Adalet Bakanı Bozdağ, "Depremde yıkılan binalarla ilgili yürütülen soruşturmalar kapsamında şu ana kadar 1552 şüpheli hakkında işlem yapılmıştır. Bunlardan 325 şüpheli tutuklandı." bilgisini verdi.

Bakan Bozdağ, Ankara Hakimevi'nde misafir edilen depremzedelerle iftar programına katıldı.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın burada yaptığı konuşma şöyle:

"Bu sene Ramazan'a buruk girdik. Hepimizin yaşadığı 6 Şubat deprem felaketinden sonra Ramazan ayına girmemiz elbette pek çok kişi bakımından ve hepimiz bakımından büyük kayıplar oldu, büyük üzüntüler oldu, büyük yıkımlar oldu. Bu yıkımlarla, bu üzüntülerle bu kayıplarla giriyoruz. Diğer yıllara nazaran Ramazan ayına hüzünle girdik. İnşallah Ramazan ayının rahmeti, bereketi ve dayanışması ile bu hüznü azaltarak Ramazan'dan hep birlikte çıkacağız. Ben bu vesileyle büyük deprem felaketinde hayatını kaybetmiş her bir insanımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Mekanları cennet, makamları âli olsun diye dua ediyorum. Hayatta kalanlara sağlıklı, sıhhatli uzun ömürler diliyorum. Tabi depremin yıkımı büyük oldu, acısı büyük oldu, canlarımız gitti.

EMANETLERE SAHİP ÇIKMAYI BOYNUMUZUN BORCU BİLİRİZ

Pek çok şeyimizi deprem vesilesiyle kaybettik. Ölenleri geri getirecek güç ve kudret dünyada kimsede yok. Bu sadece Allah'ın gücünün yetebileceği bir şeydir. Biz ancak ölenlerimize rahmetle dua eder, minnet ve şükranla yâd edebiliriz. Geride kalanları onların emaneti gibi görür ve o emanetlere sahip çıkmayı boynumuzun borcu biliriz. Elbette emanetlerin gereğini yapmakta devletimizin ve hükümetimizin şeref borcudur. Demin de ifade ettim. Gidenleri geri getirmek mümkün değil ama kalanların hayatını daha iyi hale getirmek, onları depreme dayanıklı, sağlıklı, daha güvenli konutlarda ve yaşam alanlarında barındırmak onların imkanlarını arttırmak elbette mümkündür. İnşallah önümüzdeki bir yıl içerisinde yıkılmış tüm enkazları kaldırdığımız gibi yıkılacak binaları ağır hasarlılara, yıkık alanları temizlediğimiz gibi deprem gören illerimizde yeni şehirler kuracak, yeni yaşam alanları oluşturacak, insanlarımızın her birerini daha güvenli ve daha depreme dirençli konutlarda daha iyi yaşam alanlarında yaşama imkanı sunacağız.

BU BİZİM ŞEREF BORCUMUZDUR

Sayın Cumhurbaşkanımız da kamuoyuna açıkladığı gibi deprem konutlarını en geç bir yıl içerisinde hak sahiplerine teslim edeceğiz. Bu bizim şeref borcumuzdur. Milletimize taahhüdümüzden öte milletimize borcumuzdur. Ölenlerimizin emanetine sahip çıkmamızın gereğidir ve biz emanetlere hep sahip çıktık. Bundan sonra da sahip çıkmaya devam edeceğiz. Bunun vaktinde gerçekleşeceğinden hiç ama hiçbir depremzede kardeşimizin endişesi olmasın. Çünkü dün biz bunu aynısını Van Depremi sonrası yaptık. Bingöl depremi sonrası yaptık. Tunceli, Malatya depremleri sonrası yaptık. Simav depremi sonrası yaptık. İzmir depremi sonrası yaptık ve 17 Ağustos 1999’da yaşadığımız büyük depremin sonrasındaki konutları da yine biz yaptık. Hak sahiplerine teslim ettik. İnşallah bu konutları da yapıp hak sahiplerine süresi içerisinde teslim edeceğiz. Referansımız bizim geçmişte yaptıklarımızdır. Siz de buna şahit olacaksınız. İnşallah evlerinizde otururken de sizleri ziyaret etme imkan ve fırsatı buluruz. Açılışları o güzel mekanlarda, yeni evlerinizde olacak durumları birlikte şahitlik etmeyi cenabı Allah hepimize nasip eder. Ayrıca tabii yeni evlerde eşyaların temini konusunda da nakdi yardım bulunulacaktır. Vatandaşlarımız evlerine, eşyalarını da dilediği şekilde yapılan yardımlarla alabilme imkanları bulacaklardır. Temelleri attık. Bir kısmını kalanların da temellerini süratle atmaya devam ediyoruz. Planlamaya göre Haziran ayı sonuna kadar bu temellerin tamamı atılmış olacak, gelecek senenin en geç Haziran ayına kadar da vatandaşlarımız bu konutlara kavuşma imkanını bulacaktır. Bunun için de gayretli bir çalışmayı hem Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız, hem Toplu Konut İdaremiz, hem AFAD'ımız, hem de diğer ilgili bakanlıklarımız büyük bir gayretle sürdürmektedirler.

SAVCILARIMIZ ETKİN BİR SORUŞTURMA YÜRÜTÜYOR

Deprem felaketi nedeniyle yaşanan bu zorlukların elbette hukuk açısından da sorumlu olduğu kişiler olduğunu hepimiz biliyoruz. Ceza hukuk soruşturmalarının sağlıklı yürümesi bakımından deprem yaşanan yerlerde Cumhuriyet savcılıkları bünyesinde deprem soruşturma büroları oluşturuldu. Buralarda savcılarımız etkin bir soruşturmayı yürütmektedirler. Deprem nedeniyle yıkılmış binaların içerisinde delil toplanmadan enkazı kaldırılan herhangi bir bina yoktur. Deliller toplandıktan sonra enkazlar kaldırılmış, soruşturmalar aktif bir şekilde yürütülmektedir.

325 ŞÜPHELİ TUTUKLANDI

Bu kapsamda bugüne kadar haklarında işlem yapılan pek çok kişi de olmuştur. Depremde yıkılan binalarla ilgili yürütülen soruşturmalar kapsamında şu ana kadar 1552 şüpheli hakkında işlem yapılmıştır. Bunlardan 325 şüpheli tutuklandı, 566 şüpheli hakkında adli kontrol kararı verildi, 355 şüpheli hakkında yakalama kararı çıkartıldı, 98 şüpheli hakkında gözaltı talimatı verilmiş durumdadır. Adli tahkikat bütün boyutlarıyla devam etmektedir.

YURT DIŞINA KAÇANLARLA İLGİLİ BAKANLIĞIMIZ İADE TALEBİNDE BULUNDU

Adalet Bakanlığı tarafından iadelerinin talep edildiği bazı kişiler de vardır. Yurt dışına kaçan bazı haklarında adli işlem başlatılan kişilerle ilgili Adalet Bakanlığımız iade talebinde bulunmuştur. Bu kapsamda 4 kişi için iade talebi yapılmıştır. Ayrıca hakkında soruşturma olanlardan 74 şüpheli de vefat etti.

KİMLERİN SORUMLULUĞU VARSA ADLİ TAHKİKATLAR DEVAM ETMEKTE

Bu konuda adli tahkikat bütün yönleriyle devam etmektedir. Sadece müteahhitler değil, yapı sorumluları, mühendisler, işçiler; hasılı bu binanın temelinin atılmasından bitimine kadar iskan izninin verilmesine kadar hangi aşamada kimlerin sorumluluğu varsa bunların tamamıyla ilgili adli tahkikatlar devam etmektedir. Sorumluluklarını elbette hukuk tayin edecektir. Bilirkişilerin ortaya koyduğu raporlar bu açıdan yol gösterici olacaktır. Ona göre de mahkemelerimiz bunları elbette değerlendirecektir.

ÜZERİ ÖRTÜLEN HERHANGİ BİR ŞEY YOK

Üzeri örtülen herhangi bir şey yoktur, örtülmesine de izin vermeyiz, vermemiz de mümkün değildir. Hukuk işleyecek, hak eden hak ettiğini eninde sonunda bulacaktır. Adaletin tecelli edeceğinden hiçbir kardeşimizin endişesi olmamalıdır. Ben sözlerime son verirken tekrar büyük geçmiş olsun diliyorum. Rabbim bir daha böylesi felaketi milletimize, devletimize, dünyanın hiçbir yerine yaşatmasın diye dua ediyorum."