1. ULUSLARARASI ÖRGÜT KAVRAMI VE SINIFLANDIRILMASI

Uluslararası örgütler birbirlerinden farklı yapılara sahip olmakla beraber en geniş anlamıyla bakıldığında uluslararası düzeyde faaliyet gösteren, ticari amaç taşımayan ve birden çok devleti ilgilendiren fakat devlet niteliği taşımayan her türlü birleşmelerdir.[1] Dünya tarihinde belirli ihtiyaçlara yönelik olarak ortaya çıkan uluslararası örgütlerin oluşumunun bir süreç olduğu, günümüzde ancak bu süreçte gelinen noktayı temsil ettiği ve gelişmeye devam ettiği de söylenebilir.[2] Öyle ki, UIA’nın (Union Of International Associations) yayınladığı Uluslararası Organizasyonlar Yıllığı; 300 ülke ve bölgeden, 74.000 uluslararası kuruluş hakkında ayrıntılı bilgi içermektedir, bunların 42.000'i ise aktif çalışan kuruluştur.[3] Uluslar arası örgütlerin sayıca çokluğu ve farklı yapılanmaları nedeniyle uluslar arası örgüt kavramı ile ilgili daha spesifik bir tanımlama yapmak mümkün olmasa da, kategorik bir ayrım gözetilerek yapılarına göre sınıflandırılmışlardır. Farklı sınıflandırma çeşitleri olmakla beraber “hükümetler arası-hükümetler dışı” ve “evrensel-bölgesel uluslar arası örgüt” ayrımları konumuz açısından önem teşkil etmektedir.

Hükümetler arası örgütler, devletler arasında oluşturulan ve devletlerin üye olduğu, üye devletler dışında ayrı bir iradeye sahip olmayan kuruluşlardır. En bilindik örnekleri BM, NATO ve OECD olarak gösterilebilir. Hükümetler dışı örgütler ise; gerçek kişi veya kamu tüzel kişilerinin oluşturduğu fakat üyelerinden ayrı bir iradeye sahip olan, sivil toplum örgütleri vb. oluşumları ifade eden uluslar arası kuruluşlardır. Uluslararası Kızılhaç Komitesi veya Greenpeace örnek gösterilebilir. Evrensel uluslararası örgütler ise; dünyanın her bölgesinden gelen devlet temsilcilerine açık olan örgütler iken, bölgesel uluslar arası örgütler yalnızca bir bölgedeki devletlerin faaliyetiyle sınırlıdır. Bu bağlamda IOC’nin de hükümetler dışı, evrensel ve kar amacı gütmeyen bir uluslar arası örgüt olarak tanımlanmasının gerekçesi de bu ayrımlara dayanmaktadır.

2. ULUSLARARASI ÖRGÜTLER AÇISINDAN İSVİÇRE’NİN TARAFSIZLIK POLİTİKASI

Savaş hukukunu ve Uluslararası Ceza Hukuku’nda savaş suçlarını da düzenleyen Cenevre Sözleşmeleri’nin yapıldığı İsviçre, tarafsız bir devlet olarak dış silahlı çatışmalarda yer almaz, silah yardımı sağlamaz ve herhangi bir askeri ittifakın üyesi olamaz. Keza savaş kurbanlarına yardım etme amacıyla hareket eden Uluslararası Kızılhaç Komitesi de İsviçre’de bu sözleşmeler doğrultusunda kurulmuştur.

Fransız İşgali sonrasında 1815’teki Viyana Kongresi ile tarafsızlığının uluslararası düzeyde kabul edilmesinden bu yana İsviçre, daimi tarafsızlık politikasını uygulayan en eski devlet konumundadır. 1907'de savaş durumunda tarafsız devletlerin hak ve yükümlülüklerini düzenleyen Lahey Sözleşmesi'nin imzalanmasıyla da bu tutumunu resmileştirmiştir.[4] İşbu tarafsızlık politikası gereğince İsviçre, I. ve II. Dünya Savaşı’na da katılmamıştır.

Söz konusu tarafsızlık garantisi nedeniyle pek çok uluslararası örgütün ve spor kuruluşunun merkezi İsviçre’de yer almaktadır. Örneğin; İsviçre'nin Cenevre şehrinde bulunan Milletler Sarayı, önceleri Milletler Cemiyeti'nin genel merkezi olarak kullanılmış, daha sonraları Milletler Cemiyeti'nin devamı niteliğindeki Birleşmiş Milletler'in Cenevre Ofisi olarak kullanılmaya devam edilmiştir. İsviçre’de yer alan diğer uluslar arası örgütlere örnek olarak ise; 1919’da kurulan Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), 1948’de kurulan Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve 1950’de kurulan Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) gibi BM ajansları, 1961’de kurulan Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) ve 1971’de kurulan Sınır Tanımayan Doktorlar (Médecins Sans Frontières) gibi sivil toplum kuruluşları[5], en önemli uluslararası futbol federasyonları olan 1904’te kurulan FIFA ve 1954’te kurulan UEFA gibi uluslararası spor kuruluşları ile 1999’da kurulan Dünya Dopingle Mücadele Ajansı (WADA) ve 1894’te kurulan Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) gösterilebilir.

2.1. IOC’nin Tüzel Kişilik Kazanması

İsviçre’nin barış yanlısı tutumu, uluslararası örgütlerin doğasında var olan küreselleşme anlayışına uygun bir zemin hazırladığından diğer uluslararası örgütler gibi IOC’nin merkezinin İsviçre’de yer alması da Olimpik Antlaşma’nın ruhunu oluşturan evrensel değerler ve barışçıl amaçlara uygun düşmektedir.

Uluslararası örgütlerin işlevine ilişkin temelde üç yaklaşım vardır ve şu şekilde ayrılabilir: Uluslararası örgütleri “araç” olarak gören yaklaşım, bir “zemin” olarak gören yaklaşım, “özne” olarak gören yaklaşım.[6] Araç olarak gören yaklaşıma göre uluslararası sistemde politika belirleyici aslî yapı devlettir ve dolayısıyla uluslararası örgütler devletlerin, belirledikleri politikaları hayata geçirmelerinde devletler tarafından kullanılan araçlardır. Uluslararası örgütleri bir zemin olarak gören yaklaşım ise uluslararası örgütleri, devletlerin birbirleri ile etkileşime girdiği, bilgi alışverişinde bulunduğu bir zemin olarak kabul etmektedir. Bu yaklaşımda uluslararası örgüte bir kişilik atfedilmemekte, karar mercii olarak yalnızca örgüte üye devletler hesaba katılmakta, dolayısıyla bu yaklaşımda da uluslararası örgütler özne olarak kabul edilmemektedir.[7]

Üçüncü yaklaşımda ise uluslar arası örgütlerin tüzel kişiliği kabul edilerek ayrı bir iradeye sahip oldukları kabul edilmektedir. Böylece uluslararası örgütler kendisini oluşturan sujelerden daha büyük ve daha etkili bir oluşumu ifade edecek, bir üst kuruluş gibi görev yapacaktır. Uluslararası hukukta korunması gereken gruplar olarak mülteciler veya herhangi bir devletin vatandaşlığında bulunmayan uyruksuzların durumları dikkate alındığında, devletlerin bir araya gelerek etkileşime girmesinden daha kapsamlı yetkilere sahip olan örgütlere ihtiyaç duyulduğu açıktır. Olimpik hareket de insani değerlere atıf yapan bir oluşum olduğundan; IOC, olimpiyat takımının bağımsız bir ülkeden gelme şartı koşmamakta, özerk bölgelerin sporcularına da izin vermektedir. Hatta Rio De Jenerio’da düzenlenen 2016 Yaz Olimpiyatları’nda ilk defa mülteci sporculardan oluşan bir takımın yarışmasına izin verilmiş[8], ayrıca sığınmacı sorununa dikkat çekmek amacıyla olimpiyat meşalesi Yunanistan’daki sığınmacı kamplarına da gelmiştir[9].

Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin tüzel kişilik kazanma süreci ise, 1981 sonrası Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin faaliyetlerinin önemli ölçüde genişlemesi ve Olimpiyat Hareketi'nin en yüksek otoritesi haline gelmesi[10] ile beraber on yıllar içinde gerçekleşmiştir. Kurucu belge olan Olimpik Şart’ın 1991 yılında değiştirilmesinden önce IOC’nin de facto örf ve adet hukukundan kaynaklanan uluslararası hukuk kişiliği bulunmaktaydı. Örneğin, 1990 Olimpik Şart’ın 4 no’lu kuralına göre, IOC’nin olimpiyatların yapılacağı şehri seçme ve bununla ilgili yazılı antlaşma yapma yetkisi bulunmaktaydı. Ancak, 1991 yılında Şartı’nın değiştirilmesiyle IOC’nin hukuksal kişiliği açıkça tanımlanmış; İsviçre Federal Konseyi 1991 yılında bu durumu kabul etmiş; 2000 yılında Konsey ile yapılan bir antlaşma sonucu İsviçre’de hukuksal kişiliği olan uluslararası bir hükümet dışı kuruluş olarak kabul edilmiştir.[11]

Sonuç olarak 1991 yılına kadar IOC’nin hukuki statüsü netlik kazanmamış olup, 1991’de Olimpik Antlaşma’nın değiştirilmesinden sonra ve 1 Kasım 2000’de İsviçre Federal Konseyi ile yaptığı sözleşmeyle tüzel kişilik kazanmıştır. Böylece İsviçre Hukuku’na bağlı bir dernek tüzel kişisi olarak hukuki düzlemde de karşılığı olan bir kuruluş haline gelmiştir. Her ne kadar dernekler, iç hukuka tabi kuruluşlar olsa da spor hukukunun bu bağlamda kazandığı özerk ve devletler üstü konumu, Uluslararası Olimpiyat Komitesi ve diğer uluslararası federasyonlar etrafında toplanmıştır.[12]

Tüzel kişilik kazanmasından çok öncesinde de IOC’nin hukuki kişiliği ve taraf ehliyeti yerel mahkemelerde tanınmıştır. Örneğin, 1977'de bir Belçika mahkemesi, "uluslararası spor kurallarının, belirli bağlamlarda çatışan ulusal politikaların ve yasaların yerini aldığına" karar verdiğinde, IOC'nin kural koyma yetkisini geleneksel uluslararası hukuk yoluyla doğrulamıştır.[13]

Ayrıca Amerika Birleşik Devletleri Temyiz Mahkemesi’nin 1984 yılında verdiği Martin v. International Olympic Committee kararında, IOC'nin uluslararası tüzel kişiliğe sahip olduğu kabul edilmiş, IOC'nin Olimpik Antlaşma kapsamındaki kurallarına uyulacağı ve bu nedenle örf ve adet hukuku kuralları olarak geçerli olacağı ortaya konmuştur.[14] Yine 1987 yılında Amerikan Yüksek Mahkemesi, ABD Olimpiyat Komitesi'nin "Olimpiyat" kelimesinin kullanımını düzenlemeye yönelik ticari marka haklarını yorumladığı San Francisco Arts & Athletics, Inc. v. U.S. Olympic Committee & IOC davasında, IOC’yi “son derece görünür ve etkili bir uluslararası organ” olarak tanımlamıştır.[15]

3. IOC’NİN HUKUKİ STATÜSÜ VE SPOR HUKUKU’NDAKİ EVRENSEL NİTELİĞİ

Spor Hukuku açısından baktığımızda küreselleşen sporu yönetmeye başlayan Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC), Uluslararası Federasyonlar (FIFA, FIBA, v.s.) ve Dünya Anti Doping Ajansı (WADA) gibi kuruluşlar, kendi kuralları ve yönetim yapılarına, kendi disiplin ve denetim mekanizmalarına sahip oldukları gibi, verdikleri kararlar vasıtasıyla kurucu ve nihai etkiler de yaratmaktadırlar.[16] Uluslararası spor örgütleri, spor kurallarına ve yargılanmalarına ilişkin devletler üstü ve bağımsız kuruluşlar oluşturarak “Lex Sportiva” olarak ifade edebileceğimiz hukuk düzenini oluşturmaktadırlar.

Ulusal veya uluslararası hukuk düzenini içermekle beraber daha fazla kural barındıran spor hukukunda, uluslararası yaptırım gücü de IOC ve CAS ile uluslararası spor federasyonlarının insiyatifindedir. Genel anlamda uluslararası örgütler, devletlere ciddi anlamda yaptırım uygulayacak bir otoriteye sahip olmadığı için işlevsellik bakımından eleştirilmektedir. Öte yandan IOC, ülkeleri ve sporcuları geçici veya ömür boyu oyunlardan men etme gibi ağır somut yaptırımlar uygulama gücüne sahiptir. İşbu yaptırımlarla ilgili en güncel örnekler olarak; Rusya ile Ukrayna arasındaki krizin 2022 yılı Şubat ayında silahlı çatışmaya dönüşmesi sonrası IOC’nin sporculara siyasi nedenlerle yaptırım uygulamama eğiliminden vazgeçerek Rus ve Belaruslu sporcuların uluslararası etkinliklerde yarışmalarının yasaklanması tavsiyesi, bu tavsiye kararında belirtildiği üzere "Olimpik Ateşkes’in son derece ağır ihlali" ile “geçmişte Olimpik Antlaşma ihlalleri” gerekçesiyle Vladimir Putin’in Olimpiyat Nişanı’nın geri alınması ve Rusya ile Belarus’ta herhangi bir spor etkinliği düzenlenmemesi önerisi[17] gösterilebilir. Bu karar sonrası Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA) ve Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) tüm Rus kulüplerini ve Rusya Milli Takımı'nı yeni bir bildiriye kadar tüm turnuvalardan men etme kararı almıştır.[18] Bu örnek ile de anlaşılacağı üzere; kendi kuruluşuna dayanak teşkil eden sözleşme hükümlerine ve bu hükümlerin yorumuna göre alanında münhasır yetkisi bulunan uluslararası bir oluşum olarak kabul edilen IOC’nin bu konumu (kimi zaman quasi-state yani devlet benzeri olarak adlandırılan), tüm lex sportiva uygulayıcıları olan federasyon ve kuruluşlar tarafından da kabul ettirilmeye çalışılmaktadır.[19]

Ne var ki, IOC’nin oluşturduğu bu kurallar bütünü ve yaptırım gücüyle neredeyse kanun koyucu kadar yetkiye sahip olması karşısında, aynı zamanda hukuki statüsünü belirleyen ve uluslararası örgüt olarak İsviçre tarafından tanınan ayrıcalıklarını tanımlayan 1 Kasım 2000 tarihli sözleşmenin 17. Maddesinde öngörüldüğü üzere taraflarca bir sene öncesinden feshi ihbar yapılarak tüm bu ayrıcalıklar sonlandırılabilmektedir.[20] Bu iki çelişkili durumun aynı anda tartışmaya konu edilebiliyor olması da yine IOC’nin kendine has yapısına dikkat çeken bir başka husustur.

Anayasa’nın 90. Maddesinde Milletlerarası andlaşmaları uygun bulma usulü düzenlenmekte olup usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası andlaşmaların kanun hükmünde olduğu ve milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümlerinin esas alınacağı belirtilmektedir. Benzer bir anlayışla Milli Olimpiyat Komiteleri için Olimpik Antlaşma’da da aynı usul ön görülmekte, Milli Olimpiyat Komiteleri’nin iç tüzükleriyle ilgili olarak herhangi bir yorum farkı olursa ya da tüzük ile Olimpik Antlaşma arasında bir çelişki ortaya çıkarsa, Olimpik Antlaşma’nın geçerli olacağı vurgulanmaktadır.[21] IOC’nin devletlerin iç hukuk düzeni üzerinde karar alma yetkisi de bu şekilde ortaya konmuştur. Ayrıca devletlerle yapacağı işlemlerde de IOC, ulusal aktörler olan hükümeti veya kamu kurumlarını muhatap almamakta, kendisi tarafından tanınmış tek yetkili olarak Milli Olimpiyat Komiteleri’ni kabul etmektedir.

3.1. Olimpiyatlarda Boykotlar

Olimpiyat tarihinde siyasi nedenlerle boykotlara dair önemli olaylara göz attığımızda; 1936 Yaz Olimpiyatları’nda Hitler’in Yahudiler’e karşı tutumundan dolayı oyunların boykot edilmesinden yana olan Amerika’daki Yahudi kamuoyunun ve IOC üyesi Ernest Lee Jahncke’nin itirazlarına rağmen Amerikan takımının oyunlara katılmasını, hatta sırf bu nedenle kendisinin üyelikten ihracını ve yerine, o sırada ABD Olimpiyat Komitesi Başkanı olarak tüm boykot önerilerini reddeden ve sonradan IOC Başkanı da olacak olan Avery Brundage’nin atanmasını örnek gösterebiliriz. Ne var ki Yahudi karşıtlığını frenlemek zorunda kalan Alman basını bu defa da Amerikan takımında yer alan siyahileri hedef almıştır.[22] Amerikan takımının Nazi Almanya’sında gerçeklesen oyunlara katılması, sembolik açıdan Hitler rejimine onay gösterilmesi anlamına geldiğinden tarihi açıdan farklı bir öneme sahiptir.

Keza Olimpiyatlar’a 1936’ya kadar genel olarak düzenli şekilde katılan İspanya’da da anti-faşist gruplar “Gamalı Haç” bayrağı altında yarışmak istememiş, Barcelona’da “Olimpiada” ismiyle Avrupa’nın liberal ve sosyalist düşünen sporcularının katılacağı ayrı bir organizasyon düzenlemeyi planlamışlardır. Ancak Oyunlar’ın başlayacağı 19 Temmuz’dan bir gün önce, sporcular şehre gelmiş ve kalacakları yerlere de yerleştirilmişken, 18 Temmuz 1936’da General Franco tarafından askeri ayaklanma ilan edilmiş ve İspanya İç Savaşı başlamıştır.[23]

Melbourne’de düzenlenen 1956 Yaz Olimpiyatları’nda ise Hollanda, İspanya ve İsviçre, Sovyetler Birliği’nin Macaristan’daki baskısını protesto etmek amacıyla oyunları boykot etmiştir. Dünyada bu karışıklıklar sürerken, 1952’de IOC Başkanı olarak seçilen Avery Brundage Olimpiyatlar’ın yapılmaması konusundaki önerileri geri çevirmiştir. Neticede Macaristan ve Sovyetler Birliği arasında oynanan su topu maçında ise Rus oyuncu Propokov, onu savunmakla görevli Macar oyuncu Zador’un yüzüne yumruk atmıştır[24] ve Zador’un kanlar içinde havuzdan çıkması nedeni ile ilgili olay medya tarafından “Melbourne kan gölü” olarak isimlendirilmiştir.

Richard Douglas Fosbury’nin sonradan kendi ismiyle anılacak yüksek atlama tekniğinin ilk kez ortaya çıktığı 1968 Yaz Olimpiyatları’nda ise, Apartheid rejimi nedeniyle 1964 Oyunları’ndan men edilen Güney Afrika yeniden IOC’ye alınmıştır. Ancak bu karar neticesinde Afrika ülkelerinin Olimpiyatlar’ı boykot edeceklerini bildirmesi üzerine, Güney Afrika tekrar IOC tarafından oyunlardan çıkarılmıştır. Yine aynı oyunlarda 200 metre finalinde altın ve bronz madalya kazanan siyahi atletler, çıktıkları şeref kürsüsünde yumruklarını havaya kaldırarak ırk ayrımını boykot etmiş, buna karşılık IOC’de bu iki atleti Olimpiyatlar’dan ömür boyu men etmiş ve adeta karşılıklı bir “boykotlaşma” süreci yaşanmıştır.[25]

Münih’te gerçekleştirilen 1972 Yaz Olimpiyatları’na sadece Afrika’nın isteğiyle Rodezya’nın dışlanması ve şeref kürsüsünde yine iki siyahi oyuncunun men edilmesine ilişkin boykotlar değil, aynı zamanda Olimpiyat tarihindeki en kanlı eylem olan ve her şeye rağmen ayakta tutulmaya çalışılan barışçıllık ilkesine doğrudan bir saldırı içermesi nedeniyle tüm dünyayı sarsmış olan “Münih Katliamı” damga vurmuştur. Bu sırada oyunları durdurmayan IOC Başkanı Avery Brundage, takım sporlarının Olimpiyatlar’dan çıkarılması veya Kış Olimpiyatları’nı iptal etmek gibi aykırı görüşleri nedeni ile de tepki çekmiş ve 1972 Oyunları’ndan sonra Başkanlığı bırakmıştır. Bir günlüğüne duran oyunların devam etmesi üzerine ise Norveç, Hollanda ve Filipin takımları Olimpiyatlar’ı protesto ederek ülkelerine dönmüştür.[26]

Moskova’ya verilen 1980 Yaz Olimpiyatları; Rusya’nın Afganistan’ı isgali nedeniyle, ilk kez sporcular dahil olmak üzere ABD tarafından topluca boykot edilmiş, Kanada, Batı Almanya, Japonya ve Türkiye ve birçok Batı ülkesi Olimpiyatlar’a katılmamıştır. Buna karşılık 1984’te Los Angeles’e verilen Oyunlar’ı da Rusya ve Doğu Bloku ülkeleri sporcuları ile beraber boykot etmiştir. 1988’de Seoul’deki oyunlarda bu defa da Kuzey Kore’nin boykot etmesi sonucu IOC nihayet boykotların sona ermesi gerektiğine karar vermiş ve olimpiyatları boykot eden ülkelerin, IOC üyeliğinden çıkarılacağını ve bir daha hiçbir zaman Olimpiyatlar’a çağrılmayacağını duyurmuştur.[27]

Olimpiyat Oyunları’nın dünyadaki siyasal ve sosyal etkilerine ilişkin güncel bir örnek olarak ise; 2022 Kış Olimpiyatları’nda Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere[28], Kanada ve İngiltere gibi[29] pek çok devletin Çin Halk Cumhuriyeti’nde düzenlenen oyunlara insan hakları ihlalleri nedeniyle diplomatik temsilci göndermeme kararı gösterilebilir. Ne var ki, Rusya’nın Ukrayna’ya karşı başlattığı askeri operasyon öncesinde en azından oyunların bitmesinin beklenmiş olması ile, geçmişi Antik Yunan’a kadar uzanan ve Olimpiyat Oyunları’nın ve sporcuların emniyetini sağlamayı amaçlayan Olimpik Ateşkes’in[30] bir süreliğine de olsa korunmuş olduğunu söylemek mümkündür.

4. ULUSLARARASI HUKUKTA OLİMPİK ANTLAŞMA’NIN STATÜSÜ

Olimpiyat oyunlarının temel ilkelerini ve değerlerini düzenleyen bir anayasal araç olan Olimpik Antlaşma, gerçekten de ilk bakışta, bir slogan (Citius, Altius, Fortius), bir bayrak, bir marş, bir Olimpiyat yemini ve Olimpizmin Temel İlkeleri gibi ulusal anayasaları taklit eden birçok unsuru içerir. Bununla beraber IOC'nin spor üzerindeki en yüksek otoritesi mutlak olmamakla ve normatif piramit bazen yatay bir ağa dönüşmekle birlikte, spor üzerinde evrensel bir yönetim rolü talep eden tek kurumdur.[31]

Olimpik Antlaşma, Olimpik Hareketin temel belgesi olduğu için, oluşumunun arkasındaki temel amaç spor evreninde geniş yetkiyi benimseyen diğer kurallar için de bir yönetim çerçevesi olarak hareket etmektir. Bu nedenle Anayasa ile başka benzerliklere de sahiptir. Zira Olimpik Antlaşma, doğası gereği kurucudur, hem spor organizasyonlarının hem de Olimpiyatlar’ın yönetimi için bir dizi temel ilke belirler. Üstelik, Olimpik Antlaşma’da yapılacak değişiklikler için de Genel Kurul’da 2/3 oy çokluğu gerekmektedir.

Olimpik Antlaşma, genel ilkeler ve kuralların yanında bir takım yetkilerin de detaylı şekilde düzenlendiği kapsamlı bir yasal metindir. Yasama yetkisi açısından, Genel Kurul’a ilişkin 18. Maddenin 3. alt başlığında tanımlandığı gibi Olimpik Antlaşma’nın metnini değiştirme yetkisi gösterilebilir. Oyunlara ev sahipliği yapacak bir şehir seçme prosedürü, yürütme yetkileri açısından en dikkate değer olanıdır. Son olarak, Önlemler ve Yaptırımlar başlığı altında 59. maddede öngörüldüğü gibi IOC organlarına yargı yetkileri verilmiştir.[32] Olimpik Antlaşmanın, Dünya Anti-Doping Yönetmeliğinin, ya da herhangi başka yönetmeliğin ihlali durumunda, vaziyete göre, Kurul, IOC İcra Kurulu ya da disiplin komisyonu çeşitli yaptırımlar uygulayabilecektir.

Olimpik Antlaşma’nın otoritesi, kendisine teslim olanlar tarafından, yani devletler, MOK'leri, Uluslararası Federasyonlar (UF'ler) veya her türden bireyler, gruplar ve kuruluşlardan oluşan çeşitli topluluklar tarafından üyelik veya gönüllü tanınma üzerine kurulmuştur. Bu nedenle Olimpik Antlaşma’nın evrensel bir hukuki statü iddiasında bulunması ve bu statüyü kazanması durumunda, bunun Olimpiyatlar’ın hukuki niteliğinden ziyade sosyal, ekonomik ve sporun küreselliği gibi hukuk dışı unsurlara dayanan ahlaki otoriteden kaynaklandığı söylenebilir.[33]

SONUÇ

Olimpiyatlar’ın dünya çapındaki etkisi göz önüne alındığında, sağlam temelleri olan bir yasal metin gerektiği açıktır. Bu metnin uygulanması için de etkili kurumlar gerekmektedir. Yasama, yürütme ve yargı yetkilerini bünyesinde barındıran Olimpik Antlaşma, Lex Olympica çerçevesinde IOC’yi merkezi otorite olarak kabul eder.

IOC’nin bu otoriteyi kullanma şekli ise Olimpiyat Oyunları’nın hukuk sistemleriyle bağdaştığı ve tartışmaların başladığı yerdir. Dostluk, fair-play, etik, ayrımcılık yasağı gibi insani değerleri vurgulayan IOC ve Olimpiyat Oyunları zaman zaman siyasi olaylardan ötürü eleştirilse de, teorik olarak incelendiğinde ruhunda ve özünde, toplumsal ve küresel düzeni sağlamaya çalışan hukuk kurallarıyla aynı amacı gütmektedir.

Av. Sema ÖZKUL

KAYNAKÇA

“ABD'den Pekin Olimpiyatlarına diplomatik boykot kararı”, (06 Aralık 2021) Deutsche Welle Türkçe. https://www.dw.com/tr/abdden-pekin-olimpiyatlarına-diplomatik-boykot-kararı/a-60037815 Erişim tarihi: 05.01.2022

“Çin: Olimpiyatları diplomatik olarak boykot eden ülkeler bunun hesabını ödeyecek”, (07 Aralık 2021) BBC News Türkçe. https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-59557686 Erişim tarihi: 05.01.2022

“FIFA ve UEFA'dan Rusya Milli Takımı ve kulüplerine men”, (28 Şubat 2022) NTVSpor.net https://www.ntvspor.net/futbol/fifa-ve-uefa-dan-rusya-milli-takimi-ve-kuluplerine-men-621d08048f4db01f38942a74 Erişim tarihi: 05.03.2022

“Havuzda Kan”, (02 Ağustos 2021) Eurosport Türkiye.

https://www.eurosport.com.tr/olimpiyat-oyunlari/havuzda-kan_sto8467276/story.shtml Erişim tarihi: 05.01.2022

“Mülteci Olimpiyat Takımı ilk kez Olimpiyatlarda!”, (01 Ağustos 2016) Euronews Türkçe. https://tr.euronews.com/2016/08/01/multeci-olimpiyat-takimi-ilk-kez-olimpiyatlarda Erişim tarihi: 05.01.2022

“Rio'da bir meşale de sığınmacılara”, (29 Ocak 2016) Al Jazeera Turk. http://www.aljazeera.com.tr/haber/rioda-bir-mesale-de-siginmacilara Erişim tarihi: 05.01.2022

Agreement Between Switzerland and The International Olympic Committee,  1 Kasım 2000, (çevrimiçi), https://archive.icann.org/en/psc/annex6.pdf Erişim tarihi: 05.01.2022

Başlar, K. (2012). Uluslararası Kuruluşlar ve Uluslararası Hukuk Kişiliği. Uluslararası Hukuk ve Politika, (30), 1-23.

Duval, A. (2018). "The Olympic charter: A transnational constitution without a state?." Journal of Law and Society, 45

Ettinger, D. J. (1992). The legal Status of the International Olympic Committee. Pace YB Int'l L., 4, 97.

Gürten, K., & Erenel, S. E. (2012). Lex Sportiva: Spor Hukukunun Küreselliği. İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 3(1), 295-316.

International Geneva, International organizations in figures, (çevrimiçi), https://www.geneve-int.ch/key-figures Erişim tarihi: 05.01.2022

International Olympic Committee, IOC EB recommends no participation of Russian and Belarusian athletes and officials, (çevrimiçi), https://olympics.com/ioc/news/ioc-eb-recommends-no-participation-of-russian-and-belarusian-athletes-and-officials

Erişim tarihi: 05.03.2022

International Olympic Committee, Olympic Charter, (çevrimiçi), https://stillmed.olympics.com/media/Document%20Library/OlympicOrg/General/EN-Olympic-Charter.pdf Erişim tarihi: 26.11.2021

International Olympic Committee, Olympic Truce, (çevrimiçi),  https://olympics.com/ioc/olympic-truce Erişim tarihi: 05.03.2022

İsviçre Federal Dışişleri Bakanlığı, Neutrality, (çevrimiçi), https://www.eda.admin.ch/aboutswitzerland/en/home/politik-geschichte/die-schweiz-und-die-welt/neutralitaet.html Erişim tarihi: 05.01.2022

Koryürek, C. E. (2003). Olimpiyadlar ve Olimpiyadlarda Türkler. Stil Matbaacılık.

Mullacanova, Z. (2005). Bağımsızlıktan Sonra Kırgız Cumhuriyetinin Üye Olduğu Uluslararası Örgütler (Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Sosyal Bilimler Enstitüsü Strateji Bilimi Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi).

Muslu, E. (2012). Uluslararası Sistemde Uluslararası Örgütlerin Rolü: İslam Konferansı Örgütü Örneği (İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi)

Sehgal, D. R. (2021). “Legal aspects surrounding the Olympics”, IPleaders, (çevrimiçi), https://blog.ipleaders.in/legal-aspects-surrounding-olympics/ Erişim tarihi: 05.01.2022

U.S. Court of Appeals, Ninth Circuit, 740 F. 2d 670 - Martin v. International Olympic Committee, (çevrimiçi), https://openjurist.org/740/f2d/670/martin-v-international-olympic-committee Erişim tarihi: 05.01.2022

U.S. Supreme Court, 483 US 522 - SF Arts & Athletics, Inc. v. USOC, (çevrimiçi), https://www.law.cornell.edu/supremecourt/text/483/522 Erişim tarihi: 05.01.2022

Union of International Associations, The Yearbook of International Organizations, (çevrimiçi), https://uia.org/yearbook Erişim tarihi: 05.01.2022

------------------------

[1] Faruk Sönmezoğlu’dan akt. Z. Mullacanova, Bağımsızlıktan sonra Kırgız Cumhuriyetinin Üye Olduğu Uluslararası Örgütler (Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Sosyal Bilimler Enstitüsü Strateji Bilimi Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi), 2005, s. 5.

[2] Faruk Sönmezoğlu’dan akt. Z. Mullacanova, Bağımsızlıktan sonra Kırgız Cumhuriyetinin Üye Olduğu Uluslararası Örgütler (Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Sosyal Bilimler Enstitüsü Strateji Bilimi Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi), 2005, s. 6.

[3] The Yearbook of International Organizations, Union of International Associations. https://uia.org/yearbook

[4] Neutrality, İsviçre Federal Dışişleri Bakanlığı. https://www.eda.admin.ch/aboutswitzerland/en/home/politik-geschichte/die-schweiz-und-die-welt/neutralitaet.html

[5] International organizations in figures, International Geneva. https://www.geneve-int.ch/key-figures

[6] Volker Rittberger ve Bernhard Zangl’dan akt. E. Muslu, Uluslararası Sistemde Uluslararası Örgütlerin Rolü: İslam Konferansı Örgütü Örneği (İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi), 2012, s. 24.

[7] E. Muslu, Uluslararası Sistemde Uluslararası Örgütlerin Rolü: İslam Konferansı Örgütü Örneği (İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalı Yüksek Lisans Tezi), 2012, s. 24.

[8] Mülteci Olimpiyat Takımı ilk kez Olimpiyatlarda!, Euronews Türkçe. https://tr.euronews.com/2016/08/01/multeci-olimpiyat-takimi-ilk-kez-olimpiyatlarda

[9] Rio'da bir meşale de sığınmacılara, Al Jazeera Turk. http://www.aljazeera.com.tr/haber/rioda-bir-mesale-de-siginmacilara

[10] Agreement Between Switzerland and The International Olympic Committee, s. 1.

[11] K. Başlar, Uluslararası Kuruluşlar ve Uluslararası Hukuk Kişiliği. Uluslararası Hukuk ve Politika, (30), 1-23, 2012, s. 12

[12] K. Gürten, S. E. Erenel, Lex Sportiva: Spor Hukukunun Küreselliği. İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 3(1), 295-316, 2012, s. 298

[13] D. J. Ettinger, The Legal Status of the International Olympic Committee. Pace YB Int'l L., 4, 97, 1992, s. 109

[14] 740 F. 2d 670 - Martin v. International Olympic Committee, U.S. Court of Appeals, Ninth Circuit. https://openjurist.org/740/f2d/670/martin-v-international-olympic-committee

[15] 483 US 522 - SF Arts & Athletics, Inc. v. USOC, U.S. Supreme Court. https://www.law.cornell.edu/supremecourt/text/483/522

[16] K. Gürten, S. E. Erenel, Lex Sportiva: Spor Hukukunun Küreselliği. İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 3(1), 295-316, 2012, s. 299

[17] IOC EB recommends no participation of Russian and Belarusian athletes and officials, Uluslararası Olimpiyat Komitesi. https://olympics.com/ioc/news/ioc-eb-recommends-no-participation-of-russian-and-belarusian-athletes-and-officials

[18] FIFA ve UEFA'dan Rusya Milli Takımı ve kulüplerine men, NTVSpor.net https://www.ntvspor.net/futbol/fifa-ve-uefa-dan-rusya-milli-takimi-ve-kuluplerine-men-621d08048f4db01f38942a74

[19] K. Gürten, S. E. Erenel, Lex Sportiva: Spor Hukukunun Küreselliği. İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 3(1), 295-316, 2012, s. 308

[20] Agreement Between Switzerland and The International Olympic Committee, 17. Madde, s. 4.

[21] Olimpik Antlaşma’nın 27. ve 28. maddesinin uygulama metni, 1.3, s. 64 https://stillmed.olympics.com/media/Document%20Library/OlympicOrg/General/EN-Olympic-Charter.pdf

[22] C. E. Koryürek, Olimpiyadlar ve Olimpiyadlarda Türkler. Stil Matbaacılık, 2003, s. 37

[23] C. E. Koryürek, Olimpiyadlar ve Olimpiyadlarda Türkler. Stil Matbaacılık, 2003, s. 39

[24] Havuzda Kan, Eurosport Türkiye. https://www.eurosport.com.tr/olimpiyat-oyunlari/havuzda-kan_sto8467276/story.shtml

[25] C. E. Koryürek, Olimpiyadlar ve Olimpiyadlarda Türkler. Stil Matbaacılık, 2003, s. 58

[26] C. E. Koryürek, Olimpiyadlar ve Olimpiyadlarda Türkler. Stil Matbaacılık, 2003, s. 62

[27] C. E. Koryürek, Olimpiyadlar ve Olimpiyadlarda Türkler. Stil Matbaacılık, 2003, s. 77

[28] ABD'den Pekin Olimpiyatlarına diplomatik boykot kararı, Deutsche Welle Türkçe. https://www.dw.com/tr/abdden-pekin-olimpiyatlarına-diplomatik-boykot-kararı/a-60037815

[29] Çin: Olimpiyatları diplomatik olarak boykot eden ülkeler bunun hesabını ödeyecek, BBC News Türkçe. https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-59557686

[30] Olympic Truce, Uluslararası Olimpiyat Komitesi. https://olympics.com/ioc/olympic-truce

[31] A. Duval, "The Olympic charter: A transnational constitution without a state?." Journal of Law and Society, 45, 2018 s. 246

[32] D. R. Sehgal, “Legal aspects surrounding the Olympics”, IPleaders. https://blog.ipleaders.in/legal-aspects-surrounding-olympics/

[33] D. R. Sehgal, “Legal aspects surrounding the Olympics”, IPleaders. https://blog.ipleaders.in/legal-aspects-surrounding-olympics/