ANKARA (AA) - Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı Prof. Dr. Derya Örs, Türkiye'de dil konusunda, toplumsal hafıza, bilinç, özen ve dikkatin aşırı derece örselendiğini belirterek, "Son dönemde diziler dolayısıyla da çok yaygın bir argolaşma, kabalaşma, nezaketten, nezafetten uzak bir dil inşası var." dedi.

Türk Dil Kurumu (TDK) ve Vakıfbank iş birliğiyle "Dilimiz Kimliğimizdir Karikatür, Ası ve Fotoğraf Yarışması"nın ödül töreni düzenlendi.

Vakıfbank Hizmet Binası Toplantı Salonu'nda düzenlenen törende, TDK'nin 86'ncı kuruluş yıl dönümü de kutlandı.

Törenin açılışında konuşan Prof. Dr. Örs, geçen yıl, Cumhurbaşkanlığı himayesinde Türkiye çapında Türk dilindeki sorunlara veya güzelliklere, hoşnutluklara dikkati çekmek üzere geniş çaplı bir etkinlik başlatıldığını, bu kapsamda pek çok etkinlik yapıldığını dile getirdi.

Örs, asıl istediklerinin Türk dilindeki sorunlar ve güzelliklerin, Milli Eğitim, Kültür ve Turizm ile Gençlik ve Spor bakanlıkları seviyesinde ele alınması olduğunu söyledi.

Türkiye'de banka ve finans çevrelerinin Türkçe kullanımı konusunda daha duyarlı olması gerektiğini ifade eden Örs, "Leasing, factoring, portföy orada duruyor. Bankalarımız, bankacılık dilinden başlamaları gerekiyor. Biz birlikte bir davayı yürütme amacındaysak herkes elini taşın altına koyacak." diye konuştu.

- "İdeolojik kavgaların zemini haline getirildi"

"Dil, ne yazık ki Türkiye'de 80 yıl boyunca ideolojik kavgaların zemini haline getirildi. Her gelen bilim heyeti, kendi dünya görüşüne, zihniyetine, aidiyetine ve ideolojisine göre dile müdahale etti." diyen Örs, bugün de herkesin bunları eleştirdiğini vurguladı.

Prof. Dr. Örs, bu konudaki tartışmaların bir kenara bırakılarak, özellikle İngiliz dilinden akın akın Türkçe'ye gelen, teknolojik kelimelerin ve bazı kültürel kavramların karşılığını bulmak gerektiğinin altını çizdi.

Söz konusu alanda çalışanların Türkçe karşılık bulma konusunda sorumlu olduğunu belirten Örs, şöyle devam etti:

"TDK'de 4 tane hoca otursun, orada her kelimeye karşılık bulsun diye bir beklenti kesinlikle yanlıştır. Bunu bir mühendis bulmalıdır. Bilgisayar, yazılım, fare gibi gibi kelimeleri bulan dilci değil, mühendislerdir. Dil, sadece dilcilerin uhdesinde olan bir iş olarak kabul edildiği sürece bu sorunlar çözülmeyecektir. Meslek uzmanları, buna katkı vermek durumundadır."

- "Basın yayın kuruluşları gerekli özeni göstermeli"

Genel anlamda Türkiye'de, dil konusunda, toplumsal hafıza, bilinç, özen ve dikkatin aşırı derece örselendiğini ifade eden Örs, basın yayın kuruluşlarının da Türkçe konusunda gerekli özeni göstermesi gerektiğinin altını çizdi.

Prof. Dr. Örs, şunları kaydetti:

"Basın yayın kuruluşlarımız bu konuda olumsuz örneklerin başını çekiyor. Birçok özel sektörde veya kamu kurum ve kuruluşlarındaki basın yayın birimleri ne imla usulleri, ne telaffuz usullerine dikkat ediyor. Son dönemde diziler dolayısıyla da çok yaygın bir argolaşma, kabalaşma, nezaketten, nezafetten uzak bir dil inşası var. Dil bir sözlük değil. Dil, yaşadığımız hayatın kendisi. Bugün insanlar artık siz-biz, sen-ben arasındaki nezaketin farkını dahi unutmaya başlıyorlarsa bu, sözcük anlamıyla ilgili bir şey değil. Bu toplumsal bir sorun."

Devlet kurumlarında kullanılan bazı yabancı kelimelere de dikkati çeken Örs, "Moderatör ve lansman kelimelerini devletimizden kaldıramadım. Yazdım, söyledim, rica ettim. Devlet kurumlarından gelen davetiyelerin tamamında bunlar yazıyor. Ben de 'Sizin modere ettiğiniz toplantılara katılmıyorum' diyorum. Bunları biz düzeltmeyeceksek ne yapacağız?" diye konuştu.

- "Milli kimliğimizi korumak için herkes üzerine düşen görevleri yerine getirmeli"

Vakıfbank Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Alptekin, kurulan sitelere, fabrikalara ve kurumlara yabancı isimler verilmesinin acı bir durum olduğunu vurgulayarak, bu konuda TDK'ye önemli görevler düştüğünü söyledi.

Alptekin, Vakıfbank'ın dün olduğu gibi bugün ve yarın da aynı şekilde kurumlara destek vermeye devam edeceğini söyledi.

TDK Başkanı Prof. Dr. Gürer Gülsevin, TDK'nin 86'ncı yıl dönümünün bugün kutlandığını dile getirerek, 1932'den bu yana teşkilat yapılanmasında çeşitli güncellemeler yapılsa da kurumun amaçları ve ilkelerinin değişmediğini belirtti.

"Dilimiz Kimliğimizdir Karikatür, Ası ve Fotoğraf Yarışması"nda emeği geçenlere teşekkür eden Gülsevin, bu yarışmaya gösterilen ilginin de oldukça yüksek olduğunu aktardı. Gülsevin, seçkin kurullar tarafından birçok eserin sergilenmeye değer görüldüğünü ifade etti.

Dildeki yabancılaşmaya karşı duyarlılıkların hayat boyu devam etmesi gerektiğine vurgu yapan Gülsevin, "Resmi ve özel kuruluşlar, sivil toplum örgütleri, aydınlar, yazarlar topyekun bütün ülke, milli kimliğimizi korumak için üzerine düşen görevleri yerine getirmeli." diye konuştu.

Konuşmaların ardından yarışmada dereceye giren ve sergilenmeye değer eserlerin sahiplerine ödülleri verildi.

Yarışmanın ası ve fotoğraf dalında birinciler 15 bin, ikinciler 10 bin, üçüncüler 5 bin lira, Teşvik Ödülü'ne layık görülenler ise 2 bin 500 lira ödül aldı. Karikatür dalı için gelen 126 çalışma için yapılan değerlendirmede ödüle layık eser bulunamadığı belirtildi.

Bu arada dereceye giren ve sergilenmeye değer eserler kitaplaştırıldı.