Günümüz koşullarında birçok vatandaş bakımından hayatına en çok temas eden, yürütme tarafından çalışmalara başlandığı haberlerinin basına yansıdığı andan itibaren dört gözle beklenen konulardan birisidir vergi yapılandırması hatta daha da heyecanlandıranı vergi affı… Özellikle COVID-19, pandemi, sokağa çıkma yasakları etkisinde geçen bir 2020 yılında bu bekleyişin her zamankinden daha fazla olacağı aşikardır. Yakın zamanda basına yansıyan haberlere göre içinde bulunduğumuz 2020 yılı Ekim ayında içerisinde vergi yapılandırmasını da kapsayan geniş kapsamlı bir paket hazırlığı yapılmaktadır. Nitekim Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk’un gazetecilerle yaptığı toplantıda vergi borçlarının gündemlerinde olduğuna dair haberler de basına yansımıştı[1]. Tatilde olan TBMM’nin açılış tarihi 1 Ekim’den itibaren yapılandırmanın ilerleyen günlerde TBMM gündemine geleceğine dair haberler de basına yansıdı[2]. Bu noktada Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın vergi affının vatandaş nezdinde oluşan/oluşacak vergi disiplinini olumsuz zedeleyebileceğini ancak bununla beraber sıkıntıda olanlara desteğin, yapılandırmaların var olduğunu belirttiğini[3] vurgulamak isterim. İşbu yazımız kapsamında matrah ve vergi artırımı konusunu gerek basına yansıyan ve yakın zamanda TBMM gündemine geleceği belirtilen söz konusu yapılandırma kanunu gerekse bundan önce çıkan vergi yapılandırma kanunları kapsamında irdeleyeceğim.

Öncelikle matrah ve vergi artırımının mükelleflere sağladığı yarardan bahsetmek yerinde olacaktır. Matrah ve vergi artırımı yapılan vergilerde, ilgili yıllar için vergi incelemesi ve tarhiyat yapılmayacak olup bu durum mükellef açısından önemli bir avantajdır. Matrah artırımı gelir ve kurumlar vergisinde; vergi artırımı ise gelir vergisi stopaj, kurumlar vergisi stopaj ve katma değer vergisinde artırıma gidilmesini ifade etmektedir. Farklı sitelerde yayımlanan yayınlarda gündemde yer alan kanun taslak kapsamındaki vergi yapılandırmasına dair detaylara değinilmiştir[4].

Buna göre Gelir ve Kurumlar Vergisi bakımından matrah artırımı şu şekilde olması beklenmektedir:

KDV ve gelir stopajı bakımından vergi artırımı oranlarının ise şu şekilde olması beklenmektedir:

Vergi incelemesinde yer alan defter ve belgeleri 30.09.2020 tarihine kadar istenen mükellefler bakımından ise;

- Tarhı istenen vergi asıllarında %50 indirim,

- Matrah veya vergi artırımı

seçeneklerinden birisi ile vergi incelemesinden kurtulması beklenilmektedir. Bu noktada hangi vergi mükelleflerinin yapılandırma kapsamında yer alacağı hangilerinin yer almayacağı önem arz etmektedir. İşte bu durumu biraz daha belirginleştirmek adına önceki tarihli vergi yapılandırma kanunlarının incelenmesi yerinde olacaktır.

Kimler Matrah ve Vergi Artırımından Yararlanamayacaktır?

Geçmiş tarihli kanunları incelediğimizde, 18 Mayıs 2018 tarih ve 30425 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun (“7143 sayılı Kanun”) m.5/9 ve 19.08.2016 tarih ve 29806 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6736 sayılı Bazı Alacakların Yapılandırılmasına İlişkin Kanun (“6736 sayılı Kanun”) m.5/9 uyarınca sahta fatura düzenlenme konusunda vergi tekniği raporu veya vergi inceleme raporu bulunan kişilerin vergi yapılandırmasından yararlanamadığı tespit edilmiştir. Gündemde yer alan beklenen kanun açısından da benzer bir hükmün yer alması ve sahte fatura düzenleyenlerin yararlandırılmaması sürpriz olmayacaktır. Bununla birlikte geçmiş kanunlarda sahte fatura kullanıcılarının, sahte fatura düzenleyicilerle eşdeğer tutulmadıklarını; matrah ve vergi artırımından yararlandıklarını belirtmek isterim. Benzer bir düzenlemenin beklenen yapılandırmada da yer alması kuvvetle muhtemeldir.

Geçmiş Yapılandırmalarda Yer Alan Matrah ve Vergi Artırım Oranları Nelerdir?

Üst kısımda gündemde yer alan kanun taslağından bazı oranlar paylaşmıştık. Peki bu oranlar önceki kanunlarda nasıl olmuştu işte bu sorunun cevabı için önceki kanunlarda yer alan oranları sizler için inceledim.

6736 sayılı Kanun’da belirlenen oranlar şu şekildedir:

7143 sayılı Kanun’da belirlenen oranlar şu şekildedir:

Mükelleflerin Matrah ve Vergi Artırımda Esas Alınacak Asgari Rakamları Nedir?

Gelir vergisi mükelleflerinin artırımda bulunmak istedikleri yıl için vermiş oldukları vergi beyannamelerinde zarar beyan edilmiş olması, matrah oluşmaması veya hiç beyanname verilmemesi halinde yapılacak artırımlarda uygulanabilecek asgari rakamlar da kanunlarda belirtilmiştir.

6736 sayılı Kanun kapsamında gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin artırımda esas alınacak asgari rakamları şu şekilde belirlenmiştir:

7143 sayılı Kanun kapsamında gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin artırımda esas alınacak asgari rakamları şu şekilde belirlenmiştir:

Matrah ve Vergi Artırımdan Yararlanan Mükelleflerin Ödeme Şekli Nasıl Olacaktır?

Matrah ve vergi artırımdan yararlanan mükelleflerin ödeme şekilleri de ilgili kanunlarda belirlenmiştir. 6736 sayılı Kanun m.5/4-a’da yapılan atıfla 10. madde uyarınca 6736 sayılı Kanun’un yayım tarihini izleyen üçüncü aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halince azami 18 ay; 7143 sayılı Kanun m.5/4-a’da yapılan atıfla m.9/1-b uyarınca 7143 sayılı Kanun’un yayım tarihini izleyen dördüncü aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler halince azami altı eşit taksitle ödemeleri kararlaştırılmıştır. İki kanunda da benzer taksit sayılarını ve dönemleri görmekteyiz. Gündemde yer alan kanun bakımından da benzer taksit sayısı ve döneminin kararlaştırılacağı kanaatindeyiz. Hatta içinden geçtiğimiz yılın olağanüstü zor şartlar içermesi dikkate alınarak taksit sayısının artırılması sürpriz olmayacaktır.

Kanunda belirlenen şekilde ödemenin yapılmaması durumunda ise 7143 sayılı Kanun m.5/4-a uyarınca 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun (“6183 sayılı Kanun”)’un Gecikme Zammı, Nispet ve Hesabı başlıklı 51. maddesine göre gecikme zammıyla birlikte takip ve tahsiline devam olunacağı ancak üst paragrafta değindiğimiz taksit olanaklarından yararlanamayacağı hüküm altına alınmıştır. Benzer hüküm 6736 sayılı Kanun m.5/4-a’da da yer almakta olup ilgili maddede 6183 sayılı Kanun m.51’de belirlenen oranın bir kat fazlası oranında uygulanacak gecikme zammıyla birlikte takip ve tahsiline devam olunacağı belirtilmiştir.

İşbu yazı kapsamındaki amacımız geçmiş tarihli yapılandırma kanunlarında yer alan matrah ve vergi artırım oranlarına, ödeme koşullarına, yapılandırmadan yararlanamayan kişilere ilişkin farkındalık oluşturmaktı. Kanunlarda yer alan oranların büyük oranda benzerlik oluşturmakla beraber farklılıklar içerdiğini de dikkatinize sunarım. Bu noktada gündemde yer alan kanunda da önceki kanunlara nazaran farklı hususların yer alabileceğini hatta bu farklılıkların COVID-19 ve pandemi koşullarından mütevellit vatandaşın lehine olacağını tahmin etmekteyiz. Son olarak basına sızan detaylar ile yazılarda yer verilen oran ve bilgilerin de farklılık gösterebileceğini dikkatinize sunarım.

Av. Volkan ALKILIÇ

----------------------------

[1] Konuya ilişkin basına yansıyan haber için link: https://dokuz8haber.net/ekonomi/bakan-selcuk-vergi-ve-prim-borclarinin-ertelenmesi-gundemimizde/ (Erişim Tarihi: 05.10.2020)

[2] Konuya ilişkin basına yansıyan haber için link https://www.kamubulteni.com/ekonomi/vergi-affi-ve-borc-yapilandirmasi-aciklamasi-h30052.html (Erişim Tarihi: 05.10.2020)

[3] Konuya ilişkin basına yansıyan haber için link: https://www.takvim.com.tr/ekonomi/2020/10/04/kyk-vergi-mtv-kdv-cezalar-ve-vergi-affi-ve-borc-yapilandirmasi-geldi-mi-eyt-nafaka-asgari-ucret-zammi-meclise-geldi-mi/3 (Eişim Tarihi: 05.10.2020)

Kanun taslağına dair detaylar içeren yazı için link: http://www.muhasebetr.com/yazarlarimiz/zekeriyaaslan/0231/ (Erişim Tarihi: 05.10.2020)