Fuhuş suçu, 5237 s. Türk Ceza Kanunu’nun 227. maddesinde sekiz fıkra halinde düzenlenmiştir. Fuhuş konusunda Türkiye’nin de tarafı olduğu uluslar arası sözleşmelerin tarihleri oldukça eskiye dayanmaktadır. Fuhuşla mücadeleyi amaç edinen ve Türkiye’nin de tarafı olduğu bir kısım sözleşmeler şunlardır ; 4 Mayıs 1910 tarihinde Paris’te imza­lanmış olan “Beyaz Kadın Ticaretinin Zecren Men’ine Dair Milletlerarası Sözleşme, 30 Eylül 1921 tarihli "Kadın ve Çocuk Ticaretinin Men ve Zecrine Dair Beynelmilel Cenevre Mukavelesi, 2 Aralık 1949 tarihli “İnsan Ticaretinin ve Başkasının Fuhşunu Sömürmenin İlgası Hakkında Sözleşme.

Fuhşun kelime anlamı ‘’içinde bulunulan toplumun onaylamadığı biçimde, her önüne gelenle ve genellikle de para karşılığında cinsel ilişkide bulunma eylemi.’’ olarak belirtilmektedir.[1]

Ceza yasamızın 227. maddesindeki ‘’fuhuş’’ başlığını taşıyan suçun yasakladığı fiiller; fuhşa teşvik, kolaylaştırmak, insanı fuhşa tedarik etmek, barındırmak, fuhşa aracılık etmek, yer temin etmek, cebir yahut tehdit ile bir kimseyi fuhşa sevk etmek fiilleridir.

Para karşılığı bedenini satan kişileri ise kanun maddesi sekizinci fıkrasında ‘’fuhşa sürüklenen kişi’’ olarak tanımlamaktadır.

Suçun maddi konusu

Fuhuş insanlar arasında, hemcinsler ile yahut karşı cinsle yapılabilir. Suçun maddi konusu insanın, mağdurun bedenidir. Fiziksel temas olmaksızın yapılan cinselliğe yönelik fiiller suçun kapsamı dışında bırakılmıştır.[2]

Mağdur ve Fail

Suçun mağduru, biyolojik olarak insan sayılan herkes olabilecektir. Yaş yahut cinsiyet unsuru önemli değildir. Lakin maddenin ilk fıkrasındaki suçların mağduru ancak çocuklar olabilir. Maddede fuhşa sürüklenen kişinin tedaviye veya psikolojik terapiye tâbi tutulabileceği belirtilmiştir.(227/8) Suç özgü bir suç olmayıp, suçun faili de herhangi bir kimse olabilecektir. Fuhuş suçunun eş, üstsoy, kayın üstsoy, kardeş, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da kamu görevi veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır. (227/5) Suçun, suç işlemek amacıyla teşkil edilmiş örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır. [3]

Belirtmek gerekir ki suçun mağduru esasen fuhşa sürüklenen, cinselliğini başkalarının zevki için satan kişidir. Keza suç ile toplumun genel ahlakı korunduğundan tüm toplumun da mağdur olduğu söylenebilir.

Esasen suça konu fiillerdeki ‘’fuhuş’’ meselesi, fuhuşta hizmeti satın almak değildir. Fuhuş, menfaat karşılığı yapılan bir iş olup burada menfaati sağlayan kişinin sıfatı ise kanımızca sorun arz etmektedir. Müşteri konumunda bulunan kişinin suçun mağduru olmadığı açıktır. Bu kişi aynı zamanda suça konu bir kısım fiilleri işleyerek, örneğin mağdura kendisiyle cinsel ilişkide bulunması karşılığında yüklü miktar para teklif ederek suçun faili olması muhtemeldir. Lakin bu kişi esas fail olan aracı vasıtasıyla fuhşa katılmış ise bu kişi suçun faili olamaz. Aşağıda görülecek olan suça konu fiilleri de işlememiş olan bu kişinin yargılamadaki sıfatının ‘’tanık’’ olması muhtemeldir. Fuhşun sokak, yol ve sair yerlerde yapıldığı durumlarda müşteri sıfatına sahip kişi ile fuhşa sürüklenen kişinin 225. Maddede düzenlenen ‘’hayasızca hareketler’’ suçundan sorumlu olabilecekleri belirtilmiştir.[4]

Yine önemle belirtmek gerekir ki fuhşa sürüklenen kişinin cinsel ilişkiye rızası bulunmadığı müşteri tarafından biliniyorsa ortada ‘’cinsel saldırı’’ suçu oluşacaktır. Çocuk fuhşunda ise bu çocukların yaş durumuna göre cinsel ilişkiye ceza hukuku bağlamında verecekleri rızanın geçerli olup olmadığı araştırılacak, geçerli değilse fuhşun müşteri tarafında bulunan şahıs ‘’çocuğun cinsel istismarı’’ suçundan sorumlu tutulabilecektir. Kaldı ki kanunumuz, çocuğun rızası geçerli olsa bile reşit olmayan bir çocukla cinsel ilişkide bulunmayı şikayete bağlı bir suç olarak düzenlemiştir.

Maddi Unsur

-Fiil

Fuhşun yalnızca cinsel birleşme olarak değil, cinsel ilişkiye öngelen tasaddi[5] düzeyinde kalan cinsel temasların da fuhşun kapsamında olduğu belirtilmektedir.[6]

Fuhşun bir menfaat karşılığında olması şarttır. Lakin bu menfaat salt para olmayıp suça elverişli her türlü karşılık olabilecektir.[7]

Maddenin birinci fıkrasında, çocuğu fuhşa teşvik etmek, çocuğa fuh­şun yolunu kolaylaştırmak, bu maksatla çocuk tedarik etmek veya barındır­mak ya da çocuğun fuhşuna aracılık etmek fiilleri suç olarak tanımlanmıştır. Hatta, söz konusu milletlerarası sözleşmelerde de öngörüldüğü gibi, bu suçun işle­nişine yönelik hazırlık hareketlerinin de ceza hukukumuzda istisnai olarak tamamlanmış suç gibi cezalandırıl­ması kabul edilmiştir. İşbu fiilleri işleyen fail dört yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılacaktır.

İkinci fıkraya göre; bir kimseyi fuhşa teşvik etmek, bunun yolunu ko­laylaştırmak ya da fuhuş için aracılık etmek veya yer temin etmek fiilleri suç olarak düzenlenmiştir. Bu bağlamda, fuhşa sürüklenen kişinin kazancından yararlanılarak kısmen veya tamamen geçimin sağlanmasının, fuhşa teşvik sayılacağı kabul edilmiştir. İşbu fiilleri işleyen kişi iki yıldan dört yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılacaktır.

Üçüncü fıkraya göre; fuhşu kolaylaştırmak veya fuhşa aracılık etmek amacıyla hazırlanmış görüntü, yazı ve sözleri içeren ürünleri veren, dağıtan veya yayan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve iki yüz günden iki bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacaktır.

Dördüncü fıkrada ise, cebir, tehdit veya hile ile ya da çaresizliğinden yararlanılarak bir kimsenin fuhşa sevkedilmesi veya fuhuş yapmasının sağ­lanması, bir, iki ve üçüncü fıkralarda tanımlanan suçların daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hâli olarak kabul edilmiştir. Bu durumda faile verilecek ceza iki katına kadar arttırılacaktır.

Yargıtay, mağdurun çaresizliğinden yararlanmayı şöyle açıklamaktadır;

‘’…TCK'nın /4. maddesinde sayılan "Mağdurun çaresizliğinden yararlanma" mağdurenin içinde bulunduğu ve üstesinden gelemediği maddi veya manevi anlamda elverişsiz durumdan yararlanmak suretiyle mağdurun fuhşa razı edilmesidir. Yani mağdurun çaresizliğinden yararlanılarak fuhuş suçunun işlendiğinden söz edilebilmesi için failin mağduru fuhşa sevk veya fuhuş yapmaya razı ederken bu durumdan özellikle yararlanmış olması, mağdurun içinde bulunduğu olumsuz koşullardan başka türlü kurtulma imkânı bulunmadığı fikri oluşturularak fiile razı edilmesi ve bunun sonucu fuhşa sevkedilmesi ve fuhuş yapmasının sağlanması gerekir. Bu çaresizliğin sebebi güçsüzlük, sağır- dilsizlik, akıl hastalığı gibi fiziksel durumlar veya işsizlik, yoksulluk, madde veya alkol bağımlılığı, açlık gibi şahsi duruma bağlı durumlardan kaynaklanabilcektir. …’’ (T.C. YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ E. 2018/3663 K. 2018/10857 T. 5.7.2018)

-Suça konu fiile dair kavramlara değinmek gerekirse;

Bir kimseyi fuhşa teşvik etmek, bir kimsenin önceden sahip olmadığı fuhuş iradesini etkileyerek kişide fuhuş istemi yaratmak yahut varolan fuhuş istemini kuvvetlendirmektir. Teşvik suça elverişli her türlü fiil ile gerçekleştirilebilir.

Fuhşun yolunu kolaylaştırmak; fuhşa sürüklenen kişinin çeşitli ortamlara sokularak yeni insanlarla tanıştırılması, fuhşa sürüklenen kişiye bir koruma tahsis edilmesi yahut özel araç verilmesi veya bu kişinin masraflarının üstlenilmesi gibi fiillerdir.

Teşvik ve yolunu kolaylaştırmak fiillerine örnek içtihat;

‘’… Sanıklardan birinin, eşinin cezaevine düşmesi nedeniyle geçimini fuhuştan sağlayan ve akrabaları, tanıdıkları nedeniyle Adana'da rahat bir şekilde bu faaliyetini sürdüremeyen mağdurenin fuhuş eylemini daha kolay gerçekleştirebileceği Akşehir'e gönderilmesini sağlaması, bu bağlamda mağdure ile şahıslar arasındaki irtibatı kurması, Akşehir'e fuhuş için gitmesi konusunda mağdureyi teşvik etmesi, mağdurenin çalışma şartları konusunda başkalarıyla görüşmeler yapması, zor koşullar altında çalışacağına dair güvence vermesi, otobüs biletinin temin edilmesinden, Akşehir'de otele yerleştirilmesine kadar alakadar olması karşısında anılan sanığın eyleminin, mağdurenin telefon numarasının diğer sanığa vermesinden ibaret olmadığı, mağdureyi fuhşa teşvik ettiği ve fuhşun yolunu kolaylaştırdığı anlaşıldığından anılan sanığın mağdureye yönelik fuhuş suçunun sabit olduğunun kabulü gerekmektedir. …’’ (T.C. YARGITAY CEZA GENEL KURULU E. 2015/9-49 K. 2015/255 T. 30.6.2015)

Çocuğun fuhuş için tedarik edilmesi, kanunlara göre çocuk kabul edilenleri fuhuş yaptırmak için bulundurmaktır.

Maddenin birinci fıkrasında çocuğu fuhuş maksadıyla barındırmak suç sayılmıştır. Bu fiil, fuhşa sürüklenen çocuğun ihtiyaçları karşılanarak fuhuş için daimi olarak bir yerde bulundurulmasıdır.

İkinci fıkradaysa fuhuş için yer temin etmek fiili suç sayılmıştır. Bunun için süreklilik gerekmemekte, yalnızca fuhşa elverişli bir ortam için yer temininin sağlanması suça konu fiil için yeterli olmaktadır. Suça konu fiil tek gecelik bir ev temini olabileceği gibi bu amaçla işletilmesi için tahsis edilmiş yahut bir villa vb. de olabilir. Keza bu amaçla kullanıma sunulan bir otel odası da fuhuş için yer temini sonucunu doğurmaktadır. Belirtmek isteriz ki kişinin arkadaşına vs. bir kıyak çekmek için evinin anahtarını vermesi, kimine göre oldukça masumane görünebilecek ise de eğer fuhuş amacına yönelik yapılmışsa işbu suç oluşacaktır.

Yer temini ile ilgili örnek içtihat;

‘’ …Sanık suçlamayı reddetmiş, mağdurlar da sanığın savunmasını destekler nitelikte anlatımda bulunmuş iseler de, mağdurlar ile fuhuş pazarlığı yapan tanıklardan ...'nin “....mağdur ...'ü fuhuş için telefon ile aradım, söylediği yere gittiğimde iki bayan ile üç erkek vardı, sanık ..., “şu an ev dolu başka bir eve gidelim” dedi, ev dolu olunca araziye gittik, anladığım kadarıyla sanıklar bayanları çalıştırıyorlardı...”, ...'in, “....söylenen yere gittiğimizde iki bayan ile üç erkek gördüm, erkeklerden biri müşteriydi, diğer ikisi bayanları çalıştırıyordu, gittiğimiz iki ev dolu olunca araziye gittik, sanık ..., “bu seferlik arabada görüşün, bugün de böyle olsun” dedi, bayanlardan biri sanığa para verdi, sana 500 TL borcum kaldı, dedi...”, ...'ın, “...fuhuş için bir bayanı aradım, buluşma yerinde sanık ...'ı gördüm, sanık evin önü biraz kalabalık, sakinleşince seni yukarı çıkarırım, dedi, bayanlara telefon açtı, bayanlar yanımıza geldi, bir iki ev dolaştıktan sonra araziye gittik...” biçimindeki anlatımları ve bu ifadeler ile uyumlu 10/06/2012 tarihli olay tutanağı birlikte değerlendirildiğinde, sanığın, mağdurlara fuhuş amacıyla yer temin ettiği anlaşılmakla, yerinde olmayan gerekçeyle beraat kararı verilmesi … ‘’ (T.C. YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ E. 2016/9056 K. 2018/14540 T. 7.11.2018)

Fuhşa aracılık etmek, fuhşun taraflarını birbiriyle buluşturmak yahut buna yönelik fiillerde bulunmaktır. Aracılık adeta reklam gibi basılı dokümanlarla yahut internet ortamında yapılabileceği gibi bizzat randevu evinin işletilmesi şeklinde de olabilir.

Yargıtay, suça konu fiilleri şu şekilde tanımlamaktadır;

‘’…5237 Sayılı TCK'nın ''Fuhuş'' başlıklı 227. maddesinin 2. fıkrasında; ''Bir kimseyi fuhşa teşvik etmek, bunun yolunu kolaylaştırmak ya da fuhuş için aracılık etmek veya yer temin etmek, ayrı bir suç olarak düzenlenmiş, fuhuşa sürüklenen kişinin kazancından yararlanılarak kısmen veya tamamen geçimin sağlanmasının fuhuşa teşvik sayılacağı kabul edilmiştir. Fuhuşa teşvik etmek, kişinin fuhuş yapması için onda bir irade oluşturmaya çalışılmasıdır. Fuhuşun yolunu kolaylaştırmak, fuhuşu arayan bakımından bunun için veya fuhuş yapacak kimsenin fuhuşa atılması bakımından onun için her türlü imkanın sağlanmasıdır. Fuhuş aracılık etmek, mağdur ile cinsel arzularını tatmin etmek isteyen kişinin bir araya gelmesini sağlamaktır. Yer temin etmek ise, mağdur ile cinsel arzularını tatmin etmek isteyen kişinin bir araya gelecekleri yerin temin edilmesidir. Fıkrada düzenlenen suç seçimlik hareketli bir suç olup, fıkrada sayılan hareketlerden herhangi birisinin yapılması suçun işlenmesi için yeterlidir. …‘’ (T.C. YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ E. 2016/8789 K. 2018/10721 T. 4.7.2018)

Belirtmek gerekir ki tüm bu fiillerin maddi bir menfaat beklenmeksizin hayrına yapılması da fuhuş suçunu oluşturacaktır. Fuhuş için bir menfaat temini gerekse de kanun maddesinin lafzına göre suça konu aracılık ve sair fiillerin gerçekleştirilmesi için bir menfaat şartı yoktur. Yalnız, ikinci fıkrada fuhşa sürüklenen kişinin kazancından yararlanılarak kısmen veya tamamen geçimin sağlanmasının fuhşa teşvik sayılacağı öngörülmüştür. İlgili düzenlemeye göre fuhşa sürüklenen kişinin bakmakla yükümlü olduğu kimseler, örneğin yaşlı ana-babası yahut çocukları eğer paranın fuhuştan geldiğini biliyorlar ise suçun faili konumunda bulunmaktadırlar. Lakin bu durumda zaruret halini göz önünde bulundurmak gerekir. Belirtmek gerekir ki yasal olarak genel kadınlık yapan birinin gelirinden geçim sağlamak bu suçu oluşturmayacaktır.

Manevi Unsur

Fuhşa teşvik etmek ve bunun yolunu kolaylaştırmak fiilleri genel kastla işlenebilen suçlardır. Keza fuhşu kolaylaştırmak veya fuhşa aracılık etmek amacıyla hazırlanmış görüntü, yazı ve sözleri içeren ürünleri vermek, dağıtmak veya yaymak fiilleri açısından genel kast yeterlidir.

Lakin çocuğu fuhuş maksadıyla tedarik,aracılık yahut barındırma/yer temini, kanun lafzında da belirtildiği üzere belirli bir saik/amaç ile gerçekleştirilecek fiil olduğundan bu suçlar için failde özel kast aranacaktır. Yine denilmiştir ki suçun cebir veya tehdit kullanarak, hile ile ya da çaresizliğinden yararlanarak işlenmesi halinde, fail söz konusu filleri fuhşa sevk, tedarik veya aracılık için gerçekleştirdiğini bilmelidir. Öyleyse failin kusurlu sorumluluğuna gidilebilmesi için işbu suç için özel kast aranacaktır.[8]

Hukuka Aykırılık

Suçla korunan hukuki değerin cinsel birleşmenin onuru, toplumun genel ahlakı ve aile düzeni olduğu belirtilmiştir.[9] Yargıtay bir kararında suç ile korunan hukuki değeri şu şekilde açıklamıştır; ‘’ …Fuhuş suçu, 5237 Sayılı TCK'nın topluma karşı suçlar başlıklı üçüncü kısmın, genel ahlaka karşı suçlar başlıklı yedinci bölümünde düzenlenmiş olup, bu suçla korunan hukuki yarar genel olarak, toplumun ar ve haya duyguları ile birlikte genel ahlakın korunmasıdır… ‘’ (YARGITAY CEZA GENEL KURULU E. 2017/14-572 K. 2019/2 T. 15.1.2019)

Suça konu fiiller ile ilgili olarak zaruret hali ve meşru savunmanın bir hukuka uygunluk sebebi olarak uygulama alanı bulamayacağını düşünüyoruz. Keza ilgilinin rızası da cinsel dokunulmazlığa karşı yahut hürriyete karşı suçlar ile ilgili bir mesele olup işbu suçta uygulama alanı bulmaması gereken bir hukuka uygunluk sebebidir. Hukuka uygunluk sebeplerinin yalnızca yazılı hukukta aranmaması gerekmekteyse de örf ve adet gibi yazılı olmayan hukuka uygunluk sebepleri de işbu suçta uygulama alanı bulamayacaktır.

Belirtmek gerekir ki para karşılığı cinsel ilişkiye aracılığın yahut genel ev işletmeciliğinin yasal olarak ne şekilde yapılabileceğinin ana hatlarını Genel Kadınlar ve Genelevlerin Tabi Olacakları Hükümler ve Fuhuş Yüzünden Bulaşan Zührevi Hastalıklarla Mücadele Tüzüğü belirlemektedir. Şüphesiz ki tüzüğe göre yapılan iş ve işlemlerde hukuka uygunluk sebebi bulunmaktadır.

Aynı mağdura yönelik değişik zamanlarda birden fazla kez fuhuş suçunu işleyen sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının zorunlu olduğu

‘’…Sanığın değişik zamanlarda birden fazla kez cebir ve tehditle mağdureyi fuhşa teşvik edip fuhuş yapmasına aracılık etmesi, fuhuş suçunun niteliği itibariyle yapısında teselsülü barındıran bir suç olmaması ve eylemin birden fazla kez gerçekleştirilmesi gerektiği yönünde bir düzenlemeye yer verilmemesi karşısında, aynı suç işleme kararının icrası kapsamında aynı mağdura yönelik değişik zamanlarda birden fazla kez fuhuş suçunu işleyen sanık hakkında 5237 Sayılı TCK'nın . maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanmasının zorunlu olduğu kabul edilmelidir. Yerel Mahkemenin direnme kararına konu hükmünün, fuhuş suçunu zincirleme şekilde gerçekleştiren sanık hakkında TCK'nın . maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi sebebiyle bozulması gerekmiştir.’’ (T.C. YARGITAY CEZA GENEL KURULU E. 2017/14-572 K. 2019/2 T. 15.1.2019)

Suçun belirlenmiş ya da belirlenebilir bir mağdura yönelik olarak işlenebilecek olması

‘’… Suçun belirlenmiş ya da belirlenebilir bir mağdura yönelik olarak işlenebilecek olması karşısında adı geçen mağdurların gerçekte var olup olmadıkları ve açık kimlikleri tespit edilerek mağdur sıfatıyla bilgilerine başvurulmadan eksik araştırma ve yetersiz gerekçeyle sanığın bu mağdurların fuhuş yapmasına aracılık ettiği kabul edilerek mahkumiyet kararı verilmesinin bozmayı gerektirdiği …’’ (T.C. YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ E. 2016/16937 K. 2019/54 T. 7.1.2019)

Fuhuş suçunun mağdur sayısınca oluşacağı

‘’… Sanıklara atfedilen fuhuş suçlarının hangi mağdurlar ve eylemler açısından kabul edilerek hüküm kurulduğunun kararda gösterilmesi ve yine bu bağlamda fuhuş suçunun mağdur sayısınca oluşacağı ve farklı zamanlardan birden fazla kez yer temini veya aracılık eylemleri dolayısıyla da TCK'nın . maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, …’’ (T.C. YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ E. 2017/7370 K. 2018/7096 T. 9.5.2018 / T.C. YARGITAY 14. CEZA DAİRESİ E. 2012/4297 K. 2014/2070 T. 20.2.2014 / T.C. YARGITAY 5. CEZA DAİRESİ E. 2009/420 K. 2010/5922 T. 5.7.2010)

Cumhuriyet Savcısının görevlendirmesi olmaksızın polisin kimliğini gizleyerek fuhşu ortaya çıkartması / Hukuka aykırı delil

‘’ …Somut olayda, yasal düzenlemelere aykırı şekilde kolluk görevlilerinin çalışmaları üzerine Cumhuriyet Savcısının CMK'nın vd. maddelerine göre yaptığı yazılı veya sözlü bir görevlendirme bulunmaksızın, bir ihbar üzerine sanığa ait masaj salonu aranarak suça konu edilen yere bir kolluk görevlisinin müşteri olarak gönderildiği, sanığın gösterdiği içerideki bayanlardan biriyle fuhuş pazarlığı yapılarak önceden seri numarası alınmış paranın mağdura verilmesinden sonra polis kimliğinin açıkladığı, ardından diğer kolluk görevlilerinin aynı işyerine girerek içerideki sanık ve mağdur ile iki bayanın daha kimlik tespitlerinin yapılması neticesinde konu ile ilgili Cumhuriyet Savcısına bilgi verilerek, sanık, mağdur ve diğer iki bayanın ifadesinin alınması ve tahkikat evrakının ikmalen gönderilmesi talimatının alındığı anlaşılmaktadır.

Kolluk görevlileri tarafından yapılan işlemlerin, CMK'nın vd. ile 123 ve 127. maddelerine aykırı olduğu, bu sebeple elde edilen delillerin de hukuka aykırı yöntemle elde edilmiş delil niteliğinde bulunduğu, kaldı ki fuhuş iddiasının sanık, mağdur ve işyerinde bulunan diğer iki bayan tarafından doğrulanmadığı, yerleşik Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarında belirtildiği üzere, gizli soruşturma yapan adli kolluk görevlisinin hiç bir zaman kışkırtıcı ajan gibi hareket edemeyeceği, önceden failde bulunmayan suç işleme kastı oluşturarak, faili suç işlemeye azmettiremeyeceği, dolayısıyla sanığın üzerine atılı fuhuş suçunu işlediğine ilişkin, hukuka uygun yöntemlerle elde edilmiş delil bulunmadığı, mümzi kolluk görevlilerinin beyanlarının bu yönde oluşan kabulü etkileyebilecek nitelikte olmadığının anlaşılması karşısında, Yerel Mahkemenin beraat kararı yerinde görülmüştür.’’ (T.C. YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ E. 2018/1698 K. 2018/4437 T. 28.3.2018)

Sanığın şartları varsa aynı zamanda İnsan Ticareti suçundan da cezalandırılacağı

‘’…Sanığın fuhuş amacıyla açık kimliği tespit edilemeyen bayan vasıtasıyla çocuk bakıcılığı işinde çalışacakları vaadiyle kandırarak getirdiği müştekilere, işin olmadığını söyleyerek yaptığı masrafları istemek, ekonomik durumları kötü olan müştekilerin paraları olmadığını söylemeleri üzerine, borçlarını fuhuş yaparak ödeyebilecekleri teklifinde bulunan, teklifin kabul edilmemesi halinde ise, onları bırakmayacağını söyleyen sanığın, hile ile kandırıp ülkeye getirerek barındırdığı müştekileri, baskı altında tutarak zorla fuhuşa teşvik ettiği anlaşılmakla, yerinde olmayan gerekçeyle, müştekilere yönelik fuhuş suçundan kurulan hükümlerde, TCK'nın /4 ve 43. maddelerinin uygulanmaması, sübut bulan insan ticareti suçundan ise, mahkumiyet yerine beraat kararı verilmesi isabetsizdir. …’’ (T.C. YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ E. 2018/794 K. 2018/2178 T. 21.2.2018)

‘’… İnsan ticareti ve fuhşa aracılık etme suçları birbirinden bağımsız olduğundan, fuhuş yaptırmak maksatlı insan ticareti suçunda, insan ticareti suçunun unsurunu oluşturan araç fiilleryle fuhşun nitelikli halini teşkil eden fiillerin bulunup bulunmadığı her suç açısından ayrı ayrı değerlendirilir. Mahkeme kabulüne göre, sanık V.A.'ın katılan H.E. fuhuş amacıyla barındırdığı ve sevk ettiği anlaşıldığından, sanığın kanıtlanan eylemlerinin "tehdit, baskı, cebir veya şiddet uygulamak" şeklinde gerçekleşen insan ticareti ile fuhuş suçlarını oluşturduğu, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun ise insan ticareti suçunun unsuru olduğu, ayrıca ceza verilemeyeceği gözetilmeden, sübuta eren ve unsurları yönünden oluşan insan ticareti ile fuhuş suçlarından ayrı ayrı mahkumiyeti yerine, yerinde olmayan gerekçeyle fuhuş suçu ile birlikte kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan cezalandırılmasına karar verilmesi bozma nedenidir.Ayrıca, UYAP sisteminden alınan güncel nüfus kaydına göre, sanık O.A.'ın ölmüş olduğu anlaşıldığından, kamu davasının düşürülmesine karar verilmesi gerekir. ‘’ (T.C. YARGITAY 18. CEZA DAİRESİ E. 2015/24178 K. 2015/10157 T. 4.11.2015)

Fuhşun kaydının tutulduğu defterin delil niteliği

‘’ …Fuhuş suçunda; mağdurelerin birlikte oldukları şahıslarla kaldıkları otelden sabah erken saatlerde kaçarak emniyete müracaat etmeleri şeklindeki olayın intikali, mağdurelerin ifadeleri, sanıklara ait evde yapılan aramada bulunan mağdurelerin gittikleri müşterileri ve aldıkları parayı yazan defter kayıtları, sanık beyanları ve tüm dosya içeriği karşısında sanıkların atılı fuhuş suçlarından beraatlerine hükmolunması hukuka aykırıdır. …’’ (T.C. YARGITAY 14. CEZA DAİRESİ E. 2013/567 K. 2013/6970 T. 3.6.2013)

Mağdurelerin onaysız pasaport bilgileri esas alınarak hüküm kurulamayacağı

‘’… Fuhuş suçunun konusunu oluşturan Azerbaycan uyruklu mağdurelerin nüfus kayıtlarının dosya içerisinde bulunmadığı, mağdurelere ait olduğu iddia edilen pasaportların da fotokopi olup, yetkili makam ve kişilerce onaylanmadığı, onaylanmayan fotokopi belgelerin güvenirliğinin denetlenemeyeceği ve suç niteliğinin belirlenmesinde esas alınamayacağı tartışmasız olup, yerel mahkemece onaysız pasaport fotokopilerindeki bilgiler esas alınmak suretiyle suç niteliğinin belirlenmesinde isabet bulunmamaktadır. Bu itibarla, direnme hükmünün, Azerbaycan uyruklu mağdurelerin nüfus kayıtları veya pasaportlarının yetkili makam ve kişilerce onaylanmış örnekleri getirtilmeden, onaysız pasaport fotokopilerindeki bilgilere dayalı olarak hüküm kurulması isabetsizliğinden bozulmasına karar verilmelidir. …’’ (T.C. YARGITAY CEZA GENEL KURULU E. 2012/5-1338 K. 2013/403 T. 1.10.2013)

Fuhşa Sürüklenen Kişinin Tedavisi

İlgili 227. maddenin sekizinci fıkrasında ‘’ Fuhşa sürüklenen kişi, tedaviye veya psikolojik terapiye tâbi tutulabilir.’’ denilmektedir. Bu tedavi kararı, yargılama sonunda ortada bir fuhuş olduğu sabit bulunduktan sonra hakim kararıyla verilebilecek bir karar olup, normun lafzından da anlaşıldığı üzere hakimin takdirine bırakılmış bir meseledir.[10]

Lakin fuhşa sürüklenen ‘’kadınlar’’ hakkında mevzuatımızda öngörülmüş başka tedavi tedbirleri de bulunmaktadır.

Genel Kadınlar ve Genelevlerin Tabi Olacakları Hükümler ve Fuhuş Yüzünden Bulaşan Zührevi Hastalıklarla Mücadele Tüzüğü’nün genel kadınların tesbit, tescil, muayene ve tedavileri başlıklı üçüncü kısmının, tesbit madde başlıklı 20. maddesinde ‘’ Mükerreren ve bir çok erkeklerle münasebette bulunması dolayısiyle bir kadının fuhşu sanat edindiğinden şüphe edilir ve hakkında gizli ve etraflıca yapılan inceleme ile elde edilen müspet delillerle kendisinin 15 inci maddede yazılı genel kadınlar vasıflarını haiz olduğu meydana çıkarılırsa, evvela bu kadını fuhşa sürükleyen sebepler komisyonca araştırılır ve kendisinin tekrar namuslu bir hayata dönmesini sağlıyacak tedbirler düşünülür. Bu tedbirlerin faide vermediği hallerde bu kadın hakkında 21 inci maddedeki şartlar varsa Genel Kadınlar hakkındaki hükümler, bu şartlar yoksa 23 üncü maddede yazılı sağlık tedbirlerine dair hükümler uygulanır. Bir kadın hakkında bu hükümlerin uygulanması Komisyon kararına bağlıdır.’’ düzenlemesi bulunmaktadır. Yine aynı tüzüğün 23,25,26,32,33 ve 34. maddelerinde tedavinin koşulları açıklanmaktadır.

Şüphesiz ki belirtildiği üzere bu tedavi hakim değil, komisyon kararı ile yapılabilecek bir tedavi olup tüzüğün dayanağı olan 1593 s. Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’na göre kanunilik vasfını kazanmış ve uluslar arası sözleşmelerce öngörülen kısıtlamalara uygun bir biçimde kamu sağlığı amacıyla yapılan bir tedavidir.

Av. Alp Öztekin

(Bu köşe yazısı, www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanmak üzere kaleme alınmış olup, ancak hukuka ve etik ilkelere uygun atıf yapılması suretiyle kullanılabilir)

---------------------------------

[1] Sozluk.gov.tr

[2] Atalay Ayşe Özge, Türk Ceza Hukukunda Fuhuş Suçu(Yüksek Lisans Tezi), T.C Bahçeşehir Üniversitesi,İstanbul,2013,s.31,32 http://acikerisim.bahcesehir.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/123456789/98/T%C3%BCrk%20ceza%20hukukunda%20fuhu%C5%9F%20su%C3%A7u.pdf?sequence=1&isAllowed=y, Et:30.05.2019

[3] Soyaslan Doğan, Ceza Hukuku Özel Hükümler, Yetkin, Ankara, 2018, s.585

[4] Atalay, s.29

[5] ‘’… mağdur üzerinde işlenen ve cinsel birleşme kastı taşımayan, devamlılık gösteren şehevi hareketlerdir … ‘’ Ejder Yılmaz (Öğrenciler İçin) Hukuk Sözlğü, Yetkin, Ankara 2012, s.730

[6] Soyaslan, a.g.e. s. 584

[7] Özbek Veli Özer, Doğan Koray, Bacaksız Pınar, Tepe İlker, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, Seçkin, Ankara, 2018, s.891

[8] Soyaslan, a.g.e. s. 587

[9] Soyaslan, a.g.e. s. 584

[10] Hafızoğulları Zeki, Özen Muharrem, Topluma Karşı Suçlar, USA, Ankara, 2012, s. 358,359