Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Ofisi, Demokratik Kongo hükümetinin iki toplum arasındaki gerilimi hafifletmediği sürece ülkenin batısında yeni bir şiddet dalgasının patlayabileceği konusunda uyarıda bulundu.

Demokratik Kongo’da geçtiğimiz yılın sonunda, Mai-Ndombe iline bağlı Yumbi kasabasında planlı bir şekilde yüzlerce erkek, kadın ve çocuk öldürüldü. 16-17 Aralık olaylarına dair yapılan BM soruşturmasına göre olaylardaki şiddet insanlığa karşı suç teşkil edebilir.

Soruşturmanın geçtiğimiz ay yayımlanan sonuçlarına göre, 16 ve 18 Aralık 2018 tarihleri arasında dört noktada gerçekleştirilen saldırıların kanıtlarını bulundu.

Yaklaşık 900 kişi öldürüldü

BM İnsan Hakları Bürosu (OHCHR) Sözcüsü Ravina Shamdasani, Cenevre’deki gazetecilere verdiği demeçte, Banunu ve Batende toplulukları arasındaki çatışmalar sonucunda 890 kişinin öldüğünü ve binlerce kişinin yerlerinden edildiğini bildirdi.

Shamdasani, "Yumbi kasabasında Bongende köyünde ve Nkolo II köyünde en az 535 erkek, kadın ve çocuğun öldürüldüğünü ve 111 kişinin de yaralandığını tespit ettik. Bazı kurbanların cesetlerinin Kongo Nehrine atıldığını rakamların düşündüğümüzden daha fazla olma ihtimali oldukça yüksek" dedi.

Binlerce insan yerlerinden edildi

OHCHR Sözcüsü Shamdasani, 19 bin kişinin şiddet yüzünden yer değiştirdiği için kayıp insan sayısının doğrulanamayacağını, bunların 16 bininin Kongo Nehrini geçerek Kongo Cumhuriyeti’ne geçtiklerini belirtti.

BM’nin Demokratik Kongo Barışı Koruma Misyonu (MONUSCO) ve OHCHR ekibinden ve ülkedeki araştırmacılardan yapılan açıklamaya göre şiddet olayları Banunu topluluğunun şefinin cenaze töreni sırasında çıkan bir anlaşmazlık yüzünden Batende köyünde meydana geldi.

Shamdasani, gerçekleştirilen saldırıların birbirleriyle aynı olduğunu, aşırı şiddet ve hızlarıyla nitelendirildiklerini ve saldırılarda insanların kaçmasına çok az zaman tanındığını belirterek, Batende köylülerinin av tüfekleri, el aletleri, yaylar, oklar ve benzin dahil ateşli silahlarla donatıldığını sözlerine ekledi.

Araştırmanın bulgularında, mağdurlara öldürülmeden önce etnik Banunu olup olmadıkları sorulduğuna dair tanık ifadeleri yer alıyor.

Saldırıların seçimlerle bir alakası yok

Shamdasani, araştırma sonuçlarında yer alan 2 yaşındaki çocuğun foseptik çukuruna nasıl atıldığı, bir kadına kocası öldürülüp 3 yaşındaki çocuğunun kafası kesildikten sonra tecavüz edildiği gibi bilgileri paylaştı.

Bu tür kanıtlarla karşı karşıya olan OHCHR yetkilileri, soruşturmanın Yumbi bölgesinde belgelenen suçların insanlığın cinayet, işkence, tecavüz ve diğer cinsel şiddet biçimlerinin yanı sıra zulmü ile ilgili suçları da içerebileceğini belirtti.

Araştırmacılar, saldırıların Aralık ayında gerçekleştirilecek seçimlerle bir bağlantısının olup olmadığının araştırıldığını ancak seçimlerin şiddet olayları yüzünden Mart ayına ertelendiğini bu yüzden buna dair bir kanıtın bulunmadığını ifade etti.

"Bu bölgede 31 Mart’ta seçimler yapılacak" diyen Shamdasani, "Ancak yerlerinden edilerek sınırdan Kongo Cumhuriyeti’ne giden insanlar muhtemel şiddet olayları yüzünden evlerine geri dönüp oy kullanamayacaklar" dedi.

Saldırılar başlamadan polis bölgeden ayrılmıştı

Demoktatik Kongo hükümetinin vatandaşlarını koruma sorumluluğuna değinen Shamdasani, bölgede artan gerginlikler olduğuna dair net işaretler bulunduğunu vurguladı. Shamdasani, Aralık ayındaki saldırıların öncesine bölgeye polisin konuşlandırıldığını ancak bunun önleyici bir etkisi olmadığını belirtti.

BM’nin nihai raporunda iki topluluk arasındaki gerilim ve misilleme olacağı söylentilerinin herhangi bir zamanda yeni şiddet dalgalarına yol açabileceğini belirtildi.

MONUSCO Başkanı Leila Zerrougui, hükümeti Yumbi bölgesindeki devlet otoritesini geri kazanmak için acil önlemler almaya ve yerinden edilmiş kişilerin güvenli ve gönüllü geri dönüşü için koşullar oluşturmaya çağırdı.

Zerrougui, "Polis de dahil olmak üzere devlet kurumlarının tarafsız varlığı, yasa ve düzeni sağlamak ve daha fazla şiddet riskini önlemek için önemlidir" dedi.