'Anayasa Mahkemesi, Meclis'in iradesine ipotek koymamalı'
Anayasa Mahkemesi, Meclis'te uzun bir maratonun ardından kabul edilen anayasa değişikliği paketiyle ilgili ilk incelemeyi yarın yapacak. Ancak paketin referandumda kabul edildiği takdirde yürürlüğe gireceğini hatırlatan hukukçular, önce halkın iradesinin tecelli etmesi gerektiğini vurguluyor. Halkoylamasından önce alınacak kararı, Meclis'in iradesine ipotek koymak olarak değerlendiriyorlar.
Anayasa değişikliği paketi, 12 Eylül'de halkoyuna sunulacak. Ancak bundan önce geçilmesi gereken kritik bir eşik bulunuyor. CHP'nin başvurusuyla açılan iptal davasına Anayasa Mahkemesi'nin vereceği karar, bundan sonraki süreci de belirleyecek. Mahkemenin ancak paketi şekil olarak inceleyebileceğini, içeriğe giremeyeceğini belirten hâkim ve savcılar, incelemesi halinde de reddedilmesi gerektiği görüşünü savunuyorlar.
Bu konudaki en önemli dayanak, bundan iki yıl önce gerçekleştirilen 'cumhurbaşkanını halkın seçmesi' yönündeki referandum. CHP'nin söz konusu referandumu iptal ettirmek için Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuruyu inceleyen Yüksek Mahkeme, Anayasa'nın 148. maddesindeki "Anayasa değişikliklerini sadece şekil bakımından inceler ve denetler" ilkesini dayanak göstererek başvuruyu reddetmişti. Hukukçular, mahkemenin yine bu yönde hareket etmesini istiyorlar.
Önce halkın iradesinin tecelli etmesi gerektiğini vurgulayan Emekli Savcı Gültekin Avcı, ortada hukuken incelemeye konu olacak bir normun olmadığını belirterek, "Eğer Anayasa Mahkemesi paketi iptal ederse, bu halk iradesine giden yola mayın döşemek demektir. Esasa girerse cinayet işlemiş olur." diyor.
Emekli Cumhuriyet Başsavcısı Reşat Petek, "Bu süreci referandumu engelleyecek şekil veya esastan incelerse hem anayasayı ihlaldir hem de demokrasi ve hukuk devletine vurulacak en büyük darbedir." ifadelerini kullanırken, emekli Savcı Sami Gören de Anayasa Mahkemesi'nin iptal davasını yetkisizlik kararı verip reddetmesi gerektiğini kaydediyor. Aksi halde mahkemenin halkın iradesinin önüne geçeceğinin altını çiziyor.
Yetki gasbı, halktan büyük tepki alır
Faik Tarımcıoğlu (Emekli Askerî Hâkim):
Anayasa Mahkemesi'nin referandumu iptal kararı vermesi kesinlikle hukuki olmaz.
Milletin iradesi elinden alınır. Daha önceki Anayasa'nın 10. ve 42. maddelerinin değiştirilmesinde verdiği karar hukuki değildi. Mahkeme, kendini zora sokmuştu. Mahkeme, Anayasa'nın 148. maddesine göre şekil denetimi yapar. Anayasa Mahkemesi, bu maddeye aykırı olarak daha önce verdiği kararla kendini inkar etmiştir. Aynı şeyi tekrar yapmaması gerekir. Ayrıca milletin yetkilerinin gasbedilmesi halkta ters tepki doğuruyor. Tıpkı '367 kararı'nda olduğu gibi insanlar öfke ile tepki veriyor. Bu tip olaylardan sonra oy patlaması yaşanıyor. Bu, demokrasinin gelişimini olumlu yönde etkilemez. Mahkeme üyeleri hukuki karar vermeli.
Ahmet Gündel (Eski Yargıtay Cumhuriyet Savcısı):
İptal kararı, halkın iradesini hiçe saymaktır
Anayasa değişikliği henüz Yüksek Mahkeme tarafından incelenecek bir durumda değil. Çünkü henüz yasalaşmış değil. Ancak referanduma gidip halk tarafından onay alırsa Mahkeme inceleyebilir. Şu andaki durumda Mahkeme değişikliği inceleyemez. Referandumun iptali, halkın iradesini hiçe saymaktır. Mahkeme'nin gerek '367' gerekse '10. ve 42. madde değişiklikleri'ndeki kararları siyasiydi. Mahkeme'nin referandumla ilgili de siyasi karar vermesi halk tarafından tepkiyle karşılanacaktır. Böyle bir durumun ardından hükümetin muhtemel alacağı erken seçim kararında halk tepki oylarıyla Mahkeme'ye cevap verecektir.
Gültekin Avcı (Emekli Savcı):
Paketi iptal ederse karar yok hükmündedir
Eğer Anayasa Mahkemesi paketi iptal ederse bu, halk iradesine giden yola mayın döşemek demektir. Kaldı ki halihazırda iptale ve incelemeye esas olan bir hukuk normu yok. Referanduma gidildikten sonra hukuken doğmuş olacak. Hukuken doğmuş olmadığı için davanın esasına giremeyeceği gibi gündeme de almaması gerekir. Anayasa'nın 148. maddesine göre esasa asla giremez. Eğer esasa girer de iptal kararı verirse bu, yok hükmündedir, bağlayıcı değildir. Böyle kaynağını Anayasa'dan ve kanunlardan almayan bir karar mahkeme kararı sayılmaz. Siyasal iktidar, dilerse referanduma gidebilir.
Reşat Petek (Emekli Cumhuriyet Başsavcısı):
Referandumu engellerse notu dibe vurur
Anayasa Mahkemesi üyelerinin kendilerini yasama organı yerine koyarak 'ülkenin menfaatine uygun değil' gibi inceleme yapması, yetkilerinin dışındadır. Böyle bir inceleme yapmaya kalkarsa hukuk notu iyice dibe vurur. Çünkü anayasa değişikliklerini sadece şekil yönünden denetleme yetkisi var. Cumhurbaşkanı doğrudan Meclis'in kabul ettiğini referanduma gönderiyor. Yürürlüğe de ancak referandumdan sonra giriyor. Yürürlüğe girmeyen bir metni denetlemesi mümkün değil. Bu süreci referandumu engelleyecek şekilde esastan incelerse bu, hem anayasayı ihlaldir hem de demokrasi ve hukuk devletine vurulacak en büyük darbedir.
Sacit Kayasu (Emekli Cumhuriyet Savcısı):
Anayasa Mahkemesi tarihî bir sınav veriyor
Ben muhtemelen Anayasa Mahkemesi'nin bu talebi reddedeceğini düşünüyorum. Çünkü kesinleşmemiş bir kanunun yürütmesini durduramaz ve iptalini isteyemez. Referanduma gitmesi gerekir. Kabul çıkarsa kanunlaşır, ret çıkarsa zaten iptal olur. Anayasa Mahkemesi, şu anda tarihi bir sınav veriyor. Bunu reddetmek suretiyle şu ana kadar üzerinde toplanan şüpheleri kaldırmış olur. Ben Anayasa Mahkemesi'nin bu riske gireceğini zannetmiyorum. Büyük bir itibar kaybı oldu, bu itibarı tekrar kazanmak isteyeceklerini düşünüyorum.
Necati Özdemir (Emekli Savcı):
Esastan incelerse hukuk dışı bir işlem olur
Ortada henüz hukuken kesinleşmiş, tamamlanmış bir süreç yok. Bu sürecin tamamlanmasını, referanduma gidilip halkın iradesinin tecelli etmesini beklemek lazım. Kaldı ki Anayasa Mahkemesi eğer kanunları, hakkı olmadığı halde esastan incelemeye girişirse bu, hukuk dışı bir işlem olur. Böyle bir şey olursa ben bir şey teklif ediyorum. Tek maddelik bir kanun çıkarılsın ve 'Türkiye'deki yönetim Anayasa Mahkemesi'ne bırakılmıştır' denilsin; bu işten hepimiz kurtulalım.
Sami Gören (Emekli Savcı):
Mahkeme, kendini milletin yerine koyamaz
Anayasa Mahkemesi'nin referandumu iptal etmesi, halkın iradesine kilit vurmak anlamına gelir. Meclis'in duvarında "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ifadesi yazıyor. Bu irade halkın seçtiği Meclis tarafından kullanılıyor. Meclis, milletten aldığı yetkileri kullanıyor. Anayasa Mahkemesi'nin kendisini milletin yerine koyup karar vermesi doğru değil. Bu, yetki gasbı olur. Anayasa Mahkemesi'nin önüne gelen davayı yetkisizlik kararı verip reddetmesi gerekir. Aksi halde Mahkeme halkın iradesinin önüne geçer.
ZAMAN
Yorumlar
Trend Haberler
9. YARGI PAKETİ İÇİN ÖNERİLER
TAHLİYE TAAHHÜTNAMESİNE DAYALI OLARAK KİRACININ TAŞINMAZDAN TAHLİYESİ
CMK beraat vekalet ücretlerini tahsil edemeyen avukatlar 'içtihat birliği' istedi
Prof. Dr. Ömer Çınar, Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçildi
Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin 2023/17048 E. ve 2023/8966 K. sayılı kararı
KİRACININ KİRALANANI OLAĞAN KULLANIMINA İLİŞKİN SORUMLULUĞU