ÖZET

Blockchain teknolojisinin yaygınlaşmasında özellikle de sanal alemin ve teknolojinin kullanıcılarının artması ile olmuştur. Bu durum kripto varlıkların hukuki açıdan incelenmesini de zorunlu hale getirmiştir. Bu nedenle yapılan incelemelere bakıldığında hukukun birçok alanında kripto varlıkların farklı açılardan incelendiği görülmeketdir. Her gün farklı blockchain ağı üzerinde kripto varlıklara ilişkin işlemlerin gerçekleştiği ve işlem hacminin de arttığı söylenebilir. Bu bakımdan kripto para ve teknolojisinin kullanım oranının ülkemizde ve küresel piyasada hukuki düzenlemesinin incelenmeye değerde olduğunu söylemek mümkündür. Çünkü kripto varlıklar küresel piyasada söz sahibi olan büyük yatırımcıların dikkatini çekecek seviyeye gelmiştir. Ancak kripto varlıklara ilişkin düzenlemelerin henüz birçok ülkede istenilen seviyede olmaması nedeniyle bu durum bazı hallerde mağduriyetlerin yaşanmasına sebep olabilmektedir. Ülkemiz açısından da yeterli derecede düzenlemenin olmaması nedeniyle ortaya çıkan hukuki sorunlar genel hukuk kuralları açısından çözüme kavuşmayı beklemektedir. Kripto paranın alt yapısını oluşturan Blockchain teknolojisinin de bundan farklı olduğu söylenebilir. Blockchain teknolojisinde kripto varlıkların taraflar arasında doğrudan transferi sağlaması nedeniyle hızlı, aracının olmadığı, denetlenebilir ve şeffaf olması nedeniyle tercih edilebilecek yöntemlerden biridir. Birçok açıdan olumlu yönlerinin bulunması nedeniyle kullanımında sağlanacak artış sebebiyle gerekli hukuki düzenlemelerin yapılması, yaşanması olası mağduriyetleri de en aza indirecektir.

ABSTRACT

Blockchain technology has become widespread, especially with the increase in users of the virtual world and technology. This situation has made it necessary to examine crypto assets from a legal point of view. For this reason, when we look at the examinations made, it is seen that crypto assets are examined from different perspectives in many areas of law. It can be said that transactions regarding crypto assets take place on different blockchain networks every day and the transaction volume increases. In this respect, it is possible to say that the legal regulation of the usage rate of crypto money and technology in our country and in the global market is worth examining. Because crypto assets have reached the level that will attract the attention of big investors who have a say in the global market. However, since the regulations regarding crypto assets are not yet at the desired level in many countries, this situation may cause grievances in some cases. The legal problems that arise due to the lack of adequate regulation in our country are waiting to be resolved in terms of general law rules. It can be said that Blockchain technology, which forms the infrastructure of crypto money, is different from this. In Blockchain technology, it is one of the methods that can be preferred because it provides direct transfer of crypto assets between the parties, is fast, has no intermediaries, is auditable and transparent. Due to its positive aspects in many respects, due to the increase in its use, making the necessary legal arrangements will minimize the potential victimization.

GİRİŞ

Bilimin ve teknolojinin giderek hızla gelişim göstermesi ile birlikte ticarette ve iletişimde de beklenmedik derecede hızlı değişimler sağlanmıştır. Bu durumda alışveriş ve ödeme alışkanlıklarını da beraberinde değiştirmiştir. Kredi kartları, banka kartları ve ödeme yöntemlerinin gelişmesinde de birçok farklı etken olmuştur. Bunlardan en önemli etken de kripto varlıkların kullanılmaya başlamasıdır. Akıllı sözleşmeler, para ve varlık transferi gibi değer transferleri de kullanılmaya başlamasına karşın bu gelişmeleri en önde götüren kripto varlıklar olmuştur. Bu açıdan kripto varlıklardan olan kripto parayla birlikte blok zincir ve akıllı sözleşmeler ile birlikte değerlendirilmekte ve bir dönem yasakalnmış ya da temkinli yaklaşılmıştır. Bunun nedeni de hukuki olarak düzenlemelerin yeterince olmamasından kaynaklanmaktadır.

Blok zincir ve akıllı sözleşmeler kripto paradan ayrıştırıldığı söylenebilir, kripto paranının arkasında olan teknolojinin faydalı bir teknoloji olduğu bilinse de küresel piyasada birçok ülkede ve ülkemizde hukuki düzenlemelerin yapılamamış olması ve temkinli yaklaşılmasına karşın illegal olarak değerlendirilmemekte ve genel hukuki hükümler çerçevesinde faaliyet gösterdiği söylenebilir. Aralarında ülkemizinde yer aldığı birçok ülkenin kripto varlıklara ilişkin yeterli hukuki araçları ve düzenlemeleri geliştirilmesinde sorunların yaşandığı söylenebilir. Bu nedenle çalışmamız kapsamında ilk bölümde kripto varlıkların hakkı, konusu ve kavramsal olarak değerlendirmede bulunduk. Çalışmanın ikinci bölümünde ise hukuki açıdan kripto varlıkları hukuktaki genel başlıklara göre değerlendirme yaparak inceledik. Böylece hangi hallerde hangi düzenlemelere tabi olacağını değerlendirdik.

I. KRİPTO VARLIK HAKKININ KONUSU VE NİTELİĞİ

1. Kripto Varlık Kavramı

Kripto varlıklar sanal şekilde oluşturularak saklanması mümkün olan dijital ağlar üzerinden dağıtımı gerçekleştirilen ve değer ya da hak ifade eden gayri maddi varlıklar şeklinde ifade edilebilir. Kripto varlıkların özü bakımından veri bankasında yer alan ve benzeri bulunmayan kayıttır[1]. Özellikle de blockchain tabanlı dağıtık veri kayıt sistemlerinde olan kayıtlar bakımından bu terimin tercih edilmesi gerekir. Blockchain teknolojisinin dağıtık veri tabanı niteliği ile dijital sicil kayıt sistemi şeklinde tanımlamak mümkündür. Bu kayıt sisteminde işlem verilerinin bloklar şeklinde kayıt altına alınır. Bloklar da birbirine bu şekilde bağlanır. Blokların dijital parmak izi niteliğinde olan şifreleme işlevleri ile birliket anonim hale getirilen birbirine zincir halinde bağlanır[2].

Her yeni blok ile birlikte kendinden önceki bloklarda yer alan hash değerini içermesi nedeniyle veri kayıt sisteminde yer alan her değişikliğin kayıt altına alınması ve bu değişikliğin diğer kullanıcıların veri sisteminde her değişikliğin kayıt altına alınması ve bu değişikliğin diğer kullanıcılarda veriler ile eşleştirilememesi bakımından işlem geçerlilik kazanmaz. Bu nedenle ilk olarak dağıtık veri tabanının altyapısını meydana getiren blockchain protokolünün oluşturulması ve yayımlanması ile birlikte bu protokole dayalı biçimde yapılan işlemlerin sonucunda blok zinciri oluşur. Bu bloklar veri şeklinde kripto varlıklar ve işlem kayıtlarını içerir. Kripto varlığın bir kullanıcıdan diğerine transferi bakımından blok zincir protokolünde kripto varlığa ilişkin kayıtta değişiklik yapma yetkisine sahip olması halinde tasarruf yeteneği ortaya çıkar[3].

Kripto varlık devrinde taraflar arasında kripto varlığa ilişkin verilerin devri anlamına gelmez. Kripto varlığın karşı tarafa devri, verinin karşı tarafa transferi şeklinde gerçekleşmez. Ancak burada veri kayıt ssiteminde hak sahibinin değiştiği söylenebilir. Bu nedenle bir kimseden diğer kimseye yapılan devirde kripto varlık devrinde bu kişiler arasında kripto varlık kaydına ilişkin değişiklik yapılma yetkisinin verildiğini söylemek mümkün olacaktır. Bu durumun ötesinde bir verinin kişiler arasında aktarılmasından bahsedilemez[4].

2. Kripto Varlık Çeşitleri

Kripto varlıklardan blok zincirden en çok bilinen Bitcoin ve bitcoin ağında yer alan kripto varlıklar olsa bile blok zindir teknolojisinin birçok farklı alanda kullanılması mümkündür. Bu nedenle kripto varlıkların yalnızca ödeme aracı veya diğer ifadeyle kripto para birimi şeklinde değil, diğer amaçlar ile de kullanılması mümkündür. Bunun yanı sıra tek anlam bütünlüğü açısından tek bir kavramın varlığından söz edilemez. Çünkü farklı amaçların aynı bünyede olduğu kripto varlık çeşitlerine rastlanması da mümkündür[5]. Bunların en yaygın olanlarının kripto para birimi olan kripto varlıklar olduğu söylenebilir. Bunların para yerine ödeme aracı şeklinde kullanıldığı söylenebilir. Para birimi kripto varlıkların ayırt edici özelliğine bakıldığında kendi başlarına değer arz ettileri söylenebilir. Kripto varlığın temsil ettiği diğer bir varlık söz konusu değildir. Bu nedenle kripto varlıkların değeri de pazarda yer alan arz-talep döngüsüne göre oluşur[6].

Belirtmek gerekir ki yarar sağlayan kripto varlıkların bulunduğu da söylenebilir. Bunların özelliği de kripto varlıkların karşılığında belli platrofm üzeirnden ürün veya hizmetin temin edilmesinin mümkün olmasıdır. Bunlar da dijital kupon gibi belli ürün veya hizmet karşılığında değiştirilebilen veya ilgili kişilere karşı talepte bulunma imkanı tanır. Fakat bu kripto varlıkların yalnızca belli platformlarda ve belli ürün veya hizmetlerde sınırlı olarak kullanılabilirliği ise kripto varlıkların para ikamesi olarak kullanılan kripto varlıklardan ayırt edici yönüdür. Öz kaynak veya sermaya şeklinde kullanılan kripto varlıkların da sanal hisse senetleri olarak değerlendirilmesi mümkündür[7]. Şirketlerin bu yöntem ile birlikte hisselerini tedavüle koymalarının mümkün olabilme ihtimali bulunmaktadır[8].

Varlığa dayalı olan kripto varlık kategorilerinde kripto varlıkların belli malvarlığı veya malvarlığına ilişkin alacak hakkını temsil eder. Bu da kripto varlık türü açısından önemli olan sınıflandırma biçimi kripto varlığın kendi başına değer arz edip etmemesidir. Bu bağlamda kripto varlıklar blok zincir protokolünde yer alan kayıtlardan oluşmaktadır. Bu kayıtlarda şahısların değişiklik yapma yetkisinin tanınması halinde bu kayda erişimin üçüncü kişilerde engellenmesi söz konusu olur. Kripto varlık sayısı da başından beri sınırlı olması nedeniyle kripto varlığın değeri de arz-talep dengesi uyarınca belirlenir[9].

Kripto varlığın değeri de piyasadaki talep doğrultusunda şekillenecektir. Bu nedenle piyasadaki dalgalanmanın diğer talepler üzerinde etkisi olacağını da söylemek mümkündür. Diğer bir yöntem olan kripto varlıkların karşılığında belli ürün, hizmet veya para vermeye hazır olunmasıdır. Böylecek kripto varlıkların alacak hakkı veya bir ürünü temsil etmesi halinde alacak hakkının veya ürün değerinin kripto varlığın değerini oluşturur. Bu bağlamda kripto varlıklarla değerini blok zindir deışında bir varlıktan alan kripto varlıklar bakımından ayrımın yapılması isabetli olacaktır[10].

3. Kripto Varlık Hakkının Konusu

Kripto varlık hakkının konusu, ülkemizdeki mevzuat düzenlemesi uyarınca kripto varlıkların hakkın konusuna ilişkin genel düzenlemeler uyarınca tanımlanır. Hukuk düzeni tarafından korunan ve hak sahibine yararlanma yetkisi sağlayan menfaat olarak ifade edilen haktan yararlanma yetkisinin içeriği ve korumadan yararlanmanın biçimi de hukuk düzeni tarafından belirlenir. Bu açıdan kripto varlık üzerinde olası hakkın kişilik haklarından daha çok malvarlığı hakları kategorisinde yer alacaktır. Malvarlığı hakları ekonomik değeri olan ve söz konusu değerin parayla ölçülen hak niteliğinde olduğu söylenebilir. Bu nedenle kripto varlığın hakkının konusu bakımından malvarlığına yönelik değerlendirme yapılması mümkündür. Çünkü kripto paralar veya belli malvarlığını temsil eden kripto varlıklarda piyasada değişken değere sahip olduğu söylenebilir[11].

Kripto varlıklar üzerinde olan hakkın niteliğinin tartışmalı olduğu söylenebilir. Çünkü bir varlığın sanal veya cismani olması, hakkın konusu bakımından farklılık gösteren niteliği bulunmaktadır. Bu değerin hukuk düzenince korunması ve tanınması anlamını taşımaz. Ekonomik bakımdan değerli olan her türlü varlığın aynı şekilde hukuk düzeni tarafından korunması da söz konusu olmaz. Bu nedenle söz konusu değerin rayiç değerine sahip olması halinde değer üzerinde gerçekleştirilen işlemler hukuki bakımdan anlam ifade etmesi için bunların hak kategorisinde dahil edilmesi gerekir. Aksi halde fiili şeklinde gerçekleştirilen işlemlerin hukuki düzende karşılığı bulunmayacaktır[12].

Kripto varlıklar üzerinde mutlak hakkın özellikle de ayni hak benzeri hakkın söz konusu olmayacağı görüşü uyarınca, kripto varlıklara ilişkin ayni hakkın kurulması için gereken düzenlemelerin oluşturulması gerektiğine yönelik yapılan öneri veya aynı haklara yönelik hükümlerin kıyasen uygulanması gerektiğine ilişkin görüşler de bulunmaktadır. Ayrıca kripto varlıklarda hakkın konusu olarak fikri hak, alacak hakkı, fikri hak benzeri hak ve hukuki açıdan herhangi bir anlamı bulunmayan ve hukuk düzeni tarafından düzenlemeye tabi olmayan maddi fiil şeklinde nitelendirilmekte olan farklı görüşler de bulunmaktadır[13].

4. Kripto Varlığın Hukuki Niteliği

Kripto varlığın hukuki niteliğine yönelik yapılan değerlendirme uyarınca belirtilmesi gereken haklardan ilki mutlak hak olup olmadığına ilişkindir. Her kripto varlık kategorisi bakımından blok zincir ağında yer alan verilerin eşya niteliğinin bulunmadığına ilişkin terreddüt bulunmamaktadır. Çünkü verilerin cismani varlık olmadığı söylenebilir. Bu varlıkların üzerinde mevzuatta açık düzenleme olmadığı sürece kripto varlıklar eşya şeklinde değerlendirilmesi ve ayni haklara yönelik hükümlerin uygulanması da söz konusu olmaz. Kripto varlıkların yaygın şekilde kullanılması ve toplum bakımından kabul görmeden hareket ile işlem güvenliği ve koruma amaçları ile taşınır eşyalara yönelik hükümlerin de kıyasen kripto varlıklara uygunlanması gerekir. fakat eşya hukuku bakımından hakim olan aleniyet ilkesinin özellik ve belirlilik ilkeleri uyarınca verilerin mutlak hak olarak kabul edilmesi ve özellikle de üçüncü kişilere karşı ileri sürülme, zilyetliğe ilişkin birçok soruna neden olur. Bu bakımdan mutlak hakkın herkese karşı ileri sürülmesi gerçeğinden hareket edilerek kripto varlıklar üzerinde işlem yapıldığı sırada aleniyet ilkesi uyarınca işlemlerin gerçekleştirildiği söylenebilir[14].

Ayni hak bakımından korunan menfaate ilişkin değerlendirme yapıldığında ise ayni hakkın korunması için kanunda tanımlanmış olma zorunluluğunun olmadığı söylenebilir. Bu durumda sınırlı belli olan fiili şekilde bir kimseye mutlak yetki tanınması nedeniyle hukuki korumadan bahsedilebileceği mümkündür. Fakat yine belirtmek gerekir ki malvarlığı değerini temsil eden varlık olmaması nedeniyle bunların da iyi niyet ile iktisabının söz konusu olmaması gerekir. Bu bağlamda ayni hak benzeri koruma altında olan haktan bahsedildiğinde ayni hakka benzer biçimde işleme tabi olması ve özellikle de korunması bakımından bu hakkın mutlak hak niteliğinin olmasına ilişkin zorunluluk bulunmamaktadır[15].

Nisbi haklar ve mutlak haklar arasında “karşılık” hak teorisinin söz konusu olabileceği söylenebilir. Çünkü mutlak haklar ve nisbi haklar hak tipleridir ve bununla birlikte konumlandırılan ve bu nedenle ayni hak hükümlerine tabi olan ara hak tiplerinin de mümkün olması gerekir. Kanunda açık bir şekilde düzenlenmese de inançlı işlemlerde borçlandıran işleme dayalı olan hukuki ilişkiler bakımından ayni hak sahibi gibi korunmaktadır. Bununla birlikte sınırlı sayı ilkesinde mutlak hak yasağı içermemesi hukuk yaratma yöntemi ile bu düzenlemede genişletilmesi savunulur[16].

Ayni hakkın unsurları bakımından alacak haklarında mutlak şekilde korunan alacağın kendisi değil, hak sahipliği olduğu belirtilmesi gerekir. Bu nedenle alacak hakkının tasarrufa konu edilmesi mümkündür. Bu nedenle ayni hak şeklinde koruma bakımından mutlaka eşyanın olması da zorunlu değildir. Fakat ayni hakka konu olması bakımından hakkın ayırt edilebilir hüküm altına alınabilir olması gerekir. Bu bağlamda verilerin ayni hakka tabi olması söz konusu değildir. Çünkü bunların ayırt edilmesi mümkün ve sınırlandırılabilir niteliği bulunmamaktadır. Buna karşın blok zincir ağında yer alan veri, üzerinde tasarruf edilen ve ayırt edilmesi mümkün olan herkesin dilediği şekilde erişiminin mümkün olmadığı veri niteliği bulunmaktadır. Çünkü herkesin blok zincirde yer alan verileri dilediği biçimde değiştirme yeteneği bulunsa idi, sistem anlamını yitirmektedir. Ağda mevcut olan değeri üzerinde dilediği biçimde tasarrufta bulunulması söz konusudur. Bu nedenle blok zincir ağında yer alan kayıt üzerinde olan bireylere tanınan şahsi yetki ile birlikte bu bireylerin üçüncü kişileri de bu kayda olan müdahaleden men etme imkanı bulunmaktadır[17].

Kripto varlıklar üzerindeki hakların korunan menfaat üzerinden tanımlanması çalışılan ve bunun mutlak hak benzeri hak şeklinde nitelendirilen diğer görüş uyarınca kripto varlık veya kripto varlıkların kaydını içeren blok zincir protokolüne ilişkin kullanıcının doğrudan hakimiyeti söz konusu olmasa bile korunan hukuki menfaat ile birlikte blok zincir protokolünün üzerinde değişiklik yapma yetkisi olduğunun belirtilmesi gerekir. Kullanıcının blokzincir ağı üzerinde verilerin üzerinde doğrudan hakimiyet kuramaz. Çünkü blok zincir ağının hem kamuya açık olması hem de özel ağ ile yalnızca kullanıcıdan değil, birçok kullanıcıdan oluşmaktadır. Bu nedenle tek kimsenin blok zincir protokolü üzerinde hakimiyetten bahsedilir[18].

Kripto varlığın fikri hak şeklinde nitelendirilmesi de mümkündür. Kişilerin uğraşlarının sonucunda zekaları, düşünceleri ya da hisleri ile teknik, bilim sanat, edebiyat, ticaret alanlarında ortaya konulan ürünler fikri sanat ürünü olarak nitelendirilir. Bunun yanı sıra kripto varlıkların fikri hak olarak nitelendirilmesinin önündeki engellerden biri de kripto varlıkların oluşturulmasında kişisel yaratıcılık unsurunu bulunmaz. Çünkü kripto varlığın oluşturulması aşamasında insanın yaratıcı unsurlarının tamamiyle arka planda olduğu söylenebilir. Kripto varlıkların protokol kapsamında gerçekleştirilmiş olan işlemlerin yansıtan verilerden ibaret olduğu söylenebilir. Bu verilerin ağ katılımcılarının çalışmalarının sonucunda elde edilmememektedir. Çünkü yazılımın neticesi sonucunda otomatik olan sistemin ürünü şeklinde karşımıza çıkar. Kripto varlıkların oluşturulması amacıyla kişilerin yaratıcı uğraşına ihtiyaç duyulmaz. Çünkü kripto varlıklar blok zincirde öngörülen işlem protokolünün sonucunda elektrik ve bilgisayarlar kullanılmı sayesinde ortaya çıkar[19].

II. KRİPTO VARLIKLA YAPILAN İŞLEMLERİN HUKUKİ BOYUTU

1. Kripto Varlıkların Maddi Değeri Nedeniyle Temin Edilmesi

Kripto varlıkların blok zincir ağındaki kayıtlardan ibaret olması nedeniyle kripto varlıkların satış sözleşmesinde konu olan varlık ve eşya niteliği bulunmamaktadır. Kripto varlığın devrinde esas olarak değerlendirilen borçlandırıcı işlem bakımından satış sözleşmesi söylenebilir. Bunun yanı sıra satış sözleşmesi uyarınca, satıcının, satılanın mülkiyet ve zilyetliğini alıcıya devredilmesi, alıcının da buna karşın bedel ödeme borcunu üstlenmiş olduğu sözleşme şeklinde ifade edilebilir. Para karşılığı olarak kripto varlığın elde edilmesi halinde alıcının bedel ödeme borcunun ifa edilecekse bile satılanın zilyetliği ve mülkiyetini alıcıya devretme borcunun ifası mümkün değildir[20].

Alacak hakkının veya mutlak niteliği bulunmayan cismani varlıkların satış sözleşmesine konu olmasına ilşikin bazı tartışmalar bulunmaktadır. Özellikle de kanun lafzının dar yorumlanması halinde fiili menfaatinin devredilebilir niteliğinin olması halinde satıcının fiili menfaatinin karşı tarafa devir borcunun özü bakımından satış sözleşmesine konu olması mümkündür. Kripto varlık üzerinde kişilerin hukuki düzeni tarafından korunan ve bu korunmadan yararlanma yetkisinin verildiği menfaati söz konusu olur. İlgili kişinin kripto varlık üzerinde kayıtlardan elde edilen menfaatin hukuk düzeni tarafından korunmaya layık görülür[21].

Satış sözleşmesinin konusunun geniş yorumlanması gerektiği görüşü uyarınca satış sözleşmesinden bahsedilir. Ayrıca satış sözleşmesinin hakka konu olması varlıklar ile sınırlandırılan görüş uyarınca da kripto varlıklar üzerinde hakkın söz konusu olması nedeniyle satış sözleşmesinin yapılması mümkündür. Ayrıca hakkın devredilebilir niteliğinin bulunması gerekir. Kişilerin kripto varlıkların üzerinde hak üzerinde devrin gerçekleştirilip gerçekleştirilmemesi halinde bu nedenle satış sözleşmesine konu olan hakkın söz konusu olup olmayacağının değerlendirilmesi de mümkündür[22].

Borçlandırıcı işlemin sonucunda satıcının kripto varlıkların satılamsı karşılığında alıcının miktar para ödeme taahhütünde bulunduğu hallerde özellikle de kripto varlıkların tasarruf işlemi bakımından sözleşme serbestisi ilkesinden bahsedilir. Bu ilke uyarınca eşya olarak tanımlanmaya cismani varlıkları konu edilen trampa ve satış gibi sözleşmelerin kurulması mümkündür. Bu nedenle kripto varlıklar üzerindeki borçlandırıcı işlem ve yetki uyarınca edim niteliği ile birlikte edimin ifasının eşya hukuku ilkeleri uyarınca ne şekilde gerçekleştirileceğinin değerlendirilmesi gerekir[23].

2. Kripto Varlıkların Ödeme Birimi Olarak Kullanılması

Kripto varlıklar blok zincir ağında akıllı sözleşmeler aracılığıyla kripto biriminin karşılığında ürün veya hizmet alınması mümkündür. Bu bağlamda sözleşme ilişkisi açısından meydana gelen ifa engelleri bakımından sözleşmenni içeriği uyarınca eser, satış, hizmet veya vekalet hükümerinin kıyasen uygulanması mümkündür diyebiliriz. Fakat bu minvalde somut olaya göre değerlendirme yapmak yerinde olacaktır. Bunun yanı sıra tarafların sözleşmenin imzalanması esnasında para borcu üzerinden anlaşmış olmasına karşın ödenen bedelin kripto varlıklar ile ödenebileceğini kararlaştırmaları halinde satış sözleşmesinin olması halinde ifa uğruna edimin incelenmesi gerekir. Tasarruf işlemi bakımından kripto varlığın devrine ilişkin değerlendirmenin de bu bağlamda yapılması yerinde olacaktır[24].

Kripto varlık transferinin kripto varlıkta temsil edilen varlığın devrinin ne şekilde gerçekleştiğinin de tartışmalı olduğu söylenebilir. Bu bağlamda fiili şekilde kripto varlığa malvarlığı değerinin atfedilmesi halinde kripto varlığın transferiyle söz konusu malvarlığı değerinin eşzamanlı şekilde transfer edilip edilmediğinin değerlendirilmesi gerekir. Kripto varlıkların çeşitli kullanım alanları ve işlevlerinin karşılanacak kullanım amacına hizmet edecek farklı yöntemlerin bulunduğunu söylemek mümkündür. Bu bağlamda para alacağının, alacak hakkının ve eşya üzerinde bulunan ayni hakkın kripto varlık aracılığıyla temsil edilmesi söz konusu olabilir. Fakat bunun için blok zincir ağında yer alan kripto varlığın kıymetli evrak şeklinde nitelendirilmesi gerekir. Fakat bu durumda kripto varlığa bağlı olan hakkın kripto varlık ile devrinin de mümkün olduğu söylenebilir[25].

Belirtmek gerekir ki kıymetli evrak şeklinde değerlendirme yapılması için ilk olarak evrakın temsil ettiği hakla senet arasında ayrılmaz bağın bulunması gerekir. kıymetli evrakta senedin sahibi hakkın da sahibidir. Adi borç senedinde de senedin sahibi olmak için öncelikle hak sahibi olunması gerekir. Bu nedenle kripto varlık tarafından temsil edilen malvarlığı değerinin kripto varlık üzerinde tasarruf yetkisine bağlandığından söz edilebilirse bu durumda adi borç senedi değil, kıymetli evrakın valrığı gündeme gelir. Ancak bu kapsamda mevcut hukuki düzenleme kapsamında değerlendirme yapılması için de evrakın varlığı aranır. Bu kapsamda her ne kadar evrakın elektronik ortamda düzenlenmesi de düşünülse de kıymetli evraka yönelik özel hükümler uyarınca bu şekilde düzenleme yapılabileceği de öngörülebilir. Bu nedenle blok zincir teknolojisine ilşikin böyle bir düzenlemenin olmaması nedeniyle kripto varlık üzerinde gerçekleşen tasarruf imkanının devri ile birlikte kripto varlığın temsil etmekte olduğu malvarlığı değerinin kripto varlığa bağlı şekilde devri bakımından hukukki altyapının mevcut olmadığı düşünülebilir[26].

3. Kripto Varlıkların Devir Borcu İfası

Kripto varlık devrin borcunun ifasının hukuki niteliğine ilişkin tartışmalara bakıldığında kripto varlıkların hukuki niteliğine yönelik tartışmaların devamı niteliğinde olduğu söylenebilir. Kripto varlıkların hak barındırmadığının kabul edilmesi halinde kript varlık devir borcunda hakkın devri söz konusu olmaması nedeniyle ifanın maddi fiille gerçekleştiğinin kabul edilmesi gerekir. kripto varlıkların mutlak ya da nisbi nitelikte hak barındırdığının kabulü halinde de ifanın tasarruf işlemiyle gerçekleştirilebileceği söylenebilir. Kripto varlıkların nisbi hak olarak kabulü halinde alacağın temlikinde yazılı şekil şartının aranması, devredilebilirlik bakımından sorun teşkil eder. Bu bağlamda kripto varlıkların taşınır mülkiyete yönelik hükümlerin kıyasen uygulandığı dijital mal şeklinde kabul edilmesi halinde de kripto varlıkların devir borcunun ifasında tasarruf işlemi ve kontrolün devri şeklinde gerçekleştirilir[27].

Kripto varlık devrinin borcunun ifasında tasarruf işlemi niteliğinde değerlendirilmesi halinde hukuken açıklanması gerekli hususun olduğu söylenebilir. Kripto varlık devirlerinde teknik olarak alacaklının katılması gerekmez. Alacaklının katılımı olmaksızın tasarruf işlemi yapılmasının mümkün olup olmadığına ilişkin değerlendirme konusu yapılması gerekir. Kriptolar ile birlikte alacaklının katılımında gereken tek durum, cüzdan bilgilerinin borçluyla paylaşılmasıdır. Bu nedenle alacaklının cüzdan bilgisinin kamuya açık olması halinde devir işleminde alacaklının katılımının gerekli olduğu bir durum bulunmamaktadır. Bu nedenle alacaklının kabul beyanı olmaksızın da teknik olarak kripto varlık devrinin gerçekleşmesi söz konusu olabilir. Kripto varlıklarının bu şekilde devrinin mümkün olması halinde maddi fiille ifa görüşünü destekleyen hususun olduğunun belirtilmesi gerekir. Mevcut hukuki düzenlemede biel alacaklının kabul beyanının gerekmediği ve tasarruf işlemi niteliğinde ifadan bahsedilebilir. Öğretide ise taşınmazların devrinde borçlunun tapu memuruna karşı yaptığı tek taraflı tescil talebinin de tasarruf işlemi niteliğinde olduğu söylenebilir[28].

4. Kripto Varlıkların Haczi

Mevcut yasal düzenlemeler kapsamında değerlendirme yapıldığında bir malın haczi için ilk şart borçluya ait olmasıdır. Bununla birlikte malın paraya çevriebilir iktisadi değerinin bulunması ve haczinin yasaklanmaması gerekir. Kanunda ifade edilen mal kavramı maddi, gayri maddi ve dijital malları da kapsayan mal şeklinde anlaşılması gerekir. İcra hukukunun amacı, alacaklının alacağını tatmin etmek olması nedeniyle haccin geniş değerlendirilmesi de olağan bir durumdur. Burada önemli olan da hukuken haczedilebilir ekonomik değerinin olup olmadığına ilişkin durumdur. Bu nedenle kripto varlıkların haczedilebilir niteliğinin olup olmadığına ilişkin kripto varlıkların hukuk niteliğinin önemi bulunmamaktadır[29].

5. Kripto Varlıkların Rehni

Kripto varlıkların eşya olarak nitelendirilmemesinin yanı sıra temlike elverişli hak şeklinde değerlendirilmesi gerekirse alacaklar ve diğer haklara ilişkin rehin hükümleri uygulanacaktır. Bu bağlamda rehnin geçerli biçimde kurulması TMK md. 955’e göre yazılı şekil şartının varlığına bağlıdır. Buradaki şekil şartı ise borçlandırıcı işlem niteliğinde olan rehin sözleşmesi değil, tasarruf işlemi niteliğine haiz rehin sözleşmesine yöneliktir. Kripto varlıkların rehni halinde yazılı şekil şartının sağlanması da kolay bir durum olur. Fakat yazılı rehin sözleşmesinin tasarruf işlemi niteliğinde değerlendirilmemesi gerekir. Çünkü yazılı rehin sözleşmesinin tasarruf işlemi şeklinde değerlendirilmesi gerekir. Kripto varlıklarda kontrolün devrinin gerçekleşmeksizin tasarrufta bulunulamaması kripto varlıklar için daha uygun olacaktır. Kripto varlıkların rehnine ilişkin uygulama alanı bulunacak hükmün bu anlamda düzensiz rehin olacağı ortadadır. Çünkü para ya da diğer misli şeylerin rehni halinde mülkiyetin devrilmesi halinde normal rehinden farklı şekilde düzensiz rehin türü söz konusu olur[30].

III.  HUKUKİ AÇIDAN KRİPTO VARLIKLARIN VERGİLENDİRİLMESİ

Blokzincir ekosisteminde kripto paraların yaygınlaşmaya başlaması ile birlikte tartışmaya en çok yol açan konulardan biri  de kripto paraların vergilendirilmesine ilişkindir. Çünkü anonimliği sağlayan kripto para teknolojisi uyarınca kayıt dışı ekonomilerin artacağı iddia edilir. Artan kayıt dışı ekonomi ile birlikte ülkelerin vergilendirme sorunsalıyla baş edilmesi gerekmektedir. Kripto paralardan elde edilen kazançların vergilendirilmesine ilişkin kazancın niteliğine ilişkin belirsizliklerden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle birçok ülkede kripto paralara ilişkin farklı tanımlar söz konusu olur. Bu anlamda para birimi kavramı olmasına karşın dijital imkanlarla elde edilen şifreli algoritmaların birçok ülkede farklı tanımlandığı da söylenebilir[31].

1.  Türkiye’de Blokzincir ve Kripto Para Teknolojisine İlişkin Yaklaşım

Ülkemizdeki merkezi otoritenin kripto paralar bakımından regülasyon çalışmalarının yapılmamakla birlikte herhangi tanım önerisinde de bulunulmadığı görülmektedir. Ancak bu konuya ilişkin teşviklerin ya da bu teknolojiye adaptasyonun sağlanacağına ilişkin açıklamalar yapılmaktadır. Bu bakımdan Türkiye’nin merkezi otorite olarak söz konusu gelişmelere ilişkin blokzincir ağında oluşturulan merkez dijial paranın 23 Temmuz2019’da Resmi Gazete’de yayınlarak yürürlüğe giren on birinci kalkınma planı içinde ilan edilmiştir. Bu gelişme ile birlikte blokzincir teknolojisi bakımından Türkiye açısından önemli bir gelişme olduğu söylenebilir. Blokzincir uygulamaları ve kripto paraların yasal dayanağının olmaması halinde kalkınma planı içinde yer verilmesi ve gelecekteki düzenlemelerin içeriklerine ilişkin bir işaret olduğu anlamına gelmektedir[32].

BDDK bakımından değerlendirme yapıldığında ise kripto paraların ülkelerin bankacılık sektörüne ilişkin tehditler oluşturduğu söylenebilir. Bu bakımdan bankacılık sektöründeki varlık transfer hizmetlerine rakip olan paralara ilşikin BDDK trafından farklı açıklamalar yapılarak kamuoyu ile paylaşılmıştır. Bu açıklamalar, kripto para teknolojisine mesafeli olduğunun göstergesidir. Türkiye’deki ödeme sistemlerinin listelenmesinde yetkili kurum olan BDKK’ya göre bu açıklama ile ibrlikte kripto paralar bakımından belirleyici pozisyon olduğu görülmektedir. Yatırım aracı olarak alış ve satış işlemlerine izin verilen paraların ödeme aracı şeklinde kabul edilmesi ise yapılan açıklamalar ile kabul görmez. Şirket tarafından dijital para olan kripto varlıklara ilişkin para ihraç edilerek ödeme sistemi oluşturma arzusunun birçoğu tarafından dolaylı şekilde dijital paranın izni şeklinde yorumlanır[33].

SPK bakımından değerlendirme yapıldığında ise kripto para ihraç ederek mevcut kitleden fon toplayan projeler karşısında yatırımcılar uyarılmaktadır. Kripto para ihracı yapılırken projelere yatırımlar toplayan girişimcilerin toplamış olduğu fonların yönetimine ilişkin düzenleme olmaması nedeniyle uyarıda bulunan SPK’nın bu konuya ilşikin yaşanan mağduriyetlerin önüne geçmeye çalışmıştır. Ancak kitlesel fon toplanmasında Sermaye Piyasası Kurulunca hazırlanan paya dayalı kitle fonlaması tebliği ile birlikte fona ihtiyacı olan girişimcinin hisselerinin bir kısmının karşılığında fon toplama imkanının olduğu ifade edilmektedir[34].

Gelir İdaresi Başkanlığı bakımından değerledirme yapıldığında ise ülkemizde kripto para tartışmaların odağında vergisel sürecin yer aldığı söylenebilir. Birçok ülkenin söz konusu dijital varlığın ne şekilde vergilendirileceğine ilişkin çeşitli çalışmalar yapılmaktadır. Söz konusu çalışmaların birçoğunun birbirinden farklı olduğu ve bu konuya ilişkin hala ortak bir yaklaşımın olduğu söylenemez. Türkiye’deki vergi süreçlerine ilişkin tartışmalar, Gelir İdaresi Başkanlığı’nın yaklaşımı da önem arz eder. Bu konuya ilişkin Gelir İdaresi Başkanlığının kripto paraların vergilendirilmesine ilişkin çalışmalarının olduğu 2017’de yayınlanmıştır. Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada, önceliklerinin söz konusu varlıklara ilişkin genel ilgili tanımlanın yapılması gerektiğine ilişkindir[35].

Ülkemizde kripto paraların hukuki statüsüne ilişkin düzenleme bulunmamaktadır. Merkezi otoritelerin konuya ilişkin farkıl açıklamalar yapmış olsalar da herhangi bir yasağın olmaması nedeniyle yasal zemin de bulunmamaktadır. Ancak blokzincir teknolojisinin sağlamış olduğu güvenlik altyapısı ve veri transferine ilişkin yeniliklerin Türkiye’deki merkezi otoritelerin ilgisini de çeker. Bu bağlamda on birinci Kalkınma Planı uyarınca blokzincir teknolojisi ile yapılan protokolün imzalanması ile birlikte ülkemizde bu alanda kurumsal ilginin olduğunu işaret eder. Merkzi otoritenin teşvikine ilişkin politikaların olması ya da teknolojinin devlet kurumlarıyla adapte olma çabasının süreçleri hızlandırdığı söylenebilir[36]. Ancak yatırımcıların ve girişimcilerin aynı zamanda da içerik geliştiricilerinin daha belirgin hukuki düzenlemelerin yapılması gerektiğini iddia etmektedirler.

2. Kripto Paralarda Kazancı Doğuran İşlemler

Gerçek kişinin ya da kurumun belli dönemlerde varlıkları ile para ile ölçülebilir faydalarının tamamı kazanç olarak tanımlanır. Kripto para ekosistemideki kazancı doğuran eylemlerin gerçekleştirilmesi bireysel ve kurumsal yatırımların olduğu söylenebilir. Söz konusu yatırımcıların sağlamış oldukları kazançların girişimciler ve uygulama geliştiricilerinin de farklı kazançlar sağlamaları gerekir. Vergilendirme süreçlerinin sağlıklı biçimde ilerleyebilmesi için ise kazançları doğruan eylemlerin tespitlerinin yapılması grekir. Bu bakımdan kanun koyucunun vergiyi doğuran eylemlere kanunda açık bir şekilde yazılması gerekir. Çünkü vergi borcunun doğması için vergi konusu ile ilgili vergi mükellefleri arasında doğrudan ilişkinin kurulması gerekir[37].

Alım satım işlemlerine ilişkin gerçek kişiler ya da kurumsal kripto paraları, çevrimiçi takas platformları ile tedarik edilir. Döviz ya da altında olduğu şekilde borsları bulunan kripto paraların da alım ve satım işlemleri esnasında ölçülebilir kazançlar doğurur. Alış ve satış işlemlerini gerçekleştiren yatırımcıların kurumsal ve bireysel yatırımcıl şeklinde ikiye ayrılması söz konusudur. Kurumsal yatırımcıların ya da bireysel kullanıcıların kripto para alış ve satış işlemlerini gerçekleştirmektedir. Birçok kurumsal firmanın çevrimiçi takas platformları ile gerçekleştirdiği işlemlerin blokzincir ağı üzerinden takip edilmesi mümkündür. Bireysel yatırımcıların ve kullanıcıların ülkemizde birçok ülkeye göre daha çok para yatırımcısı olduğu söylenebilir[38].

Kripto para sahibi olmak isteyen kimselerin ve kurumların çevrimiçi takas platformunda alım ve satım işlemleri gerçekleştirmektedirler. Bu platformların diğer takas platformlarına göre daha çok dinamik yapısının bulunduğu söylenebilir. Bu çevrimiçi takas platformları ile birlikte ticaret, altın, döviz gibi borsalarda takas işelmine aracılık edilerek bu platformlardan kazanç elde edilmesi mümkündür.

3. Kazançlardan Alınan Vergi Çeşitleri

Vergi sistemlerine ilişkin değerlendirme yapıldığında, modern vergi sistemlerinde vergi türlerinin gelir üzerinden alınan vergiler oluşturur. Türk vergi sisteminde kazanç üzerinden alınan iki vergi şekli bulunmaktadır. Bunlardan ilki gelir vergisidir. Gelir vergisi, gerçek kişiler içinde çeşitli faaliyetler elde eden kazanç ve iratların safi toplamı üzerinden alınan vergiler şeklinde tanımlanması mümkündür. Gelir vergisi gerçek kişilerin elde ettiği gelir üzerinden alınır. Gelir Vergisi Kanunu md. 1’e bakıldığında gelir, gerçek kişinin bir takvim yılı içinde elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarına denir. Türkiye’de gerçek kişilerin GVK md. 2 uyarınca düzenlene unsurlardan kazanç elde edilmesi durumunda gelir vergisi ödenmesi gerekir[39].

Diğer bir vergi türü ise kurumlar vergisidir. Kurumlar verisi Kurumlar Vergisi Kanunu kapsamında düzenlenmiş ve mükellefin ödediği ve kurumların gelir elde etmesinden doğan vergidir. Kanunun ikinci maddesi uyarınca mükelleflerin sermaye şirketleri, kooperatifler, iktisai kamu kuruluşları, dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler, iş ortaklıkları olarak sıralandığı görülür[40].

 Gelir üzerinden alınan vergilerin unsurlarına bakıldığında ise vergilendirilen gelirlerin özelliklerine yer verilmiştir. Kişilerin kanunlarda belirtilen gelir getiren faaliyetlerin kategorileştirilerek yapılan bu yöntem ile birlikte Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi bakımından geçerli olduğu söylenebilir. Kripto paralardan elde edilmiş kazançların özelliklerniin hangilerini kapsadığına ilişkin tartışmalar bakımından kanunda belirtilmiş gelirin unsurları önem arz eder. Bu varlıklar ile ilgili olan tanımlara ilişkin karar verilmesinin ardından söz konusu unsurlar bakımından değerlendirme yapılması gerekecektir. Söz konusu unsurlardan birini kapsaamamsı halinde kanun koyucunun gereken düzenlemeyi yapması gerekir[41].

GVK md. 37-51’de yer verildiği üzere her türlü ticari ve sınai faaliyetten kaynaklanan kazançların ticari kazanç şeklinde ifade edilmesi mümkündür. Gelir vergisinin unsurları bakımından etkinlik alanı en geniş olan ticari kazancın önemli unsurlardan biri olduğu söylebilir. Ticari kazancın kapsamına ilişkin kanunda düzenlemeye yer verilmiştir. Aynı şekilde söz konusu faaliyetlerin tamamının süreklilik arz etmesi gerekir. bu faaliyetlerin süreklilik arz etmemesi halinde bu faaliyetlerin ticari kazanç değil, diğer kazanç ve iratlar şekilde ifade edilir[42].

4. Kripto Paralardan Elde Edilmiş Olan Kazançların Vergisel Açıdan Değerlendirilmesi

Bitcoin ve diğer kripto varlıkların alım ve satımında gerçekleştirilen işlemlere ilişkin herhangi şekilde vergilendirmenin olup olmayacağı verginin alınsa da hangi ya da hangi verginin konusuna gireceğiz ve bu paraların otorite tarafından ne şekilde tanımlandığına bağlı olduğu söylebilir. Bu nedenle kripto paraların vergilendirilmesi süresine ilişkin belirsizliğin olduğu söylebilir. Çünkü vergi idarelerince toplanan vergilerin konusu detaylı ve vergi mükelleflerinin anladığı biçimde o ülkenin kanunlarında yer verilmektedir. Ancak gelinen noktaya bakıldığında birçok ülkede kripto para teknolojisiyle hala tanımın yapılmadığı görülür. Ancak birçok ülkede öne çıkan bazı yaklaşımların olduğu söylebilir[43].

Blokzincir ekosistemdeki ilk varlık olan Bitcoin, yaratcısı tarafından ödeme aracı olarak tanımlanmıştır. Varlık sahiplerinin herhangi aracı ya da merkezi otoriteye ihtiyaç duymadan varlıkların depolanması, işlenmesi ve transfer edilmesine imkan sağlayan teknolojinin gelinen noktada paranın bazı özelliklerinden uzak olduğu iddia edilir. Bunun yanı sıra değerlerin para olarak adlandırılsa bile paranın dört değer ölçüsünün olması fonksiyonu nedeniyle kripto paralara ilişkin net şekilde değerlendirme yapmak kolay değildir. Bu bağlamda para statüsünde alım satım işlemlerine ilişkin değerlendirme yapılması gerekirse, gerçek kişilerin döviz hareketliliğinden elde ettiği kazancın gelir şeklinde kabul edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle söz konusu kazançlar üzerinden gelir vergisi ödenmesi mümkün olamaz. Fakat kambiyo işlemlerinde kurumunların elde ettiği kazançları kurumlar vergisine tabi olur[44].

Para statüsündeki madencilik işlemlerine bakıldığında ise kripto paralara ilişkin madencilik faaliyetinde bulunanların ticari faaliyeti gerçekleştirdiği söylenebilir. Bu bağlamda gerçek kişlierin madencilik faaliyetinden meydana gelen gelirleri bakımından gelir vergisi ödemek zorunda kalırlar. Gelir vergisi ve kurumlar vergisi bakımından Türk vergi sisteminde madencilik işlemlerinin ticari kazanç doğurduğu söylenebilir. Yapılan işlemlerin ticari kazancı doğurması nedeniyle gelir vergisi ya da kurumlar vergisi bakımından kazançların beyan edilmesi gerekir. Aynı şekilde web sitesi aracılığı ile açılmış çevrimiçi takas performsnlarının yapılan işlemlerin ardından kullanıcılardan komisyon alırlar. Bu komisyonların ticari kazanç oluşturduğu söylenebilir. Bu nedenle web sitesinin kuruluş tipine göre gelir ya da kurumlar vergisi sorumlulukları doğar[45].

Kripto varlıkların menkuk kıymet statüsü içinde işlem görmesine ilişkin değerlendirme yapıldığında, öncelikle sermaye piyasası araçlarının belirlenmesi gerekir. Sermaye piyasası araçları menkul kıymetler ve türev araçlarla yatırım sözleşmeleri de dahil olmakla birlikte kurul tarafından bu kapsamda olduğu belirtilmiş diğer sermaye araçlarını içerir. Diğer sermaye piyasası araçları bakımından türev araçlara vurgu yapıldığı söylenebilir. Vergilendirme bakımından Gelir Vergisi Kanunu hükümleri uyarınca değerlendirme yapılır. Çünkü SPK’da yer verilmeyen değerlerin GVK’daki değerler üzerinden elde edilmiş kazançların menkul kıymet geliri şeklinde kabul edilmesi halinde gelir vergisine tabi olacağı ifade edilir[46].

 Kripto varlıkların emtia şeklinde değerlendirilmesi halinde kripto paraların tesliminden elde edilmiş olan kazaçlar arzi nitelikte olması halinde GVK’da belirtilen ve her sene değişiklik gösteren istisna rakamın aşılması kaydıyla diğer kazanç ve iratlar unsurları açısından gelir vergisine tabi olacağı söylenebilir. Kripto varlıkların emtia şeklinde değerlendirilmesi ise otoriteler bakımından en yakın ihtimal olarak görülmektedir. Bu bağlamda emtia olarak değerlendirilmesi halinde vergisel sonuçlara ilişkin birçok kafa karışıklığını da beraberinde getirir. Bunun gibi bir statünün belirlenmesi ise merkezi otoritelerin birçok düzenleme daha yapılması gerektiği görüşünün yaygın olduğu söylenebilir[47].

Emtia statüsünde alım satım işlemleri bakımından işlemlerin devamlı mı yoksa devamsız mı olduğuna ilişkin gelir idaresi tarafından belirlenen kriterler uyarınca verginin durumunda değişiklik gösterir. Bu konuya ilişkin merkezi otoritenin takvim yılında birden çok işlem yapılması halinde sürekli şekilde kabul eder. Bu nedenle emtianın kabul edilmesi halinde bir sene içinde bir seferlik yapılması arızi kazanç şeklinde kabul edilir. Bu durumun gerçekleşmesi halinde sene içinde istisna haddinin aşılıp aşılmadığı önem arz eder. 2019 bakımından belirlenen miktarın aşılmaması halinde arızi kazançtan vergi talep edilemez. Ancak bu sınırın aşılması ile birlikte beyannamenin verilmesi gerekir. Bu nedenle gerçek kişlierin ticari kazançtan kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirirken beyanname vermeleri gerekir. Kurumlar bakımından söz konusu durum değişmemekle birlikte ticari kazancın doğduğu vergiyi ödemeleri gerekir[48].

Kripto paraların emtia olarak değerlendirilmesi, borsalar bakımından durumu çok fazla değiştireceği söylenmez. Yapılan işlemler ile elde edilen kazançların ticari kazanç olduğu bilinir. Bu nedenle komisyonlardan elde edilmiş olan gelirlerin takvim yılı içinde beyan edilmesi ile birlikte verginin ödenmesi gerekir. Kripto paralardan elde edilen kazançların incelenmesine ilişkin katma değer vergisinin de değerlendirilmesi gerekir. Kripto paraların ticari mal şeklinde nitelendirilmesinde bu paraların el değiştirmesi esnasında Katma Değer Vergisi Kanunu uyarınca verginin ödenmesi gereklidir. KDVK md. 1/1 uyarınca sınai, zirai ve serbest meslek faaliyeti uyarınca teslim hizmetleri KDV’nin konusudur. Bu bakımdan ticari teslim niteliğine sahip olması kaydı ile kripto paraların bir kişi veya kurumdan başka kişi veya kuruma nakledilmesi KDV’de vergiyi doğuran olay şeklinde kabul edilerek vergiye tabi olur. Bu bağlamda KDV’nin matrahına ilişkin faturada gösterilen emtia, ekonomik değerinin kabul edilmesi gerekir[49].

Burada değerlendirilmesi gereken hususun fatura veya VUK’da tanımlanmış benzer nitelikteki belgenin kripto para alan ve verenlerce düzenlenmemesidir. Gerçek kişiler, herhangi işletmenin şirket ismi altında yapılmayan teslimlerde belge düzenleme zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenle de KDV yükümlülüğününün ticari işletmeye veya kuruma yükletilmesi gerekir. Ülkemizdeki vergi kanunları uyarınac kripto paraların alım ve satımına ilişkin borsalar ile KDV uygulanır. Bununla birlikte kripto paralar ile yapılan işlemlere de KDV uygulanması gerekir. Ayrıca kripto paralar ile gerçekleştirilen alım ve satım işlemlerien ilişkin takas söz konusu olur. Bu nedenle iki tarafın da teslim ettiği göz önüne alındığında KDV hesaplamasının yapılması gerekmektedir[50].

488 Sayılı Damga Vergi Kanunu md. 169/1 uyarınca, damga vergisine tabi kağıtların tablo şeklinde düzenlendiği belirtilmektedir. Listede yer verilen kağıtlar, değerli kağıt niteliğinde olup aynı kanunun üçüncü maddesinde de vergi mükelleflerinin bu kağıtları imza edenlerin olduğuna yer verilmiştir. Yine aynı kanunun onuncu maddesinde yer verilen düzenleme uyarınca verginin maktu ve nisbi şekilde değerlendirildiği belirtilir. Değerli kağıtların parasal ifade içermesi halinde nisbi, bu duruma ilişkin içeriğin olmaması halinde ise maktu vergiye tabi olur. Kripto paralara dayalı şekilde yapılan sözleşmelerle bu kağıtları imzalayanlarca nisbi ödeme yapılması gerekmektedir[51].

5. Kripto Paralarda Elde Edilen Kazancın Vergilendirilmesine İlişkin Engeller

Kripto paralar ile elde edilen kazancın vergilendirilmesine yönelik birtakım engeller bulunmaktadır. Bunlardan ilki takip edilememesidir. Hesap cüzdanları ve kullanılan anahtarların kişiye özel olması nedeniyle ve vergi mükellefi borsalara tabi olmaması halinde tespit edilmesi çok zordur. Bu nedenle kripto para madencilerinin elde ettiği gelirleri borsalara aktarmaması halinde tespitine ilişkin güçlükler bulunmaktadır. Diğer bir sorun da kaynağın belirlenmesine ilişkindir. Elde edilen kazançların kaynağının tespit edilmesine ilişkin yaşanan zorlukların olması mümkündür. Aynı şekilde altyapının eksik olması nedeniyle de vergilendirmeye ilişkin zorlu süreç söz konusu olur. Bu bağlamda vergi türünün takip edilmesi için gerekli altyapının beyan edilen vergilerin takibi için uyumlu olması gerekir. Örnek vermek gerekirse, internetten elde edilmiş olan kazancın takip edimesi için internet altyapısının gerekliliğinin bilinmesi gerekir. Ancak kripto paraların altyapısı olan blokzincir teknolojisinin merkezi otoriteler için uzak olduğu söylenebilir[52].

SONUÇ

Çalışma kapsamında yaptığımız açıklamaların sonucunda görülmektedir ki mevzuatımızda blok zincir teknolojisine dayalı şekilde gerçekleştirilen işlemler bakımından belirsizliğin olduğu ve kripto varlıkların malvarlığını temsil etmesi durumunda yalnızca kripto varlıkların devriyle malvarlığı değerini temsil etmesi durumunda yalnızca kripto varlık devriyle birlikte temsil edilen malvarlığı değerinin eş zamanlı şekilde devrinin mümkün olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu nedenle blok zincir teknolojsinin kullanımının yaygınlaşmaya başlaması ile birlikte bu teknolojiye uygun şekilde hukuki altyapının da kurulması gerekir. Ancak yine de küresel piyasadaki etkisinin ciddi şekilde artış göstermeye başlamasına karşın ülkelerin hukuk politikalarının farklı amaçlar taşması nedeniyle gereken hukuki düzenlemelerin de birbirinden farklı olacağı söylenebilir.

Blok zincir teknolojisi ve kripto varlıkların farklı işlevlere işaret eder: Yatırım amacı, ödeme birimi, malvarlığının temsili veya teminat aracıyla bunların devrini sağlayan farklı kripto varlıkların türleri bulunmaktadır. Blok zincir teknolojisinin farklı uygulama alanları da göz önüne alındığında hukuki düzenlemeler bakımından ilk olarak kripto varlıkların tamamına mı yoksa yalnızca belli türlerine mi izin verileceği sorunun yanıtlanması gerekir. Çünkü kripto varlıkların türleri bakımından menfaatlerin korunması gerekmektedir. Kripto varlıkların yatırım aracı olarak kullanılması, yatırımcıların ve tüketicilerin korunmasına ilişkin menfaatler bakımından değerlendirme yapılması gerekir. Ayrıca kripto varlıkların yalnızca ödeme aracı olarak kullanılması durumunda bu sefer de para politikları bakımından farklı bir durum söz konusu olur. Bu bağlamda kripto varlıkların malvarlığı değişimi bakımından araç şeklinde kullanılması, teminata konu olması halinde tarafların menfaatlerinin de analiz edilmesi gerekir.

Kripto varlıklara yönelik bu şekilde kapsamlı düzenlemenin mevcut mevzuat hükümleri ile çelişmemesi gerekir. Kripto varlıkların eşya olarak nitelendirilmesinde eşya hukuku ilkeleriyle çelişmecek biçimde hazırlanması gerekir. Kanun koyucu tarafından bu şekilde değişikliğin yerine kripto varlıkların alacak hakkı veya eşyayı temsil etmesi işlevi ile sınırlı şekilde düzenleme yapması da düşünülebilir. Bu halde özellikle de kıymetli evraka ilişkin hükümlerin esas alınarak kripto varlıkların düzenlenmesi söz konusu olacaktır. Çünkü kanun kouycunun kripto varlıkların işlevleri ile sınırlı şekilde düzenleme yapma niyeti olması halinde kripto varlıkların hangi şartlarda kıymetli evrak niteliğinin haiz olduğu ve bunların ne şekilde devredileceği, iyi niyetli şekilde hakkın sağlanmasının mümkün olup olmayacağına ilişkin unsurların yine kıymetli evraka yönelik hükümler ile birlikte uyumlu biçimde düzenlenmesi gerekir.

Kripto varlıkların yatırım aracı şeklinde değerlendirilmesinde ise bu durumda Sermaye Piyasası Kurulunca sermaya piyasası aracı şeklinde kabul edilmesi de yeterli olur. Fakat son zamanlarda kripto varlıkların borsalarında yaşanan sorunların göz önüne alındığında yapılan düzenlemelerin yatırımcıların korunmasına ilişkin hükümler içermesi de kaçınılmazdır. Kripto varlıklarım satın alma ve takas gibi işlemlere aracılık eden hizmet sağlayıcılarının yükümlülüklerinin belirlenerek bu faaliyetlere yönelik düzenlemelerin hizmet sağlayıcılılarla yatırımcıların arasında olan ilişleri ve hukuki sorumlulukta dikkate alınması gerekli hususlar şeklinde değerlendirilmesi mümkündür. Böylece yatırım aracı sıfatı ile kripto varlıkların önemli işlevi düzenlemeye tabi tutulsa da birçok farklı türü bulunan kripto varlıkların yaşamımızda giderek önem kazanamya başladığı dönemde kripto varlıkların yalnzıca yatırım boyutuna indirgenmesi ise kripto varlıkların hukuki açıdan eksik ve yanlış şekilde değerlendirilmesine sebebiyet verecektir.

Kripto paralar ödeme ve yatırım aracı olarak görülmesine karşın paranın diğer fonksiyonlarının yerine getirilmemesi ve otoriteler tarafından sermaye piyasası aracı şeklinde görülmemesi nedeniyle tam olarak menkul kıymet ya da tam anlamıyla para olarak ifade edilmez. Uluslararası terminolojide ise dijital para olarak kabul edilmiş kripto paralara ilişkin mevzuatımızda yer almaması nedeniyle bu paralardan elde edilmiş olan kazançların da vergilendirilmesi bakımından bazı sorunların yaşanması normaldir.

Ülkemizde gelir vergisi sisteminin temel ilkelerinden biri de elde edilmiş olan kazançların adaletin sağlanması ve bütçesel nedenlerden dolayı vergilendirilmesine ilişkindir. Fakat söz konusu ilkenin sınırsız şekilde kullanılması da düşünülemez. Vergi kanunları ölçüsünde hareket edilmesi gerekir. Bu bağlamda kazanç kaynağının GVK’da ilgili maddelerde belirtilen kazanç unsurlarının girmemesi halinde vergilendirilmesi de söz konusu olamaz. Bu sebeple kripto para işlemlerinden elde edilmiş olan kazançların vergilendirilmesi amacıyla gelirin kanunda belirtilen unsurların olması halinde elde edilmesi gerekir.

Kripto varlıkların vergilendirilmesi için en iyi çözüm yollarından biri de kripto paraların menkul kıymet şeklinde SPK mevzuatında veya GVK md. 75 kapsamında ya da md. 80 kapsamında yer verilmesi gerekir. Böylecek sistem için mevcut olan vergileme karmaşıklığı da bu şekilde giderilmesi mümkün olacaktır. Mevcut durumda kripto paraların emtia şeklinde kabul edilmesinde vergilemede mevcut olan boşluğun giderilmesi için önemlidir. Böylece kripto paralardan elde edilen kazançların ticari kazanç olarak sayılıp sayılmaması da gelir vergisine tabi olup olmayacağını belirleyecektir. Bu bağlamda değerlendirilmesi gerekli hususlardan bir diğeri de kripto paraların burada kullanılmakta olan emtia kavramının dijital-sanal emtia şeklinde kabul edilmesi gerekmesidir. Bu paraların ticaret yaşamında kabul edilen emtia tanımına uymaması nedeniyle yetkili otoritelerin kendine özgü özelliğin olduğu ve dijital emtia kavramının da kabul edilmesi gerektiğini söylemek gerekecektir.

KAYNAKÇA

Aksoy Retornaz, Eylem, Güçlütürk Osman Gazi (Ed.): Gelişen Teknolojiler ve Hukuk I – Blockzincir ve Hukuk, On İki Levha Yayınları, İstanbul, 2021.

Bayzan, Yunus Emre: Hukuki Açıdan Kripto Varlıklar, İstanbul Üniversitesi, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2022.

Bilgili, Fatih/Cengil, M. Fatih: Blockchain ve Kripto Para Hukuku, Dora Yayıncılık, 2. Baskı, Bursa, 2022.

Chimienti, Maria Teresa, Kochanska, Urszula, Pinna, Andrea: Understanding The Crypto-Asset Phenomenon, Its Risks And Measurement Issues”, ECB Economic Bulletin, May 2019.

Çağlayan Aksoy, Pınar: Akıllı Sözleşmelerin Kuruluşu ve Geçerlilik Şartları, On İki Levha Yayınları, İstanbul, 2021.

Çekin, Mesut Serdar: Kripto Varlıklar Üzerinde Gerçekleştirilen İşlemlerin Borçlar Hukuku ve Eşya Hukuku Açısından Değerlendirilmesi, İstanbul Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 9, S. 1, 2022.

Çekin, Mesut Serdar: Borçlar Hukuku ile Veri Koruma Hukuku Açısından Blockchain Teknolojisi ve Akıllı Sözleşmeler: Hukuk Düzenimizde Bir Paradigma Değişimine Gerek Var mı?, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, C. 77, S. 1, 2019.

Dural, Mustafa, Sarı, Suat: Türk Özel Hukuku Cilt I, Temel Kavramlar ve Medeni Kanunun Başlangıç Hükümleri, Filiz Kitabevi, 16. Baskı, İstanbul, 2020.

Durmush, Gulnara: Kripto Para ve İcra Hukuku Yönünden Düşündürdükleri, Marmara Üniversitesi, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2019.

Girgin, Süleyman: Kripto Paralardan Elde Edilen Kazançların Vergilendirilmesi, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Aydın, 2020.

Günver, Osman Remzi:  Çağımızda Hukuksal Açıdan Para Kavramı, Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, C. XXXIII, S. 2, 2017.

Kendigelen, Abuzer, Kırca, İsmail: Kıymetli Evrak Hukuku, On İki Levha Yayınları, 5. Baskı, İstanbul, 2021.

Kırbaş, Sadık: Vergi Hukuku Temel Kavramlar, İlkeler ve Kurumlar, Siyasal Kitapevi, 17. Baskı, Ankara, 2016.

Öner, Erdoğan:Türk Vergi Sistemi, Seçkin Yayıncılık 8. Baskı, Ankara, 2017.

Özlük, Betül: Mülkiyet ve Zilyetlik Üzerine Düşünceler, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 27, S. 1, 2019.

Mete Tevetoğlu, Kripto Varlıklar ve Kripto Varlıkların İlk Arzı, Aristo Yayınevi, 2. Baskı, İstanbul, 2021.

Ulusu, Ayşe Elif: Milletlerarası Özel Hukukta Menkul Kıymetlere İlişkin Hak Sahipliği İhtilaflarına Uygulanacak Hukuk, İstanbul Üniversitesi, Yayımlanmamış Doktora Tezi, 2014.

Vardar Hamamcıoğlu, Gülşah: Medeni Hukuk’ta Tasarruf İşlemi Kavramı, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul, 2014.

Yüksel, Sinan H./ Güçlütürk, Osman Gazi: Kripto Varlıkların İlk Arzı (ICO) ve Türk Hukukunda İlgili Düzenlemelerin Tespiti, Gelişen Teknolojiler ve Hukuk I: Blokzincir ve Hukuk, On İki Levha Yayıncılık, 2. Baskı, İstanbul, 2021.

ELEKTRONİK KAYNAKLAR

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/04/20210416-4.htm

https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.6098.pdf

https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.6102.pdf

https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.4721.pdf

https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.3.2004.pdf

http://www.sbb.gov.tr/wp-content/uploads/2019/07/OnbirinciKalkinmaPlani.pdf

https://www.bddk.org.tr/ContentBddk/dokuman/duyuru_0512_01.pdf

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2019/10/20191003-5.htm

https://www.haberturk.com/maliyebakanligi-spk-merkez-bankasi-bitcoini-gozaltina-aldi-1752477-ekonomi

https://bctr.org/ticaret-bakanligi-ve-bctr-arasinda-is-birligi-saglandi-7234/

https://koinbulteni.com/turkiyede-kac-tane-kripto-para-yatirimcisi-var-57184.html

https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.4.193.pdf

https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.5520.pdf

https://www.ntv.com.tr/teknoloji/bitcoine-vergi-geliyor-maliye-spk-ve-mb-kripto-paralariinceliyor,riHhA6CgEUqJgGXs7RWlgA?_ref=infinite

https://www.vergidegundem.com//documents/10156/4739384/ocak2018_mak2.pdf/a2a94dc3- 3bda-419f-94a8-b46de0be7455

-----------------

[1] Aksoy Retornaz, Eylem, Güçlütürk Osman Gazi (Ed.): Gelişen Teknolojiler ve Hukuk I – Blockzincir ve Hukuk, On İki Levha Yayınları, İstanbul, 2021.

[2] Çekin, Mesut Serdar: Kripto Varlıklar Üzerinde Gerçekleştirilen İşlemlerin Borçlar Hukuku ve Eşya Hukuku Açısından Değerlendirilmesi, İstanbul Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 9, S. 1, 2022, s. 3.

[3] Tevetoğlu, Mete: Kripto Varlıklar ve Kripto Varlıkların İlk Arzı, Aristo Yayınları, 2. Baskı, İstanbul, 2021.

[4] Çekin, Mesut Serdar: Borçlar Hukuku ile Veri Koruma Hukuku Açısından Blockchain Teknolojisi ve Akıllı Sözleşmeler: Hukuk Düzenimizde Bir Paradigma Değişimine Gerek Var mı?, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Mecmuası, C. 77, S. 1, 2019, s. 315.

[5] Çekin, s. 316.

[6] Yüksel, Sinan H./ Güçlütürk, Osman Gazi: Kripto Varlıkların İlk Arzı (ICO) ve Türk Hukukunda İlgili Düzenlemelerin Tespiti, Gelişen Teknolojiler ve Hukuk I: Blokzincir ve Hukuk, On İki Levha Yayıncılık, 2. Baskı, 2021, İstanbul, s. 330.

[7] Bilgili, Fatih/Cengil, M. Fatih: Blockchain ve Kripto Para Hukuku, Dora Yayıncılık, 2. Baskı, Bursa, 2022, s. 134.

[8] Bilgi, Cengil, s. 135.

[9] Güçlütürk, s. 222.

[10] Çekin, s. 5.

[11] Günver, Osman Remzi:  Çağımızda Hukuksal Açıdan Para Kavramı, Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, C. XXXIII, S. 2, 2017, s. 144.

[12] Kripto Varlık Yönetmeliği md. 3/II uyarınca kripto varlıkların ödemelerde doğrudan ya da dolaylı biçimde kullanılması söz konusu olamaz.

[13] Bayzan, Yunus Emre: Hukuki Açıdan Kripto Varlıklar, İstanbul Üniversitesi, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, 2022, s. 49.

[14] Çekin, s. 6.

[15] Dural, Mustafa, Sarı, Suat: Türk Özel Hukuku C. I, Temel Kavramlar ve Medeni Kanunun Başlangıç Hükümleri, Filiz Kitabevi, 16. Baskı, İstanbul, 2020, s. 144.

[16] Dural, s. 167.

[17] Özlük, Betül: Mülkiyet ve Zilyetlik Üzerine Düşünceler, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 27, S. 1, 2019, s. 143. 

[18] Ulusu, Ayşe Elif: Milletlerarası Özel Hukukta Menkul Kıymetlere İlişkin Hak Sahipliği İhtilaflarına Uygulanacak Hukuk, İstanbul Üniversitesi, Yayımlanmamış Doktora Tezi, 2014, s. 65.

[19] Ulusu, s. 66.

[20] Çekin, s. 13.

[21] Dural, Sarı, s. 161.

[22] Kocayusufpaşaoğlu, Necip, Hatemi, Hüseyin, Serozan, Rona, Arpacı, Abdülkadir: Borçlar Hukukuna

Giriş, Hukuki İşlem, Sözleşme, Filiz Kitabevi, 5. Baskı, İstanbul, 2010, s. 83.

[23] Kocayusufpaşaoğlu vd., s. 86.

[24] Çağlayan Aksoy, Pınar: Akıllı Sözleşmelerin Kuruluşu ve Geçerlilik Şartları, On İki Levha Yayınları, İstanbul, 2021.

[25] Kendigelen, Abuzer, Kırca, İsmail: Kıymetli Evrak Hukuku, On İki Levha Yayınları, 5. Baskı, İstanbul, 2021, s. 10.

[26] Kendigelen, Kırca, s. 11.

[27] Bayzan, s. 143-144.

[28] Vardar Hamamcıoğlu, Gülşah: Medeni Hukuk’ta Tasarruf İşlemi Kavramı, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul, 2014, s. 169.

[29] Durmush, Gulnara: Kripto Para ve İcra Hukuku Yönünden Düşündürdükleri, Marmara Üniversitesi Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2019, s. 106.

[30] Bayzan, s. 129.

[31] Chimienti, Maria Teresa, Kochanska, Urszula, Pinna, Andrea: Understanding The Crypto-Asset Phenomenon, Its Risks And Measurement Issues”, ECB Economic Bulletin, May 2019.

[32] T.C. Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı: On Birinci Kalkınma Planı, Temmuz 2019.

[33] BDDK: Bitcoin Hakkında Basın Açıklaması, Kasım 2013, https://www.bddk.org.tr/ContentBddk/dokuman/duyuru_0512_01.pdf

[34] Resmi Gazete Web Sitesi, “Paya Dayalı Kitle Fonlaması Tebliği”, Tebliğ, Ekim 2019, https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2019/10/20191003-5.htm

[35] 5 Habertürk Web Sitesi: Maliye Bakanlığı'ndan Bitcoin hamlesi!, https://www.haberturk.com/maliyebakanligi-spk-merkez-bankasi-bitcoini-gozaltina-aldi-1752477-ekonomi

[36] 6 Blockchain Türkiye Platformu, Ticaret Bakanlığı ve BCTR arasında iş birliği sağlandı, 2019, https://bctr.org/ticaret-bakanligi-ve-bctr-arasinda-is-birligi-saglandi-7234/

[37] Kırbaş, Sadık: Vergi Hukuku Temel Kavramlar, İlkeler ve Kurumlar, Siyasal Kitapevi, Ankara, 17. Baskı, 2016, s. 81.

[38] Koin Bülteni Web Sitesi: Türkiye’de Kaç Tane Kripto Para Yatırımcısı Var?, Ekim 2019, https://koinbulteni.com/turkiyede-kac-tane-kripto-para-yatirimcisi-var-57184.html

[39] https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.4.193.pdf

[40] https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.5520.pdf

[41] Öner, Erdoğan:Türk Vergi Sistemi, Seçkin Yayıncılık 8. Baskı, Ankara, 2017, s. 39.

[42] Gelir İdaresi Başkanlığı Web Sitesi, “Mükerrer Madde 80 Değer Artışı Kazançları”, https://www.gib.gov.tr/node/81094

[43] 9 NTV Web Site: Bitcoin'e vergi geliyor, (Maliye, SPK ve MB kripto paraları inceliyor), 2017, https://www.ntv.com.tr/teknoloji/bitcoine-vergi-geliyor-maliye-spk-ve-mb-kripto-paralariinceliyor,riHhA6CgEUqJgGXs7RWlgA?_ref=infinite

[44] Girgin, Süleyman: Kripto Paralardan Elde Edilen Kazançların Vergilendirilmesi, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Aydın, 2020, s. 69.

[45] Girgin, s. 70.

[46] Girgin, s. 71.

[47] Türkyılmaz, Tamer: Kripto Para Kaynaklı Vergilendirme, Vergi Gündem Web Sitesi, Erişim Tarihi 18.05.2019 https://www.vergidegundem.com//documents/10156/4739384/ocak2018_mak2.pdf/a2a94dc3- 3bda-419f-94a8-b46de0be7455

[48] Türkyılmaz, 2019.

[49] Şanver, Cahit, Çalışır, Mustafa: Kripto Paralar, Alım Satımı ve Kdv, Mart 2018, Tekirdağ: İstanbul https://www.researchgate.net/publication/329016828_Kripto_Paralar_Alim_Satimi_ve_KDV_Crypto_Currenc ies_Trading_and_VAT?enrichId=rgreq-a91f22b62f699576d59ccad256a15d98- XXX&enrichSource=Y292ZXJQYWdlOzMyOTAxNjgyODtBUzo2OTM5MzE1OTU1MzAy

[50] Şanver, Cahir, 2018.

[51] Girgin, s. 76.

[52] Girgin, s. 87.

Anahtar Kelimeler: Kripto, Kripto Varlık, Blokzincir, Hukuki Değerlendirme.

Keywords: Crypto, Crypto Asset, Blockchain, Legal Evaluation.