Adalet Bakanlığı Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Dairesi Başkanlığınca düzenlenen, "Çocuk Teslimi ve Çocukla Kişisel İlişki Kurulması İşlemleri Değerlendirme Çalıştayı"nda konuşan Bakan Tunç, 21 yılda kadın hakları ve aile hukuku alanında Anayasal düzeyde "sessiz devrim" niteliğinde birçok düzenleme yaptıklarını vurguladı.
Çocukların makul sürede yargılanma hakkı bakımından adli süreçte örselenmemesini istiyoruz diyen Adalet Bakanı Tunç, “Onların uzun süren yargılamalar nedeniyle eğitimlerinin aksamasına yol açmamamız gerekir. Hızlı bir şekilde yargılanma sürecinin tamamlanması zarureti var” diye konuştu.
DEVRİM NİTELİĞİNDE DÜZENLEMELER YAPTIK
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, son 21 yılda kadın hakları ve aile hukuku alanında Anayasal düzeyde "sessiz devrim" niteliğinde birçok düzenleme yaptıklarını anlattı.
Son olarak, kasten öldürme, kasten yaralama, eziyet ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının kadına karşı işlenmesi halinde cezayı ağırlaştırıcı neden olarak kabul ettiklerini hatırlatan Bakan Tunç, şöyle devam etti;
"Kadına karşı işlenen kasten yaralama suçunu, kuvvetli suç şüphesinin varlığı halinde tutuklama nedeni varsayılan suçlar arasına aldık. Israrlı takip eylemini müstakil, ayrı bir suç şeklinde düzenledik. Çünkü ısrarlı takibi, kadınların özgürlüğüne saldırı olarak görüyoruz. Kamuoyunda tartışmalara neden olan ve kravat indirimi olarak anılan 'iyi hal indirimi düzenlemesini' de tekrar gözden geçirdik. Böylece failin, salt indirim almaya yönelik kılık kıyafetine özen gösterme, takım elbise giyme veya kravat takma gibi davranışlarının indirim nedeni olarak kabul edilemeyeceğini hükme bağladık. Kadınların adalete erişiminin güçlendirilmesi için, mağdur olan kadınların istemeleri halinde baro tarafından ücretsiz avukat görevlendirileceğini düzenledik."
ÇOCUKLARIN MAKUL SÜREDE YARGILANMA HAKKI
Çocuk haklarıyla ilgili düzenlemelere de değinen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, çocuk yargılamalarında ihtisaslaşmanın sağlanması için gerekli adımları attıklarını, çocukların taraf olduğu ceza dosyalarındaki adli sürecin makul sürede bir an önce tamamlanması için çalışma yürütüldüğünü aktardı.
Bakan Tunç, konuşmasına şu şekilde devam etti;
“Özellikle çocukların makul sürede yargılanma hakkı bakımından adli süreçte örselenmemesini istiyoruz. Makul sürede yargılanma tüm vatandaşlarımız için önemli. Ancak çocuklar açısından biraz daha önemli. Çünkü onların uzun süren yargılamalar nedeniyle eğitimlerinin aksamasına yol açmamanız gerekir. Özellikle onların yetişmesi anlamında, onların psikolojilerinin etkilenmemesi anlamında eğer bir iddia varsa suça sürüklendiği iddia ediliyorsa ya da suç mağduruysa hızlı bir şekilde bu yargılama sürecinin soruşturma ya da kovuşturma süreci tamamlanması zarureti var. O nedenle biz uygulamamızda da yine çocukların muhatap olduğu davalarda özellikle bunların önce görülmesiyle ilgili olarak dosyanın öncelik durumuyla ilgili olarak UYAP sistemimizde de yine gerekli tedbirler alınarak yargımızın, çocukların davalarını bir an önce görmeleri anlamında gerekli tedbirleri almaya devam ediyoruz”
ÇOCUK GÖRÜŞME MERKEZLERİNDE 124 BİN 538 İŞLEM GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Boşanan ailelerde çocuk teslimi işleminin daha önce icra dairelerince yürütüldüğünü hatırlatan Adalet Bakanı Tunç, "Öncelikle, çocuğun manevi varlığını ve üstün yararını gözeterek, çocuk teslimini icra sisteminin dışına çıkarmak gerekmekteydi. Bu konudaki mevzuatta değişiklik yaparak çocuk teslimi işlemlerini yeniden düzenledik" dedi.
Bakan Tunç, uygulamayla çocukların bir eşya gibi icra konusu olmasına, yetişkinler arasındaki gerilimin ortasında kalmalarına son verdiklerini belirtti.
Halen 592 adliye çevresinde, 792 çocuk görüşme merkezinde çocuk teslimi işlemlerinin yapıldığını bildiren Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, uygulamanın başladığı tarihten itibaren çocuk görüşme merkezlerinde 1746 çocuk teslimi ve 17 bin 519 kişisel ilişki dosyası hazırlandığını, 19 bin 265 dosyada 124 bin 538 işlem gerçekleştirildiğini söyledi.
Adalet Bakanı Tunç, tüm bu yeniliklerin temel amacının çocuğun üstün yararını korumak olduğunu vurgulayarak, bundan sonra da çocukların hayata güvenle bakmalarını sağlayacak, çocuğun üstün yararını koruyacak her çalışmanın, her projenin paydaşı olmaya hazır olduklarını kaydetti.
Bir çocuk suç işlemişse bunda tüm toplumun sorumluluğunun bulunduğunu, iddianamelerde kullanılan "suça sürüklenen çocuk" ifadesini de doğru bulmadığını dile getiren Bakan Tunç, "Suça sürüklendiği iddia edilen çocuk demek lazım. Henüz daha suça sürüklendiğini bilmeden iddianamelerde suça sürüklenen çocuk şeklinde yazıyor. Sürüklenmedi belki. Hani masumiyet karinesi? Önümüzdeki süreçte bunu da gündeme almak gerekir" şeklinde konuştu.
BU KATLİAMI YAPANLAR, İNSANLIĞIN HUZURUNDA HESAP VERECEKLER
İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına da değinen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Biz inanıyoruz ki o çocukların ahı, çocuk katliamlarını yapanları tutacak. Bu katliamı yapanlar, insanlığın huzurunda hesap verecekler. Buna yürekten inanıyoruz" dedi.
Bakan Tunç, İsrail'in Gazze'de 4 bin 104'ü çocuk, 2 bin 641'i kadın olmak üzere 10 bin 22 Filistinliyi öldürdüğünü, en az 24 bin kişinin de bu saldırılarda yaralandığını söyledi.
Ölenler arasında 1 yaşını dahi doldurmamış 500'den fazla bebek bulunduğunu aktaran Bakan Tunç, Gazze'de her 10 dakikada bir çocuğun İsrail tarafından öldürüldüğünü dile getirdi.
İsrail'in saldırılarına sessiz kalan devletler ve uluslararası kuruluşları eleştiren Bakan Tunç, şunları kaydetti;
"Demokrasi, insan hakları, çocuk hakları, hukuk, adalet, özgürlük, güvenlik sözcüklerini dillerinden düşürmeyen uluslararası kuruluşlar ile devletler bu zulmü sessizce seyrediyor. Dünyanın gözü önünde, çoğu çocuk ve kadın binlerce masum insan, teknolojinin son ürünü ağır silahlarla öldürülüyor. Gazze'de yalnızca çocuklar ve masumlar değil, insanlık ölüyor. Biz inanıyoruz ki o çocukların ahı, çocuk katliamlarını yapanları tutacak. Bu katliamı yapanlar, insanlığın huzurunda hesap verecekler. Buna yürekten inanıyoruz."