I.GENEL OLARAK

Alacaklı tarafından borçlu hakkında başlatılan takibin kesinleşmesinden sonra uyap ortamında borçlu hakkında mal varlığı sorgulaması yapılabilir. Sorgulama sonunda Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi, varsa borçlunun mal, hak veya alacağının mahiyeti ve detayı hakkında bilgi verir ve bu durumda sistem üzerinden haciz talep edilebilir. Bu takdirde icra dairesi, tespit edilen mal, hak veya alacağı elektronik ortamda haczeder.

Bunula birlikte borçluya ait tüm mal, hak ve alacaklara uyap ortamında yapılan sorgulama ile ulaşılamayabilir. Bu durumda alacaklı dosya alacağının tahsili amacıyla varsa borçlunun herhangi bir şirketteki kişisel alacağı niteliğindeki kâr payı ile tasfiye payına haciz koydurarak alacağın tahsili yoluna gidebilir. Yine sermaye şirketlerinde alacaklılar, alacaklarını, o ortağa düşen kâr veya tasfiye payından almak yanında, borçlularına ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamış payların haczi ve satılması suretiyle de alabilirler.    

Türk Ticaret Kanunu 133. Maddesi ile düzenleme altına alınan “ortakların kişisel alacaklıları” başlığı altında düzenlenen kısımda; Bir şahıs şirketi devam ettiği sürece ortaklardan birinin kişisel alacaklısı, hakkını şirketin bilançosu gereğince o ortağa düşen kâr payından ve şirket fesh olunmuşsa tasfiye payından alabilir. Henüz bilanço düzenlenmemişse alacaklı bilançonun düzenlenmesi sonucunda borçluya düşecek kâr ve tasfiye payı üzerine haciz koydurabilir.

Sermaye şirketlerinde alacaklılar, alacaklarını, o ortağa düşen kâr veya tasfiye payından almak yanında, borçlularına ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamış payların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini isteyebilirler. Haciz, istek üzerine, pay defterine işlenir.

Bunun dışında, alacaklılar, tüm ticaret şirketlerinde alacaklarını, ortağın şirketten olan diğer alacaklarından da alabilme ve bunun için haciz yaptırabilme yetkisini de haizdir.

Yukarıdaki hükümler borçlu ortakların şirket dışındaki mallarına alacaklıların başvurmalarına engel olmaz. Hükmüne yer verilmiştir.

İcra ve İflas Kanunu 94. Maddesine göre, Anonim şirketlerde paylar için pay senedi veya pay ilmühaberi çıkarılmamışsa, borçlunun şirketteki payı icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedilir. Bu haczin şirket pay defterine işlenmesi zorunludur; ancak haciz, şirket pay defterine işlenmemiş olsa bile şirkete tebliğ tarihinde yapılmış sayılır. Haciz, icra dairesi tarafından tescil edilmek üzere Ticaret Siciline bildirilir. Bu durumda haczedilen payların devri, alacaklının haklarını ihlâl ettiği oranda batıldır. Haczedilen payların satışı, taşınır malların satışı usulüne tâbidir.

Anonim şirketlerde pay senetlerinin yahut ilmühaberlerinin basılmış ve hak sahibine teslim edilmiş olması durumunda söz konusu paylardaki haczin geçerli sayılabilmesi için İcra ve İflas Kanunu 88. Maddesine göre, Haczolunan paralar, banknotlar, hamiline ait senetler, poliçeler ve sair cirosu kabil senetler ile altın, gümüş ve diğer kıymetli şeylerin icra dairesi tarafından muhafaza altına alınması gerekir. Bu durumda basılı bulunan pay senedindeki haczin geçerlilik kazanabilmesi için fiilen haczedilerek icra dairesi tarafından muhafaza altına alınması, aksi surette fiilen haczedilmeksizin sadece kayden haczine karar verilmesi yolu ile geçersiz hacze binaen satışa gidilemeyeceği hususuna dikkat edilmesi gerekir.

Ancak Anonim şirketlerde paylar için pay senedi veya ilmühaberi çıkarılmamışsa borçlunun şirketteki payı icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedilebilecektir.

Payların Fiilen Haczi Muhafazası ve Pay Defteri

Pay defteri, anonim şirketlerde pay sahiplerinin kaydedildiği ciltli ve sayfaları müteselsil sıra numaralı olan ticari defterdir. Pay senedi ve ilmühaberlerin basılmamış olduğu bir zamanda borçlunun payına haciz konulmasına karar verilmesi halinde işte bu pay defterine haczin işlenmesi önemlidir. Ancak payların basılmamış olduğu ve pay defterinin bulunmadığı durumlarda haczin şirkete tebliğ edilmesi yolu ile gerçekleştirilmesi gerekir.

Alacaklının talebi üzerine icra memuru anonim şirkette ortaklığı bulunan borçlunun payına fiilen haciz koymak ve muhafaza altına alabilmek için ortaklığın bulunduğu şirket merkezine gidilerek fiili haczin gerçekleştirilmesini talep edebilir.

Türk Ticaret Kanunu beşinci kısımda düzenleme altına alınan Ticari Defterler bölümü incelendiğinde; Pay defteri, yönetim kurulu karar defteri ve genel kurul toplantı ve müzakere defteri gibi işletmenin muhasebesiyle ilgili olmayan defterler de ticari defterlerdir. (T.T.K 64/4) pay defterinin ticari defter olması bu kapsamda kanunda sayılan ticari defterlerin şirket merkezinde bulunması gerekir.

Payların basılmış olması halinde ise icra dairesince fiilen haczinin gerçekleştirilerek muhafaza altına alınması aksi surette yapılan haczin geçerlilik arz etmeyeceği hususu önemlidir.

Fiili hacze başlanması hususunda menkul varlıkların değerlemesine ilişkin bir Mali Müşavir (bilirkişi) nezaretinde haczin gerçekleştirilmesi ve tutanağın tanzimine başlanırken hakikate muhalif beyanda bulunanların cezası (İ.İ.K 338 md) ihtar edilmek suretiyle yapılacak iş ve işlemlere başlanılmasının yararlı olacağı kanaatindeyim.     

Anonim Şirketlerde Pay Senedinin Türleri

Türk Ticaret Kanunu 484 maddesine göre; Pay senetleri, hamiline veya nama yazılı olur. Bedelleri tamamen ödenmemiş olan paylar için hamiline yazılı pay senetleri çıkarılamaz. Bu hükme aykırı olarak çıkarılanlar geçersizdir. İyi niyet sahiplerinin tazminat hakları saklıdır.

Söz konusu düzenleme doğrultusunda anonim şirket pay senetleri hamiline ya da nama yazılı olarak çıkarılabilecektir. Nama yazılı pay senetlerinin hamiline yazılı pay senetlerine dönüştürülebilmesi için payların bedellerinin tamamen ödenmiş olması şarttır.  Buradan hareket ile bedeli tamamen ödenmemiş olan paylar için hamiline yazılı pay senedi çıkarılır ise bu senetler geçersiz sayılır. Bu durumda T.T.K 484/Son düzenlemesi gereğince; iyi niyet sahipleri tazminat talebinde bulunabilecektir.

Pay Senedi Bastırılması

Türk Ticaret Kanunu 486 maddesine göre; Şirketin ve sermaye artırımının tescilinden önce çıkarılan paylar geçersizdir; ancak, iştirak taahhüdünden doğan yükümlülükler geçerliliklerini sürdürür.

Paylar hamiline yazılı ise yönetim kurulu, pay bedelinin tamamının ödenmesi tarihinden itibaren üç ay içinde pay senetlerini bastırıp pay sahiplerine dağıtır. Yönetim kurulunun hamiline yazılı pay senetlerinin bastırılmasına ilişkin kararı tescil ve ilan edilir, ayrıca şirketin internet sitesine konulur. Hamiline yazılı pay sahipleri ile sahip oldukları paya ilişkin bilgiler, senetler pay sahiplerine dağıtılmadan önce Merkezi Kayıt Kuruluşuna bildirilir. Pay senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber çıkarılabilir. İlmühaberlere kıyas yoluyla nama yazılı pay senetlerine ilişkin hükümler uygulanır.

Azlık istemde bulunursa nama yazılı pay senedi bastırılıp tüm nama yazılı pay senedi sahiplerine dağıtılır. Tescilden önce pay senedi çıkaran kimse, bundan doğan zararlardan sorumlu olacaktır.

Pay Senetlerinin Şekli

T.T.K 487 Maddesine göre pay senetlerinde; şirketin unvanı, sermaye tutarı, kuruluş tarihi, bu tarihteki sermaye tutarı, çıkarılan pay senedinin tertibi, bunun tescili tarihi, senedin türü ve itibarî değeri, kaç payı içerdiğini belirtmesi ve şirket adına imza etmeye yetkili olanlardan en az ikisi tarafından imza edilmiş olması şarttır.

Kapalı şirketlerde baskı şeklinde imzanın delikli olması veya sahtekârlığı engelleyici diğer güvenlik önlemlerinin uygulanması gerekir.

Nama yazılı pay senetlerinin ayrıca; sahiplerinin adı ve soyadını veya ticaret unvanını, yerleşim yerini, pay senedi bedelinin ödenmiş olan miktarını da açıklaması gerekir. Bu senetler şirketin pay defterine kaydolunur.

II. GÜNCEL YARGI KARARLARI

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2021/9166 Esas ve 2022/3505 Karar

Şikayetçi borçlunun icra mahkemesine başvurusunda özetle; şirket hisselerine icra müdürlüğünce İİK’nun 94. maddesi gereğince konulan hacizlerin dayanaksız olduğunu ileri sürerek konulan hacizlerin iptalini talep ettikleri, İlk Derece Mahkemesi’nce, şikayetin usulden reddine hükmedildiği, kararın borçlu tarafından istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nce, pay senedi veya bunların yerine çıkarılan ilmühaberlerin haczi için taşınır mal hükümlerine göre bunların fiilen haczedilmesi gerektiği, bunların muhtıra tebliği ile haczinin mümkün olmadığı gerekçesi ile istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, şikayetin kabulü ile şikayete konu 11.07.2019 tarihli muhtıra çıkarılmak suretiyle yapılan haczi işleminin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.

01.7.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 133. maddesine göre, sermaye şirketlerinde alacaklılar, alacaklarını, o ortağa düşen kâr veya tasfiye payından almak yanında, borçlularına ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamış payların, 09.6.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini isteyebilirler. Haciz, istek üzerine, pay defterine işlenir.

İİK'nun 94/1. maddesinde açıkça; "...Anonim şirketlerde paylar için pay senedi veya pay ilmuhaberi çıkarılmamışsa, borçlunun şirketteki payı icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedilir..." hükmü yer almaktadır.

Anonim şirkette, payın (hissenin) hisse senedine bağlanması zorunlu değildir. Eğer pay, hisse senedine (veya ilmuhabere) bağlanmazsa, çıplak pay olarak kalır. Hisse senedine (veya ilmuhabere) bağlanmamış (çıplak) pay da hisse senedi gibi her çeşit işlemin konusu yapılabilir, devredilebilir, rehnedilebilir, üzerinde intifa hakkı tanınabilir, haczedilebilir.

Anonim şirketlerde, paylar için pay senedi veya pay ilmuhaberi çıkartılmamışsa, borçlunun şirketteki (çıplak) payı, icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedilir (İİK. m. 94/1 C.3). Buna göre, çıplak pay hissesinin haczine karar veren icra müdürü, bu hacizle ilgili muhafaza tedbiri almak için mahalline (anonim şirket merkezine) gitmek zorunda değildir. İcra müdürü, İİK’nun 94/l C.3 hükmüne göre, anonim şirkete bir ihbarname (bildiri) göndermekle de yetinebilir. Bu ihbarnamede (bildiride), borçlunun anonim şirketteki çıplak payının haczedildiği, bu haczin pay defterine işlenmesi, ilerde hisse senedi (veya ilmuhaber) çıkarılması halinde, borçlunun (çıplak) payına düşen hisse senetlerinin (veya ilmuhaberlerin) borçluya verilmeyip, icra dairesine (dosyasına) teslim edilmesi, borçluya çıplak payı ile ilgili bütün tebligatın bundan böyle icra dairesine yapılması ve borçlunun muvafakatinin alınması gereken tüm müşterek tasarruflar ve kararlar için, borçlu ortak yerine icra dairesinin muvafakatinin alınması gerektiği (anonim şirkete) ihbar edilir (bildirilir). Böylece, borçlunun, haczedilen çıplak payı üzerindeki tasarruf yetkisinin kısıtlanmış olduğu (İİK. m. 86. m. 94/1 C.6) anonim şirkete bildirilmiş ve buna aykırı davranışlara karşı gerekli muhafaza tedbirleri (İİK. m. 90) alınmış olur.

İcra dairesinin bu ihbarnamesini (haciz bildirisini) alan anonim şirket, çıplak payın haczedildiğini şirket pay defterine işlemek zorundadır; ancak, çıplak pay haczi, şirket pay defterine işlenmemiş olsa bile, haciz bildirisinin anonim şirkete tebliğ edildiği tarihte yapılmış sayılır (İİK. m. 94/1 CA Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2004 baskı, s. 392, 393).

İİK'nun 88. maddesinin birinci fıkrasına göre ise, haczolunan paraları, banknotları, hamiline ait senetleri, poliçeler ve sair cirosu kabil senetlerle altın ve gümüş ve kıymetli şeyleri icra dairesi muhafaza eder. Bu fıkrada yazılan şeylere icra dairesi tarafından el konulması, bunların haczi için geçerlik şartıdır. Anonim şirket hisselerini temsil etmek üzere çıkarılan geçici pay senedi ilmuhaberlerinin, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 486/2, 490, 645, 647 ve 654. maddeleri uyarınca kıymetli evraktan sayılması nedeniyle, bu evrakın haczi için İİK'nun 88. maddesinin yukarıda belirtilen hükmü uyarınca, evraka fiilen el konulması zorunludur. (Dairemizin 2020/6881 Esas, 2021/3016 Karar nolu ve 17/03/2021 tarihli kararı)

Somut olayda, dosyada mevcut haciz işlemlerinin tarihleri dikkate alındığında 6102 sayılı TTK’nun 133. maddesinin yürürlük tarihinden sonra olduğu, borçlunun şirket hisseleri üzerine ticaret sicil müdürlüğüne müzekkere yazılmak suretiyle haciz uygulandığı, adı geçen şirketlerin icra dairesine sunduğu 23.07.2019 tarihli beyan dilekçesinde, haczin pay defterine işlenmesinin hukuken mümkün olmadığının belirtildiği, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün mahkemeye hitaben sunduğu 03.01.2020 tarihli cevabi yazısından ise söz konusu şirketlerin hisse senedi ihraç edip etmediklerinin sicil kayıtlarından tespitinin mümkün olmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.

Bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesince uzman bilirkişi aracılığıyla haciz müzekkeresinde adı geçen anonim şirketlerin resmi kayıt, defter ve belgeleri incelenmek suretiyle, haczin yapıldığı tarih itibariyle pay senedi çıkarılıp çıkarılmadığı araştırılarak, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda İİK'nun 94. ve 88. maddeleri uyarınca değerlendirme yapılıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2016/20019 Esas ve 2017/11666 Karar

Şikayetçi borçluların, icra mahkemesine başvurusunda özetle; şirket hisselerinin hisse senedine (şirket hisselerini temsil etmek üzere çıkarılan geçici pay senedi ilmühaberlerine) bağlı olması nedeniyle hisselerine sadece İİK'nun 88. maddesine göre haciz konulabileceği, bu nedenle; İİK'nun 94. maddesi gereğince yapılan haciz işleminin iptalini talep ettikleri, mahkemece; anılan haczin yöntemine uygun yapılmadığı, şirket hisselerinin yalnızca fiilen el koyma yoluyla haczinin mümkün olduğu, İİK 94/1'e göre yapılan haczin geçerli bulunmadığı gerekçesi ile şikayetin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.

İİK'nun 94/1. maddesinde açıkça; "...Anonim şirketlerde paylar için pay senedi veya pay ilmuhaberi çıkarılmamışsa, borçlunun şirketteki payı icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedilir..." hükmü yer almaktadır.

Anonim şirkette, payın (hissenin) hisse senedine bağlanması zorunlu değildir. Eğer pay, hisse senedine (veya ilmühabere) bağlanmazsa, çıplak pay olarak kalır. Hisse senedine (veya ilmühabere) bağlanmamış (çıplak) pay da hisse senedi gibi her çeşit işlemin konusu yapılabilir, devredilebilir, rehnedilebilir, üzerinde intifa hakkı tanınabilir, haczedilebilir.

Anonim şirketlerde, paylar için pay senedi veya pay ilmühaberi çıkartılmamışsa, borçlunun şirketteki (çıplak) payı, icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedilir (İİK. m. 94/1 C.3). Buna göre, çıplak pay hissesinin haczine karar veren icra müdürü, bu hacizle ilgili muhafaza tedbiri almak için mahalline (anonim şirket merkezine) gitmek zorunda değildir. İcra müdürü, İİK. m. 94/l C.3 hükmüne göre, anonim şirkete bir ihbarname (bildiri) göndermekle de yetinebilir. Bu ihbarnamede (bildiride), borçlunun anonim şirketteki çıplak payının haczedildiği, bu haczin pay defterine işlenmesi, ilerde hisse senedi (veya ilmühaber) çıkarılması halinde, borçlunun (çıplak) payına düşen hisse senetlerinin (veya ilmühaberlerin) borçluya verilmeyip, icra dairesine (dosyasına) teslim edilmesi, borçluya çıplak payı ile ilgili bütün tebligatın bundan böyle icra dairesine yapılması ve borçlunun muvafakatinin alınması gereken bütün müşterek tasarruflar ve kararlar için, borçlu ortak yerine icra dairesinin muvafakatinin alınması gerektiği (anonim şirkete) ihbar edilir (bildirilir). Böylece, borçlunun, haczedilen çıplak payı üzerindeki tasarruf yetkisinin kısıtlanmış olduğu (İİK. m. 86. m. 94/1,c,6) anonim şirkete bildirilmiş ve buna aykırı davranışlara karşı gerekli muhafaza tedbirleri (İİK. m. 90) alınmış olur.

İcra dairesinin bu ihbarnamesini (haciz bildirisini) alan anonim şirket, çıplak payın haczedildiğini şirket pay defterine işlemek zorundadır; ancak, çıplak pay haczi, şirket pay defterine işlenmemiş olsa bile, haciz bildirisinin anonim şirkete tebliğ edildiği tarihte yapılmış sayılır. (İİK. m. 94/1 CA Kuru, Baki; İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2004 baskı, s. 392, 393).

İİK'nun 88. maddesinin birinci fıkrasına göre ise, haczolunan paraları, banknotları, hamiline ait senetleri, poliçeler ve sair cirosu kabil senetlerle altın ve gümüş ve kıymetli şeyleri icra dairesi muhafaza eder. Bu fıkrada yazılan şeylere icra dairesi tarafından el konulması, bunların haczi için geçerlik şartıdır. Anonim şirket hisselerini temsil etmek üzere çıkarılan geçici pay senedi ilmühaberlerinin, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 486/2, 490, 645, 647 ve 654. maddeleri uyarınca kıymetli evraktan sayılması nedeniyle, bu evrakın haczi için İİK'nun 88. maddesinin yukarıda belirtilen hükmü uyarınca, evraka fiilen el konulması zorunludur.

Somut olayda, haczin uygulanması ve sonuçları, borçluları da etkileyeceğinden, borçluların icra mahkemesine başvurusunda hukuki yararı vardır.

O halde, mahkemece; uzman bilirkişi aracılığıyla adı geçen anonim şirketin resmi kayıt, defter ve belgeleri incelenmek suretiyle, haczin yapıldığı 02.06.2015 tarihi itibariyle pay senedi veya ilmuhaber çıkarılıp çıkarılmadığı araştırılarak, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda İİK'nun 94. ve 88. maddeleri uyarınca değerlendirme yapılıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2020/6881 Esas ve 2021/3016 Karar

Şikayetçi borçluların icra mahkemesine başvurularında özetle; şirket hisselerine icra müdürlüğünce İİK’nun 94. maddesi gereğince konulan hacizlerin dayanaksız olduğunu ileri sürerek konulan hacizlerin iptalini talep ettikleri, İlk Derece Mahkemesi’nce, icra müdürlüğü işleminin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine hükmedildiği, kararın borçlularca istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesi’nce, borçluların ortağı olduğu şirketlerde pay için pay senedi yada pay ilmühaberi çıkartılmamışsa borçluların çıplak paylarının İİK’nun 94. maddesine göre haczedilebileceğinden bahisle, istinaf taleplerinin esastan reddine karar verildiği, kararın şikayetçi borçlularca temyiz edildiği anlaşılmıştır.

01.7.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 133. maddesine göre, sermaye şirketlerinde alacaklılar, alacaklarını, o ortağa düşen kâr veya tasfiye payından almak yanında, borçlularına ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamış payların, 09.6.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini isteyebilirler. Haciz, istek üzerine, pay defterine işlenir.

İİK'nun 94/1. maddesinde açıkça; "...Anonim şirketlerde paylar için pay senedi veya pay ilmuhaberi çıkarılmamışsa, borçlunun şirketteki payı icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedilir..." hükmü yer almaktadır.

Anonim şirkette, payın (hissenin) hisse senedine bağlanması zorunlu değildir. Eğer pay, hisse senedine (veya ilmuhabere) bağlanmazsa, çıplak pay olarak kalır. Hisse senedine (veya ilmuhabere) bağlanmamış (çıplak) pay da hisse senedi gibi her çeşit işlemin konusu yapılabilir, devredilebilir, rehnedilebilir, üzerinde intifa hakkı tanınabilir, haczedilebilir.

Anonim şirketlerde, paylar için pay senedi veya pay ilmuhaberi çıkartılmamışsa, borçlunun şirketteki (çıplak) payı, icra dairesi tarafından şirkete tebliğ olunarak haczedilir (İİK. m. 94/1 C.3). Buna göre, çıplak pay hissesinin haczine karar veren icra müdürü, bu hacizle ilgili muhafaza tedbiri almak için mahalline (anonim şirket merkezine) gitmek zorunda değildir. İcra müdürü, İİK’nun 94/l C.3 hükmüne göre, anonim şirkete bir ihbarname (bildiri) göndermekle de yetinebilir. Bu ihbarnamede (bildiride), borçlunun anonim şirketteki çıplak payının haczedildiği, bu haczin pay defterine işlenmesi, ilerde hisse senedi (veya ilmuhaber) çıkarılması halinde, borçlunun (çıplak) payına düşen hisse senetlerinin (veya ilmuhaberlerin) borçluya verilmeyip, icra dairesine (dosyasına) teslim edilmesi, borçluya çıplak payı ile ilgili bütün tebligatın bundan böyle icra dairesine yapılması ve borçlunun muvafakatinin alınması gereken tüm müşterek tasarruflar ve

kararlar için, borçlu ortak yerine icra dairesinin muvafakatinin alınması gerektiği (anonim şirkete) ihbar edilir (bildirilir). Böylece, borçlunun, haczedilen çıplak payı üzerindeki tasarruf yetkisinin kısıtlanmış olduğu (İİK. m. 86. m. 94/1 C.6) anonim şirkete bildirilmiş ve buna aykırı davranışlara karşı gerekli muhafaza tedbirleri (İİK. m. 90) alınmış olur.

İcra dairesinin bu ihbarnamesini (haciz bildirisini) alan anonim şirket, çıplak payın haczedildiğini şirket pay defterine işlemek zorundadır; ancak, çıplak pay haczi, şirket pay defterine işlenmemiş olsa bile, haciz bildirisinin anonim şirkete tebliğ edildiği tarihte yapılmış sayılır (İİK. m. 94/1 CA Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2004 baskı, s. 392, 393).

İİK'nun 88. maddesinin birinci fıkrasına göre ise, haczolunan paraları, banknotları, hamiline ait senetleri, poliçeler ve sair cirosu kabil senetlerle altın ve gümüş ve kıymetli şeyleri icra dairesi muhafaza eder. Bu fıkrada yazılan şeylere icra dairesi tarafından el konulması, bunların haczi için geçerlik şartıdır. Anonim şirket hisselerini temsil etmek üzere çıkarılan geçici pay senedi ilmuhaberlerinin, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 486/2, 490, 645, 647 ve 654. maddeleri uyarınca kıymetli evraktan sayılması nedeniyle, bu evrakın haczi için İİK'nun 88. maddesinin yukarıda belirtilen hükmü uyarınca, evraka fiilen el konulması zorunludur.

Somut olayda, dosyada mevcut haciz işlemlerinin tarihleri dikkate alındığında 6102 sayılı TTK’nun 133. maddesinin yürürlük tarihinden sonra olduğu, borçluların..... Şti.'ndeki borçluların şirket hisseleri üzerine ticaret sicil müdürlüğüne müzekkere yazılmak suretiyle haciz uygulandığı, adı geçen şirketlerin icra dairesine sunduğu 04.12.2018 tarihli beyan dilekçesinde, bu şirketlere ait hisse senetlerinin hamiline hisse senedi olarak düzenlendiği ve şirketler nezdinde borçlulara ait fiziken bir hisse senedi bulunmadığı, bu nedenle haczin pay defterine işlenmesinin hukuken mümkün olmadığının belirtildiği, ... Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün mahkemeye hitaben sunduğu 17.6.2019 havale tarihli cevabi yazısından ise söz konusu şirketlerin tedavüle çıkan pay ile ilgili bir bilgi bulunmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.

Bu durumda, İlk Derece Mahkemesi’nce, uzman bilirkişi aracılığıyla haciz müzekkeresinde adı geçen anonim şirketlerin resmi kayıt, defter ve belgeleri incelenmek suretiyle, haczin yapıldığı tarih itibariyle pay senedi çıkarılıp çıkarılmadığı araştırılarak, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda İİK'nun 94. ve 88. maddeleri uyarınca değerlendirme yapılıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.