Bursa’da yaşayan 95 yaşındaki avukat Tahir Erdoğan Güneyi, 10 Ekim 2015 Ankara Garı katliamında kızı İdil Güneyi’yi kaybetti. Ankara’da görülen katliam davasının müştekileri arasında yer alan Güneyi’nin, sanıklardan şikayetçi olup olmadığının anlaşılması için ifadesine başvurulması gerekti. Bunun üzerine Bursa 2. Ağır Ceza Mahkemesi de Güneyi’ye celp gönderdi. Güneyi’ye mahkeme celbini götüren polis, iddiaya göre kapıyı çalmayarak tekmeledi. Acılı baba da kapısının tekmelenmesini mahkemede gündeme getirdi.

SUÇU İDRAK TESPİTİ

Milliyet'ten Çiğdem Yılmaz'ın haberine göre; Güneyi mahkemede, “Kapıma polisler geldi, ön ayakları ile tekmeledi” ifadesini kullanınca, hakkında “polise hakaretten” suç duyurusunda bulunuldu. Bursa 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan hakaret davası kapsamında mahkeme, Güneyi’nin işlediği iddia edilen suçu idrak edip etmediğinin tespiti için şehir hastanesinden heyet raporu istedi. Ancak Güneyi’nin avukatı, pandemi ve müvekkilinin yaşı itibariyle bir şehir hastanesine gidemeyeceği gerekçesiyle karara itiraz etti. Mahkeme itirazı reddetti. Bunun üzerine avukat Hakan Eren, müvekkilinin yaşam hakkının tehlikede olduğunu belirterek verilen kararın kaldırılması için Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulundu.     

Avukat Eren süreçle ilgili şunları söyledi:

“95 yaşındaki birinin şehir hastanesine sevk edilip, o servisten bu servise dolaştırılması hele ki bu pandemi ortamında kişiye ölüme itmektir. İtirazlarımız reddelidi. Sadece hastaneye götürülmesiyle ilgili geçici dönüş sağladı. Ancak o da sonraki celseler de ‘Pandeminin seyrine göre değerlendirilecek’ deniliyor. Son duruşmada, müvekkilimin Bursa Şehir Hastanesi’ne sevk edilerek, polis eşliğinde hastaneye götürülmesi istendi. AYM’ye bireysel bir başvuru yaptım. Her ne kadar kural olarak Anayasa Mahkemesi’ne halihazırda görülmekte olan davalarla ilgili başvuru yapılmasa da, istisnai durumlarda iç tüzükte yaşam hakkının tehlikede olduğu durumlarda bu tür kurallardan sıyrılıp başvurulabiliyoruz.”