. , 2019/320 K. Sayılı kararında da bu hususu belirtmiştir:
“Kaydın düzeltilmesi davasının da çekişmesiz yargı işi olduğu dikkate alındığında, eldeki bu dava bakımından maddi anlamda kesin hükmün varlığından söz etme imkânı da bulunmamaktadır.”

HMK 383. maddesinde çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme düzenlenmiştir.

“Çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece sulh hukuk mahkemesidir.”

Nüfus Hizmetleri Kanunu 36. Maddesinde iseNüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır. Kayıt düzeltme davaları nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görülür ve karara bağlanır.” denmek suretiyle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu açıkça hüküm altına alınmıştır.

Nüfus Hizmetleri Kanunu, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre özel kanun niteliğinde olduğu için nüfus kaydının düzeltilmesi davalarında görevli mahkemeyi belirlerken Nüfus Hizmetleri Kanunu’na göre hareket etmek gerekmektedir. HMK’de yer alan “Aksine bir düzenleme bulunmadığı sürece” ifadesi de bunu göstermektedir. Sulh Hukuk Mahkemelerinin yetkili olduğunu düşünenler olsa da bu davalarda görevli mahkeme şüphesiz Asliye hukuk mahkemeleri olacaktır. Söylediklerimizle paralel olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 2013/18-464 E.  2013/1698 K. sayılı kararında oyçokluğuyla bu kanaate varmıştır.

YETKİLİ MAHKEME

Yetkili mahkemenin belirlenmesi ise görevli mahkemeye nispeten daha karışık olup bu durum kanun metninden ve Yargıtay kararlarından kaynaklanmaktadır.

Çekişmesiz yargı işlerinde yetkiyi düzenleyen HMK 384. Maddesine göre kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, çekişmesiz yargı işleri için talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesi yetkilidir.

Fakat görevli mahkemede açıkladığımız genel kanun – özel kanun ilişkisi çerçevesinde yine yetki konusundaki belirlemelerimizi Nüfus hizmetleri kanununa göre yapmamız gerekmektedir. Nüfus hizmetleri kanunu 36. maddesinde “Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki…” denmek suretiyle yetkili mahkeme gösterilmiştir.

Bu cümlede anlam düşüklüğünün bulunduğu ortadadır. Düzeltmeyi isteyen şahısların yerleşim yerinin yetkili olduğu çok net anlaşılırken cümlenin devamında belirtilen Cumhuriyet savcıları tarafından açılan davanın kimin yerleşim yerinde açılacağının ucu açıktır. Şayet talepte bulunan birisi yoksa düzeltilmesi istenen kişinin yerleşim yerinin yetkili olması gerektiğine -HMK madde 383’ü de göz önünde bulundurarak- yorum yoluyla basit bir şekilde ulaşılabilir. Yukarıda da bahsettiğimiz üzere HMK’ye göre çekişmesiz yargı işlerinde yetkili mahkeme talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesidir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/67 E. , 2015/1549 K. sayılı kararında ise şaşırtıcı bir şekilde “Yukarıda belirtilen madde hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, nüfus kaydına ilişkin düzeltme davalarında kaydın düzeltilmesi istenen kişinin yerleşim yeri adresinin bulunduğu yer mahkemesinin anlaşılması gerekmektedir.” şeklinde oyçokluğuyla karar vermiştir.

Kanunda çok açık bir şekilde “düzeltmeyi isteyen” yazmasına rağmen kurul bu maddeyi “düzeltilmesi istenen” şeklinde yorumlamıştır. Kurulun 1587 sayılı mülga Nüfus Kanunu’nun 46. maddesi ile yürürlükteki Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36. maddesini karıştırdığını tahmin ediyoruz. Mülga kanunda “ilgilinin” ifadesi geçmektedir ve kurul bunu “Kaydı düzeltilmesi istenen” olarak yorumlamaktadır. Söz konusu madde şu şekildedir:
“Madde 46 - Yaş, ad, soyadı ve diğer kayıt düzeltme davaları ilgilinin oturduğu yer asliye hukuk mahkemesinde Cumhuriyet savcısı ve nüfus başmemuru veya nüfus memuru huzurunda görülür ve karara bağlanır.”

Yürürlükteki Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda “ilgilinin” ifadesi geçmemesi rağmen geçtiğini farz edelim. Bu halde dahi davayı açmakta hukuki menfaati bulunan davacıyı ilgili kabul etmek, Türkçe dilinin getirdiği bir zorunluluktur.

Bahsedilen Hukuk Genel Kurulu kararının karşı oy’unda yine hatalı şekilde kanunda “ilgili” ibaresi yer almamasına rağmen varmış gibi gösterilmiş, fakat neticeten doğru bir yoruma varılmıştır. Yazıyı takdirinize sunuyoruz:

 “KARŞI OY…Kanun maddesinde sözü edilen "ilgili" ibaresinden nüfus kayıtlarının düzeltilmesi isteminde bulunan kişinin anlaşılması gerektiği kanımızca çok açık olup Yargıtay uygulamasının da aynı yönde olduğu görülmektedir (bkz.HGK.nun 25.12.2013 gün ve 2013/18-464 E., 2013/1698 K.sayılı, Yargıtay 17.HD.nin 20.2.2014 gün ve 2014/1591-2198 sayılı, Yargıtay 2.HD.nin 17.6.1996 gün ve 1996/5991-6704 sayılı kararları ile Yargıtay 18.HD.nin 29.3.2005 gün ve 2005/1678-2939 sayılı kararı).

Öte yandan, dava, 6100 sayılı HMK.nın 382.maddesinin 2/a-5 fıkrası uyarınca çekişmesiz yargı koluna dahil olup aynı kanunun 384.maddesi uyarınca bu nitelikteki davalar bakımından yetkili mahkeme, talepte bulunan veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesidir. Bu hükümden de anlaşılacağı üzere, 6100 sayılı Kanun ile 5490 Kanun bakımından yetkili mahkemenin belirlenmesi için asıl kriter talepte bulunan (ilgili) kişidir…

SONUÇ OLARAK

Nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalar çekişmesiz yargı işlerinden sayılmakla beraber Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre özel kanun niteliğinde olan Nüfus Hizmetleri Kanunu, görevli mahkeme olarak Asliye Hukuk Mahkemelerini işaret etmektedir.

Görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu yönünde şüphe bulunmazken yetkili mahkemenin belirlenmesinde sıkıntılar çıkabilmektedir. Bu durum kanun metninden ve Yargıtay’ın çelişkili kararlarından kaynaklanmaktadır. Nüfus Hizmetleri Kanununda yetkiyi düzenleyen 36. madde ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu çekişmesiz yargı işlerinde yetkiyi düzenleyen 384. madde birlikte değerlendirildiğinde talepte bulunan kişinin yerleşim yerinin, talepte bulunan yoksa kaydının düzeltilmesi istenen ilgilinin yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olacağı sonucuna ulaşılmalıdır.

Av. Muhammed Burak BAYANTEMÜR