ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Abidin Ünal'ı derdest edip Ankara'ya getiren Muharebe Arama Kurtarma (MAK) ekibinde yer alan eski astsubay Mesut Güney, komutanı koruma maksadıyla hareket ettiğini, darbe girişiminden haberdar olmadığını öne sürdü.

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin davada, 460 sanığın yargılanmasına devam edildi. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmada, tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları hazır bulundu.

Duruşmada savunma yapan Güney, 17 yıllık deneyimli bir MAK personeli olduğunu, eğitmen statüsünde bulunduğunu söyledi.

Güney, darbe girişimi sırasında eğitim gerekçesiyle kışladan çıkarıldıklarını, yolda sanık eski binbaşı Gökhan Maldar'dan İstanbul'a gideceklerini öğrendiklerini iddia ederek, saat 20.00 sularında İstanbul'a geldiklerini ve Samandıra'daki askeri tesislere geçtiklerini anlattı. Güney, burada eski Binbaşı Maldar'ın kendilerine "İhtiyaç halinde Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal'ın korumasını sağlayacağız." dediğini aktardı.

Daha sonra helikopterle komutanın bulunduğu Moda Deniz Kulübüne gittiklerini bildiren Güney, dışarıda emniyeti sağladığını, emekli Korgeneral Mehmet Şanver'in kızının düğününün yapıldığı salona girmediğini belirtti.

Havaya ateş ettiği iddiasını kabul eden Güney, "Düğünde bulunanlar helikopter yerde çalışır haldeyken araçlarıyla dışarı çıkmaya çalışıyorlardı. Bu kişileri helikopterden uzaklaştırmak için üç el havaya ateş ettim." dedi.

Güney, Hava Kuvvetleri Komutanı Ünal'ı bir kez salondan çıkıp helikoptere binerken gördüğünü, saat 03.00 civarında helikopterle Samandıra'daki askeri tesise geri döndüklerini, sabah saatlerinde iki helikopterle Akıncı Üssü'ne geçtiklerini, diğer helikopterde sivil giyimli kişiler gördüğünü, aralarından birini eski komutanlarından olduğu için tanıdığını bildirdi.

- "Kimseyi alıkoymadım"

Darbeyi sabah saatlerinde öğrendiğini öne süren Güney, "Komutanlarımın emriyle birliğime ait silah ve teçhizatla göreve gittim. Görevim komutanımızın korunmasıydı. Emir üzerine hareket ettim. Görev sırasında kimse zarar görmedi. Amirlerimin emrine itaat ettim. Kanunsuz hiçbir emir almadım." diye konuştu.

Kimseyi özgürlüğünden alıkoymadığını savunan Güney, göreve özellikle seçilmediğini, görev tanımına uymayan hiçbir iş yapmadığını iddia etti.

"Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakacak hiçbir eylemim olmadı, suçlamayı kabul etmiyorum." diyen Güney, tahliye ve beraat talep etti.

Mesut Güney, gözaltına alındıktan sonra Adil Öksüz'ün nezarethanede kullandığı telefona ilişkin, "Nezarette bulunan kişilerin avukatlarını arayabilecekleri söylendi. Poşetlerden birini aldım. Nezaretteki bir kişiye verdim. Bu kişi avukatını aradı. Devamında birkaç kişi daha aynı telefondan avukatını aradı." diye konuştu.