Murisin vefatı üzerine her alacaklının yaptığı gibi devlet de bir alacaklı olarak bu borcun varisi olanlardan alacağını tahsil etmek amacıyla girişimlerde bulunmakta, ödeme emirleriyle mirasçıları takibe almaktadır. Vefat eden mükellef ya da sorumluların vergi borçlarından sorumlu tutulacak mirasçıların mirası reddetmemiş olması gerektiği, mirasın reddi halinde murisin vergi borçlarından mirasçıların sorumlu tutulmalarının mümkün olmadığı kanuni düzenleme gereğidir.

Mirasın reddinde izlenecek usul Türk Medeni Kanununda düzenlenmiş olup, vergi mevzuatında da mirasçılar aleyhine vergi dairelerince yapılacak takibatın Medeni Kanun'da belirlenmiş süreler geçinceye kadar geri bırakılacağı ifade edilmiştir.

Mirasçıların sorumluluğu 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 12. maddesinde "ölüm halinde mükelleflerin ödevlerinin, mirası reddetmemiş kanuni ve mansup mirasçılarına geçeceği, ancak mirasçılardan her birinin ölünün vergi borçlarından miras hisseleri nispetinde sorumlu olacakları" şeklinde düzenlenmiştir.

Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un "Borçlunun Ölümü" başlıklı 7. maddesi "Borçlunun ölümü halinde, mirası reddetmemiş mirasçılar hakkında da bu kanun hükümleri tatbik edilir. Borçlunun ölümünden evvel başlamış olan muamelelere devam olunur. Terekenin bir mahkeme veya iflas dairesi tarafından tasfiyesini gerektiren haller bu hükmün dışındadır. Mirasın tutulan defter mucibince kabulü halinde, mirasçı, deftere kaydedilmemiş olsa dahi amme alacağından mirastan kendisine düşen miktar ile mesuldür'' şeklinde hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun "Ölüm halinde takibin geri bırakılması" başlıklı 50. Maddesinde ''Karısı yahut kocası, kan ve sıhriyet itibariyle usul veya furuundan birisi ölen borçlu hakkındaki takip ölüm günü ile beraber üç gün için geri bırakılır. Borçlunun ölümü halinde terekenin borçlarından dolayı ölüm günü ile beraber üç gün için takip geri bırakılır. Üç günün bitiminde terekenin borçları için takibata devam olunur. Mirasçılar, mirası kabul veya ret etmemişlerse bu hususta Medeni Kanundaki muayyen müddetler geçinceye kadar takip geri bırakılır.'' düzenlemesi yer almaktadır.

Mirasın reddi, Türk Medeni Kanunu'nun 605 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, anılan Kanunun 605'inci maddesinde, yasal ve atanmış mirasçıların mirası reddedebilecekleri belirtilmiştir. Mirasın reddi için ise TMK.'nın 606 gereğince üç aylık hak düşürücü süre öngörülmüştür.

Yukarıdaki düzenlemeler uyarınca borçlunun ölümü halinde mirasçılardan her birinin ölenin vergi borçlarından miras hisseleri nispetinde sorumlu olacakları ifade edilmiş olmakla birlikte mirasçıların sorumluluğuna gidilebilmesi için mirasın reddedilmemiş olması gerekmektedir. Dolayısıyla mirasın reddi halinde murisin vergi borçlarından mirasçıların sorumlu tutulmaları mümkün değildir.

 Ancak mirasçıların herhangi bir irade beyanı gerekmeksizin mirasın reddedildiğinin karine olarak kabul edildiği TMK'nın 605'nci maddesinin 2'nci fıkrasında ''Ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır. '' şeklinde düzenleme bulan mirasın hükmen reddi, vergi dairelerince dikkate alınmadan mirasçılar takibe alınmaktadır.

Terekenin borca batık olması, pasifin (borçların) aktiften (malvarlığından) fazla olması durumudur.

Uygulamada murisin terekesi borca batık olmasına rağmen, vergi dairelerince mirasçıların ödeme emirleriyle takibe alındığı görülmektedir. Bu gibi durumlarda vergi mahkemelerince ara karar ile murisin aczinin açıkça belli olduğuna dair tespit ve bu hususta başkaca açılmış dava bulunup bulunmadığının davacıdan sorulması gerektiği ve mirasın hükmen reddine ilişkin açılmış derdest dava var ise sonuca göre karar verilmesi gerektiği Danıştay kararlarında ifade edilmiştir.

Somut olayda davacı Medeni Kanun'da öngörülen süreler içinde terekenin resmi defterinin tutulması talebiyle Sulh Hukuk Mahkemesi nezdinde dava açmış ayrıca mirasın hükmen reddine karar verilmesi talebiyle yargı mercilerine başvurusunu yapmıştır. Bu durumda, mirasın reddine ilişkin hukuki süreç tamamlanmadan davacının mirasçı sıfatıyla ölenin vergi borçları nedeniyle takibine başlanmasında hukuka uygunluk bulunmamaktadır. (Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2019/950E. 2020/1230K.)

Ankara ..Asliye Hukuk Mahkemesinin ... tarih ve E:.., K:...sayılı kararıyla murisin ölümü tarihi olan 09/01/2018 tarihi itibariyle terekesinin borca batık olduğuna ve davacı tarafından mirasın hükmen reddedildiğinin tespitine karar verilmesi karşısında davacı borçtan sorumlu tutulamayacağından ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı. (Danıştay 9. Daire 2020/6215E. 2021/6693K.)

Dolayısıyla mirasın reddi hususu açıklığa kavuşturulmadan, mirasçı sıfatıyla ölenin vergi borçları nedeniyle takibine başlanması hukuka aykırı olacaktır. Zira terekenin henüz mirasçıya geçip geçmediği miras bırakanın borcundan sorumlu olup olmadığı belli değildir.