Ankara’da olduğum bir hafta sonu tesadüfen Türkiye Barolar Birliği’nin 13.Olağanüstü Genel Kurulu’na izleyici olarak katıldım.

Öncelikle bu kadar delegenin neden toplandığını, neden bu kadar masraf yapıldığını ve büyük motorlu Alman arabalarının neden bu kadar sevildiğini anlayamadım.

“Peki bu olağanüstü toplantıdan avukatlar ne kazandı? Somut ne karar alındı?” diye soracak olursanız bana göre olağanüstü bir israf toplantısıydı.

- Meslek kuralları 8.maddedeki “İş sağlama” ibaresi “iş elde etme” olarak değiştirildi. Ne büyük bir değişiklik…

- Sanal ofislerle ilgili tartışma yaratacak bir değişiklik kabul edildi.

- ”Yeni gelen stajyerlere kota mı koysak?” diye bir tartışma ortaya atıldı.

- “200 delegemiz 14’e düştü” diye sürekli mağdur olduğunu anlatan İstanbul Barosu ise 14 delegesini dahi toplantıya getiremedi ama delege sayısı kadar baro personeli getirdi.

- Meslek kuralları görüşülecekti ama neredeyse tüm barolar hazırlıksızdı. Görüş yoktu.

- Reklam yasağı görüşülecekti, 81 il barosunun yarısından yine görüş yoktu.

Derslerine bile çalışmadan gelmişler yani.

Baroların tüm bu özensizliğine rağmen TBB ise kendisine yakışanı yaptı, delegesine çok güzel baktı.

Yemekler, ikramlar, sınırsız alkollü alkolsüz içecekler…

Avukatların sorunlarını çözerken başka bir sorun düşünmesin diye delegeler rahat ettirildi.

Delegeler de birbirini gördü özlem giderdi.

Cumhuriyetin 100.yılını kutlamayan bazı barolar meslek sorunlarından çok hükümlü siyasi parti liderlerini andı.

Mağduriyetler paylaşıldı.

Siyasi görüşlerini bilmiyormuşuz veya umurumuzdaymış gibi yeniden yeniden aynı şeyleri dinledik.

Kürsüye çıkan herkes en büyük devrimciydi ama sorun şu ki devrilmesi gereken tek şey de kendileriydi.

Şaşırdığım da bir şey oldu.

Dışarıda dağınık bir şekilde dinlenen delegelerimizi toplantıya sürekli çan çalarak çağırdılar. Bir görevli elinde çanla dolaştı ve çanı duyan delege salona gitti.

Uğradıkları bu muameleyi delegelere yakıştıramadım ama onlar hallerinden memnun diye de çok ses çıkarmadım.

Toplantıya da kimsenin yediğini içtiğini saymaya gitmedim. Kendi adıma da ödediğim aidat veya keseneklerden delegelerimizin yedikleri içtiklerinde payıma düşen varsa helal olsun.

Çünkü çok çalıştılar.

Olağanüstü israf toplantısındaki yemekleri, içkileri, çayları kahveleri, kuru pastaları, onlara hizmet eden personeli, elektriği, suyu derken toplantıda olağanüstü olan tek şey israf ve toplantının amaçsızlığıydı.

Sürekli baroların ekonomik olarak nasıl ciddi bir sıkıntıdan geçtiğini konuştuğumuz şu zamanda, faaliyet belgesi vermek için aidat ödeme şartı gibi hukuksuz uygulamalar icat edilirken, biz avukatlar iki gün boyunca sabahlara kadar Litai Oteli’nin ışıklarının sönmemesini sağladık.  Delegelerimizi yedirdik içirdik, konaklattık.

Mesleğimizi bekleyen bunca sorun, karşı karşıya kaldığımız bunca sıkıntı varken ne TBB esaslı bir genel kurul gündemi oluşturmuştu ne de barolar derslerine çalışmıştı.

Somut hiçbir şey konuşulmadı, net bir adım atılmadı.

Afiyet olsun.

Av. Erdost BALCI