Amme borçlusu, alacaklı, vergi idaresinin izni olmadan hacizli mallarla ilgili olarak tasarrufta bulunamaz.[1]

Üçüncü şahıslar, malın idare tarafından haciz edilmiş olduğunu bilerek, kötü niyetle o mal üzerinde hak iddia ettiklerinde, bu durum, idarenin haklarını ihlal ettiği nispette hükümsüz olup, mahkemece butlanına hükmolunur.[2] Haczolunan mallar satılarak paraya dönüştürülür. Menkul malların haciz ve satışı 6183 sayılı yasanın 77 ila 87’inci maddelerinde; gayrimenkul malların haczi ve satışı da aynı Kanunun 88 ila 99’uncu maddelerinde düzenlenmiştir.

Haczin, bir diğer uygulaması da e-haciz yöntemidir. Buna göre Maliye Bakanlığı kendisine, Vergi Dairelerinden yollanan listeler kapsamında mükelleflerin bilgisi dışında banka, PTT ve diğer bankalar gibi finans kuruluşları nezdinde mevduatlarına e-haciz tatbik etmektedir. Burada, emekli maaşları için e-haciz uygulanmaz. Bu sistem sayesinde, bankalar bloke ettikleri paraları, mükellefin borçlu olduğu ilgili vergi dairesine transfer etmektedirler. [3] Maliye Bakanlığı tarafından Türkiye Bankalar Birliğine yollanan 02.11.2007 gün ve 97674 sayılı telefaks yazıda, e-hacizin tatbik edildiği sırada mevcut para bloke edilmektedir. Daha sonra, ertesi gün e-haciz kaldırılarak hesap aktive edilerek normal bir şekil almaktadır. Dolayısı ile, e-haciz sadece (1) gün geçerlilik arz edecektir.

Öte yandan, 6183 sayılı Kanunun 75 ve 76’ncı Maddelerinde aciz hali ve aczin sonuçları ve aciz vesikası düzenlenmiştir. Buna göre, yapılan takip sonunda, borçlunun haczi caiz malı olmadığı ve bulunan malların satış bedeli borcunu karşılamadığı takdirde borçlu aciz halinde sayılmaktadır. Borçlunun aciz hali, yapılan takip aşamalarıyla bakiye borç tutarı bir ‘aciz fişinde’ gösterilerek tespit olunur. Aciz halindeki borçlu hakkında teminat ve faiz aranmadan 6183 sayılı Kanunun 48’inci madde hükmü tatbik olunabilir.

Aciz hali tespit edilmiş borçlunun borçları talebi üzerine faiz ve teminat aranmaksızın ertelenebilir. Mükellefin mal edindiğinin tespiti halinde aciz hali ortadan kalkar ve takibat işlemlerine devam edilir. Alacaklı tahsil dairesi aciz halindeki borçlunun mali durumunu zamanaşımı süresi içinde devamlı olarak takip eder. Borçlunun mal edindiğinin saptanması halinde haciz varakalarına istinaden gerekli haciz yapılır. Haczedilen malların değerinin takipli alacağı karşıladığının tespiti halinde aciz hali kaldırılır.

Amme alacaklarının tahsili için İcra ve İflas Kanunu hükümleri çerçevesinde amme borçlusunun iflası istenebilir (AATUHK Md. 100 ve 54/3) Ancak, bunun için borçlunun iflasa tabi gerçek veya tüzel kişilerden olması gerekir. İflas istemi, borçlunun iş merkezinin bulunduğu yerdeki iflas idaresinden yapılabilir. [4] Amme borcunun 6111 sayılı yasa kapsamında tecil ve taksitlendirilmiş olması ve ödemelerinin de düzenli sürdürülmesi halinde, amme borçlusu hakkında açılan hükümsüz tasarruf ile ilgili iptal davalarının son bulması gerekecektir.[5]

Borçlunun alacakları ile anlaşmasını ifade eden konkordatodan iflasa tabi olsun ya da olmasın amme borçlularında İcra İflas Kanunu hükümleri çerçevesinde yararlanabilirler. Ancak, vergi alacaklarında konkordato hükümlerine uyulma mecburiyeti bulunmamaktadır. 6183 sayılı Kanunun 101’inci maddesi “Amme idaresi tarafından iflas talebinde bulunulsa dahi tasdik edilen konkordato amme alacakları için mecburi değildir” hükmüne amirdir.



--------------------
[1] Bkz. 6183 sayılı Kanunu Md. 73 ve İlgili olarak bkz. Genel  Tebliğ Seri – A, Sıra : 1
[2] Bkz. 6183 sayılı Kanunu Md. 73/4
[3] Bkz. 6183 sayılı Kanunu Md. 79 ve ilgili olarak bkz. AY Hakan, ALPASLAN Mustafa, KAYA Eda, “Vergi Uygulamalarında e-Tebligat ve e-Haciz”, İzmir, 2011
[4] Bkz. CAN İsmail, ŞENGÖZ Yunus, AYDIN FAZIL, “Vergi, Vergilendirme ve Vergi Denetimi”, TÜRMOB Yayınları, Sayı:464, S.318-319
[5] ALPASLAN Nazlı Gaye, Vergi İhtilafları İle İlgili Makale, Yorum ve İncelemeler, S:143, İzmir-2015