T.C.
DANIŞTAY
ONUNCU DAİRE


ESAS NO: 2012/6017

DAVACI:

DAVALI: TAPU VE KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ-ANKARA

DAVANIN ÖZETİ: 27.7.2012 tarih ve 28366 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Taşınmaza Yönelik Aracılık Faaliyetlerinin Düzenlenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 13. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi ile 14. maddesinin iptali ve yürütmesinin durdurulması istenilmektedir.

Danıştay Tetkik Hâkimi:
Düşüncesi: Yürütmenin durdurulması isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onuncu Dairesince; davalı idarelerin savunmasının alınmasından sonra görüşülmesine karar verilen yürütmenin durdurulması istemi, savunmaların geldiği görülmekle yeniden incelendi, gereği görüşüldü:

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 27. maddesinde öngörülen koşulların bu aşamada gerçekleşmediği anlaşıldığından, yürütmenin durdurulması isteminin reddine, bu kararın tebliğini izleyen günden itibaren yedi (7) gün içinde İdari Dava Daireleri Kuruluna itiraz edilebileceğinin taraflara duyurulmasına 15.4.2013 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

AZLIK OYU

Dava; 27.7.2012 tarih ve 28366 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Taşınmaza Yönelik Aracılık Faaliyetlerinin Düzenlenmesine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 13. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendi ile 14. maddesinin iptali ve, yürütmesinin durdurulması istemiyle açılmış olup; davacı Baro tarafından, Yönetmeliğin 13. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin, aracılık faaliyetinde bulunacak lisans sahiplerinde hukuk fakültesi yerine iki yıllık yükseköğretim mezuniyeti aranmasının hukuka ve hizmet gereklerine aykırı olduğu; 14. maddesinin ise, lisans sahibi olan gerçek kişiler haricinde tüzel kişilere aracılık faaliyeti yapma izni verilmesinin, ehil olmayan liyakatsiz kişilerin anılan hizmete katılmasına yol açacağı ileri sürülmektedir.

İptal davasının hukuki nitelikleri göz önüne alındığında, idare hukuku alanında tek yanlı irade açıklamasıyla kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tesis edilen işlemlerin, ancak bu idari işlemle doğrudan meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisi kurulabilenler tarafından iptal davasına konu edilebileceğinin kabulü zorunludur. Aksi halde, her idari işlemle dolayısıyla da olsa bir menfaat ilgisi kurulmak suretiyle dava açılmasını kabul etmek, dava konusu edilecek işlem ile dava açacak kişi arasında belli ölçüler içinde menfaat ilişkisi bulunması şartının ihlali sonucunu doğurur.

1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 76. ve 11. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde; avukatlık mesleğini geliştirmek, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak, meslek düzenini ve hukukun üstünlüğünü savunmak amacıyla kurulan, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olan baroların, "avukatlık mesleğiyle bağdaşamayacak işler" kapsamında bulunan taşınmaza yönelik aracılık faaliyetleri hakkındaki dava konusu Yönetmeliğin iptalini istemekte, doğrudan meşru, kişisel ve, güncel bir menfaatinin bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.

Daha açık bir anlatımla, avukatlık mesleğinin ve fiilen bu mesleği icra eden meslek mensuplarının menfaatlerini koruma amacı taşıyan baronun, avukatlık mesleği terk edilmeksizin icra edilemeyecek taşınmaza yönelik aracılık faaliyetleri hakkındaki dava konusu düzenleme bakımından sübjektif dava ehliyetinin olmadığı anlaşılmaktadır. Aynı şekilde, baronun, tüzel kişilerin bu faaliyete dâhil edilip edilmeyeceği noktasındaki uyuşmazlık bakımından da meşru, kişisel ve güncel bir menfaat ilgisi bulunmamaktadır.

Bu itibarla, davanın ehliyet yönünden reddi gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyoruz.


Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliği sitesinden alınmıştır.