Yer bakımından uygulama başlığı altında ele alınan 8. madde özetle;

* Türk kara ve hava sahaları ile Türk karasularında,

* Açık denizde ve bunun üzerindeki hava sahasında, Türk deniz ve hava araçlarında veya bu araçlarla,

* Türk deniz ve hava savaş araçlarında veya bu araçlarla,

* Türkiye'nin kıt'a sahanlığında veya münhasır ekonomik bölgesinde tesis edilmiş sabit platformlarda veya bunlara karşı işlenen suçları Türkiye’de işlemiş sayılacağını kabul etmiştir. Dolayısıyla bu belirtilen yerler dışında işlenen tüm suçlar yabancı ülkede işlenmiş sayılmaktadır. Peki yabancı ülkede suç işleyen Türk Vatandaşları nasıl yargılanacaktır?

5237 sayılı Türk Ceza Kanunumuzun 11. maddesinde Yabancı Ülkede Suç İşleyen Türk Vatandaşlarının yargılanma şartlarını ele alınmıştır. Bu şartlardan birincisi suç işleme tarihinde suçu işleyen kişinin Türk Vatandaşı olmasıdır. Diğer şartları ise şu şekilde sıralayabiliriz;

*Suç yabancı ülke egemenlik alanı veya Türkiye Egemenlik sahası dışında işlenmelidir.

*İşlenen suç hakkında yabancı ülkede hüküm verilmemiş olmalıdır.

*Yargılanacak kişi Türkiye’de bulunmalı ve kovuşturma şartları mevcut olmalıdır.

*Türk kanunlarına göre aşağı sınırı bir yıldan az olmayan hapis cezasını gerektiren bir suç olmalıdır. Eğer suç aşağı sınırı bir yıldan az hapis cezasını gerektiriyor ise yargılama yapılması zarar görenin veya yabancı hükûmetin şikayetine bağlıdır. Bu durumda şikâyet, vatandaşın Türkiye'ye girdiği tarihten itibaren altı ay içinde yapılmalıdır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunumuzun 13. maddesinde ise yargılama yapılmasında herhangi bir ceza sınır öngörülmemiştir. Bu kanun maddesi şu şekildedir;

(1) Aşağıdaki suçların, vatandaş veya yabancı tarafından, yabancı ülkede işlenmesi halinde, Türk kanunları uygulanır:

a) İkinci Kitap, Birinci Kısım altında yer alan suçlar.

b) İkinci Kitap, Dördüncü Kısım altındaki Üçüncü, Dördüncü, Beşinci, Altıncı, Yedinci ve Sekizinci Bölümlerde yer alan suçlar.

c) İşkence (madde 94, 95).

d) Çevrenin kasten kirletilmesi (madde 181).

e) Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti (madde 188), uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma (madde 190).

f) Parada sahtecilik (madde 197), para ve kıymetli damgaları imale yarayan araçların üretimi ve ticareti (madde 200), mühürde sahtecilik (madde 202).

g) Fuhuş (madde 227).

h) (Mülga : 26/6/2009 – 5918/1 md.)

i) Deniz, demiryolu veya havayolu ulaşım araçlarının kaçırılması veya alıkonulması (madde 223, fıkra 2, 3) ya da bu araçlara karşı işlenen zarar verme (madde 152) suçları.

(2) (Ek ikinci fıkra: 29/6/2005 – 5377/3 md.) İkinci Kitap, Dördüncü Kısım altındaki Üçüncü, Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümlerde yer alanlar hariç; birinci fıkra kapsamına giren suçlardan dolayı Türkiye'de yargılama yapılması, Adalet Bakanının talebine bağlıdır.’

(3) Birinci fıkranın (a) ve (b) bentlerinde yazılı suçlar dolayısıyla yabancı bir ülkede mahkûmiyet veya beraat kararı verilmiş olsa bile, Adalet Bakanının talebi üzerine Türkiye'de yargılama yapılır.’ şeklindedir.

Yabancı Ülkede Suç İşleyen Türk Vatandaşlarının Yargılanmasını özetle kanun maddeleri ile anlatmaya gayret gösterdik. Fakat uygulama bazında bir kanun maddesi daha var ki dikkat alınmadığı takdirde hükmün hatalı olmasına sebebiyet veriyor. Güncel bir Yargıtay Kararında (*) ele alınan ve yerel mahkeme kararının bozulmasına neden olan önemli bir kanun maddesini hatırlatma fayda görüyorum. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunun 19. maddesini incelediğimiz zaman özetle şu durumu anlamaktayız; ‘Türkiye'nin güvenliğine karşı veya zararına olarak ve Türk vatandaşına karşı ya da Türk kanunlarına göre kurulmuş özel hukuk tüzel kişisi zararına olarak işlenmiş suçlar dışında kalan tüm suçlarda; ‘Türkiye'nin egemenlik alanı dışında işlenen suçlar dolayısıyla Türkiye'de yargılama yapılırken, Türk kanununa göre verilecek olan ceza, suçun işlendiği ülke kanununda öngörülen cezanın üst sınırından fazla olamaz’ yani mahkemelerimiz ceza tayin ederken bu durumda suçun işlendiği ülke kanununda öngörülen cezanın üst sınırından fazla ceza veremeyecektir. Dolayısıyla bu noktada Türk Ceza Kanunlarında cezanın üst sınırı fazla dahi olsa mahkeme yabancı ülke kanunlarını baz almak durumunda olacaktır.

Yazımızın sonuna gelirken uygulamada önemli olan ve sıklıkla karşılaşan birkaç noktayı daha önemle tekrar etmeye çalışacağım. Yukarıda belirtmiş olduğumuz istisnai durumlar hariç olmak üzere, Türk vatandaşı bir kimse yabancı ülkede suç işlediği takdirde, kendisi Türkiye’de olduğu zaman hakkında yargılama yapılması için aynı fiilden dolayı birden fazla hüküm verilemeyeceğine ilişkin “non bis in idem” kuralı uyarınca hakkında yabancı ülkede hüküm verilmemiş olması şartı incelenecek, Türk kanununa göre verilecek olan ceza, suçun işlendiği ülke kanununda öngörülen cezanın üst sınırından fazla olamayacaktır. Bu hususların araştırılmaması veya bu hususlar göz önüne alınmadan verilecek kararlar da hatalı olacaktır. Fakat istisnai olarak yabancı ülkede Türkiye namına memuriyet veya görev üstlenmiş olup da bundan dolayı bir suç işleyen kişi bundan ötürü yabancı ülkede mahkûmiyet almış olsa dahi Türkiye'de yeniden yargılanmaktadır.   

Av. Ali Bahadır BOZKURT

                                                                                                                           

(*) T.C. Yargıtay 10. C.D. 2019/6492E.-2020/7143K. 10.11.2020