GİRİŞ

Yabancıların ülkeye girişleri, ikamet etmeleri, çalışmaları, sosyal güvenlik hakları, eğitim hakları ve taşınmaz edimleri yabancılar hukukunun temelini oluşturur. Fakat özellikle de 2011’de Suriye’de meydana gelen olayların neticesinde Türk yabancılar hukukunda mülteci ve diğer uluslararası koruma kavramlarının üzerinde durulmaya başlanmıştır. Son zamanlarda ülkemize doğru gerçekleşen göçler sebebiyle birçok hukuki düzenleme gerçekleştirilmiştir. Yapılan bu düzenlemelerden en önemlisi de 2013’de yürürlüğe giren 6458 Sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunudur.

Yabancıların Türkiye’ye girişleri, Türkiye’de kalışları ve Türkiye’den çıkışlarına ilişkin düzenlemeleri de kapsayan kanun, Türkiye’den koruma talep eden yabancılara sağlanan korumanın kapsamına ve uygulanmasına yönelik usul ve esaslarla göç alanına ilişkin politikaların ve stratejilerin uygulanması, ilgili kurum ve kuruluşların arasında koordinasyonun sağlanması, yabancıların Türkiye’ye girişleri ve Türkiye’de kalmaları, Türkiye’den çıkış ve sınır dışı edilmeleri, uluslararası koruma, geçici koruma ve insan ticareti mağdurlarının korunmasına ilişkin iş ve işlemlerin yürütülmesi amacıyla İçişleri Bakanlığına bağlı olarak kurulan Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nin görev ve yetkilerinin neler olduğu YUKK’da düzenlenmiştir. Çalışmamız kapsamında geçici koruma statüsütle ilk kez YUKK kapsamında düzenmiştir. Çalışmamız kapsamında olan geçici koruma statüsü ise ilk defa YUKK’la birlikte Türk hukukuna girmiştir. Bu çalışma kapsamında YUKK ve sair mevzuata göre geçici koruma statüsü kazanılır ve ardından da yabancıların sınır dışı edilmesi konusunda detaylı şekilde incelenmiştir. Çalışmanın son bölümünde de halihazırda yürürlükte bulunulan mevzuat hükümleri çerçevesinde belirsiz olan geçici koruma yararlananların sınır dışı edilmesine ilişkin hususlar değerlendirilmektedir.

I. TÜRK HUKUKUNDA GEÇİCİ KORUMA STATÜSÜ

1. Geçici Koruma Yönetmeliğinin Kişi Bakımından Uygulama Alanı

Geçici Koruma Yönetmeliğine bakıldığında, geçici korumadan yararlanabilen ve koruma kapsamının dışındaki kimseler olarak ikiye ayrılır. Bu durumda Geçici Koruma Yönetmeliğinin kişiler bakımından ikili bir ayrıma gidildiği söylenebilir. Bu durumda Geçici Koruma Yönetmeliğinin kişiler bakımından uygulama alanının değerlendirilmesi gerekir. İlk olarak, genel şartlar altında belirtilen kitlesek göçler sırasında kitlelerin veya bireysel şekilde gelen kimselere geçici kourma verilmesi mümkündür. Yönetmeliğin sekizinci maddesinde ise kimlerin geçici korumadan yararlanamayacağı düzenlenmiştir[1].

Yönetmeliğin sekizinci maddesi kapsamında kimlerin geçici korumadan yararlanamayacağına ilişkin yapılan düzenlemede Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair 1967 Protokolü ile değişik 28.07.1951 tarihli Mültercilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşmenin birinci maddesinin f fıkrasında yer verilen fiiller nedeniyle suçlu olduğuna ilişkin ciddi kanıtların olduğu kimseler bu korumadan yararlanamaz. Ayrıca Türkiye dışında hangi amaçla olursa olsun, zalimce fiiler yaptığı düşünülen kimselerin de bu korumadan yararlanması mümkün değildir. Aynı şekilde belirtilen bu suç veya eylemlerin işlenmesine iştirak eden ya da eylemlerin işlenmesi için tahrik edenler de bu korumadan faydalanamazlar[2].

Bu koruma kapsamından yararlanamayan diğer kişiler ise ülkesnide silahlı çatışmaya katılmasına karşın bu faaliyetlerien kalıcı şekilde sonlandırmayanlar ve terör eylemlerinde olduğu ya da planladığı veya bu fiilere iştirak ettiği tespit edilen kişiler de korumadan faydalanamaz. Bunun yanı sıra ciddi suçtan mahkum şekilde topluma karşı tehdit oluşturacağı değerlendirilenlerle kamu düzeni, milli güvenlik ya da kamu güvenliği bakımından tehlike oluşturacağı değerlendirilen kişilerin de korumadan faydalanması mümkün değildir. Bununla birlikte Türkiye’de işlenmesi durumunda hapis cezası verilmesini gerektiren suç ya da suçları önceden işleyen ve suçun cezasını çekmemek amacıyla ülkesini terk edenlerle uluslararası mahkemeler tarafından hakkında insanlık suçunun işlendiğine ilişkin karar verilenler de bu korumadan faydalanamazlar[3].

Geçici korumadan faydalanmak isteyen kimseler açısından getirilmiş düzenlemelerden bir diğeri de asker veya asker olamyan silahlı unsurlara ilişkindir. Yönetmeliğin on sekizinci maddesinde yer verilen düzenleme uyarınca, acil ve geçici koruma bularak kitlesel şekidle sınırlardan giren ya da herhangi biçimde ülkeye giren asker olmayan silahlı unsurlarla ülkesinin silahlı kuvvetlerinin mensubu bulunan askeri hizmeti tek taraflı şekilde sonlandıran yabancıların sekizinci madde kapsamında değerlendirilmeyenlerin sınırda kara kuvvetleri komutanlığı, deniz yetki alanında ise sahil güvenlik komutanlığı, sınır kapıları ve ülke içinde ise ilgili kolluk birimlerince silahtan arındırılmasının ardından sevk ve yerleştirme işlemlerinin yapılması için en kısa sürede yetkili kolluk kuvvetine teslim edilmektedir. Asker olup da tek taraflı şekilde askerliği sonlandırlan veya asker olmayan silahlı kimselerin madde sekiz kapsamıan girmediği durumlarda ise ilgili birimler tarafından silahtan arındırılmasının ardından ülkeye kabul edecekleri düzenlenmiştir[4].   

2. Geçici Korumadan Faydalanmak için Aranan Şartlar

Ülkesinden ayrılmaya zorlanan ve geri dönemeyen ve geçici koruma bulmak için kitlesel şekilde veya kitlesek akın sırasında bireysel şekilde sınırlara gelen ya da sınırı geçen yabancılara YUKK md. 91 ve Geçici Koruma Yönetmeliği md. 7/1’e göre geçici koruma verilmesi mümkündür. Yönetmelik md. 9/1’e göre geçici koruma kararı İçişleri Bakanlığının teklifi ile birlikte Bakanlar Kururunca alınır. Bu halde geçici korumadan faydalanmak için dört şartın bulunması gerekir. İlk olarak bir kimsenin ülkesinden ayrılmayan zorlanması gerekmeli ve ülkesine geri dönememesi gerekir. Kişinin acil ve geçici koruma bulmak için Türkiye’ye gelmesi gerekir. Kişinin kitlesel akın ile ya da benzer durumda başka kişilerle birlitke toplu şekilde veya kitlesek olay sebebiyle bireysel şekilde Türkiye’ye gelmesi gerekir[5].

Burada dikkat edilmesi gereken husus, münferiden sınırlara gelen kimselere verilen geçici koruma statüsü, mülteci, şartlı mülteci ve ikincil koruma gibi bireysel uluslararası koruma statülerinden farklı olduğunun belirtilmesi gerekir. Bu bakımdan geçici koruma, farklı kişlerin kitlesel akınları sebebiyle ülkemize geldiği söylenebilir. Bu bağlamda geçici korumadan faydalanmanın son şartı ise Bakanlar Kurulunca geçici koruma kararıın alınmasıdır. Çünkü hem YUKK hem de Yönetmelikte belirtildiği biçimde ilgili şartları sağlayan kimselerin geçici korumadan otomatik şekilde fayda sağlaması söz konusu değildir. Bu kimselerin geçici koruma statüsüne sahip olmaları için İçişleri Bakanlığı teklifinin ardından Bakanlar Kurulunda karar alınması gerekir. Yönetmelik md. 7/2’de ifade edildiği üzere Bakanlar Kurulunca aksi kararlaştırılmadığı hallerde geçici koruma ilanının geçerliliği öncesi geçici koruma ilanına esas teşkil eden olayların bulunduğu ülke ya da bölgeden ülkemize girenleri kapsamayacağı da açık bir şekilde düzenlenmiştir[6].

3. Geçici Korumanın Sonlanması, İptali ve Gönüllü Geri Dönüş

Geçici korumanın uluslararası platformda dört şekilde sonlandığı kabul edilir. Bunların geçici koruma talebne neden olan olayların sonlanması halinde ilgililerce gönüllü şekilde geri dönmek istemeleri ve geçici koruma statüsünün başka koruma statüsüne dönüştürülmesinidir. İlgilinin çalışma izni veya oturum kartı alarak yabancılara mahsus olan başka hukuki duruma tabi olan ilgilinin üçüncü ülkeye yerleşmesidir. Buna benzer düzenlemelere mevzuatımızda da yer verilmiştir. Yer verilen düzenleme uyarınca ilk olarak geçici korumanın uygulanması, sona ermesi veya bireysel şekilde geçici korumaya son verilmesi ya da geçici korumanın iptali şeklinde ikili ayrıma gidildiği söylenebilir. Geçici koruma uygulamasında kitlesel şekilde son verilmesine ilişkin düzenlemeye de yönetmeliğin on birinci maddesinde yer verilmiştir. Bu düzenleme uyarınca İşiçşleri Bakanlığı tarafından geçici korumanın sonlanması için Bakanlar Kuruluna teklifte bulunulması ve geçici korumanın Bakanlar Kurulu kararı ile sonlanması mümkündür[7].

Geçici kourmanın ülkemizde kabul işlemlerinin sınırlandırılması veya durdurulması da sona ermesi mümkündür. Yönetmeliğin onbeşinci maddesine bakıldığında Bakanlar Kurulunun kamu düzeni, milli güvenlik, kamu güvenliği ya da kamu sağlılığını tehdit edecek şartların oluşması halinde uygulanan geçici koruma tedbirlerinin sınırlandırılması veya süreli ya da süresiz şekilde durdurulmasına karar vermesi mümkündür. Bu duruma ilişkin karar verilmesine ilişkin olarak önceden geçici koruma sağlayanların bu kararın ardından sonraki sürece tabi olacağına ilşikin hükümlere de ayrıca yer verilmiştir[8].

Geçici kourmanın bireysel şekilde sonlanması veya iptal edilmesi halinde yönetmeliğin on ikinci maddesinde bu duruma ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. Bu durumda geçici korunanların kendi istekleri ile Türkiye’den ayrılması ve üçüncü ülkenin korumanın faydalanması, üçüncü ülkeye insanı nedenler ile ya da tekrar yerleştirme bakımından kabul edilmesi veya üçüncü ülkeye çıkış yapılması ve ölmesi gibi durumlarda geçici koruma da bireysel şekilde sonlanır. Yönetmelik md. 8/1’e göre geçici korumanın kapsamı dışında tutulması gerekli olan geçici koruma statüsüne sahip ve durumun sonradan anlaşıldığı kimselerin geçici korumaları da Göç İdaresi Genel Müdürlüğü ya da valilikler tarafından iptal edilir[9].

Geçici korumanın bireysel şekilde sonlanması veya iptaline ilişkin yönetmeliğin on ikinci maddesinde yer verilmiştir. Bu durumda geçici korumadan kendi isteği ile ayrılan ve üçüncü ülkenin korumasından faydalanan üçüncü ülkeye insani nedenler ile ya da yeniden yerleştirme kapsamında kabul edilen veya üçüncü ülkeye çıkış yapılması, ölmesi gibi hallerde geçici korumanın bireysel şekilde sonlanması söz konusu olacaktır. Yönetmelik md. 8/1’e göre geçici koruma kapsamının dışında tutulması gerekirken geçici koruma statüsünün ve durumun sonradan anlaşılan kimselerin geçici korumasının Göç İdaresi Müdürlüğünce ya da valilikler tarafından iptal edilir[10].

Türkiye dışında hangi amaçla olursa olsun zalimce şekilde eylemlerde bulunduğunu düşündüren nedenleri olan kimselerin ülkesinde silahlı çatışmaya katılması durumunda söz konusu faaliyetlerinin kalıcı biçimde sonlandırmayanların terör eylelerinde olduğu ya da planladığı veya bu eylemlere iştirak ettiği tespit edilenler gibi kanunda sınırlı şekilde sayılan nedenler sebebiyle Geçici Koruma Yöntemliği md. 8 uyarınca kural olarak geçici korumadan faydalanmaması gerekir. Bir şekilde geçici korumadan faydalanan kişilerin geçici korumalarının iptal edileceği de düzenlenmiştir. Geçici korumanın geçici korunanın isteği ile Türkiye’den ayrılması ve ülkesine geri dönmesi sebebiyle yönetmlikte ayrıca düzenlemiştir. Gönüllü geri dönüşe ilişkin md. 42’de yer verilen düzenleme uyarınca yönetmeliğin kapsamında işlem gören geçici koruma sahiplerinin gönüllü şekilde ülkelerine dönmeyi istemeleri halinde kendilerine gereken kolaylık sağlanır ve idare imkanları dahilinde bu kimselere destek olunacaktır[11].

4. Geçici Korumanın Sona Ermesinin Sonuçları

Bakanlar Kurulunun geçici korumanın sonlanması kararı ile birlikte Yönetmeliğin 14. maddesi uyarınca kişinin ülke sınırlarından çıkarılması gerekir. Geçici korumadan yararlananların Türkiye’den ayrılmaları için gerekli sürenin geçici korunanların menşe ve Türkiye’ye gelmek için geçmiş oldukları transit ülkelerin durumu uyarınca Genel Müdürlükçe yapılan değerlendirmenin sonucunda belirlenmektedir. Söz konusu genel kuralla birlikte Yönetmelik md. 11/2’deki Bakanlar Kurulunca geçici koruması sona eren kimselerin ülkeyi terk etmemelerine imkan tanınmasına yönelik yetkinin verilmesi gerekir. bu durumda Bakanlar Kurulunca geçici korunanların ülkelerien geri dönmeleri veya geçici korumayı tamamiyle durduracak biçimde geçici korunanların ülkelerine geri dönmesi veya başvurusu bulunan kimselerin başvurularının bireysel şekilde değerlendirilerek kalmalarına izin verielbilir[12].

Bakanlık tarafından sunulan teklif uyarınca toplu şekilde uygulanan geçici korumanın sonlanması halinde Bakanlar Kurulunca ilgililerin uluslararası koruma türlerinden birinin kapsamı uyarınca veya YUKK’ta öngörülen koşullarla Türkiye’de bulunmasına izin verileceği ifade edilmiştir. Bu halde gereken işlemlere ilişkin ilgili hükümlere göre gerçekleştirilir. Geçici kourmanın sona ermesi durumunda ise diğer durum da yönetmeliğin sekizinci maddesinde yer alan düzenleme uyarınca, ülkesinde silahli çatışmaya katılmasına karşın bu faaliyetlere kalıcı şekilde son verdiği anlaşılanlardır. Yönetmelik md. 14/3’e göre bu kimselerin bireysel uluslararası koruma statüsünün belirleme işlemlerine erişimleri sağlanır[13].  

II. TÜRK HUKUKUNDA YABANCILARIN SINIR DIŞI EDİLMESİ

1. Genel Olarak

Uluslararası hukukta sınır dışı etme her devlete tanınan ve devletlerin ülkelerinde yer alan yabancıları zorla ülke sınırlarının dışına çıkarılmasına imkan sağlayan hukuki düzenlemedir. Yabancılar hukuku alanında sınır dışı etme, kişilerin dokunulmazlığına getirilen istisnadır. Yabancıların sınır dışı edilmesi, devletin egemenlik hakkına dayanır. Birçok ulusal hukuk sisteminde yabancıların sınır dışı edilmesindeki genel gerekce, kamu düzeni ve kamu güvenliğinin sağlanmasıdır. Sınır dışı etme işlemi ülkenin terk edilmesine yönelik davet olacağı gibi zorla sınır dışı etme şeklinde gerçekleştirilmesi de mümkündür[14].

Türk hukukunda sınır dışı etmeye yönelik düzenlemeye Anayasa başta olmakla birlikte taraf olunan çeşitli sözleşmelerde, kanunlarda ve mevzuatta yer verilmiştir. Sınır dışı etmeye ilişkin temel hususlardan biri de Anayasa md. 23’te yer verilen vatandaşın sınır dışı edilemeyeceğine ilişkin kuraldır. Vatandaşların sınır dışı edilemeyeceğine ilişkin ilkeye Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ek 4 numaralı protokolde yer verilmiştir. Bu düzenleme uyarınca temel hak ve özgürlükler açısından yabancıların sınır dışı edilmesine ilişkin esasların AİHS ek 7 numaralı Protokol md. 1’de düzenlendiği görülür[15].

Hukukumuzda yabancıların sınır dışı edilmesine ilişkin temel düzenleme de YUKK’ta yer alır. YUKK md. 52 ve 53 uyarınca yabancıların Göç İdaresi Genel Müdürlüğü talimatı uyarınca re’sen valilik tarafından alınan sınır dışı etme kararı ile birlikte menşe ülke ya da transit gidilen ülkeye veya üçüncü ülkeye sınır dışı edilmesi mümkündür. Söz konusu düzenlmenenin YUKK md. 54’te ver verilen ve hakkın sınır dışı etme kararının alındığı yabancılar hakkında uygulanması mümkündür[16].

2.  Hakkında Sınır Dışı Etme Kararı Alınabilen Yabancılar

YUKK md. 54 uyarınca, hakkında sınır dışı etme kararının alındığı yabancılara ilişkin düzenlemeye yer verilmiştir. Bu düzenleme uyarınca TCK md. 59 uyarınca sınır dışı edilmesi gerektiğine yönelik değerlendirme yapılanların terör örgütü yöneticilerinin, üyelerinin, destekleyicilerinin ya da çıkar amaçı suç örgütü yöneticilerinin Türkiye’ye giriş, vize ve ikamet izinlerine ilişkin gerçekleştirilen işlemlerde gerçek dışı sahte bilgi ve belgelerin kullanılması, türkiye’de bulunduğu süreçte geçimini illegal şekilde sağlayanların kamu düzeni ya da kamu güvenliğini veya kamu sağlığı bakımından tehdit oluşturanların vize ya da vize muafiyeti süresine ilişkin on günden fazla aşanların ya da vizesi iptal edilenlerin, ikamet izni bulunmasına karşın süresinin sona ermesinden sonra kabul edilir gerekçenin olmaksızın ikamet izni süresinin on günden fazla ihlal edilenlerin çalışma izni olmadan çalıştığı tespit edilenlere ilişkin idarenin takdir yetkisi bulunmaktadır[17].

Kanun koyucu tarafından yabancıların sınır dışı edilmesine neden olan bütün olayların tek tek sayılmasına imkan olmaması nedeniyle genel itibariyle kamu düzeni ve kamu güvenliği açısından sorun oluşturan bazı önemli hususların kanunda açık bir şekilde sayılması ve diğer olayları da kapsayan gerekçenin düzenlenmesi nedeniyle genel itibariyle kamu düzeninin korunmasına ilişkin düzenlemelere yer verildiği ifade edilir[18].

Hakkında sınır dışı etme kararı verilen yabancılara ilişkin kararlara karşı dava yoluna başvurma imkanı bulunmaktadır. Mahkemeye başvuran kimsenin sınır dışı etme kararını veren makama başvurusunun bildirilmesi ile sağlanır. Mahkemeye yapılan başvuruların on beş gün içinde sonuçlandırılması gerekir. Mahkeme tarafından verilen karar kesindir. Yabancının rızasının saklı kalarak dava açma süresi içinde ya da yargı yoluna başvurulması durumunda yargılamanın sonuçlanıncaya dek ilgili yabancının sınır dışı edilmesi mümkün değildir. Söz konusu düzenlemenin istisnası ise terör örgütü yönetcilerinin, üyelerinin, destekleyicilerinin ya da çıkar amacıyla suç ögürtü yöneticiliği yapanların  kamu düzeni ya da kamu güvenliğini veya kamu sağlığı bakımından tehdit haline gelenlerin sınır dışı edilmesine ilişkin karardır. Bu kimselere ilişkin sınır dışı etme kararının verilmesi durumunda yargı yoluna başvursalar bile sınır dışı edilme sürecini kesmez[19].

3. Hakkında Sınır Dışı Etme Kararı Alınamayacak Yabancılar

Hakkında sınır dışı etme kararının alınmadığı yabancıların YUKK md. 55’te düzenlendiği görülmektedir. Bu maddeye göre her ne kadar md. 54 kapsamında sınır dışı edilmelerine karar verilecek olsa bile sınır dışı edileceği ülkede işkence, ölüm cezası, insanlık dışı veya onur kırıcı ceza ya da muameleye maruz kalacağıan ilişkin ciddi emarelerin olan kimselerin aynı şekilde ciddi sağlık sorunları bulunması nedeniyle seyahat etmesinde risk taşıyanların hayati tehlikesi bulunan hastalıkları sebebiyle tedavisi devam eden sınır dışı edileceği ülkede tedavi imkanı olmayanların mağdur destek sürecinden yararlananların ve insan ticareti mağdurlarına ilişkin sınır dışı etme kararı alınmaz. Bu durumda kanun koyucunun belirlediği koşullar kpasamında sınır dışı edilmelerinin makul olmadığı kimselerin sınır dışı edilmeyeceği belirlenmiştir. Kanun kouycunun aynı maddenin devamındaki kimselerin durumunda bireysel şekilde ele alınacağı ve idarenin bunların belli ikamet adresinde oturmaları ve istenilen süre kapsamında bildirimde bulunmaları gerektiğine hükmetmiştir[20].

4. Uluslararası Korumadan Yararlananların Sınır Dışı Edilmesi

Uluslararası korumadanın yalnızca mülteci, şartlı mülteci ve ikincil koruma anlamına geldiği YUKK md. 3/1 kapsamında düzenlenmiştir. YUKK ve ilgili sair mevzuatta yer verilen düzenleme uyarınca, sınır dışı edilme açısından benzer bir durumun olduğu söylenebilir. YUKK’da genel itibariyle ikili ayrıma gidildiği ve sınır dışı edildiği ve edilemeyen kimseler şeklinde ayrım yapılmıştır. Ayrıca uluslararası koruma sahiplerince yalnızca sınır dışı edilme nedenlerinden bazılarının bulunması durumunda sınır dışı edilebileceği ve bu kimselerin sınır dışı etme kararından muaf tutulmasalar bile kanunda ifade edilen özel durumların haricinde sınır dışı edilmeyeceği düzenlenmiştir[21].

YUKK md. 54/2’ye göre uluslararası koruma işlemlerinin belli  aşamasında uluslararası koruma ya da çıkar amaçlı suç örgütü yöneticilerinin, üyelerinin ya da destekleyicilerinin kamu düzeni ya da kamu güvenliği veya kamu sağlığı bakımından tehdit oluşturanların uluslararası kurum ve kuruluşlar açısından tanımlanmış olan terör örgütleri ile ilişkili olduğu değerlendirilenlerin sınır dışı edilmesi mümkündür. Kanun koyucunun burada md. 54/1 kapsamında kesin ifadelerden uzak şekilde idareye takdir hakkı tanımış ve kanunda sınırlı hallerin gerçekleşmesi halinde uluslararası koruma sahiplerinin kesin şekilde sınır dışı edilmesi gerektiğini söylememiş ve bu kimselerin sınır dışı edilip edilmeyeceğine ilişkin idareye takdir hakkının tanındığı söylenebilir[22].

İdare tarafından uluslarası koruma veya koruma başvurusu sahipleri tarafından sınır dışı etme kararı verilirken geri göndermeme ilkesinin de dikkate alınması gerekmeketdir. Uluslarası hukukukta geri gönderme ilkesi uyarınca kişilerin dinleri, ırkları, vatandaşlıkları, belli sosyal gruba ilişkin aidiyetleri veya siyasi görüşleri gibi farklı nedenlerden dolayı yaşamlarının veya özgürlüklerinin tehlikye düşeceği veya işkence veya zulüm göreceği ülkere geri gönderilmemesi yükümlülüğünü ifade eder. Devletlerin geri göndermeme ilkesine göre sınırlarına gelen veya sınırlarını geçen kimselerin yaşamlarını veya özgürlüklernin tehidt edildiği yerlere gönderilmesi söz konusu olamaz. Geri göndermeme ilkesine göre sınırlarına gelen veya sınırlarını geçen kimselerin yaşamlarının veya özgürlüklerinin tehdir edildiği yerelre gönderilemezler[23].

III.  GEÇİCİ KORUMADAN YARARLANANLARIN SINIR DIŞI EDİLMESİ

Geçici kourma sahiplerinin sınır dışı edilmesine ilişkin bir düzenlemeye YUKK ve Geçici Koruma Yönetmeliğinde yer almaz. YUKK’a ilişkin sınır dışı edilme kararının verilmesine ilişkin iki ayrımla birlikte md. 54 kapsamında uluslararası koruma sahiplerinin mülteci, şartlı mülteci ve ikincil koruma sahiplerinin sınır dışı edilmesine ilişkin özel düzenleme bulunmaktadır. Ancak geçici korumanın bu düzenlemenin dışında tutulduğu görülmeketdir. Yönetmelik md. 14 uyarınca geçici korumanın sona ermesi ile birlikte yapılan işlemlerin düzenlendiği görülür[24].

Geçici korumanın sona ermesi ile birlikte ilgili yabancının ülkeden çıkması esas olup geçici koruma yönetmelik md. 11 uyarınca Bakanlar Kurulunca sona erdirilmesinin ardından geçici korumadan yararlananlara toplu statü kararının alınması ya da uluslararası koruma başvurusunda bulunanların başvurularının bireysel şekilde değerlendirilmesi veya bu yabancıların YUKK uyarınca belirlenen şartlar alında Türkiye’de kalmasına izin verilmesinin kararlaştırılması halinde gereken işlemlerin ilgili hükümler uyarınca belirtilmiştir. Fakat geçici korumanın sonlandırılması veya iptaline ilişkin sınır dışı etmeye ilişkin düzenlemeye yer verilmediği görülmektedir[25].

 Yabancıların sınır dışı edilmesi ve uluslararası koruma sahibi olanların sınır dışı edilmesine ilişkin düzenlemelerin bulunduğu görülmektedir. Geçici koruma sahiplerinin sınır dışı edilmesine ilişkin düzenlemeler bulunmaktadır. Geçici koruma sahiplerince sınır dışı edilmeye ilişkin nedenlerin tabi olması geçici koruma statüsünün niteliğine uygun düşmez. Çünkü uluslararası koruma türü bulunmayan geçici koruma sahipleri tarafından tek farklılığın ihtiyaçların grup şeklinde ele alınması olduğu görülür. Bu bağlamda temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasına ilişkin yabancı aleyhine yorum ypaılması ve mevzuatın geniş şekilde yorumlanması da söz konusu olamaz[26].

Genel itibariyle YUKK’ta ifade edilen sınır dışı etme nedenlerinin Türkiye’de yasal giriş işlemlerinin ihlal edilenlerin veya vize süresinin on günden fazla aşanların kimi nedenlerin de geçici korumanın içeriğiyle bağlaşmaz. Bu nedenle geçici koruma sahiplerince bireysel olmayan şekilde uluslararası koruma benzeri statüye sahip olarak temel ihtiyaçların karşılanması, ıyasen uluslararası korumayla aynı hukuki statüye tabi olmasına yol açmamaktadır. Geçici Koruma Yönetmeliği ve YUKK uyarınca geçici korumanın uluslararsı türü olmadığı açıktır. Bu sebeple de sınır dışı etme gibi temel hak ve özgürlüklerle doğrudan ilişkisi olan konuya yönelik geçici korumadan yararlanaların tabi olduğu statünün kıyas ile uluslararası korumadan yararlananlarla aynı şartara tabi olması söz konusu olamaz[27].

Her ne kadar geçici koruma sahiplerinin sınır dışı edilmesinde Türkiye’den sınır dışı edilme nedenlerinin daha dar kapsamlı olan uluslararası koruma veya koruma başvurusunun sahipleriyle aynı şartlara tabi olması gerektiği ileri sürülse de Anayasa md. 16’ya göre yabancıların temel hak ve özgürlüklerinin milletlerarası hukuka uygun şekilde kanun ile düzenlenmesi gerekir. kanunda geçici koruma sahiplerinin kişi dokunulmazlığıyla yerleşme ve seyahat özgürlüğüne ilişkin herhangi düzenlemenin bulunmaması durumunda söz konusu boşluğun kıyas ile doldurulması anayasal ilkelere ve yabancıları hukukuna hakim olan esaslara uygun olmadığı söylenebilir[28].

Uluslararası hukukta günümüzde kişilerin sığınma hakkına sahip olduğu kabul edilir. Fakat her devletin egemenlik hakkının sonucu olarak kimin kendi ülkesinde olabileceği, kimlere uluslararası koruma veya benzeri statüler verebileceğine ilişkin karar verme hakkı bulunmaktadır. Türkiye’de kamu düzenini bozan veya milli güvenliğe zarar veren geçici koruma sahiplerinin statülerinin sona erdirilmesi mümkün olabileceği gibi bunların sınır dışı edilmesi de mümkündür. Bu sebeple de geçici korumadan faydalanmaları için ilk olarak iradeleri dışında statülerinin kaybedilmesine sebebiyet verebilecek yönetmelik md. 15’e göre kamu güvenliği, kamu düzeni ve kamu sağlığı gibi gerekçeler ile statülerine son verilmesi veya yönetmelik md. 8’e göre geçici koruma statüsünün dışında tutulması gereklidir. Kendisine statü verilen bu hususun anlaşılması ile geçici korumaları iptal edilenlerin statülerinin kaybedilmesinin ardından Türkiye’den sınır dışı edileceğinin kabulü gerekir[29].

Geçici korumadan yararlananların uluslarararası korumadan yararlananlardan farkı ise YUKK md. 54/2’ye göre uluslararası koruma sahipleri veya koruma başvurusu yapılan kimselerin terör örgütleriyle ilişki içinde olması durumunda sınır dışı edilmesidir. Bu bağlamda esas koşulun esasen kamu güvenliği açısından önem taşıması nedeniyle fiili halde geçici korumadan yararlanan kimselerin koşulların uluslararsı korumadan yararlananlarla aynı olduğu ileri sürülebilir. Bu bağlamda dikkat edilmesi gerekli olan husus da geçici korumadan yararlanan kimselerin sınır dışı edilmesinde uluslararası koruma bakımından getirilenlere ek şekilde sayılan başkaca nedenlerin olup olmadığına yöneliktir. Bu bağlamda geçici korumadan yararlananların genel olarak sınır dışı etme nedenlerine tabi olacağının ileri sürülmesi için hukuki dayanak bulunmaz. Bu bakımdan mevzuat uyarınca geçici korumada ilgililerin iradesinin dışında sona ermesi halinde başkaca sınır dışı edilmesi nedeni de bulunmamaktadır[30].

Geçici korumadan yararlananların sınır dışı edildiği sırada dikkat edilmesi gerekli hususlardan en önemlisi ise geri göndermeme ilkesine ilişkindir. Çünkü bir kimsenin Türkiye’de milli güvenlik veya kamu düzenini bozması nedeniyle yaşamsal tehlikeye maruz kalarak bir yere gönderilmesi, insani sebeplerden dolayı ve hukuki nedenlerden dolayı kabul edilmesi mümkün değildir. Fakat devletlerin ülkeri üzerinde egemenlik hakkının olmasına karşın bu durum kişilerin yaşam hakkını tehlikeye sokmasına izin vermez. Bu bağlamda sınır dışı etmeye ilişkin yakın ilişki içinde geri gönderme ilkesinden bahsedilir. Geri göndermeme ilkesinin sonucu olarak insanlık dışı veya benzeri aşağılayıcı muamelenin görüleceği ülkelere gönderilememsi ve bu kimselerin güvenli ülkelerden bahsi geçen uygulamalarla karşılaşma riski bulunan yerlere gönderilememesi gerekir. Bu nedenle geri göndermeme ilkesi uyarınca geçici korumanın temelini oluşturduğu söylenebilir. Çüknkü geçici koruma ile birlikte devletlere bu ilke ile birlikte sığınan kimselere sağlanan bir statüdür[31].

Geçmişte ise kitlesel akınların gerçekleştiği dönemlerde geri göndermeme ilkesinin uygulandığı uluslararası hukukta bazı tartışmalı hususlar olsa da günümüzdeki duruma bakıldığına kitlsel akın ile birlikte geri göndermeme ilkesinin uygulanması gerektiği kabul görmektedir.  Hukukumuza bakıldığında insani değerler ve uluslararası hukukun temel ilkeleri değerlendirildiğinde geri göndermeme ilkesi uyarınca geçici korumanın kapsamının gerektiğinin kabulü gerekir[32].

Geçici Koruma Yönetmeliği md. 6 uyarınca geri göndermeme ilkesince geçici koruma açısından uygulama alanı bulur. Geçici korumadan yararlananların sınır dışı edilmesiyle ilgili olarak AİHS’te ek protokollerde koruma altına alınan haklar da dikkate alınması gerekir. AİHS ek 7’de yer verilen düzenleme uyarınac yabancıların hangi usule tabi şekilde sınır dışı edildiği düzenlenmektedir. Bu düzenleme uyarınca devletin ülkesindeki kuralların uygun biçimde ikamet eden yabancıların ylanızca yasalara uygun biçimde verilen kararın yerine getirilmeleri halinde sınır dışı edilmesi mümkündür[33].

İlgili yabancının kamu düzeni veya ulusal güvenlik nedeniyle gerekli olmadığı hallerde sınır dışı edilmesi karşısında durumun yeniden incelenmesini talep etmesi ve bu amaçlar ile yetkili mercinin önünde ya da bu merci tarafından tayin edilen biri veya birilerince temsil edilme imkanı bulunmaktadır. Bu nedenle yabancının kamu düzeni ve ulusal güveniliğe ilişkin sınır dışı edilmesi durumunda yasalara uygun biçimde kararın alınması halinde iki ihtimalde de ilgilinin sınır dışı edileceği, aksi durumda ilgilinin karara itiraz etme imkanının bulunduğu söylenebilir. Bu durumda protokole taraf olan devletlerin her durumda iç hukukuna uygun biçimde yabancıları sınır dışı etme imkanı bulunmaktadır. Burada değerlendirilmesi gereken unsur, yabancıların ve geçici korumaya sahip olanların nereye ne biçimde sınır dışı edileceğine ilişkindir[34].

AİHS ve ek protokollerin uyarınca geçici ve acil korumanın bulunması için kitlesel olayların sonucunda bireysel şekilde sınırlarımıza giren yabancıların sınır dışı edilmesine ilişkin değerlendirilmesi gerekli husus, bu kimselerin yaşam hakkı ve işkence yasağının olduğu ifade edilmelidir. Taraf ülkelerdeki herkesin yaşama hakkı kanunlarla korunur ve hiç kimsenin işkenceye ya da insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele ya da cezaya tabi tutulması mümkün değildir. Bu halde ilgili kişlierin işkence ve insanlık dışı muamele görecekleri ve yaşam hakkının tehdit edileceği yerlere gönderilmesi söz konusu olamaz. Bu durumda geçici koruma sahiplerinin geçici korumanın sonlanması veya iptal edilmesi halinde Türkiye’yi terk etmesi sırasında yaşam hakkına zarar verilmemesi gerekir. Bu durum kişilerin temel hak ve özgürlüklerinin yanı sıra ülkelerine geri gönderilmemesi ilkesine bağlı olarak menşe ülkeye değil de yalnızca güvenli üçüncü ülkeye gönderilmesi de uygun çözümlerden biridir[35].

SONUÇ

2011 itibariyle Türkiye’de yoğun biçimde acil ve geçici koruma ihtiacı duyan Suriye vatandaşlarının kitlesel akınına uğramıştır. Bu sebeple hukukumuzda birçok düzenlemeye yer verilmiştir. Karşılaşılan durumların önemine bakıldığında ise uluslararası düzeyde gelişen kavramlar bakımından bu kimselere geçici koruma statüsünün kapsamında yardım edilmesi ve temel ihtiyaçların giderildiğinin uygun görüldüğü söyleneiblir. Çalışamnın ilk bölümünde yer verildiği üzere aslen geçici olan koruma statüsünün mülteci ya da diğer uluslararası koruma statülerine kıyasla daha zayıf ve belirsiz kavram olduğu söylenebilir. İlk olarak korumadan yararlanmak isteyenlerin kitlesel olaylar sebebiyle sayıca birçok kimsenin ülkemize gelmesi nedeniyel bireysel şekidle durumlarının incelenmesi mümkün değildir. Bu sebeple de hukukki statülerinin daha sınırlı olduğu söylenebilir. Statülerine kolay şekilde son verilmesi ile birlikte uluslararası koruma türlerine ilişkin milletlerarası sözleşmeler ile birlikte tanınan hakların bu kişilere tanınmadığı söylenebilir.

Çalışmanın devamında ise değerlendirilen temel sorun da geçici koruma statüsünde yer alan yabancıların sınır dışı edilip edilmeyeceği ve edilmeleri durumunda hangi esasların uygulama alanı bulacağına ilişkindir. Hukukumuzda geçici koruma sahiplerinin sınır dışı edilmesine ilişkin bir düzenlemeden bahsedilemez. Her ne kadar basında yer alan kamu güvenliğini bozan kişilerin sınır dışı edileceğine ilişkin karar alındığına ilşikin ifadelere yer verilse de hukukumuzda bunun uygulancağına ilişkin açık bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Kamuoyundaki belirsizliğin giderilmesi ve geçici korumadan faydalanan kimselerin tabi olduğu rejimin netleştirilerek gereken düzenlemelerin hızlıca yapılması gerekir. Mevzuatımızdaki bu eksikliğe karşın Anayasa Mahkemesince yakın tarihte verilen karar uyarınca aslen korumaya kıyas ile daha zayıf bulunan hukuki statüsü bulunan geçici koruma sahipleri tarafınadn bile sınır dışı edilemeyeceğinin, sınır dışı etme işleminin statüünün amacına aykırı olacağına karar verilmiştir.

Geçici koruma sahiplerinin YUKK’ta sayılan genel sınır dışı etme nedenlerinin tamamı sebebiyle sınır dışı edilmesinin mümkün olmadığı söylenebilir. Yapılan çalışmada da geçici koruma şartlarının sınır dışı edilmenin belli koşullar ile sağlanması durumunda gerçekleşmesi mümkündür. Geçici koruma statüsünün Geçici Koruma Yönetmeliği ve YUKK’ta yer verilen esaslar kapsamında sona erdirilmesi veya iptal edilmesi mümkündür. Geçici koruması sona eren kimselerin ülkeyi terk etmesi gerekir. Bu durumda geçici korumanın, ilgilinin isteğinin dışında kamu güvenliği ve kamu düzeni gibi gerekçeler ile sonlandırılması durumunda yapılan işlemlerin üzerinde durulması gerekir.

Özellikle uluslararası korumaya sahip oalnların sınır dışı edilmesine sebebiyet veren terör örgütü yöneticilerinin, üyelerinin veya destekleyicisi olarak veya başka şekilde terör örgütüyle ilişkisinin içinde olması veya kamu düzenini, kamu güvenliğini ya da kamu sağlığı açısından tehlike oluşturmaları nedeniyle geçici koruma sahiplerinin sınır dışı edilmesi hukuk mantığı açısından ve yabancılar hukukunun esaslarına uygun düşer. Geçici korumadan yararlanan kimselerin sınır dışı edilmesinde dikkat edilmesi gereken önemli hususlardan biri de kişinin gönderileceği ülkedir. Geri gönderilememe ilkesi uyarınca ilgili kişinin gönderildiği ülkede yaşam hakkı açısından riskle karşılaşılmaması ve işkence görmemesi gerekir. Bu nedenle Türkiye’den sınır dışı edilen kişilerin geçici koruma koruma sahiplerinin yalnızca güvenli üçüncü ülkeye gönderilmesi söz konusu olabilir. Her durumda kanunilik ilkesi uyarınca koruma sahiplerinin durumunun netleştirilmesi kişiler açısından öngörülebilirliğinin sağlanması bakımından düzenlenmesi gerekir.

KAYNAKÇA

ASAR, Aydoğan; Yabancılar Hukuku, Seçkin Yayınevi, 3. Baskı, Ankara, 2017.

AYBAY, Rona / DARDAĞAN KİBAR, Esra: Yabancılar Hukuku, Bilgi Üniversitesi Yayınları, 3. Baskı, İstanbul İstanbul, 2010.

AYBAY, Rona: Bir İnsan Hakları Sorunu Olarak Sınırdışı Edilme, Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, S. 2, 2003.

BARAN ÇELİK, Neşe: Türk Hukukunda Uluslararası Koruma Başvurusunda Bulunan veya Uluslararası Korumadan Yararlanan Yabancıların Hak ve Yükümlülükleri, İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Özel Sayı, C. 1, 2015.

BAYRAKTAROĞLU ÖZÇELİK, Gülüm: Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Hükümleri Uyarınca Yabancıların Türkiye’den Sınır Dışı Edilmesi, TBB Dergisi, S. 108, 2013.

ÇİÇEKLİ, Bülent: Yabancılar ve Mülteci Hukuku, 6. Baskı, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2016.

ÇÖRTOĞLU KOCA / Sema, KAVŞAT, Candan: Geçici Koruma Yönetmeliği Uyarınca Geçici Koruma Kararının Kapsamı, Alınması ve Sona Ermesi, Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Y. 1, S. 1, 2015.

DARDAĞAN KİBAR, Esra: Yabancı ve Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısında ve Başlıca Avrupa Birliği Düzenlemelerinde Yabancıların Sınır Dışı Edilmelerine İlişkin Kurallar: Bir Karşılaştırma Denemesi, Ankara Avrupa Çalışmaları Dergisi, C. 11, S. 2, 2012.

DOĞAN, Vahit: Türk Yabancılar Hukuku, Savaş Yayınevi, 2. Baskı, Ankara, 2017.

EKŞİ, Nuray: Geçici Koruma Yönetmeliği Uyarınca Geçici Korumanın Şartları, Geçici Koruma Usulü, Sağlanan Haklar Ve Geçici Korumanın Sona Ermesi, İstanbul Barosu Dergisi, C. 88, S.  2014/6, Kasım-Aralık, 2014.

EKŞİ, Nuray: İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Sığınmacı ve Mültecilerin Türkiye’den Sınırdışı Edilmelerini Engelleyen Haller, İstanbul Barosu Dergisi, S: 82-6, 2008.

EKŞİ, Nuray: Yabancılar ve Uluslararası Koruma Hukuku, Beta Basım, 3. Baskı, İstanbul, 2015.

ELÇİN, Doğa: Türkiye’de Bulunan Suriyelilere Uygulanan Geçici Koruma Statüsü 2001/55 Sayılı Avrupa Konseyi Yönergesi İle Geçici Koruma Yönetmeliği Arasındaki Benzerlik ve Farklılıklar, TBB Dergisi, S. 124, 2016.

ERTEN, Rifat: Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Hakkında Genel Bir Değerlendirme, GÜHFD, C. 19, S. 1, 2015.

KAYA, İbrahim / YILMAZ EREN, Esra: Türkiye’deki Suriyelilerin Hukuki Durumu, Arada Kalanların Hakları ve Yükümlülükleri, İstanbul, 2015.

KUŞCU, Döndü: Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Hükümleri Uyarınca Yabancıların Sınır Dışı Edilmeleri, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul, 2017.

ÖZKAN, Işıl: Göç, İltica ve Sığınma Hukuku, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2013.

SARAÇLI, Murat: Uluslararası Hukukta Yerinden Edilmiş Kişiler, Adalet Yayınevi, Ankara, 2011.

TANERİ, Gökhan: Uluslararası Hukukta Mülteci ve Sığınmacıların Geri Gönderilmemesi (Non-Refoulement) İlkesi, Bilgi Yayınevi, Ankara, 2012.

TEKİNALP, Gülören: Türk Yabancılar Hukuku, Beta Yayınları, 8. Bası, 2003.

YILMAZ, Sibel: Kitlesel Akın (Sığınma) Durumunda Geçici Koruma Rejimi ve Asgari Muamele Standardı, Seçkin Yayınları, Ankara, 2016.

----------------

[1] KAYA, İbrahim / YILMAZ EREN, Esra: Türkiye’deki Suriyelilerin Hukuki Durumu, Arada Kalanların Hakları ve Yükümlülükleri, İstanbul, 2015.

[2] SARAÇLI, Murat: Uluslararası Hukukta Yerinden Edilmiş Kişiler, Adalet Yayınevi, Ankara, 2011.

[3] ELÇİN, Doğa: Türkiye’de Bulunan Suriyelilere Uygulanan Geçici Koruma Statüsü 2001/55 Sayılı Avrupa Konseyi Yönergesi İle Geçici Koruma Yönetmeliği Arasındaki Benzerlik ve Farklılıklar, TBB Dergisi, S. 124, 2016.

[4] EKŞİ, Nuray: Geçici Koruma Yönetmeliği Uyarınca Geçici Korumanın Şartları, Geçici Koruma Usulü, Sağlanan Haklar ve Geçici Korumanın Sona Ermesi, İstanbul Barosu Dergisi, C. 88, S.  2014/6, Kasım-Aralık, 2014.

[5] EKŞİ, 2014.

[6] ÇİÇEKLİ, Bülent: Yabancılar ve Mülteci Hukuku, 6. Baskı, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2016.

[7] AYBAY, Rona: Bir İnsan Hakları Sorunu Olarak Sınırdışı Edilme, Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, S. 2, 2003.

[8] BARAN ÇELİK, Neşe: Türk Hukukunda Uluslararası Koruma Başvurusunda Bulunan veya Uluslararası Korumadan Yararlanan Yabancıların Hak ve Yükümlülükleri, İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Özel Sayı, C. 1, 2015.

[9] BARAN ÇELİK, 2015.

[10] ÇÖRTOĞLU KOCA / Sema, KAVŞAT, Candan: Geçici Koruma Yönetmeliği Uyarınca Geçici Koruma Kararının Kapsamı, Alınması ve Sona Ermesi, Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Y. 1, S. 1, 2015.

[11] DOĞAN, Vahit: Türk Yabancılar Hukuku, Savaş Yayınevi, 2. Baskı, Ankara, 2017.

[12] DOĞAN, 2017.

[13] ÇİÇEKLİ, 2016.

[14] AYBAY, Rona / DARDAĞAN KİBAR, Esra: Yabancılar Hukuku, Bilgi Üniversitesi Yayınları, 3. Baskı, İstanbul İstanbul, 2010.

[15] TEKİNALP, Gülören: Türk Yabancılar Hukuku, Beta Yayınları, 8. Bası, 2003.

[16] TEKİNALP, 2003.

[17] YILMAZ, Sibel: Kitlesel Akın (Sığınma) Durumunda Geçici Koruma Rejimi ve Asgari Muamele Standardı, Seçkin Yayınları, Ankara, 2016.

[18] YILMAZ, 2016.

[19] ERTEN, Rifat: Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Hakkında Genel Bir Değerlendirme, GÜHFD, C. 19, S. 1, 2015.

[20] ERTEN, 2015.

[21] BAYRAKTAROĞLU ÖZÇELİK, Gülüm: Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Hükümleri Uyarınca Yabancıların Türkiye’den Sınır Dışı Edilmesi, TBB Dergisi, S. 108, 2013.

[22] BAYRAKTAROĞLU ÖZÇELİK, 2013.

[23] ASAR, Aydoğan; Yabancılar Hukuku, Seçkin Yayınevi, 3. Baskı, Ankara, 2017.

[24] DARDAĞAN KİBAR, Esra: Yabancı ve Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısında ve Başlıca Avrupa Birliği Düzenlemelerinde Yabancıların Sınır Dışı Edilmelerine İlişkin Kurallar: Bir Karşılaştırma Denemesi, Ankara Avrupa Çalışmaları Dergisi, C. 11, S. 2, 2012.

[25] KUŞCU, Döndü: Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Hükümleri Uyarınca Yabancıların Sınır Dışı Edilmeleri, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul, 2017.

[26] TANERİ, Gökhan: Uluslararası Hukukta Mülteci ve Sığınmacıların Geri Gönderilmemesi (Non-Refoulement) İlkesi, Bilgi Yayınevi, Ankara, 2012.

[27] ÖZKAN, Işıl: Göç, İltica ve Sığınma Hukuku, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2013.

[28] EKŞİ, Nuray: İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi Kararlarında Sığınmacı ve Mültecilerin Türkiye’den Sınırdışı Edilmelerini Engelleyen Haller, İstanbul Barosu Dergisi, S: 82-6, 2008.

[29] EKŞİ, 2008.

[30] KAYA, YILMAZ, 2015.

[31] KAYA, YILMAZ, 2015.

[32] EKŞİ, Nuray: Yabancılar ve Uluslararası Koruma Hukuku, Beta Basım, 3. Baskı, İstanbul, 2015.

[33] BAYRAKTAROĞLU ÖZÇELİK, 2013.

[34] DARDAĞAN KİBAR, 2012.

[35] DARDAĞAN KİBAR, 2012.