Jeomorfoloji Derneği’nde görevli bilim insanları Taşköprü Yaylası’ndaki Dipsiz Göl’de yaptıkları incelemeyi raporladı. Ön raporda; Dipsiz Göl’ün su birikintisi değil yağışlar ve yüzeysel drenajla beslenen doğal bir göl olduğu vurgulandı. Raporda şu ifadeler yer aldı: "Dipsiz Göl buz ve kar kütleleriyle oluşan, bunların kristalleşme ve aşındırmaları sonucunda ortaya çıkan çanak yapıdır. Bir paleocoğrafya arşivi yok olmuştur ve telafisi mümkün değildir. Bilim insanlarının araştırma yapabilmek için aylarca yasal izin ve etik kurulu belgeleri toplamaya çalıştığı ülkemizde, nasıl bir gerekçeyle bu kazıya yasal izin verildiğini anlamak mümkün değildir.”

TRAJİKOMİK OLAY

Hürriyet'ten İdris Emen'nin haberine göre; Trabzon Üniversitesi'nden Hidrobiyoloji (Su biyolojisi) ve Limnoloji (Tatlı Su Biyolojisi) Uzmanı Prof. Dr. Bülent Şahin de Dipsiz Göl'ün, Karadeniz'deki yüksek dağ göllerinden biri olduğunu ve insan etkisinden uzak olduğu için binlerce yıllık fauna ve flora taşıdığını vurguladı. Küresel ısınmanın etkilerinin yüksek dağ göllerinden takip edildiğini anlatan Şahin, "Göl maalesef fauna ve florasını kaybetti. Bilim insanlarının gelecekte yapılacak keşifleri de ortadan kalktı. Gölde altın arandığı söyleniyor. Yaşanan olay trajikomik” dedi.

EKOSİSTEM ZARAR GÖRDÜ

Balıkesir Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Erdal Gümüş ise Dipsiz Göl'ün yüksek yamaçlarda bulunması nedeniyle 'Alpin' olarak bilinen, soğuğa karşı dirençli ve hassas ekosistemin bir parçası olduğunu ve bölgedeki ekosistemin tüm parçalarına zarar verildiğini belirterek şunları söyledi: "Define aramak için gölü yok ettiler ama esas define gölün kendisiydi. Cumhuriyet başsavcılığının bu olay karşısında devlet adına soruşturma yürütmesi gerekiyor. Şikâyete
lüzum yok."

SUYLA DOLDURURSANIZ HAVUZ OLUR

Dipsiz Göl’de inceleme yapan ekibin başındaki Jeomorfoloji Derneği Başkanı ve İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Turoğlu şöyle konuştu:

“Yapılan müdahale, gölün doğal niteliğini kaybetmesine neden oldu. Şimdi yeniden bunun kazandırılması mümkün değil. Oraya killi, kireçli bir malzeme serip suyu koyduğunuz vakit ancak havuz yapmış olursunuz. Onun ötesinde orayı tekrar eski haline çevirmeniz mümkün değildir. Bakın o göl kazılırken fotoğraflar var. Fotoğraflarda kepçe bir çamur kazıyor. O çamur uzun yıllar birikmeyle gerçekleşti. O çamurda paleocoğrafya dediğimiz geçmiş dönemin önemli verileri arşivlenmiş. Onları bulamazsınız, onları kaybettik artık. Bizim için bilimsel anlamda önemli bir malzemeydi.

GÖRSELLİK SAĞLANIR

Doğal eğim koşulları itibariyle çevreden gelen yüzeysel sular o çanak içerisinde birikme eğilimi gösterirler. Beslenmesi devam ettiği müddetçe o su orada kalır. Muhtemelen göl zeminine serdikleri killi malzeme izolasyon görevi görecektir. Dolayısıyla bu vasıtayla o görsellik sağlanmış olacak. ”

ARKEOLOGLAR SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU

ARKEOLOGLAR Derneği İstanbul Şubesi Dipsiz Göl’de define arama ruhsatı veren Gümüşhane İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Arkeoloji Müzesi Müdürlüğü ve Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü hakkında suç duyurusunda bulundu. Dernek Başkanı Yiğit Ozar, “Yönetmeliğe göre arama ruhsatı 100 metrekareyi geçemez ancak Dipsiz Göl neredeyse 700 metrekare” dedi. Define arama yönetmeliğine göre Dipsiz Göl’ün eski haline getirilmesi için gereken paranın definecilerden tahsil edilmesi gerektiğini söyleyen Ozar “Arkeologlar bilimsel kazı ve yüzey araştırmaları için çok daha sıkı izin ve denetim süreçlerine tabi tutulurken definecilerin faaliyetlerini bu kadar kolay meşrulaştırabilmeleri çok acı” diye konuştu.

TABANI KİLLİ TOPRAKLA KAPLANDI

Kazı çalışması sırasında toprak doldurulup yok edilen Dipsiz Göl’ün eski haline dönüştürülmesi için başlatılan çalışmalar tamamlandı. Gölün tabanına suya dayanıklı kireçli, killi toprak dökülüp, iş makinesi ve silindirle düzeltildi. Gölün su takviyesi yapılmadan eriyecek karla doğal haline dönmesi beklenecek. Gölün doğal haline gelmemesi halinde ise yapılacak incelemeler sonucu yaklaşık 2 metrelik derinliğe sahip alana tankerlerle su takviye edilip edilmeyeceğine karar verilecek.