Türkiye 6 Şubat’ta Kahramanmaraş merkezli depremlerle sarsıldı. 11 ilde yıkıma yol açan depremlerde 50 bin 873 kişi hayatını kaybetti. Henüz yeni yapılan lüks rezidansların bile çökmesi vicdanları yaraladı.

İlk depremde Kahramanmaraş Alparslan Türkeş Bulvarı’ndaki Ezgi Apartmanı da yıkıldı. Apartman görevlisi Mulla Kenger ile oğlu mesut Kenger kurtulurken, 35 kişi enkaz altında yaşamını yitirdi.

Binanın yıkılmasıyla ilgili Deprem Suçları Soruşturma Bürosu soruşturma başlattı. Ölenlerin yakınları 6 yıl önce zemin katta bulunan pastanede yapılan tadilat sırasında kolon kesildiğini öne sürdü. Bunun üzerine bilirkişi incelemeleri yapıldı.

Binanın müteahhidi Yakup A. ile pastane işletmecileri Sami K. ve Mustafa P. gözaltına alındı. Sorgularında suçlamaları kabul etmeyen şüpheliler sevk edildikleri mahkemece yurt dışı çıkış yasağı ile serbest bırakıldı. İddianamenin kabulü sonrası duruşma süreci başlayacak.

Bu süreçte  Av. Prof. Dr. Ersan Şen, Sami K. ve Mustafa P.’in avukatlığını üstlendi. Haber sosyal medyada deprem etkisine yol açtı. Prof. Dr. Şen’e davayı üstlendiği için sert eleştiriler yükseldi.

Ankara Masası'na konuşan Prof. Dr. Ersan Şen, Kahramanmaraş depremlerinin bütün ülkenin ortak acısı olduğunu belirterek kendisinin de derin bir üzüntü duyduğunu söyledi. Prof. Dr. Şen, depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet yakınlarına da sabırlar diledi, yaralılara da acil şifa dileklerini iletti.

Sosyal medyada yükselen dalga karşısında şaşkın olan Prof. Dr. Ersan Şen, avukatların kanuni bir engel yoksa istedikleri davayı alabileceklerine işaret etti.

Prof. Dr. Şen, “Vicdanen de hukuken de savunulabilir bir dosya olarak gördüm” dedi.

İlk bakışta bilgi sahibi olmadan fikir yürütmenin yanlışlığına işaret eden Prof. Dr. Şen dosyayı 1 ay incelediğini ifade etti.

Prof. Dr. Şen, masumiyet karinesinin de altını çizdi ve herkesin adil bir savunmayı hak ettiğini vurguladı.

“Dosyalarımı medyada değil mahkeme salonunda savunurum” diyen Prof. Dr. Şen, sorularımız üzerine bilgi paylaşımı da yaptı.

Prof. Dr. Şen, müvekkillerinin binanın müteahhidi değil sadece dükkan sahibi olduklarını belirtti.

Binanın yapımında müteahhit hatası olduğunun iddia edildiğini hatırlatan Prof. Dr. Şen, inşaatın 1975 yılı Deprem Yönetmeliğine göre ve perde beton sistemiyle yapıldığını aktardı.

Perde beton uygulamasının zemin katta eksik yapıldığının tespit edildiğini anlatan Prof. Dr. Şen, binanın mimari ve statik açıdan hatalı olduğu iddiaları bulunduğunu söyledi.

Prof. Dr. Şen, K. pastanelerinin sahibi olan müvekkillerinin de kolon kesmekle suçlandığını hatırlattı.

2017’de dükkanda tadilat yapıldığını ve beyanlara göre zemin ile asma kat arasında yer alan döner merdivenin demir direğinin kesildiğini, bunun da depremle yıkılan binaya etkisinin olmadığını ifade eden Şen, demir direğinin taşıyıcı kolon olmadığını, asma kattan sonra da devam etmediğini anlattı. Tüm bu hususların proje ve belgelerle sabit olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Şen, bu dosyada müvekkilleri lehine 7 bilimsel mütalaa olduğunun altını çizdi.

Soruşturmanın sonlandığını ve davanın iddianamesinin hazırlandığını belirten Prof. Dr. Ersan Şen, şunları söyledi:

“İzin ve icazet mi alacağım?”

“Davayı nasıl alırsın diyorlar. Kimseye hesap mı vereceğim? izin ve icazet mi alacağım. Kanuni engel yoksa bir avukat istediği davayı alabilir. Vicdanen de inandım. Dosyayı 1 ay inceledim.”

“Masumiyet karinesi var”

“Temsil ettiğim kişi ile özdeşleşmem, avukatlık yapıyorum. Ancak masumiyet karinesi var, savunma hakkı var. Sloganla mahkum mu edilecekler?”

“Dosyalarımı sosyal medyada değil mahkemede tartışırım”

“Bu da takip ettiğim birçok davadan birisi. Bize hep zor dosyalar gelir. Vicdanen de hukuken de savunulabilir bir dosya olarak gördüm. Dosyamı medyada değil mahkeme salonunda tartışırım”.