11. Yargı Paketi olarak bilinen kanun teklifinde dolandırıcılık suçuyla mücadelede etkinliği artırmak için dolandırıcılıkta kullanılan hesapların askıya alınmasıyla ilgili olarak yeni bir tedbir teklifi bulunmaktadır. CMK m.128/A’da düzenlenmesi teklif edilen madde metni ve gerekçesi şöyledir.

Madde Metni

MADDE 22- 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa 128 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.

“Bilişim suçlarının işlenmesi suretiyle elde edilen menfaatin bulunduğu hesabın askıya alınması ve elkoyma

MADDE 128/A- (1) Türk Ceza Kanununda yer alan;

a) Nitelikli hırsızlık (madde 142, fıkra iki, bent e),

b) Nitelikli dolandırıcılık (madde 158, fıkra bir, bent f ve 1),

c) Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması (madde 245),

suçlarının işlendiği hususunda makul şüphe bulunması halinde banka, ödeme hizmeti sağlayıcısı veya kripto varlık hizmet sağlayıcısı nezdinde veya bunlar aracılığıyla yapılan ya da yapılmaya teşebbüs edilen işlemlere konu suçta kullanılan her türlü hesabın kırk sekiz saate kadar askıya alınmasına ilgili banka, ödeme hizmeti sağlayıcısı veya kripto varlık hizmet sağlayıcısı tarafından karar verilebilir.

(2) Askıya alma işlemi ve hesap hareketleri, ilgili mali kurum tarafından tüm bilgi ve belgelerle birlikte derhal Cumhuriyet başsavcılığına bildirilir. Askıya alma işlemi ayrıca hesap sahibine de bildirilir. Hesap sahibi, askıya alma işleminin kaldırılması için Cumhuriyet başsavcılığına başvurabilir. Cumhuriyet savcısı, başvuru hakkında yirmi dört saat içinde karar verir.

(3) Askıya alma işlemi tamamlanmadan suça konu menfaatin başka bir mali kuruma transfer edildiğinin tespit edilmesi halinde bu durum, askıya alma işleminin yapılabilmesi için banka, ödeme hizmeti sağlayıcısı veya kripto varlık hizmet sağlayıcısı tarafından ilgili mali kuruma gecikmeksizin bildirilir.

(4) Birinci fıkra uyarınca mali kurum tarafından askıya alman veya Cumhuriyet savcısının yazılı emri üzerine askıya alınan hesapta bulunan suça konu menfaate hâkim karan üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emriyle askıya alma süresi içinde elkonulabilir. Hâkim kararı olmaksızın yapılan elkoyma işlemi yirmi dört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, karannı elkoymadan itibaren kırk sekiz saat içinde açıklar; aksi halde elkoyma kendiliğinden kalkar. Bu madde hükümlerine göre elkoyma işlemi yapılabilmesi bakımından 128 inci maddede belirtilen rapor alma şartı aranmaz.

(5) Elkonulan suça konu menfaat, suçtan zarar gören mağdura ait olduğunun anlaşılması halinde soruşturma veya kovuşturma evresinde sahibine iade edilir.

(6) Bu madde uyarınca askıya alma işlemine karar veren gerçek ve tüzel kişiler, hukukî bakımdan sorumlu tutulmaz.

(7) Yürütülen bir soruşturma veya kovuşturma kapsamında Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından banka, ödeme hizmeti sağlayıcısı veya kripto varlık hizmet sağlayıcısından istenilen bilgi veya belgenin on gün içinde fiziki veya elektronik ortamda gönderilmesi zorunludur. İstenilen bilgi veya belgenin gönderilmemesi ya da eksik gönderilmesi halinde Cumhuriyet savcısı tarafından ilgili banka, ödeme hizmeti sağlayıcısı veya kripto varlık hizmet sağlayıcısına elli bin Türk Lirasından üç yüz bin Türk Lirasına kadar İdarî para cezası verilir.

Madde Gerekçesi

MADDE 22- Maddeyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununa yeni bir madde eklenmektedir.

Maddenin birinci fıkrasıyla, tahdidi olarak sayılan suçların işlendiği hususunda makul şüpheyi oluşturan bilgi veya belgenin bulunması halinde banka, ödeme hizmeti sağlayıcısı veya kripto varlık hizmet sağlayıcısı nezdinde veya bunlar aracılığıyla yapılan ya da yapılmaya teşebbüs edilen işlemlere konu suçta kullanılan her türlü hesabın kırk sekiz saate kadar askıya alınmasına ilgili banka, ödeme hizmeti sağlayıcısı veya kripto varlık hizmet sağlayıcısı tarafından karar verilebileceği düzenlenmektedir. Teknolojik gelişmeler karşısında, işlem yapılmasının önlenmesi ve mağdurların korunması bakımından mali bir önlem alma zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Belirtmek gerekir ki, benzer bir mali önlem 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanunun 19/A maddesinde düzenlenmiştir.

Maddenin ikinci fıkrasıyla, askıya alma işlemi ile hesap hareketlerinin, ilgili banka, ödeme hizmeti sağlayıcısı veya kripto varlık hizmet sağlayıcısı tarafından tüm bilgi ve belgelerle birlikte derhal ilgili Cumhuriyet başsavcılığına bildirileceği öngörülmektedir. Ayrıca düzenlemeye göre, hesap sahibi, askıya alma işlemine karşı Cumhuriyet başsavcılığına başvurabilecek ve başvuru hakkında en geç yirmi dört saat içinde karar verilecektir. Böylelikle, mali bir önlem olan askıya alma işlemine karşı yargı mercilerine başvuru imkânı getirilmek suretiyle, kişilerin mülkiyet hakkının korunması amaçlanmaktadır.

Maddenin üçüncü fıkrasıyla, askıya alma işlemi tamamlanmadan suça konu menfaatin başka bir mali kuruma transfer edildiğinin tespit edilmesi halinde bu durumun, askıya alma işleminin yapılabilmesi için banka, ödeme hizmeti sağlayıcısı veya kripto varlık hizmet sağlayıcısı tarafından ilgili mali kuruma gecikmeksizin bildirileceği hüküm altına alınmaktadır.

Maddenin dördüncü fıkrasıyla, doğrudan banka, ödeme hizmeti sağlayıcısı veya kripto varlık hizmet sağlayıcısı tarafından veya Cumhuriyet savcısının yazılı emri üzerine askıya alman hesapta bulunan ve suçtan elde edildiği iddia edilen maddi menfaate, hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emriyle askıya alma süresi içinde elkonulabileceği, Cumhuriyet savcısı tarafından yapılan elkoyma işleminin yirmi dört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulacağı, hâkimin kararını elkoymadan itibaren kırk sekiz saat içinde açıklayacağı, aksi halde elkoymanın kendiliğinden kalkacağı düzenlenmektedir.

Belirtmek gerekir ki, bu madde kapsamında yapılan elkoyma işlemleri bakımından 128 inci madde uygulanacak ve gerekli işlemler tesis edilecektir. Ancak rapor alma şartı aranmayacaktır.

Maddenin beşinci fıkrasıyla, elkonulan menfaatin, suçtan zarar gören mağdura ait olduğunun soruşturma veya kovuşturma evresinde anlaşılması halinde bu evrelerin tamamlanması beklenmeden soruşturma veya kovuşturma evresinde sahibine iade edileceği düzenlenerek, kişilerin mağduriyetinin mümkün olan en kısa süre içinde giderilmesi amaçlanmaktadır.

Maddenin altıncı fıkrasıyla, bu madde uyarınca askıya alma işlemine karar veren gerçek ve tüzel kişilerin, hukukî bakımdan sorumlu olmadığı kabul edilmektedir.

Maddenin yedinci fıkrasıyla, bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma veya kovuşturma kapsamında Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından banka, ödeme hizmeti sağlayıcısı veya kripto varlık hizmet sağlayıcısından istenilen her türlü bilgi veya belgenin on gün içinde fiziki veya elektronik ortamda gönderilmesinin zorunlu olduğu kabul edilmektedir. İstenilen bilgi veya belgenin gönderilmemesi ya da eksik gönderilmesi durumunda ise Cumhuriyet savcısı tarafından ilgili banka, ödeme hizmeti sağlayıcısı veya kripto varlık hizmet sağlayıcısına elli bin Türk Lirasından üç yüz bin Türk Lirasına kadar İdarî para cezası verileceği öngörülmektedir. Böylelikle yargı makamları tarafından yapılan taleplerin sürüncemede kalmasının önlenmesi ile yargılamaların daha hızlı sonuçlanması amaçlanmaktadır. Belirtmek gerekir ki, söz konusu idari yaptırım kararı, her bir talep için ayrı ayrı uygulanacaktır.

Düzenlemeyle, günümüzdeki teknolojik gelişmelerin etkisiyle hızla artan ve özellikle bilişim sistemlerinin kullanılması suretiyle işlenen suçların önlenmesi, yaşanılan mağduriyetlerin giderilmesi, işlem güvenliğinin artırılması ile suç ve suçlulukla daha etkin mücadele edilmesinin sağlanması amaçlanmaktadır.

Bu Düzenlemeye Neden İhtiyaç Var?

İlk olarak dolandırıcılık suçlarındaki artış, dolandırıcılık suçunu adeta toplumsal bir sorun haline getirmektedir. Artan dolandırıcılık sayıları mağdur sayılarını da artırmakta, artık birçok kişi kendi “dolandırılma anısı” olduğunu ifade etmektedir. Ülke genelinde 2024 yılı içinde geçen yıldan devir ve yıl içinde açılan sayıların toplamında 11.661.519 dosya, 14.030.666 şüpheli ve 23.805.243 suç hakkında işlem yapılmıştır (Adalet İstatistikleri 2024, s. 64). Bu suçlar içinde dolandırıcılık suçları 1.093.046 dosya, 1.573.400 şüpheli ve 3.057.973 suç hakkında soruşturma işlemi yapılmıştır(Adalet İstatistikleri 2024, s. 69).

İkinci olarak suç işleyen “asıl faillerin” tespit edilemeyip hesabını kullandıranların dolandırıcılık faili olarak cezalandırılmasıdır. Sosyal medyada kendilerini “TCK 158 mağdurları” olarak ifade eden kişiler, hesapları dolandırıcılar tarafından kullanılan ancak kendilerinde “dolandırıcılık kastı olmadığı” için haksızca cezalandırıldıklarını ifade etmektedirler. Asıl dolandırıcılar, suçtan elde ettikleri haksız kazancın büyük kısmını kendine almakta, belki küçük bir kısmını hesap sahibine vererek bu kişileri, kendi yerlerine adalet sisteminin içine atmaktadır. Hesabını başkasına kullandırma fillerinin sona ermesi için dolandırıcılıkta kullanılan hesapların askıya alınması tedbiri önemlidir.

Üçüncü olarak mağdurun korunması amaçlanmaktadır. Dolandırıcılık suçlarında mağdurların öncelikli hedefi, failin cezalandırılmasını sağlamak olmayıp uğradığı maddi zararın bir an önce giderilmesine yöneliktir. Zira günümüzdeki soruşturma ve kovuşturmaların en eleştirilmesi gereken tarafı da budur. Cezai yaptırımın uygulanması yerine öncelik mağdurun zararının giderilmesi olmalıdır.

Dördüncü olarak dolandırıcılık suçunu planlı bir şekilde işleyen failler, geçimlerini bu işten sağlamakta kısa sürede bir hayli haksız kazancı kolayca elde edebilmektedir. Failler, mağdurdan elde ettikleri haksız kazancı çok kısa süreler içinde birden fazla hesaba havale ederek, işlemlere iyi niyet görüntüsü kazandırmakta, hesabını kullandıran üçüncü kişileri de işin içine katarak olayın çözümünü daha da zorlaştırmaktadır.

Hesabın Askıya Alınması

Teklifte 5549 sayılı Kanun m. 19/A’da yer alan tedbire benzer bir şekilde dolandırıcılık suçlarında hesabın askıya alınması tedbiri düzenlenmektedir. Bu tedbir nitelikli hırsızlık (madde 142-2-e), nitelikli dolandırıcılık (madde 158-1-f ve l) ile banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması (madde 245) suç soruşturmalarında uygulanması öngörülmektedir. Dolayısıyla tüm suçlarda bu tedbir uygulanamayacaktır.

Askıya alma işlemi kırk sekiz saate kadar yapılacaktır. Buna karar verme yetkisi de banka, ödeme hizmeti sağlayıcısı veya kripto varlık hizmet sağlayıcısında olacaktır. Askıya alma işlemi ve hesap hareketleri, ilgili mali kurum tarafından tüm bilgi ve belgelerle birlikte derhal Cumhuriyet başsavcılığına bildirilecektir. Askıya alma işlemi ayrıca hesap sahibine de bildirilecektir. Hesap sahibi, askıya alma işleminin kaldırılması için Cumhuriyet başsavcılığına başvurabilecektir.

Askıya alma işlemi yapılmadan suça konu menfaatin başka bir mali kuruma transfer edildiğinin tespit edilmesi halinde bu durum, askıya alma işleminin yapılabilmesi için tespit eden kurum tarafından ilgili mali kuruma gecikmeksizin bildirilecektir. Mali kurum tarafından askıya alınan veya Cumhuriyet savcısının yazılı emri üzerine askıya alınan hesapta bulunan suça konu menfaate hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emriyle askıya alma süresi içinde elkonulabilecektir.

Bu madde hükümlerine göre elkoyma işlemi yapılabilmesi bakımından CMK m.128’de belirtilen rapor alma şartı aranmayacaktır. Burada rapor aranmaması koşulu, süreç boyunca rapor alınmayacağı anlamına gelmemelidir. Gerekiyorsa şüpheli veya mağdurun talebi üzerine veya resen soruşturma evresinde rapor talep edilebilir.

Değerlendirmelerim

Kanunda bu tedbirin uygulanması için “makul şüphe” koşulu yerine “şüphe” koşulu aranması yeterli kabul edilmelidir. Ancak elkoyma işlemi için “makul şüphe” koşulu aranması gerekir. Askıya alma tedbiri, hem kısa süreli uygulandığından hem de mağdurun hızlı bir şekilde yetkili kurumlara başvurması gerektiğinden dolayı basit şüphe, bu tedbir için yeterli görülmelidir.

Askıya alma işleminin hesap sahibine bildiriminin nasıl olacağı da uygulamada belirsizliklere yol açabilir. Bu bildirim tebligat yoluyla mı bildirilecektir, telefon, SMS, mobil bankacılık bildirimi gibi güncel ve hızlı usuller bu bildirim için yeterli kabul edilecek midir belirlenmesi gerekir.

Bankalar ve diğer finans kuruluşları, dijital bankacılık işlemleri esnasında ortaya çıkabilecek dolandırıcılık riski taşıyan işlemleri belirlemek ve bunları önlemek için gerekli tedbirleri almalıdır. Bankalar, güven kurumlarıdır. Dolandırıcılık işlemleri, bu güveni sarsmakta veya kötüye kullanmaktadır. Mağdur olduğunu anlayan vatandaşlar, şüpheli işlem bildirimlerini internet bankacılığı, mobil bankacılık veya müşteri hizmetleri aracılığıyla hızlıca bildirebilmelidir. Kanun teklifinde ise mağdurların bildirimi açıkça düzenlenmemektedir.

Her ne kadar kanunda bu hususta bir açıklık olmasa da mağdurlar, bankayı harekete geçirebilmelidir. Bu olaylarda mağdurun ilk olarak kolluğa veya savcılığa başvurması, bankalara savcılık talimatıyla talep iletilmesi çoğu zaman gecikmelere neden olmakta ve bu esnada suç işleyenler, zaten haksız kazancın izini çoktan kaybetmeyi başarmaktadır. Dolayısıyla haksız kazancın dolandırıcılara geçtiği andan itibaren en kısa sürede şüpheli işlem bildiriminin önü açılmalı, gerekiyorsa 112 Acil Çağrı Merkezlerine banka ve diğer finans kurumlarıyla 7/24 irtibatlı dolandırıcılıkla ilgili özel bir kısım oluşturulmalıdır.

Dolandırıcılıkla mücadelede kolluk yetkilerinin de gözden geçirilmesi gerekir. Kanunda kolluğa ilişkin bir düzenleme yapılmaması büyük bir eksikliktir. Kolluk kendisine yapılan suç ihbarlarını, soruşturmayla ilgili temel bilgileri ve talepleri de aynı şekilde hızlıca banka ve diğer finans kurumlarına iletebilmelidir. En basitinden IBAN numarası üzerinden kişinin kimlik bilgilerini tespit edebilmeli, hesap hareketlerine hızlı bir şekilde erişebilmelidir. Kolluk tarafından yapılan bu incelemelerin log kayıtları tutulmalıdır.

Doç. Dr. Enver KAŞLI