Uluslararası ticaret, dünya genelinde ekonomik büyüme ve gelişimin anahtarı olarak kabul edilir. Bu ticaretin büyümesi, ülkeler arasında mal ve hizmetlerin serbestçe akmasına bağlıdır. Ancak, ülkeler arasındaki farklı hukuk sistemleri, farklı dil ve kültürler, ülkeler arasındaki ticarette birçok soruna sebebiyet verebilmektedir. Bu sorunları ele almak için, Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan ve 1980 yılında yürürlüğe giren Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Anlaşması (CISG), ülkeler arasındaki mal satışını düzenleyen en önemli uluslararası sözleşmelerden biridir.

CISG, 1980 yılında Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanmış ancak, CISG'nin hazırlanması, Birleşmiş Milletlerin önceden yaptığı çalışmalara dayanır. 1930 yılında, Milletlerarası Mal Satımı Hukuku Konferansı bunun öncülü olarak kabul edilebilir. Bu konferansta, uluslararası mal satımı konusundaki yasal farklılıklar ele alınmıştır. Ancak, bu çalışmalar, Birinci Dünya Savaşı'nın ardından uzun bir aradan sonra başlatılan bir süreç olduğu için, sonuç alınamamıştır.

1960'larda, uluslararası ticaret artmış ve ülkeler arasındaki mal satımı artık bir ihtiyaç haline gelmiştir. Bu nedenle, 1964 yılında, Milletlerarası Mal Satımı Hukuku Komisyonu, uluslararası ticarette kullanılan sözleşmelerin hazırlanması amacıyla birleşmiş milletler genel kurulu tarafından kurulmuştur. Bu komisyon, CISG'nin hazırlanmasında önemli bir rol oynamıştır.

CISG, uluslararası mal satımına ilişkin sözleşmeleri düzenlemektedir. Ancak, sözleşmeler sadece mal satışı için yapılmış olmalıdır, hizmetler, danışmanlık veya lisanslama sözleşmeleri CISG'nin kapsamı dışındadır. Sözleşmelerin tarafları da uluslararası nitelikte olmalıdır. Sözleşmenin taraflarından birinin merkezi yönetimi farklı bir ülkede yer alıyorsa, bu sözleşme CISG'nin kapsamına girer. Ancak, CISG, tarafların yargı yetkisi veya uygulanacak hukuk hakkında bir hüküm içermez. CISG, malın satışı, teslimi, ödeme ve sözleşme ihlalleri konularında hükümler içerir

CISG, taraflar arasında yapılan bir sözleşmenin içeriğini düzenleyen ve uygulanan bir sözleşmedir. CISG hükümleri, sözleşmenin tarafları arasında önceden belirlenmiş hükümlere göre uygulanır. Taraflar arasında herhangi bir anlaşmazlık durumunda, önce sözleşmenin hükümleri uygulanır. Ancak, sözleşme hükümleri belirsiz veya eksik olduğunda, CISG hükümleri uygulanır.

CISG, uluslararası mahkemeler ve tahkim kurulları tarafından da uygulanabilir. CISG, tarafların ülkelerindeki yasalara bağlı değildir. Bu nedenle, farklı hukuk sistemleri arasındaki farklılıkların ortadan kaldırılmasına yardımcı olur. CISG, farklı hukuk sistemlerine sahip ülkeler arasındaki ticarette birlik ve standartlaşmayı sağlamaktadır. CISG'nin uygulanması, ticaretin hızlandırılmasına, maliyetlerin düşürülmesine ve anlaşmazlıkların çözümüne yardımcı olmaktadır.

CISG, ticaretin artmasına ve küreselleşmenin gelişmesine de katkı sağlamaktadır. Bu nedenle, birçok ülke CISG'yi kabul etmiş ve uygulamaktadır. CISG'nin kabul edilmesi, ülkeler arasındaki ticarette güveni arttırarak taraflar arasında oluşabilecek anlaşmazlıkların çözümü için bir çerçeve oluşturur.

Bugün itibarıyla, 95'ten fazla ülke CISG'yi kabul etmiştir. Bunlar arasında, Avrupa Birliği üyesi olan tüm ülkeler, ABD, Kanada, Çin, Japonya, Rusya, Türkiye, Brezilya, Meksika ve Güney Kore gibi büyük ekonomiler de yer almaktadır. Ayrıca, birçok diğer ülke CISG'yi kabul etmek için çalışmalarını sürdürmektedir. CISG'nin kabul edildiği ülkeler, uluslararası mal satımı yaparken bu sözleşmeye uygun hareket etmek zorundadırlar. Sözleşmenin tarafları, CISG'nin hükümlerine uygun olarak mal satımı yapmak ve anlaşmazlıkları çözmekle yükümlüdürler. Bu sayede, farklı hukuk sistemlerine sahip ülkeler arasındaki ticarette bir standartlaşma sağlanmaktadır.

CISG, toplam 101 maddeye sahiptir. Aşağıda, CISG'nin bazı önemli maddeleri hakkında bilgi verilmiştir:

Madde 7’ye göre, sözleşmedeki boşluklar, tarafların niyetlerine göre doldurulmalıdır.

Madde 23’e göre, CISG'ye göre, malın teslimi sözleşmenin en önemli yükümlülüklerinden biridir. Bu madde, malın tesliminin nerede, ne zaman ve hangi koşullar altında gerçekleşeceğini belirler. Malın teslimi, satıcının malları alıcıya teslim etmesi ve alıcının malları kabul etmesi ile tamamlanır.

Madde 24’e göre, satıcının malı ne zaman teslim etmesi gerektiği, taraflar arasında belirlenmiş bir süre yoksa, sözleşmenin yapıldığı yerdeki işletme adetlerine uygun olarak veya malın cinsine ve niteliğine göre belirlenir.

Madde 25’ye göre satıcı, malın sözleşmeye uygunluğunu ve belirtilen kalite ve nitelikleri sağlamakla yükümlüdür. Ayrıca, malların türüne ve niteliğine uygun şekilde ambalajlanması, işaretlenmesi ve etiketlenmesi gerekmektedir.

Madde 26’ya göre, alıcının malları kabul etme yükümlülüğünü belirler. Alıcı, malların sözleşmeye uygun olduğunu ve sağlam bir durumda teslim edildiğini kontrol etmelidir. Alıcının malları kabul etmemesi için belirli bir nedeni olması gerekmektedir. Bu nedenler arasında malların sözleşme olmaması, bozuk veya hasarlı olması, eksik olması, teslimatın zamanında yapılmaması vb. yer alabilir. Alıcı, malları kabul ettiği tarihten itibaren bir süre içinde malların uygunluğu ile ilgili herhangi bir şikayette bulunmalıdır.

Madde 27’ye göre malın fiyatı sözleşmede fiyat belirtilmemişse, malın satıldığı yerde benzer mal ve hizmetler için ödenen fiyatlar göz önünde bulundurulur. Malın fiyatı, satıcının malları teslim etme yükümlülüğünün yanı sıra, alıcının malı kabul etme yükümlülüğüne bağlıdır.

Madde 28’e göre, sözleşmede ödeme şekli belirtilmemişse, ödeme, satıcının işyerinin bulunduğu yerdeki banka hesabına yapılmalıdır.

Madde 30, tarafların haklarını düzenler. Taraflar, sözleşmeden doğan haklarına sahiptir. Bu haklar arasında malın teslim edilmemesi, malın uygun olmaması, malın hasarlı veya bozuk olması vb. yer alabilir. Tarafların haklarını kullanmak için belirli bir süreleri vardır ve bu süreler sözleşmede belirtilmelidir.

Madde 31, sözleşmeden doğan zararları düzenler. Taraflardan biri, sözleşmeyi yerine getirmezse, diğer tarafın uğradığı zararları tazmin etmekle yükümlüdür. Zararın tazmini, malın fiyatından fazla olamaz.

Alıcı, satıcıya, sözleşmeye aykırılık nedeniyle doğan haklarını bildirmekle yükümlüdür. Bununla birlikte, alıcının, haklarının kaybına neden olan bir bildirimde bulunmadan önce, satıcının sözleşmeye aykırılığı giderme hakkına sahip olması durumunda, bir makul süre beklemesi gerekir. Alıcının bildirimi, sözleşmeye aykırılığın tespit edildiği veya tespit edilmesi gerektiği tarihten itibaren iki yıllık bir süre içinde yapılmalıdır (m. 47).

Satıcı, alıcıya sözleşmeye aykırılığa ilişkin haklarını bildirmekle yükümlüdür. Bununla birlikte, satıcının, haklarının kaybına neden olan bir bildirimde bulunmadan önce, alıcının sözleşmeye aykırılığı giderme hakkına sahip olması durumunda, bir makul süre beklemesi gerekir. Satıcının bildirimi, sözleşmeye aykırılığın tespit edildiği veya tespit edilmesi gerektiği tarihten itibaren bir yıllık bir süre içinde yapılmalıdır (m. 48).

Hakların kaybına neden olan bir bildirimde bulunulmaması halinde, haklar zamanaşımına uğrar. Genel olarak, haklar üç yıllık bir süre içinde zamanaşımına uğrar, ancak ülkelere göre farklılık gösteren bazı istisnalar mevcuttur (m. 49).

CISG'ye taraf olan ülkeler, belirli çekincelerle kabul edebilirler. Bu çekinceler, ülkelerin CISG'yi kısmen veya tamamen kabul etmelerine izin verir ve genellikle belir.