ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na partisinin 6 Şubat'taki TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, kişilik haklarına saldırıda bulunduğu gerekçesiyle 250 bin liralık tazminat davası açtı.

Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın'ın Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde, Kılıçdaroğlu'nun partisinin 6 Şubat 2018'deki TBMM grup toplantısındaki konuşmasında, Erdoğan'ın kişilik haklarını ihlal eden ifadeler kullandığı belirtildi.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında, Erdoğan'ın onur ve saygınlığına yönelik ifadeler sarf ettiği bildirilen dilekçede, Kılıçdaroğlu'nun TBMM'deki sözleri yer aldı.

Dilekçede, Kılıçdaroğlu'nun kullandığı ifadelerin ve iddiaların tamamen asılsız olduğu, daha önce birçok kez tekzip edildiği belirtilerek, şu ifadelere yer verildi.

"Aynı ve benzer iddialarla bir kez daha Cumhurbaşkanımızın kişilik haklarının ihlal edilmesinin düşünce ve ifade hürriyeti çerçevesinde himaye edilmesi mümkün değildir. Davalı yalan ve iftira üzerine siyaset yapmayı alışkanlık haline getirmiş, hak arama girişimimize ve bunun üzerine verilen yargı kararlarına rağmen alışkanlığını değiştirmemiştir. Kılıçdaroğlu'nun konuşmasında 'Daha önce de söylemiştim, tık yok.' dediği iftiralarının tamamıyla ilgili davalar açılmış, davalı manevi tazminat ödemeye mahkum edilmiş ancak 15 Temmuz darbe girişiminden sonra bir daha böyle iftiralara tevessül edilmez ümidiyle davalardan vazgeçilmiştir. Bu iyi niyet ve çabaya rağmen daha önce bu konular dava konusu yapılmamış ve davalardan vazgeçilmemiş gibi, aynı söylemlerin aynı üslup zaafıyla dile getirilmesi davalının cumhurbaşkanımızın kişilik haklarını ihlal etmeye yönelik kastını ve ağır kusurunu ortaya koymaktadır."

- "Kesinlikle eleştiri olarak kabul edilemez"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, ülkenin birlik ve huzuruna kasteden terör örgütleri DEAŞ, PKK, PYD/YPG ve FETÖ ile teröre destek mahiyetindeki her türlü etkinliğe karşı en başından beri "Milli seferberlik ruhuyla" kararlı bir mücadele içinde olduğu belirtilen dilekçede, şunlar kaydedildi:

"Kemal Kılıçdaroğlu'nun Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik ısrarlı bir şekilde ve hakaret kastı ile diktatör yakıştırmasında bulunması yurt içinde ve yurt dışında kabul ettirilmeye çalışılan algı operasyonunun ve otoritelik propagandasının bir yansımasıdır. Davalının Sayın Cumhurbaşkanımızın yurt dışında parası olduğuna ilişkin gerçek dışı beyanları kamuoyunda karşılık bulamayınca davalı bu kez iddialarını Sayın Cumhurbaşkanımızın yakınlarına yöneltmiş ve gerçek dışı iddialarını bu yönde sürdürmüştür.

Kılıçdaroğlu'nun dava konusu açıklamasında özellikle hassasiyet gösterilmesi gereken, 'şeref ve namus' gibi çok önemli ve hassas kavramlar üzerinden Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik sarf ettiği ifadeler daha önce hukuken yaptırım altına alınmış ve kesinlikle eleştiri olarak kabul edilemeyecek açıklamalardır."

Dilekçede, Kılıçdaroğlu'nun dava konusu açıklamalarında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik kullandığı tabirin hakaret teşkil etmekle birlikte Erdoğan'ın siyasi hayatı ve benimsediği ilkeler gözetildiğinde tamamen gerçeğe aykırı olduğu kaydedildi.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının düşünce ve ifade hürriyeti çerçevesinde değerlendirilip hukuken mazur görülmesinin mümkün olamayacağı ifade edildi. Dilekçede, benzer olaylarda verilen emsal kararlarda da kişilik haklarının ihlal edildiği anımsatılarak, emsal kararlara yer verildi.

Manevi tazminat talebinin yasal şartlarının oluştuğu ve hükmedilecek manevi tazminat miktarının caydırıcı olması gerektiği belirtilen dilekçede, "Davalının Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik uzun süredir ısrarla devam edegelen bu yakışıksız üslubu kendi beyanlarından da anlaşılacağı üzere daha da sertleşecek ve çirkinleşerek devam edecektir. İşte bu noktada davalının konuşmalarında hakim olan ve bir siyasetçiye yakışmayacak düzeydeki bu çirkin üslubuna karşı caydırıcı bir tazminata hükmedilmesi gerekmektedir." ifadesi kullanıldı.

Dilekçede, Kılıçdaroğlu'ndan, 6 Şubat 2018'de partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada kişilik haklarına saldırıda bulunduğu gerekçesiyle 250 bin lira manevi tazminat talep edildi.