IP adresi; telefon, bilgisayar gibi internete bağlanan cihazlara, erişim sağlayıcı (internet servis sağlayıcı) tarafından atanan rakamsal bir adrestir.

Yargılamalarda IP adresinin delil olarak kullanılabilmesi için öncelikle IP adresinin tespitinin yapılması daha sonrasında ise IP adresini kullanan kişinin kimlik bilgilerinin tespiti gerekmektedir. Fakat IP adresi ile bu adresi kullanan kişinin uyuşuyor olması, kişinin üzerine atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak kesin bir kanaat oluşturmaya yetmeyecektir.  

Dijital verilerin en önemli özelliklerinden biri de kolaylıkla değiştirilebilir, bozulabilir ve yok edilebilir olmalarıdır. Dijital birçok veri gibi IP adreslerinin de çeşitli yöntemlerle (örneğin Proxy vasıtasıyla gerçeği gizlenerek veya başka kullanıcıya ait IP numarası kopyalanarak) değiştirilebilmesi mümkündür.  Nitekim “tcp yönlendirmesi, “proxy” sunucular, paket yönlendirmeleri, web ve e-posta isimleri, IP adresi ve e-posta adresi ele geçirme, oturum engelleme, dns yanıltma gibi uygulamalar söz konusu delile şüpheden arındırılmış bir delil olarak yaklaşılmasını imkansız kılar. (taghukuk.com/wp-content/uploads/2018/04/ip_adreslerinin_delil_niteliği.pdf.)

Yargıtay da son zamanlarda vermiş olduğu kararlarında; ceza dosyalarında bulunan IP adresi delilinin tek başına yeterli olmadığı, IP adreslerini destekleyici delilerinde bulunması gerektiğine yönelik kararlar vermiştir.

YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ E. 2012/21817 K. 2013/25428  24.10.2013 tarihli kararında “ İP NUMARASININ BİLGİSAYARI TANIMLAMAYACAĞI (İnternetle Olan Bağlantıyı Gösterdiği - Sanığın Bilgisayarlarında Yapılan İncelemede Bilgisayar Kütüğünden .. Adresine Bağlantı Yapıldığının Tespit Olunamadığı/Hack Programına Rastlanmasının Şikayetçiye Ait Siteye Müdahele Edildiğini Göstermeyeceği)

KARAR : Sanığın kullandığı bilgisayar üzerinde usulünce imaj alma işlemi yapılarak sonucunda çıkan veri bütünlük (hash) değerlerinin tesbit edilmemiş bulunması, IP numarasının kullanılan bilgisayarı göstermeyip internetle olan bağlantıyı göstermesi, sanığın bilgisayarlarında yapılan incelemede, bu bilgisayar kütüğünden m...-k12.com adresine bağlantı yapıldığının tespit olunamaması "hack" proğramına rastlanmasının şikayetçiye ait siteye müdahele edildiğini göstermeyeceği, kesin delil bulunmadan varsayımlarla hüküm kurulamayacağı cihetle tebliğnamedeki bozma düşüncesine katılınmamıştır.

SONUÇ : Mahkemece kanıtlar değerlendirilip gerektirici nedenleri açıklanmak suretiyle verilen beraat kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, katılan vekilinin suçun sabit olduğuna yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün (ONANMASINA), 24.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.” Şeklinde karar vererek IP adresi delilinin suçu işleyen kişiyi doğrudan gösteren bir delil olmayıp internetle olan bağlantıyı gösterdiğini belirtti. Bu sebeple ancak sanık üzerine atılı suça ilişkin olarak başkaca destekleyici deliller bulunmadan varsayımlarla hüküm kurulamayacağı gerekçesi ile yerel mahkemenin vermiş olduğu beraat kararını onamıştır.

Yargıtay 8. Ceza Dairesi, E.2016/12634, K.2017/4967, 03.05.2017 tarihli kararında "Sanığın suçlamayı kabul etmeyerek, kablosuz modem kullanıldığından hattının başkaları tarafından girilip kullanılmış olabileceğine ilişkin savunması karşısında; bildirilen IP numaralarının bağlı bulunduğu internet hattında ne özellikte modem kullanıldığı, kablolu veya kablosuz olup olmadığı, şifreli olup olmadığı, modemden başka kullanıcıların internete bağlanılıp bağlanılmadığının belirlenmesi açısından ilgili internet sağlayıcısından bilgi istenmesi ve sanığa ait bilgisayar getirtilip uzman bilirkişi tarafından LOG kayıtları incelenerek sonucuna göre” şeklinde karar vererek, kişi veya kişilerin suçlamayı kabul etmemesi veya örneğin 3. kişiler tarafından şifresi kırılmak suretiyle internete girilmiş olabileceği şeklinde savunmada bulunulması halinde, soruşturmanın derinleştirilmesi, özellikle adli bilişim yöntemleriyle failin belirlenmesi yoluna gidilmesi gerektiğini belirtmiştir. Bilişim sisteminde yer alan verinin, işlendiği iddia edilen suçun delili olup olmadığı, delil niteliğinde ise doğru ve inanılır olup olmadığı hususlarında teknik bilgiye ihtiyaç duyulabilecektir. Bu şekilde çözümü uzmanlık ve teknik bilgi gerektiren durumlarda delillerin değerlendirilmesine imkan sağlamak bakımından bilirkişiden istifade edilecektir. (https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/775034)

Görüleceği üzere IP adresinin tespiti oldukça önemli olmasına rağmen suçun sanal ortamda işlenmesi dolayısıyla failin tespiti noktasında kendine özgü zorlukları bulunmaktadır. Bu sebeple yargı makamlarının ceza dosyalarının aydınlatılması ve bilişim suçunu işlememiş olan kişilerin ceza almaması amacıyla daha dikkatli davranması gerekmektedir.