Gerek ekonomik şartlar ve gerekse tüketicilere sunulan çeşitli imkanlar dolayısıyla taksitli alımlar artmaktadır. Tüketiciler matbu ve önceden hazırlanmış sözleşmeleri imzalayarak taksitli ürünler satın almakla birlikte sözleşmenin içeriğini okumadan imzalamaktadır. Okunmayan işbu sözleşme içeriklerinden biri de uygulanacak faiz oranıdır. Tüketiciler bir kısım taksitleri ödemediklerinde icra takibiyle karşı karşıya kalmakta ve borcundan çok daha fazlasının istendiğinden yakınmaktadır. Peki neden icra yolu ile asıl olan borçtan çok daha fazlasının istendiği düşünülmektedir?

Bu sorunun ilk cevabı faiz oranlarının yüksek talep edilmesi ikincisi ise taksitlerin tamamının istenmesidir. Bu yazımızda öncelikle tüketicilerin tarafı olduğu taksitli satış sözleşmelerinde uygulanacak faiz oranları ve akabinde tüketicinin temerrüde düşme koşulları üzerinde durulacaktır. 

1) Tüketicinin Tarafı olduğu Taksitli Satış Sözleşmelerinde Uygulanacak Faiz Oranı

Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile ayrıca bir faiz oranı belirlemediğinden TBK hükümleri uygulanacaktır. Yargıtay içtihatları da bu yöndedir. “Mahkemece, 6098 sayılı TBK'nın 88 ve 120. maddeleri dikkate alınarak işleyecek faiz oranının tespiti gerekirken, açıklanan bu hususlar gözetilmeksizin davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir Zira bir tarafın tacir bir tarafın ise tüketici olduğu durumlarda tüketiciye imzalatılan önceden hazırlanmış ve matbu, taraflar arasında müzakere edilmemiş sözleşme hükümlerinin uygulanması mümkün değildir.” [1]

Kaldı ki; bu durumun aksinin tüketici aleyhine dengesizliğe yol açacağı da göz önünde bulundurulmalıdır. İşbu sebeple tüketici işlemlerinde Türk Borçlar Kanununun 88. Ve 120. Maddeleri gündeme gelecektir. Bunun yanında temerrüt faizi açısından TKHK md. 21/2 atfı ile Taksitli Satışlar Hakkında Yönetmelik md. 6/1 (ı) uygulama alanı bulacaktır. Faiz oranları açısından öncelikle TBK md.88 incelenmelidir.

TBK md.88; “Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenir. Sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde elli fazlasını aşamaz.”

TBK’nun 88. maddesi akdi faiz oranı belirlemektedir. Buna göre sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık faiz oranı yasal faiz oranının %50 fazlasını aşamaz. O halde akdi faiz oranı %24+%12 ‘yi yani %36’yı aşamayacaktır. ( 01/06/2024 öncesi dönem için ise bu oran %13,5’tur.)

Temerrüt faizi için yapılacak değerlendirmede ise TKHK göndermesi ile Taksitle Satış Sözleşmeleri Hakkında Yönetmelik md. 6/1 (ı) gündeme gelecektir. İşbu maddeye göre; ”ı) Faiz miktarı, faizin hesaplandığı yıllık oran ve sözleşmede belirlenen faiz oranının yüzde otuz fazlasını geçmemek üzere gecikme faiz oranı.”  Yönetmeliğin 6. Maddesinde taksitli satış sözleşmelerinin zorunlu içerikleri sayılmış ve temerrüt faizi oranına da yer verilmiştir. . Buna göre temerrüt faizi akdi faiz oranının %30 fazlasını aşamayacaktır. Yani %36+ yüzde 30 fazlası yani %46,8’i aşamayacaktır. (01/06/2024 öncesi bu oran %17,55’tir.)[2]

Ancak belirtmek gerekir ki; temerrüt faizi oranının yasal faizin %30 fazlasını aşamayacağı yönünde görüşler mevcuttur ve bu yönde geçmişte verilmiş yargı kararlarına rastlamak da mümkündür. Bu görüşte dayanılan husus ise TBK’nun 253/3 maddesinin 10. bendidir. İşbu maddeye göre temerrüt veya vadenin ertelenmesi durumunda, yasal faiz oranının yüzde otuz fazlasını geçmemek üzere ödenecek faizin belirlenmesi gerektiği hususu düzenlemiştir. Buna göre yapılması gereken hesaplama ise; yasal faize yüzde otuz fazlasını ekleyerek bulunacak faiz oranının temerrüt faizi olarak baz alınmasıdır. Yani temerrüt faizi %24+ %30 fazlası = %31,2’dir. (01/06/2024 öncesi için bu oran %11,7 ‘dir. Geçmişte uygulama yasal faize %30 fazlasını ekleyerek temerrüt faizinin hesaplanması gerektiği yönde ise de şu an mevcut uygulamada TBK md. 88’e göre bulunacak akdi faize %30 fazlasının eklenmesi ile elde edilecek oranın temerrüt faizi olarak dikkate alınması gerektiği yönündedir. 

2) Tüketicinin Peşinatı Ödemede Temerrüde Düşmesi

TBK md. 256/1’e göre; “Alıcı, peşin satış bedelinin en az onda birini en geç teslim anında peşin olarak, satış bedelinin geri kalan kısmını da sözleşmenin kurulmasını izleyen üç yıl içinde ödemekle yükümlüdür.  “

Buradan da anlaşılacağı üzere taksitli satışlarda tüketicinin ödeyeceği belli bir peşinat miktarı vardır. Ancak satıcı bu peşinatı istemez yahut kanunda belirlenenden daha az miktarda bir peşinatı kabul ederse peşinatın ödenmeyen kısmı üzerindeki hakkından feragat eder. (TBK md. 256/son) Tüketicinin işbu belirlenen peşinatı ödemede temerrüde düşmesi durumunda satıcı sadece peşinatı isteyebilir yahut sözleşmeden dönebilir.

3) Tüketicinin Taksitleri Ödemede Temerrüde Düşmesi

Tüketinin Korunması Hakkında Kanunun 19. Maddesine göre; “Taksitle satış sözleşmelerinde tüketicinin taksitleri ödemede temerrüde düşmesi durumunda, satıcı veya sağlayıcı, kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak ancak satıcı veya sağlayıcının bütün edimlerini ifa etmiş olması, tüketicinin de sözleşmede yer alan bedelin en az onda birini oluşturan ve birbirini izleyen en az iki taksidi veya en az dörtte birini oluşturan bir taksidi ödemede temerrüde düşmesi hâlinde kullanılabilir. Satıcı veya sağlayıcının bu hakkı kullanabilmesi için tüketiciye en az otuz gün süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması zorunludur.

Muaccel kılınan taksitlerin hesaplanmasında faiz, komisyon ve benzeri masraflar dikkate alınmaz.”

3.a) Satıcının borcun tamamının ifasını talep etmesi

Tüketicinin ödeme emrinde borçlu olduğu miktardan daha fazlası ile karşılaşma sebeplerinden biri kalan borcun tamamının ifasının talep edilmesidir. Bu husus TBK ‘nun 259. maddesi ile düzenlendiği gibi TKHK’nun 19. maddesi ile de düzenleme altına alınmıştır. Tüketicinin Korunması Hakkında kanun kapsamında borcun tamamının istenebilmesinin koşulları aşağıdaki gibidir;

a) Satıcı veya sağlayıcının bütün edimlerini ifa etmiş olması

b) Satıcı veya sağlayıcının taksitleri ödemede temerrüde düşülmesi durumunda borcun tamamının ifasını talep etme hakkını saklı tutmuş olması

c) Tüketicinin sözleşmede yer alan bedelin en az onda birini oluşturan ve birbirini izleyen iki taksiti veya en az dörtte birini oluşturan bir taksiti ödemede temerrüde düşmüş olması

d) Satıcı veya sağlayıcının tüketiciye en az otuz gün süre vererek muacceliyet uyarısında bulunmuş olması

Taksitle satışlarda ödenmeyen taksitlerin bulunması durumunda taksitlerin tamamının talep edilmesi mümkündür. Ancak bunun da yukarıda sayıldığı süre şartları vardır. Bu şartlar gerçekleşmediği takdirde borcun tamamı tüketiciden talep edilemez. Şartlar oluştuğunda borcun tamamı talep edildi ise istenebilecek faiz oranları güncel içtihatlara göre; %36+ yüzde 30 fazlası yani %46,8’i aşamayacaktır. (01/06/2024 öncesi bu oran %17,55’tir.)

3.b) Muaccel olmuş taksitlerin talep edilmesi

Satıcı veya sağlayıcı yalnızca tüketicinin temerrüde düştüğü taksitleri talep edebilir. Bu durumda satıcı veya sağlayıcının talep edebileceği faiz oranı yine güncel içtihatlara göre; %36+ yüzde 30 fazlası yani %46,8’i aşamayacaktır. (01/06/2024 öncesi bu oran %17,55’tir.)

3.c) Sözleşmeden dönme

Taksitli satışlarda sözleşmeden dönmeye ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediğinden TBK md. 259/2’de belirlenen dönmeye ilişkin koşullar uygulanır.[3] işbu maddeye göre; “Alıcı taksitleri ödemede temerrüde düşerse satıcı, muaccel olmuş taksitlerin veya geri kalan satış bedelinin tamamının bir defada ödenmesini isteyebilir ya da sözleşmeden dönebilir. Satıcının geri kalan satış bedelinin tamamını isteyebilmesi veya sözleşmeden dönebilmesi, ancak bu hakkı açık biçimde saklı tutmuş olmasına ve alıcının kararlaştırılan satış bedelinin en az onda birini oluşturan ve birbirini izleyen en az iki taksidi veya en az dörtte birini oluşturan bir taksidi ya da en son taksidi ödemede temerrüde düşmüş olmasına bağlıdır. Ancak, satıcının dönme dolayısıyla isteyebileceği miktar, ödenmiş olan taksitler tutarına eşit veya daha fazla ise satıcı sözleşmeden dönemez.”

TBK md. 259/2’den de anlaşılacağı üzere satıcı taksitleri ödeme temerrüt söz konusu olduğundan sözleşmeden dönebilir. Sözleşmeden dönme durumunda genel şartlarda olduğu üzere taraflar karşılıklı olarak sözleşme dolayısıyla aldıkların birbirlerine verecektir. Ancak bu durumda da satıcının isteyebileceği miktar ödenmiş olan taksit tutarına eşit veya daha fazla ise satıcı sözleşmeden dönemez. 

SONUÇ :

Bir tarafın tüketici olduğu taksitle satış sözleşmelerinde tüketicilere, matbu, önceden hazırlanmış ve tüketicinin içeriğine etki edemediği haksız şart niteliğinde hükümler yer almaktadır. Bunlardan biri de faiz oranıdır. Uygulamada genellikle karşılaşıldığı üzere; tüketiciler taksitli aldıkları ürünler karşılığında ödemede temerrüde düştüklerinde yüksek faiz oranları ile borcun tamamının istendiği durumlarla karşılaşmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken husus temerrüde düşme koşulları,  borcun tamamının satıcı tarafından istenip istenemeyeceği ve işletilebilecek faiz oranıdır. Yukarıda açıklandığı üzere satıcı taksitleri ödeme temerrüt halinde ancak TKHK md 19’da yazılı koşullar gerçekleştiğinde borcun tamamını isteyebilir. Ancak sonuç olarak; satıcı taksitleri ödemede temerrüde düşülmesi durumunda borcun tamamını da istese, muaccel hale gelmiş taksitleri de istese uygulanacak faiz oranı TBK ve Taksitle Satış Sözleşmeleri Hakkında Yönetmeliğin 6/1 (ı) maddesi dikkate alınarak hesaplanacaktır. Sözleşmeden dönme seçeneği ve peşinatı ödemede temerrüt durumu ise yine TBK’da düzenlenmiştir.

Av. Rabiya TAÇYILDIZ 

-------------

[1] Yargıtay 13. Hukuk Dairesi; 2016/18381 E, 2019/1396 K, 07/02/2019 T; (https://mevzuat.sinerjias.com.tr/),  s.e.t: 27/12/2024

[2] İzmir BAM 13. Hukuk Dairesi; 2017/644, 2020/277 K, 17/02/2020 T; (https://mevzuat.sinerjias.com.tr/) s.e.t: 27/12/2024

[3] Mustafa Serhat, Mustafa Kamil Şen “6502 SAYILI TÜKETİCİNİN KORUNMASI HAKKINDA KANUN’DA

FAİZ HÜKÜMLERİ ve SINIRLARI Tüketici İşlemlerinde Faiz”, TAAD, Yıl: 11, Sayı: 38 (Nisan 2019), syf; 217;  İnal, s. 883; Ünlütepe, (Taksitle Satış Sözleşmesi) s. 347.